Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kitap Yorum: Ömer Seyfettin, Efruz Bey
    Yazılar

    Kitap Yorum: Ömer Seyfettin, Efruz Bey

    Birol Başkan5 Ocak 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Ahmet. Galatasaray mezunu. Bab-ı Ali’deki dairelerden birinde memur. Babası mevta. Annesi Çerkes ve sağ. Varlıklı bir aileden olmasa da halleri kötü de değil. Nişantaşı’nda tamamı ailesine ait, hizmetçileri olan, 2-3 katlı bir binada yaşamakta.

    Ahmet kendini olduğundan farklı göstermekte mahir. Annesinden ayda on beş lira, memurluktan iki buçuk lira aylık geliri. Ancak milyoner havalarında. Ve tanıdıkları da bu havalara kanık. Güya zamanının yüksek makam ve mansıplarında kim varsa hepsi ile tanış. Evlerine gidecek, sofralarına oturacak kadar. Güya şairdir, filozoftur, alimdir, derviştir, hatta pehlivandır, tambur da çalıyordur. Dairede Jön Türk havalarında. Tek satırını okumamıştır, ancak Namık Kemal’in bütün eserlerini okuduğu, şiirlerini ezberden bildiğinde müddei. Yine iddiasına göre şehit Mithat Paşa’nın kanlı gömleği de ondadır. Zaman ve mekana göre makbul ne varsa o görüntüyü vermek, Ahmet’in asıl meşgalesi. 

    Dairede de farklı değil. Abdülhamid’in hafiyesi olduğu da sanılıyordu, Jön Türk olduğu da. Galatasaray, Mülkiye veya hale göre aşiret mektebi mezunu. Gerçekten kimin nesiydi? Kimse bilmiyordu ancak yine de, ne olur olmazcılıkla, “herkes onun görünen şekline inanıyor, ihtiramda kusur etmiyordu.”

    Aslında üst makamlarda arkası yok değil. Hem de padişahın özel kalem dairesinde bir paşa. Bir gece yarısı onu ziyarette iken paşa mühim bir bilgi paylaşır. “Yarın hürriyet ilan olunacak.” Ahmet paşanın konağından çıkarken bir anda “hürriyetperver” oluvermişti bile. Öyle ki, “yanında Namık Kemal ve Midhat Paşa halis istibdat taraftarı kalırdı.”

    Geceyi uykusuz geçirir. Sabah nispeten daha az resmi kıyafetlerini giyinir ve dairenin yolunu tutar. Yolda İkdam gazetesini alır ve baştan aşağı okur. Gazetede padişahın bir tebliği vardır. Kanun-ı Esasi tekrar yürürlüktedir. İşte. Bu hürriyetin ilanı demektir.

    Dairedekiler onun kadar heyecanlı değildir. Tebliğ sadece Kanun-ı Esasi’nin tekrar tatbik edileceği hakkındadır. O kadar. Artık “bu budalaların arasında bir dakika geçirmek” istemiyordu. Hepsi görecekti bunun hürriyetin ilanı olduğunu.

    Bab-ı Ali’deki diğer daireye uğrar. İlk önce Hariciye’dekilere kulak verir. Adetleri olduğu üzere Hariciyeciler aralarında Fransızca konuşuyorlardı. “Hürriyet” kelimesinin Fransızcasını hatırlamaya çalıştı. “Leblebi, belebici, labada … Hayır.” İçinde bir damar kabarıyordu, “kahramanlık, gösteriş” damarı. Ve avazı çıktığı kadar bağırır:

    “Yaşasın hürriyet!”
    Tekrarla.
    “Yaşasın hürriyet!”

    Hariciye’nin koridorlarında sohbet halindekiler kaçışır. Ahmet oradan Dahiliye’ye geçer. Tekrar bağırır:
    “Yaşasın hürriyet!”

    İlk şaşkınlık ve panik hali geçer, yavaş yavaş memurlar etrafında toplanır. O coştukça daha fazla coşar:
    “Geliniz, vatandaşlar, geliniz! Benim yanıma koşunuz. Hürriyetin kollarına atılınız. Eski idareye lanetler! Lanetler olsun…”

    Coşkusu Bab-ı Ali’yi sarar, sokağa taşar, hatta ta Beyoğlu’na ulaşır. Artık hürriyetin baş kahramanıdır.

    Bab-ı Ali’de etrafını saranlar tarafından bir soru yöneltilir. Makul bir soru:
    “Ey kahraman-ı hürriyet! İstibdadı nasıl devirdin? Bize anlat!”

    Cevap vermelidir. Ve oracıkta bir hikaye uydurur:

    “Bize ‘Jöntürk’ derler… Ben onların reisiyim!” diyerek başlar ve uçuk bir hikaye anlatıverir. Yirmi sene önce Sulukule’de bir toplantıda alınan karar doğrultusunda Sulukule’den ta Yıldız Sarayı’ına bir tünel kazılmıştır. Kazı tamamlanınca Ahmet tek başına saraya girmiş ve müstebite hürriyeti ilan ettirmiştir. Ahmet’in hikayesi kulaktan kulağa anlatılarak bütün İstanbul’a yayılır. Ahmet o akşam Nişantaşı’ndaki evine büyük bir zafer alayı eşliğinde gitti. Her kesimden insanın katıldığı mahşeri bir kalabalık eşliğinde. Yol boyunca anın sarhoşluğunu yaşayan Ahmet, Galata Köprüsü geçilirken köprü parasını iptal eder. Mektepliler bu iptalle galeyana gelir ve “para toplayan memurları boyunlarındaki kutularla beraber denize fırlat”ırlar ve “memur barakalarını parçala”rlar. Rus elçiliğinin önünde bir konuşma irad eder ve Rusya’yı dost ilan eder. Düşmanları ise İspanya, Portekiz, İsveç, Norveç, Monako, Liberya, Arjantin, Panama…

    Alay Harbiye’ye ulaştığında artık bütün yollar tıkanmıştır. Ahmet başlara omuzlara basa basa apartmanın önüne varır. Kalabalık bu seferde binanın kapısından girme şansını elinden alır. Eve seslenir. Hizmetçi kızlardan birisi pencerede belirir. Bir ip bulur ve en üst kattan aşağı salar. Ahmet kalabalığın tezahüratı ile atletik bir hareket yapıp ipten tırmanarak eve girer. Aşağıdaki kalabalığa bir söz de verir. Ertesi gün onlara gerçek ismini söyleyecektir. Evet. Ahmet, gün boyunca gerçek isminin Ahmet olmadığını iddia etmiştir. Hatta gerçek adını annesi bile bilmiyordur. Bunu annesine söylediğinde zavallı annesi bayılacak, evin bütün hizmetçilerini başına toplayacaktı.

    Ahmet bütün gece yeni adını düşünür. Edebiyat-ı Cedide romanlarındaki isimler aklına gelir: “Bü- lent, Nevin, Nahit, Fahir, Sehran, Şadan, Kâmuran, Süha, Neriman, falan…” Hayır, onun adı daha önce hiç kullanılmamış olmalıydı. Ve elbette ona yakışan bir ad. Yeni isimler uydurmaya çalışır. Ve sonunda Lügat-ı Osmaniye’den bulur ismini: “Ziyalandırıcı, ruşen edici olan” anlamına gelen Efruz. Artık Efruz Bey’di.

    Ertesi gün evinin önünde on binlerce kişiyi bekliyor bulur. Ve ismini onlara açıklar: Efruz Bey. Binlerce kişi bu ismi duyunca çıldırır. “El şakırtıları, yaşasın sadaları” arasında çıkar dışarı Efruz ve tekrar omuzlara alınır ve İstanbul’un büyük caddelerini omuzlarda kat eder. Kendine Sahavet Hanı’nı merkez seçer, gönüllü hatipler vasıtasıyla ilk talimatlarını, tavsiyelerini, açıklamalarını bütün İstanbul’a yollar. İkindiye doğru Sultan Ahmet meydanına gider, burada büyük “Hürriyet Nutku”nu verir. İnsanların eşit olduğunu ilan eder, din, millet ve mezhep farkının önemli olmadığını. Dil farkını ortadan kaldırmak için “Esperanto” dilini öğrenmeyi salık verir. Tam medeni olmayı. Evlilik, aile, milliyet, hukuk… ne kadar toplumsal müessese varsa, hepsini batıl ilan eder, cahilane münasebetsizlikler olduğunu.

    Erkekse Efruz, kızsa Firuze… Yeni doğan çocuklara adı da verilmeye başlanan Efruz öylesine efsane bir karakter haline dönüşür ki Sultan Abdülhamid bile onu görmek ister, sarayına davet eder. “Ben gidemem! O benim ayağıma gelsin…” diyerek cevaplar Efruz.

    Üçüncü günün gecesinde kendisine başka bir davet daha gelir. İttihat ve Terakki İstanbul Heyet-i Merkeziyesi’nden. “Tuhaf şey!” der. “Bu cemiyet… nereden çıkmış.” Evet, iki üç gün boyunca herhangi bir gazete okumadığı için, herkes dinlediği, o sadece konuştuğu için, herkesin varlığını bildiği İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden haberi yoktur.

    “Bunlar,” der, “mutlaka bizimkiler olacak! Fakat benden habersiz nasıl kulüp falan açıyorlar. Neyse… Yarın görürüz!”

    İttihatçılar Efruz’un ilk günlerdeki hareket ve şöhretine bir mana verememişler ve Selanik’teki Merkez-i Umumi’ye onun kim olduğunu sormuşlardır. Merkez-i Umumi’nin cevabı ise kat’iydi. Cemiyetin bu namda bir mensubu yoktu ve bu şahıs süratle tevkif olunmalı, sükunet ve asayiş korunmalıydı.

    Efruz ertesi sabah ilk iş olarak Cemiyet’in İstanbul’daki kulübüne gider. İlk önce “hasır döşeli, pis, küçük bir” odada bir saat bekletilir. Sonrasında Heyet-i Merkeziye olduğunu iddia eden bir kaç kişinin karşısına çıkarılır ve o heyet tarafından soru yağmuruna tutulur. Ve gerçek ortaya çıkar. Efruz’un aslında “hiçbir şeyden haberi” yoktur ve “sırf gösteriş, sırf nümayiş, sırf satış için bu kadar gürültüye sebebiyet” vermiştir. Heyet bunu anlayınca “hepsi birden kahkahalarla gülüşmeye” başlar ve cemiyete sadık bir jandarmayla onu hapishaneye gönderirler.

    Neyse ki bu idari hapis uzun sürmez. Efruz Bey serbest bırakılır. Ancak bırakılmadan çok evvel, İstanbul halkı “atmasyonlarına aldanıp üç gün taptığı mabudunu üç saniye içinde unutmuştu.”

    *          *          *

    Efruz Bey, “memleketimize ait tiplerin ve bazı meyil ve itiyadların, sanatkarane bir mübalağa ile çizilmiş bir karikatürü hükmündedir.” Hikayeyi tefrika olarak yayınlayan Vakit gazetesinin tanıtımından. Ömer Seyfettin daha derinini söylüyor, kendi hayali kahramanına yazdığı mektupta:

    “Sevgili Efruz!
    Hayatından şu birkaç levhayı yazarken ihtimal biraz mübalağacı göründüm. Ne yapayım? Bu benim mizacım… Bunun için kızma. Beni affet! Hem emin ol ki maksadım ne seni tahkir ne de maskara etmek… Hakikati görüldüğü gibi edebiyat yapmadan yazmak istedim. Muvaffak oldum mu? Bilmiyorum. Fakat okuyunca samimiyetimin derecesini herkesle beraber sen de anlayacaksın. Herkes seni -bizzat kendi kadar- tanır, Efruzcuğum, bugün hiç kimse sana yabancı değildir; çünkü sen “hepimiz” değilsen bile “hepimizden bir parça”sın. Ö.S.”

    Ömer Seyfettin, Efruz Bey, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2018.

    Edebiyat Kitap Kitap Yorum
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikHangi Denklem Muhalefete Kazandırır? | Nabız #117
    Sonraki İçerik Jack London’ın Dev Aynası: Martin Eden

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}