Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Türkiye’de 2022 Yılının Erkeği
    Yazılar

    Türkiye’de 2022 Yılının Erkeği

    Aydan Gülerce12 Ocak 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Dün Twitter’da bir birinden çekici, yetkin görünümlü ve medyatik isimli 14 erkeğin fotoğrafının yer aldığı bir poster gördüm. Haziran’da yapılacak olan “İçerik” konulu Perakende Günleri’nin ve bazı konuşmacılarının duyurusu imiş. 

    Daha doğrusu, ev sahibi derneği, toplantıyı düzenleyenleri ve konuşmacıları ayıplayan “toplumsal cinsiyet eşitlikçi” tepkiler dikkatimi çekti. Reaksiyonlar birikmekteyken ben de oldukça genel bir yorum sıkıştırayım araya dedim:

    “Hal böyle olunca, kadınlar da ‘toptancı’ günleri yapıp kendi aralarında ‘erkekliğin içeriğini’ konuşuyorlar işte! Burada görünür olmuş sadece: Her köşe bucakta ve her an kafaların içi ‘eril’ esas! Peki ya onu ne etmeli?”

    Fakat sonrasında “iş kadınlarının düzenlediği toptancı günleri hangi tarihte ve nerede?” minvalinde somut bilgi isteyen sorular aldım. Şöyle izah etmek durumunda kaldım:

    “Efendim, bu mesajda ‘toptancı’ ile metaforik olarak kast ettiğim; kabul günleri, altın günleri, vs. ile bir araya geldiklerinde, kadınların ‘erkeklerin ‘topu’ şöyledir, böyledir’ şeklindeki kategorik ve klişe genellemeler ile ‘erkekliğin’ (içeriğini) ne olup, ne olmadığını tanımlamaları.”

    Oldu olacak, orada yazmadığımı da şimdi buraya ekleyeyim bari: Kadınlar kendi cinsellikleri, orgazmları, cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldıklarını gayet iyi bildikleri toplumsal ayrımcılıklar, hatta salt bu sebeple işlenmiş cinayetler hakkında erkekler tarafından ahkam kesilmesinden hiç hoşlanmıyorlar.

    Erkekler de bunların muadillerini, üstelik asırlar geçmiş olmasına rağmen azalacağına her geçen gün çoğalan miktarlarda, kamusal alanda kadınlardan duymak ve öğrenmek durumunda kalsalardı, zerre kadar hoşlanmazlardı. Zaten her türlü çıngar, cinnet, cinayet de bunların minik bir kısmı ile bile özel alanda karşılaştıkları zaman çıkıyor.

    Hemen her köşe bucakta ve her an, kadın-erkek-LGBTİ+ fark etmeksizin, “toplumsal cinsiyet eşitliği” söz konusu olduğunda, kafaların içinde olan ise aynı: hakim eril zihniyet! Yani “ne etmeli?“ diye sorduğum da o!

    Sanal Kamusal Alanda Görünürlük

    İyi ki kamusal alan var da böyle “perakende” mesajlardan bazıları dikkatime geliyor. Nitekim bugün de başka bir tanesini görmem üzerine bu yazıya yeltendim.

    Amacım elbette Twitter’ı buraya aktarmak değil. Fakat şurası kesin ki, sosyal medya, özellikle bizimki gibi “demokratikleşmesi emekleme döneminde” olan ülkelerde, popülizmi ve kolektif vasatlığı çok daha hızla bulaştırıyor.

    İnsanların muhakemesini “geriletiyor”; önceki “totaliter genellemelerine geri döndürüyor”. “Bireysel veya kolektif zihinsel ketlenmelerinden” kurtulmalarını engelliyor.

    Toplumdaki “bilişsel çelişkileri” çok daha hızlı pekiştirerek, kavramsal ayrıştırmaların önüne geçiyor.

    Sonuç olarak “kısmi, parça, perakende ve görünürde” olanın “hakikat-ötesi” egemenliği hüküm sürüyor.

    Salt teknolojik kapitaldeki “görünürdeki” yenilenmeler ve model yükselterek “artırılmış gerçeklikler” ile hakikatlerden uzaklaşılıyor. Statükocu zihniyet bir nebze gelişmiyor.

    “Cinsiyet eşitsizliği” meselesine dönecek olursak, bunun anatomik açıklamalarının abukluğu sanırım artık kabul görüyor. Hiç değilse modern Türkiye toplumunun yüzüncü yıl sonundaki seçimini belirleyeceği söylenenler arasında hayli yaygın.

    Cinselliğin ve hazzın ortodoks psikanalitik – yani erkeğin cinsel organının “dışarda” ve “görünür”, kadınınkinin “içerde” ve “görünmez” olmasına odaklı ve bağlı – çözümlemelerinin yaygın olduğunu hiç sanmam.  

    Kaldı ki, “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” dünyada da tarihsel zamanı bir türlü yakalayamamış bir konu. Bu önemli ve karmaşık meselenin “politik doğruculuk” tuzağına yakalanmasının; “kısmi, perakendeci ve görsel göstergelere indirgenmesinin” nasıl bir toplumsal dert olduğunun henüz kolektif olarak farkında olunmadığından ise neredeyse eminim.

    Üstelik özellikle de “ilerici, ilerlemeci ve yenilikçi” görünen kadın veya erkek öncüller tarafından. Dahası, “politik doğruculuk” ve sosyal medyadaki görünürlük tartışmalarının öne çıkmış olmasına rağmen. Siyasetten iş dünyasındaki yöneticilere, TV tartışmalarından bilimsel konferanslara kadar cinsiyet temsillerinde dengeli dağılımların, kotaların filan konuşulduğu bir devirde.

    Radikal Söylemler, Dönüştürücü Eylemler

    Bundan tam 17 yıl önce, “Erkekler Günü de olsun!” diye yazdığımda, Türkiye’deki durum henüz bu kadar vahim bile değildi. Gerçi ilk kez resmi olarak 2016’da kutlandı ve önerdiğim gibi 19 Mart değil; 19 Kasım oldu. Fakat hiç fark etmez ve son derece ilgisiz tabii. Zira ne ben “önerdiğim” için oldu, ne de esas amacım oydu. (bkz. http://www.radikal.com.tr/yorum/erkekler-gunu-de-olsun-740838/)

    Zamanında öncül olsa da, zaman içinde basmakalıplaşmış söylemlerin ötesine geçmek gerekiyordu. Tıpkı bugün olduğu gibi.

    Örneğin, söz konusu posterdeki “14 çekici erkek” konuşmacının yarısını geri çekip, yerlerine “7 çekici kadın” konuşmacının fotosunu serpiştirmek filan çözüm değil. Başka bir deyişle, Türkiye’de bugün çok vahim bir hal almış ana meselenin yanında son derece hafif ve göstermelik kalır. Elbette önemli bir gösterge. Fakat bu göstergelerden miktar olarak da, tür olarak da bolca var toplumda. Her birinin tam olarak neyi gösterdiği doğru ayıklanmalı.

    Zaten esas vahim olan, bunların salt estetik veya biçimsel değil; aynı zamanda da ahlaki, ontolojik ve epistemolojik anlamda toplumsal, kültürel, psikolojik vasatlığın simgesel temsilleri olmaları. Yoksa elbette salt cinsiyet bazında bile, yani nüfustaki dağılım oranına göre, tüm toplumsal konumlara yarı yarıya dağılımlar hedeflenmeli.

    Öte yandan, “bu bağnaz zihniyet değişmeli” lafı o simgelerden çok daha sıklıkla ediliyor. Zaten bugün o “eski” Radikal yazımı, hala bayatlamadığı ve görüşüm geçerli olduğu için hatırladım. Fakat o gün radikal veya öncel bulunduğu için yapılmayan, o zaman eyleme dönüşseydi eğer bir dönüştürücülük değeri olurdu ancak.

    Zira demir tavında dövülür! Hele şu hız çağında, hızın başlı başına “siyaset aracı” ve “dönüştürücü güç” olduğu bir devirde. Hantal ve ağır aksak emekleyen obez Türkiye toplumunda.

    O bakımdan, bugün taze bir şey söylemeli. Çünkü görünürdekilerden ve göstermelik retoriklerden çıkıp, dönüştürücü eylemlere geçmeli. Kadın-erkek Türkiye’de 2022 yılının erkeğini birlikte seçmeli, örneğin. Lafın gelişi olarak yine tabii. Yani, “gerçek dönüştürücü radikal eylem” dediğim de bu değil elbette.

    Sözünü ettiğim diğer Twitter mesajında ise Av. Cihan Aydın aynen şöyle yazmış:

    “Anayasa mahkemesi üyeliği için yapmış olduğum adaylık başvurusundan kadın örgütlerinden gelen çağrı üzerine, Av. Zülal Erdoğan Bilal lehine feragat ettiğime dair açıklama aşağıda kamuoyuna sunulmuştur”.

    Altına da feminist moru zemin üzerine beyaz fontlarla yazılmış açıklama metninin görseli yer almış.

    Henüz girdiğimiz yılın bitmesine daha çok var. Sizler de bu konuyu CB adayı gibi sıcak gündeminizde tutabilirsiniz belki. Yılın erkeği adaylarınızı yakın takibe alıp, kendi önerilerinizi yapabilirsiniz.

    Belki ben de, her hangi bir kadın örgütünden çağrı almadan, vasat olmayan bir toplumsal faaliyet veya görevde ve liyakat (tanımlar için bkz. https://www.politikyol.com/populist-vasatlik-ve-liyakat/) esasına göre, kendiliğinden kenara çekilen bir aday bulurum yıl bitene kadar.

     Fotoğraf: Tim Mossholder

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTarikat, Sermaye, Devlet | Konuk: Araştırmacı-Yazar Aydın Tonga | Devr-i Sabık #22
    Sonraki İçerik Fransa Başkanlık Seçimleri: Adaylar, Söylemler, Tartışma Konuları ve Anketler

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}