Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Polemik | Bir Etkileşim Aracı Olarak “I am delighted”
    Forum

    Polemik | Bir Etkileşim Aracı Olarak “I am delighted”

    Salih Yasun30 Nisan 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Doğan Gürpınar’ın Daktilo 1984’te yayınlanan ““I am Delighted to…..”: Akademisyen Pornosu Üzerine” başlıklı yazısı sosyal medyada yoğun ilgi gördü. Makaleyi önemli bir tartışma konusunu başlattığı için faydalı bulmakla beraber, gerek akademik tarih üzerinde gerçekleştirdiği kurumsal değerlendirmelerinde gerekse sosyal medya etkileşimleri üzerinde yaptığı çıkarımlarında bir takım eksiklikler olduğunu düşünmekteyim.

    Gürpınar yazısında akademiyi iki kurumsal döneme ayırmaktadır. Birinci kurumsal dönem rekabetçi olmayan dönemdir. Bu dönemdeki akademisyenler “12 Eylül öncesi rekabetçi sistemin keyfini sürmüştür”. Ekseriyetle “Galatasaray ve Robert Koleji” gibi okulların mezunudurlar, “Osmanlı aristokrasisinin ve devlet sınıfının” izlerini taşırlar, Fransa ya da ABD’de doktoralarını takriben 60’larda yada 70’lerde yapmışlardır, “herhangi bir iş kaybetme ya da yükselememe kaygısı duymadan” kariyerlerini tamamlayabilmektedirler. Gürpınar bu dönemdeki rekabetçi eksikliğinin kalite düşüklüğüne sebep olduğunu iddia etmektedir. Akademisyenlikleri “birtakım zeki gözlemler ve malumatfuruşluk” olarak tanımlanmaktadır. Gürpınar’ın bu dönem hakkındaki çıkarımlarında iki temel sıkıntı bulunmaktadır. Birinci sıkıntı, yazarın hakkında çıkarımlar yapıp genellemelerde bulunduğu özneleri adlandırmamasıdır. Bu da yazarın argümanlarını oluşturduğu delili objektif bir şekilde değerlendirmemizi engellemektedir ve argümanlarını bir takım öneriden (proposition) öteye taşıyamamaktadır. Örneğin; Niyazi Berkes, Şerif Mardin, Ersin Kalaycıoğlu, Metin Heper, Yeşim Arat gibi doktoralarını 80’den önce yada hemen sonrasında almış akademisyenlerin çalışmalarını “bir takım zeki gözlemler ve maluatfuruşluk” olarak değerlendirmek çok büyük haksızlık olur. 

    İkinci temel sıkıntıysa akademideki rekabet eksikliğinin akademik verimlilikte köhneleşmeye sebep olduğu yönündeki nedensellik iddiasının zayıflığıdır. Çünkü bu iddia, yazarın girişte tanımladığı ilk dönemin akademisyenlerini meraka iten aristokrat değerler bütününün ve devlet sınıfı üretkenliğinin işlevleriyle çelişmektedir. Yazar, rekabet eksikliğinin akademik verimliliğe etkisini incelerken aristokratik değerlerin ve devlet sınıfının üretkenliğe etkisini yeterince irdelememiştir. Örneğin, birinci dönem akademisyenlerinden Şerif Mardin’in “Yeni Osmanli Düşüncesinin Doğuşu’’ yada Niyazi Berkes’in “Türkiye’de Çağdaşlaşma’’ gibi yoğun bir emek sonucu oluşmuş ve günümüzde de başyapıt işlevlerini gören birçok eseri mevcuttur. Eğer yazarın iddia ettiği gibi ilk dönemde rekabet eksikliği verimliliği düşürmüşse bu çalışmalar hangi saikle yazılmıştır? Rekabet eksikliği ve verimlilikteki yetersizlik arasında kurulan ve genişletilen nedensellik belirli örnekler bağlamında tutarlılık göstermemektedir. Aristokratik kültür ve devlet sınıfı üretkenliği basit bir meraktan da öte ilk dönem akademisyenlerinin çok değerli çalışmalar gerçekleştirmelerini sağlamış da olabilir.

    Yazarın ikinci kurumsal dönemiyse 12 Eylül ile başlamaktadır. Bu dönemin akademisyenleri ilk döneme göre daha rekabetçidir ve “uluslararası akademik dünyaya, onun literatürüne, jargonuna, güncel tartışmalarına” daha entegredir. Ancak, bu kuşağın “entelektüel donanımı, birikimi, iştihası ve tecessüsü çok daha dardır.” Entelektüel hevessizlikten muzdarip olan ve publish or perish (bas yada öl) baskısını derinden yaşayan akademisyenler “sorumlusu oldukları durumun mağduru rolüne bürünmektedir.” 

    İlk dönemde rekabet eksikliğinin malumatfuruşluğa sebep olduğunu iddia eden Gürpınar, ikinci dönemdeyse aşırı rekabetin ve aristokrat değerlerin yoksunluğunun bir çeşit entelektüel erozyonla sonuçlandığını ileri sürer. Gürpınar entelektüel kelimesini tanımlamadığı için neyi kastettiği hakkında ancak muğlak bir fikre sahibiz. Ancak, yazarın hem rekabet eksikliği hem de aşırı rekabet ülkemizin akademisinde birtakım eksikliklere sebep oluyor çıkarımına vardığını anlamaktayız. Gürpınar gibi birçok yerli akademisyen dünya literatürüne ciddi katkılar sağlamaktadır ve bunu gerçekleştirmek için ciddi bir birikim şarttır. Eğer bu birikim Gürpınar’ın ‘’entelektüel’’ havzasına dahil değilse farklı sorulara ihtiyaç vardır. Örneğin, akademik iş piyasası (job market) belirli özellikleri (ör: akademik dünyaya ve literatüre hakim olmak) ödüllendirirken başka özellikleri (ör: “entelektüel” birikim) ödüllendirmemekte midir? Gürpınar’ın gözlemlediği erozyonun sebebi değişen bir arz-talep ilişkisi midir? Eğer değişen bir ilişkiyse akademisyenler gerçekten de bu durumun bir sorumlusu mudur?

    Gürpınar’ın yazısının en çok tepki çeken kısmıysa yeni nesil akademisyenlerin sosyal medya paylaşımlarına atfettiği değer yargısı üzerinden geliştirdiği eleştiri oldu. Yazar bir sirke benzettiği çalışma tanıtım ve tebrik paylaşımlarını anlamsız, sahte ve ‘‘riyakarca yapay’’ olarak yorumlamakta. Gürpınar’ın bu eleştirisindeki en ciddi eksiklikse tanımının karşısında bir “anlamlı, gerçek ve yapay olmayan” etkileşim düzeni olduğunu bir varsayım olarak kabul etmesidir. Ancak Nobelli iktisatçı James Buchanan’ın belirttiği üzere utility function (kullanım işlevi) tercihlerden bağımsız bir şekilde doğada bulunmaz. Bu sebeple insanların iletişim tercihlerini objektif ve ‘‘anlam, gerçek ve yapay olmayan’’ bir düzlem içerisinde yargılamak herhangi bir sonuç vermez. 

    Her etkileşimimizde bir transaction cost (işlem maliyeti) bulunur. Bu maliyet bir mülkiyet hakkının bedeli, bir otobüs bileti, kaynak bulmak için harcanan zaman yada kültürel bir fark olabilir. Twitter gibi sosyal medya araçlarıysa akademisyenler arasındaki bilgi akışında mevcut olan işlem maliyetini düşürmeye yarar. Binlerce akademik dergi arasında başka türlü bulunamayacak makaleler arkadaşların Twitter sayfalarında pinned olarak bulunur. Eğer ki, istenilen kaynak üniversite kütüphanelerinde mevcut değilse arkadaştan rica edilir ve ücretsiz paylaşılır. Bu şekilde bilgi paylaşımındaki işlem maliyetleri azaltılır. ‘’I am delighted’’ ve ‘’I am thrilled’’ gibi ifadelerinse zaman içerisinde bu etkileşimin bir normu olarak ortaya çıktığını söylemek mümkündür.  “I am delighted” diyen yazar çalışmasının ne kadar değerli olduğunu karşı tarafa işaret etmekte, karşı tarafsa “I am thrilled” diyerek bu işareti aldığını belirtmektedir. Nitekim “I am delighted” ile paylaşım yapan insan karşı taraftan bir cevap bekler, çünkü paylaşımının sebeplerinden birisi etkileşim almaktır. Aynı şekilde “I am thrilled” diye cevap yazan insan bu etkileşimin bir parçası olur ve iki taraf da bir utility benefit (kullanım kazancı) elde eder ve iki taraf da kazançlı çıkar. Tocqueville bu tarz etkileşimleri self-interest rightly understood [doğru anlaşılmış çıkar] olarak tanımlamıştır. Normlar bu kazançlı etkileşimin gerçekleşmesini sağlar, çünkü övgünün olmadığı bir düzlemde katılımcıların etkileşimde bulunma dürtüleri azalabilir. Sonuç olarak yazarın eleştirdiği etkileşimlerin işlem maliyetlerini düşürmede bir fonksiyonunun olması üzerinde düşünülmesi gereken bir önermedir.

    Douglas North “Understanding the Process of Economic Change” [Ekonomik Değişimin İşleyişini Anlamak] adlı eserinde işlem maliyetini yükselten normların zaman içinde ekonomik durgunluğa sebep olduğunu belirtmektedir. Benzer bir argüman akademideki verimlilik için de yapılabilir. Yüzeysel değer yargıları üzerine inşa edilmiş normlar işlem maliyetlerini arttırıp akademisyenler arasındaki iletişimi güçleştirebilir. Piyasaya sunulan kısıtlayıcı etkileşimlerin yeterince alıcı bulması işlem maliyetlerinin yükselmesine de sebep olabilecektir. Sonuç olarak, I am delighted to read Gürpınar’s article, and I am thrilled to provide my response to it.

    Fotoğraf: Nathan Dumlao 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDEVA da Son 18 Yıldan Ders Almalı
    Sonraki İçerik Din Sosyolojisi ve Peter Berger Bilimsel Yöntemden Muaf mı?

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}