Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Taliban’ın Güvenlik Korkuları: Ayrışma, Direniş ve Terör
    Forum

    Taliban’ın Güvenlik Korkuları: Ayrışma, Direniş ve Terör

    Eyüp Ersoy20 Eylül 20218 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    15 Ağustos’ta Kabil’i ele geçiren Taliban, üç haftalık bir aradan sonra 7 Eylül’de hükümet ilan etti. Böylece, Afganistan’da her alandaki kamu hizmetlerinin sağlanmasına yönelik tüm idari sorumluluk da Taliban yönetimi tarafından üstlenilmiş oldu. Önümüzdeki süreçte, Taliban’ın Afganistan’daki iktidarı için risk oluşturabilecek başlıca güvenlik sorunlarının ülkenin dışından kaynaklanması olası görünmüyor. Taliban’ın iktidarına tehdit olabilecek başlıca güvenlik riskleri, ülkenin içinden ortaya çıkabilecek olanlar. Bunlar arasından ise halihazırda emareleri görünen üç güvenlik sorunu Taliban yönetiminin güvenlik korkularının kaynağını teşkil ediyor.

    Taliban ve Tefrika

    İlk olarak, Taliban içindeki güç mücadelesinin örgüt içerisinde tamir edilemez ihtilaflara sebebiyet verme olasılığı, Taliban’ın ülkedeki iktidarı için yaratabileceği tahribat açısından oldukça hassas bir mevzu. Taliban’ın başkent Kabil’i ele geçirdikten ancak üç hafta sonra bir hükümet ilan edebilmesi, bir taraftan, örgütün ülkede hâkimiyet kurduktan sonra ne yapacağına dair bir ön hazırlığının olmadığına işaret ediyor. Diğer taraftan ise, örgüt içerisinde yeni kurulacak hükümetteki yetki dağılımına dair bir mücadelenin varlığını ve kayda değer bir anlaşmazlığın mevcudiyetini gösteriyor. Yeni hükümet, ancak Pakistan istihbarat şefi Korgeneral Faiz Hamid’in Kabil’de üç gün süren çabalarından sonra kurulabilmişti. Kurulan hükümetteki görev dağılımı ise, Taliban içerisindeki farklı hiziplerin arasında hassas bir denge kurulmaya çalışıldığı izlenimi veriyor.

    Taliban’ın ilan ettiği “Afganistan İslam Emirliği”nin devlet başkanı olarak örgütün 2016 yılından bu yana liderliğini de yapan Hibetullah Ahundzade ‘emir’ ilan edilirken, uzun yıllardır örgütün ‘rehberlik şurası’nın’ başında olan Muhammed Hasan Ahund, başbakanlık görevini üstlendi. Taliban’ın kurucularından olan ve örgütün 2019 yılı başından itibaren Doha ofisinin başında bulunan Abdulgani Birader ise ancak başbakan yardımcısı olarak yeni hükümette yer alabildi. Diğer taraftan, “Hakkani Şebekesi”nin başındaki isim olan Siraceddin Hakkani, içişleri bakanı olarak yeni hükümette yer aldı.

    Bu yapılanmada, Abdulgani Birader’in geçici hükümetteki görev dağılımından memnun olmadığına dair rivayetler bulunuyor. Abdulgani Birader’in, Hakkani Şebekesi’nin önde gelen isimlerinden olan, yeni hükümette göçmenler bakanı olarak yer alan ve Siraceddin Hakkani’nin de amcası olan Halilurrahman Hakkani ile şiddetli bir münakaşa yaşadığı ve Kabil’den ayrılarak Kandahar’a gittiği söylentileri mevcut.

    Bu söylentiler karşısında, Siraceddin Hakkani’nin erkek kardeşi Enes Hakkani, çarşamba günü bir video yayımlamak zorunda kaldı. Enes Hakkani, bu söylentilerin düşmanların menfi propagandası olduğunu ve Abdulgani Birader ile Hakkani ailesi arasında bir ihtilafın bulunmadığını iddia etti. Taliban yönetimi, hem Taliban içi ihtilafları teskin edebilmek hem de 33 kişilik hükümette Peştun kökenli olmayan yalnızca üç kişinin bulunmasına yönelik eleştileri hafifletmek amacıyla, mevcut hükümetin “geçici” bir hükümet olduğu konusunda ısrarcı. Ne var ki, Taliban içindeki emareleri görünen ihtilaflar, Afganistan’daki iktidarının geleceğine dair Taliban yönetimindeki kaygıların devam edeceğini gösteriyor.

    Pencşir Direnişi ve Geleceği

    İkinci olarak, Afganistan içerisinde Taliban iktidarına yönelik kalıcı ve yaygın bir direniş, Taliban’ın başlıca güvenlik korkularından bir diğeri. Böylesi bir ihtimal, Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden hemen sonra kuvvet kazandı. Sovyet İşgali’ne karşı direnişin temsilcilerinden Tacik kökenli Ahmet Şah Mesut’un oğlu Ahmet Mesut tarafından, Kabil’in kuzey doğusunda yer alan Pencşir vilayetinde Taliban’a karşı bir silahlı direniş mücadelesi ilan edildi. Lise eğitimini İran’da, lisans ve yüksek lisans eğitimini İngiltere’de tamamlayan ve kendisini Afganistan Ulusal Direniş Cephesi’nin lideri olarak tanımlayan Ahmet Mesut, Kabil’in Taliban tarafından ele geçirilmesinden yalnızca üç gün sonra ABD gazetesi Washington Post’ta bir yazı kaleme aldı. Afganistan’da “açık toplum” için başlatılan bu “hürriyet davasına” “Batı’daki dostlarımız” olarak ifade ettiği çevrelerden yardım isteyen Ahmet Mesut, aksi takdirde Afganistan’ın yeniden radikal İslamcı terörizmin ‘sıfır noktası’ haline geleceğini öne sürdü ve yazısını “kalan tek ümidimiz sizlersiniz” ifadeleri ile bitirdi.   

    Bununla beraber, Ahmet Mesut, Taliban yönetimi ile de müzakerelere başladı. Ancak, müzakerelerin 1 Eylül’de kesilmesi ile birlikte Taliban kuvvetlerinin vilayetteki ilerleyişleri hız kazandı. 6 Eylül’de ise Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahid, vilayetin idare merkezi olan Bazarek şehrinin Taliban hakimiyetine girdiğini ilan etti. Halihazırda Afganistan içinde olup olmadığı bilinmeyen Ahmet Mesut, silahlı direnişin devam ettiğini beyan etse de mevcut haliyle Taliban vilayete tamamen hâkim görünüyor.

    Ahmet Mesut’un önderliğinde Taliban’ın ülkedeki iktidarına karşı başlatılan silahlı direniş hareketinin görünen başarısızlığının belirli nedenleri bulunuyor. Bu nedenlerden birisi, Pencşir vilayetinin Taliban hakimiyetindeki vilayetler ile tamamen kuşatılması ve komşu ülkelere bir sınırının bulunmaması. En temel neden ise, yapılan zamanlama hatası. Taliban’ın işgalci bir güce karşı uzun süren bir mücadeleden zaferle çıktığı bir zamanda başlatılan bir direniş hareketinin, Afganistan halkı arasından toplumsal meşruiyete sahip geniş çaplı bir destek bulması mümkün değil. Buna ek olarak, direnişin elde edebileceği dış destek de oldukça sınırlı. Afganistan’daki askeri müdahalesini yeni sona erdirmiş ABD yönetiminin dolaylı da olsa Afganistan içi bir silahlı mücadelenin parçası olması beklenmemeli. Tüm bunlara rağmen, Afganistan’daki Tacikler arasında yaygınlık kazanmış bir direniş hareketi ve ortaya çıkarabileceği bir Tacik-Peştun çatışması ihtimali, Afganistan’daki iktidarının geleceğine dair Taliban yönetimindeki kaygıların bir diğer kaynağını teşkil ediyor.

    Taliban ve Küresel Cihad

    Üçüncü olarak, Taliban’ın küresel cihad hareketinin iki önemli örgütü olan El Kaide ve İslam Devleti (Işid) ile ilişkilerinin alacağı muhtemel şekiller de Taliban’ın güvenlik kaygılarının bir başka kaynağını oluşturuyor. Taliban ile El Kaide arasında bir anlamda bir kader birliği mevcut. İki örgüt arasında 20 yıldan uzun süredir etkili bir biçimde devam eden bir iş birliği deneyimi ve bu iş birliğini mümkün kılan yakın ve yaygın bir ilişkiler ağı bulunuyor. 2016 Mayıs’ında Taliban’ın o dönemki lideri Ahter Muhammed Mansur’un öldürülmesinin ardından, El Kaide lideri Eymen el Zevahiri, örgüt adına Mansur’un yerine geçen Hibetullah Ahundzade’ye biat etmiş ve Taliban’ın hakimiyetini ve riyasetini kabul etmişti. El Kaide’nin Taliban’a biati halen devam ediyor.

    Afganistan’daki Taliban iktidarının istikbali adına en önemli sorulardan birisi, ülkenin El Kaide için yeniden bir karargâh olup olmayacağı sorusu. Şubat 2020’de Taliban ile ABD arasında imzalanan Doha Anlaşması’na göre, Taliban yönetimi Afganistan topraklarının “El Kaide dahil herhangi bir kişi veya grup” tarafından ABD ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit etmek için kullanılmasına izin vermeyeceğini taahhüt etmişti. Buna ek olarak, Taliban yönetimi, yakın zaman önce, yabancı savaşçıların Afganistan’a kabul edilmeyeceğini de beyan etti. Bununla birlikte, eski gücünden hayli uzak olan El Kaide’nin önümüzdeki dönemde mensuplarını Afganistan’a “hicrete” teşvik etmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Bu şartlarda, Taliban bir ikilem ile karşı karşıya. Bir yanda, El Kaide merkezli küresel cihat hareketi ile dayanışmasından devşirdiği çok çeşitli yararlar bulunuyor. Diğer yanda ise, El Kaide ile dayanışmasının Taliban’ın bölgesel ve küresel ilişkileri adına ortaya çıkarabileceği zararlar bulunuyor. Taliban’ın El Kaide ile arasındaki münasebetlerdeki bu ikilime aşmak isteyip istemeyeceği, aşmak istediği takdirde nasıl aşmaya çalışacağı, örgüt için Afganistan’daki iktidarının geleceği adına önemi bir güvenlik meselesi olarak ortada duruyor.

    Taliban’ın Işid ile ilişkilerinin seyri ise çok daha hassas bir konu. Ocak 2015’te Afganistan’dan ve Pakistan’dan eski Taliban mensuplarınca kurulan İslam Devleti Horasan Vilayeti (İdhv), aradan geçen zaman zarfında Taliban’a yönelik ciddi bir meydan okumayı da beraberinde getirmiş durumda. İdhv, özellikle Doha Anlaşması’nın imzalanmasından sonra, Afganistan’da ‘cihadı’ temsil eden tek sahih hareket olarak kendisinin kaldığını iddia ediyor. Ve örgütün en önemli militan devşirme sahasını da başta doğu vilayetleri olmak üzere Afganistan teşkil ediyor. Kendisini “İslam devleti” olarak tanımlayan İdhv, Taliban’ın ilan ettiği ‘İslam emirliğini’ başlıca rakibi olarak tasavvur ediyor. Dolayısıyla, Taliban yönetimine yönelik, ısrarlı bir itibarsızlaştırma stratejisini hem söylemsel hem de eylemsel zeminde icra ediyor.

    Örneğin, İdhv’nin söylemine göre, Taliban, Pakistan’ın kuklası ve ABD işbirlikçisi bir örgüt ve “cihadı” terk etmiş bulunuyor. Bu tür söylemsel saldırılar karşısında ise Taliban yönetimi, ideolojik olarak bir dönüşüm yaşamadığını kendi mensuplarına, Afganistan kamuoyuna ve Müslüman toplumlardaki sempatizanlarına ispatlamak zorunda hissediyor. Bu durum da neticede, uluslararası kamuoyunda Taliban’a yönelik endişe ve korkuları tahrik ediyor. İki örgüt arasında, eylemsel zeminde de sert bir mücadele devam ediyor. İdhv’nin 26 Ağustos’ta Kabil Havaalanı’nda gerçekleştirdiği kanlı saldırının hedeflerinden birisi de Taliban’ın kamu güvenliğini sağlamada bir zaafiyet içerisinde olduğu izlenimi yaratmaktı.

    Taliban ise, İdhv’ye karşı kapsamı ve şiddeti giderek artan bir sindirme hareketi içerisinde. Özellikle Pakistan sınırındaki vilayetlerde örgüt mensuplarına karşı geniş çaplı tutuklamalar gerçekleştiriyor. Son dönemde, Afganistan çapında, İdhv mensupları tarafından idare edildiği düşünülen onlarca cami ve medrese Taliban yönetimi tarafından kapatıldı. 5 Eylül’de ise, İdhv’nin Kabil’deki önemli simalarından Ebu Ubeydullah Mütevekkil kaçırılıp öldürüldü. İnkâr etmesine karşın, İdhv, bu olaydan Taliban yönetimini sorumlu tuttu. Son bir örnek olarak, İdhv’nin Pakistan’ın Belucistan eyaleti sorumlusu Faruk Bengalzai, Taliban tarafından güney batı Afganistan’da suikast ile öldürüldü. İdhv örgütünün Taliban karşıtı eylemleri ve bölgedeki diğer ufak çaplı örgütler ile ittifak yapma ihtimali, Taliban yönetiminin güvenlik korkularının başlıca kaynaklarından birisi olmayı sürdürüyor.

    Taliban, ABD işgali boyunca, Afganistan halkı arasındaki memnuniyetsizliklerin sözcüsü olarak bir silahlı mücadele verdi ve bu mücadelen galibiyet ile çıktı. Şimdi ise, ülkenin yönetimindeki iktidar olarak, Afganistan halkı arasındaki giderek artan memnuniyetsizliklerin muhatabı durumunda. Örneğin, Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, ülkede gıdaya erişim bir toplumsal kriz halini almak üzere. Bu toplumsal hoşnutsuzlukları, bir muhalefet mecrasına sevk edebilecek ve bu şekilde Taliban’ın Afganistan’daki iktidarına meydan okuyabilecek hareketlerin üç menşei olabilir. Bu muhalif hareketler, ya Taliban içinden ayrışma şeklinde çıkabilir, ya diğer azınlıklar içinden direniş şeklinde çıkabilir ya da diğer örgütler içinden terör şeklinde çıkabilir. Taliban için Afganistan’da bir değil, üç hayalet dolaşıyor: ayrışma, direniş ve terör.  

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikMuhafazakarlığın Geleceği | Konuk: Tarık Çelenk | Çavuşesku’nun Termometresi #76
    Sonraki İçerik Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (13-19 Eylül)

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}