[voiserPlayer]
“Allah nezdinde hak din İslam’dır. Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o ahirette ziyan edenlerden olacaktır.”
Ey İnsanlar!
Allah’a inanın,
Varlığına.
Allah’a şirk koşmayın,
Ortakları var sanmayın,
O’nun dışındakileri tanrı olarak tanımayın.
Bu çok büyük bir günah,
Çok büyük bir iftira,
Çok büyük bir sapıtmadır.
“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz.”
Bir kez inandıktan sonra,
Tekrar inkarcılığa sapmayın.
Ta ki hüsrana uğramayın.
Tanrı üçtür demeyin,
Üçün üçüncüsüdür de.
İlahınız,
O bir tek tanrıdır.
Çocuğu olmaktan münezzehtir.
Resulüne inanın.
Ona indirilene.
Ve ondan öncekilere,
İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, Musa’ya, İsa’ya
Ve diğerlerine,
Onlara indirilenlere.
Onlar arasında hiçbir fark gözetmeyin,
Gözetmeden, ayrım yapmadan inanın.
Meleklerine inanın.
Ahiret gününe.
“Her kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse tam manasıyla sapıtmıştır.”
Ve önceden belirlenmiş bir yazgının olduğuna inanın.
O yazgıya göre öleceğinize,
O yazgıya göre rızıklandırılacağınıza,
Göklerde ve yerde,
Zerre miktar dahi olsa,
Hiçbir şeyin,
O’ndan gizli kalmadığına, kalmayacağına.
Hepsinin ve her şeyin apaçık bir kitapta yazılı olduğuna.
“Ey insanlar!
Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz.”
Allah’ı anın,
Ayakta dururken,
Otururken,
Yanlarınız üzerine yatarken.
Derin derin düşünün,
Göklerin ve yerin yaratılışını.
Onu tesbih edin,
Çokça edin.
Namaz kılın.
Rüku edin,
Secdeye kapanın.
O sizleri hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyan namazı kılın,
Ki kurtuluşa erin.
Akşama ulaştığınızda,
Sabaha kavuştuğunuzda,
Gündüzün sonunda,
Ve öğle vaktine eriştiğinizde.
Namazı dos doğru kılın,
Allah’a saygı ve bağlılık içinde kılın.
Kılmadan önce,
Temizlenin.
Yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı mesh edip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın.
Nerede olursanız olun,
Yüzünüzü Mescid-i Haram tarafına çevirin.
Sarhoşsanız,
Ne söylediğinizi bilinceye kadar,
Cünüpseniz,
Gusül edinceye kadar,
Namaza yaklaşmayın.
Suyunuz yoksa,
Hasta veya yolcu iken,
Veya ayak yolundan dönüşte,
Veya kadınlara dokunduktan sonra,
Temiz bir toprakla teyemmüm edin.
Yüzlerinize ve ellerinize sürün.
Eğer korku içinde iseniz,
Yürürken kılın,
Veya binmiş olarak.
Güvene kavuşunca,
Size öğretildiği şekilde kılın.
Sefere çıktığınız zamanda,
Size kötülük gelmesinden endişede iseniz,
Namazı kısaltın.
Bunda günah yoktur.
Cuma günü de,
Namaza çağırıldığınızda,
Alışverişi bırakın,
Ve hemen Allah’ı anmaya koşun.
Sonrasında, namaz kılındıktan sonra,
Yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin.
Oruç tutun,
Ramazan ayında.
O insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayıran Kur’an’ın indirildiği ayda.
Oruç,
Sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi,
Size de farz kılındı.
Ayırt edinceye kadar beyaz ipliği,
Siyah iplikten
Yiyin ve için.
Sonra akşama kadar oruç tutun.
Hasta iken yahut yolcu,
Tutamazsanız şayet,
Diğer günlerde kaza edin.
Oruç tutmaya gücünüz yetmezse,
Bir fakir doyuracak kadar fidye verin.
Ancak bilin ki,
Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Hacca gidin.
Alemlere bereket ve hidayet kaynağı,
Mekke’deki,
İnsanlar için kurulan o ilk eve.
O bilinen aylarda.
Gücü yetenler için,
İbrahim’in makamı olan o evi ziyaret etmek,
Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.
Hac boyunca,
Kadınlara yaklaşmayın,
Günahlara yönelmeyin,
Kavga etmeyin.
Zekat verin,
Mallarını arıtacak ve temizleyecek,
Allah’tan bir farz olan zekatı.
Yoksullar, düşkünler, zekat memurları, gönülleri ısındırılacak olanlar, köleler, borçlular, Allah yolunda çalışıp cihad edenler, ve yolcular için.
Sadaka verin,
Açıktan verin,
Ancak daha iyisi gizlice,
Günahlarınıza kefaret olsun diye.
İnsanlara gösteriş için vermeyin,
Verdiklerinizi başa kakmak,
Gönül kırmak için.
Zira böylesinin hali,
“Üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.”
Kurban kesin.
Ayakları üzerine dururlarken üzerlerine Allah’ın ismini anın,
Yan üstü yere düştüklerinde ise,
Onlardan hem kendiniz yeyin,
Hem de fakirlere yedirin.
Onların etleri veya kanları Allah’a ulaşmaz;
Ancak takvânız ulaşır.
Geçim endişesi ile,
Çocuklarınızın canına kıymayın.
Onların da, sizin de, rızkınız Allah’tandır.
Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.
Haklı bir sebep olmadıkça,
Hiçbir cana kıymayın.
Allah’ın dokunulmaz kıldığı hiçbir cana.
İyi davranın,
Ana-babaya.
Onlardan biri veya her ikisi
Yanınızda yaşlanırsa,
Kendilerine “of!” bile demeyin,
Onları azarlamayın,
İkisine de güzel söz söyleyin.
Onları esirgeyin,
Alçakgönüllülükle üzerlerine kanat gerin.
Ve onlar için dua edin:
“Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!”
Onlara itaat edin,
Sadece sizleri Allah’a ortak koşmaya zorlarlasa etmeyin.
Önce Allah’a,
Sonra ana ve babanıza şükredin.
İyi davranın,
Akrabaya, yakın ve uzak, komşulara, arkadaşlara,
Yetimlere ve yoksullara,
Yolculara,
Ellerinizin altında bulunanlara.
Onlara haklarını verin.
Ancak gereksiz yere de saçıp savurmayın.
Saçıp savuranlar ancak şeytanların dostlarıdır.
Eli sıkı olmayın,
Büsbütün eli açık da olmayın.
Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanarak,
Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiğiniz mallardan harcayarak.
Namaz kılarak,
Zekat vererek,
Antlaşma yaptığı zaman sözlerininiz yerine getirerek,
Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabrederek,
İyilik yapın.
Adaletten sapmayın.
Adaleti titizlikle ayakta tutun.
Bir topluluğa duyduğunuz kin yüzünden,
Adaletten ayrılmayın.
Şahitliği dos doğru,
Adaletle yapın.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün,
Doğru terazi ile tartın.
İyiliği emredin,
Kötülükten sakındırın.
Yalan sözden kaçının.
Yetimlere mallarını verin,
Temizi pis olanla değişmeyin,
Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin.
“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.”
Yetimin malına,
O rüşdüne erinceye kadar en güzel niyetle yaklaşın.
Verdiğiniz sözü yerine getirin.
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşmayın,
Tevazu ile yürüyün.
Kendini bilmezler laf attığında “Selam!” deyin ve geçin,
Allah’tan başkasına yalvarmayın,
Hiç bir cana haksız yere kıymayın,
Gözlerinizi koruyun,
Namus ve iffetlerinizi esirgeyin.
Kadın olanlarınız,
Baş örtülerini yakalarının üzerine örtsünler.
Zinetlerini de teşhir etmesin,
Çocuktan kesilmiş yaşlı olanları hariç,
Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, ellerinin altında bulunanlar, erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi gibi tâbi kimseler, yahut çocuklardan başkasına…
Zina etmeyin.
Zira o hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.
Emanete ve ahidlere riayet edin.
Yalan yere şahitlik etmeyin,
Boş sözlerle karşılaştığınızda vakar ile (oradan) geçip gidin.
Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirin.
Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında,
Sağır ve kör gibi davranmayın.
Rızıkların helal ve temiz olanlarından yeyin.
Ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni değil.
Ancak mecbur kalırsanız,
Haddi aşmadan, bir miktar yiyin.
Onun helal ve temiz kıldığı şeyleri,
Haram kılmayın.
Şarap, kumar, dikili taşlar, fal ve şans oklarından uzak durun,
Şeytan işi bu pisliklerden.
Uzak durun ki kurtuluşa erin.
Şeytan,
İçki ile, kumar ile,
Aranıza düşmanlık ve kin sokar,
Sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoyar.
Kendi evinizden başkasının evlerine vardığınızda,
Geldiğinizi onlara farkettirin,
Ev halkına selâm vermedikçe içeri girmeyin.
Kur’an okunurken susun,
Ve onu dinleyin.
Yeminlerinizde dürüst olun,
Onu aranızda fesada araç edinmeyin.
Bir fasık haber getirdiğinde,
Dikkatli olun, onun doğruluğunu araştırın.
Başka bir topluluğu alaya almayın.
Kadınlar da başka kadınları alaya almasın.
Kendi kendinizi ayıplamayın,
Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.
Zannın çoğundan kaçının.
Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Arkasından çekiştirmeyin.
Bu ölmüş kardeşinin etini yemek gibidir.
…
“O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi… O, gerek daha önce, gerekse bunda size “müslümanlar” adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevladır, ne güzel yardımcıdır!”
Kuran-ı Kerim. https://kuran.diyanet.gov.tr/
Fotoğraf: Jose Aragones