Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Batman’ın Despotik İktidarına Karşı Gotham’ın Kurumsal Devlet Anomalisi
    Forum

    Batman’ın Despotik İktidarına Karşı Gotham’ın Kurumsal Devlet Anomalisi

    Arın Demir15 Mayıs 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Gerçeklik ve algı arasında oluşan aralık, birçok sorunun perdelenmesine neden olmaktadır. Bu algısal açıklığın yansımalarından biri de Batman karakterinin tüm dünyaya kahraman olarak yutturulmasıyla karşımıza çıkmaktadır. Dikkat edilirse, Batman film ve çizgi romanlarında iyi ve kötü taraflar belirgin şekilde çerçevelenmiştir. Batman Gotham’ın tek kurtarıcısıyken, düşmanlar ‘‘Londra merkezli spekülatif işlem yapan traderlar’’ gibi salt kötü niyetli aktörler olarak resmedilmişlerdir. Michael Mann’ın devlet kapasitesi tanımlamaları, Batman’ın yaşadığı Gotham şehrinin gerçek sorunlarının adeta röntgenini çekmektedir. Bu yazıda, Mann’ın analizlerinden yararlanarak, Batman’ın insan hakları karşıtı ve psikolojik sıkıntıları olan bir despot olduğunu görecek ve eylemlerinin, Gotham şehrinin yönetim kapasitesini etkileyecek düzeyde, nasıl bir beka sorununa dönüştüğünü değerlendireceğiz. Bunu açıklarken, İngiliz Sosyolog Michael Mann’ın 1984 yılında kavramsallaştırdığı altyapısal güç kavramı üzerinden ilerleyeceğiz. Mann, devletlerin yönetim kapasitelerini iki tanım ile ölçmektedir. Bu tanımlar, altyapısal iktidar ve despotik iktidar kavramlarıdır.

    Altyapısal iktidar, devletin kendi sınırları kapsamında topluma nüfuz ettirebildiği politikaların bütünüdür. Altyapısal iktidarın toplum düzeyinde kurumsallaşması, sivil toplumun katılımıyla devletin denetlenmesi, işbirliği ve uzlaşı içinde topluma politika üretilmesi gerekliliğini savunur. Despotik iktidar kavramında ise devlet, toplumdan bağımsız, dar bir elit grup ile karar alma süreçlerini işletirken, her türlü zorlayıcı unsuru topluma doğrudan dayatmaktadır. Mann, altyapısal iktidar ve despotik iktidar kavramlarını ayrıştırırken, altyapısal iktidardaki gücün toplum denetiminde olduğunu, despotik iktidardaki güç kullanımının ise toplumun denetiminde olmadan uygulandığını vurgular. Her iki kavram da, devletlerin karar alım süreçlerinde belirli dozlarda bulunmaktadır. Sağlıklı çalışan devlet organizasyonlarının altyapısal iktidarlarında, devlet coğrafi sınırları içinde politikaların topluma nüfuzunu destekleyecek biçimde despotik gücün makul dozlarda kullanması gerekliliğine dikkat çeker.

    Buradan hareketle, devletlerin güç kullanım oranlarına göre kapasite ve rejim şekillerinin saptanması mümkündür. Günümüz adına somutlaştırırsak, İngiltere ve ABD gibi  devletlerin altyapısal iktidarı güçlüyken, despotik iktidarı zayıftır. Altyapısal iktidar, gücünü devletin kurumları arasındaki iletişimden, şeffaflıktan, çıkar grupları ve sivil toplum koordinasyonundan alarak olağan şartlarda despotik iktidarı baskılamaktadır. Altyapısal ve despotik iktidarın aynı anda güçlü olduğu ülkelere örnek olarak Çin gibi totaliter rejimler örnek verilebilir. Fakat, totaliter rejimlerin altyapısal iktidarının güçlülüğü, kapalı toplum yapısının rejime olan zorunlu bağlılığından beslenir. Altyapısal ve despotik gücün zayıf olduğu ülkelere ise Afganistan’ı örnekleyebiliriz. Ülkelerin devlet kapasitelerindeki güç kullanım dozlarına göre bu örnekleri çeşitlendirebiliriz. Yapmak istediğim, Mann’ın devlet kapasitesini analiz etme yöntemini kullanarak, Christopher Nolan’ın yazıp, yönettiği Batman Kara Şövalye Üçlemesi’ndeki Gotham şehri yönetimine eleştirel bir bakış açısı sunmaktır. 

    Filmlerden görüldüğü üzere Gotham şehrinin bitmek bilmeyen bir mafya ve süper suçlular problemi bulunmaktadır. Bunu destekleyecek biçimde Gotham’da yaşanan suç probleminin, sürdürülebilir olarak çözülemediği görülür. Joker başta olmak üzere Bane, Scarecrow, Ra’s al Ghul gibi doğrudan Gotham’ın güvenliğini hedef alan çevrelerin saldırılarını defalarca izledik ve şehrin emniyet güçlerinin yetersizliği görüldü. Bunun kanıtı olarak Gotham’ın güvenlik bürokrasisi, Bat-Signal olarak da tanımlanan yarasa amblemini Gotham semalarına yansıtması ile Gotham yönetiminin paramiliter unsuru ve despotik iktidarının temsilcisi devreye sokularak, Batman’ın yardımına başvuruldu. Gotham güvenlik bürokrasisinin, şiddet olayları karşısında Batman’ı sahaya sürmesi altyapısal iktidarının ne kadar zayıf olduğunu, bir anlamda kurumsal devlet kapasitesinin güçsüzlüğünü göstermektedir. Asıl acı olan taraf, Gotham altyapısal iktidarının yapısal sorunlarına eğilmek yerine, hukuki düzenlemelerden muaf yarasa şeklinde maske takan, tek bir kişinin despotik iktidarını toplumlarına mecbur etmektedirler. 

    Serinin 3. filminde Gotham’ın güvenlik bürokrasinin başı olan James Gordon,  “Batman, Gotham’ın ihtiyacı olan kahraman.” açıklamasıyla tezimizi destekler hale gelmiştir. Resmi bir devlet görevlisinin bu açıklamayı yapması, Batman’ın despotik gücünün devlet ile olan ilişkisini de resmileştirmiştir. Despotik iktidar kavramını tekrardan hatırlarsak, toplum üzerinde dar bir grubun halkın rızasını almaksızın, güç kullanılarak iktidarı sağlamaya çalışmasıydı. Despotik iktidar her zaman halkın üstündedir. Halktan bağımsız, halkı doğrudan etkileyecek kararlar vermektedir. Bunu da destekleyecek biçimde, Batman serinin son filminde ‘‘Gotham’ın hala bana ihtiyacı var.’’ açıklamasında bulunmuştur. Batman bu açıklaması ile varlığını milletin iradesi yerine koyarak despotluğunun yanında, farkında olmadan Gotham’ın altyapısal iktidarının zayıflığına  vurgu yapmış, demokrasinin kurumsallaşma eksikliğini göstermiştir.  Devlet bürokrasisini temsilen Gordon’un, halka sormadan Batman’i çağırması ve paramiliter unsur edasıyla sahaya sürmesinin sonucu, her türlü  despotik tutum ve hukuk dışılığın yaşanmasına zemin sağlamıştır.  

    Batman’ın olağan despotik tutumlarına ve hukuk dışılığına başlıca bazı örnekleri  sıralamak istiyorum. Batman, F-35 uçağından bile üstün hava aracı ile meskun mahalde izinsiz alçak uçuş gerçekleştirmektedir. Bu uçuşlar sırasında kamu ve halk malına gelen zararların yükümlüsü belirsizdir. Alçak uçuşlarda, Gotham yönetimine ait hiçbir hava unsuru kendisini hedef al(a)mamaktadır. Batman, tank türevi aracını kullanırken özel mülklerin duvarlarını delmekten, çatıları tahrip etmekten kaçınmaz. Gotham’ın altyapısal iktidarının zayıflığının başka bir sonucu mafyanın ‘‘bitirilmesi’’ konusunda Batman’a güvenlik bürokrasisi tarafından kendisine tanınan özgürlük alanıdır. 

    Batman hukuka göre yargılanması gereken suçluların kol, sırt, bilek, ve bacaklarını özel tekniklerle kırmaktadır. Bu sahneleri Hans Zimmer’ın heyecanlı müzikleri olmaksızın izlerseniz, karşınızda insan haklarına aykırılığı icra eden, acımasız bir insan olduğunu göreceksiniz. Üstelik bunu siyah pelerin ve yarasa kulaklı maske eşliğinde yapan, sesini özellikle kalınlaştırarak karşısındakileri korkutmaya çalışan psikolojik sıkıntıları olan birisi… Mahkemelere göre yargılanması gereken kişiler, Batman’ın özel dövüş teknikleri sayesinde, işledikleri suçun karşılığını ödemek yerine, geri döndürülemez fiziki hasarlarla hayatlarına devam etmeye mecbur bırakılırlar. Üstüne üstlük bunu kimin yaptığını -Batman- bilemeyecek, adil şekilde yargılanma hakları ellerinden alınacaktır.  

    Bu açıdan düşünüldüğünde de Gotham’da, bırakın hukuk devletini, kanun devleti bile ol(a)madığını görüyoruz. Despotik gücün kullanımı sonucunda, hukuka göre yargılanması gereken sanıklar, Batman’ın her türlü orantısız şiddetine maruz kalacaklardır. Hukukun eksikliği, kurumsal devleti oluşturan altyapısal iktidarın zayıflaması ile doğrudan bağlantılı görülmektedir. Batman’ın başka bir psikolojik bozukluğu, uluslararası teröristlerin bile temin edemediği yüksek teknoloji savunma ekipmanlarına yatırım yapması ve bunları siviller üzerinde kullanmasıdır. Bir de Batman’ı Batman yapan adam Lucius Fox karakteri vardır. Bu kişi (filmde Morgan Freeman) Wayne Holding’in teknoloji sorumlusudur. Batman’ın hukuk dışı varlığını bilerek kendisine, her türlü ekipman ve alt sistem tedariğini sağlamaktadır. (Batman’ın her türlü kişisel verileri ihlal ederek kullandığı yüksek teknoloji iletişim araçlarını hesaba katmıyorum).

    Batman, tüm bunları altyapısal iktidar zayıflığının somut temsiliyeti olan emniyet yapısı ve baş bürokratı Komiser James Gordon’ın kendisine açtığı iktidar alanı çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Batman’ın yetkisi olmamasına rağmen güvenlik bürokrasinin binalarına rahatlıkla girip-çıkması, bürokratların inisiyatifiyle işkenceye varacak sorgulama teknikleri uygulaması, despotik iktidarının en net görüldüğü sahnelerdir. Emin olabilirsiniz ki altyapısal iktidarı güçlü ülkelerde Gordon gibi, devlet dışı bir aktöre sınırsız özgürlükler tanıyan, yetkilerini yolsuz biçimde kullanan bürokratlar çok ağır cezalara çarptırılırlardı. Altyapısal iktidar zayıflığının başka bir örneği, bürokratik yolsuzluğa bulaşan Gordon’un adım adım kariyer basamaklarını tırmanmasıdır.

    Sonuç itibariyle, Batman’ın despotik iktidarı sonucu, Gotham’ın altyapısal sorunlarının çözümünün engellendiği, kısır bir sürece evrildiği görülür. Gotham’ın yöneticileri, altyapısal iktidarın kurumsal sorunlarını çözmek yerine sürekli olarak despotik güce başvururlar. Batman başka bir deyimle ‘‘security dilemma’’ haline dönüşür. Kurumsal yapının sorunlarını çözmek yerine despotik güce başvurmak her zaman daha kolaydır. Batman’ın heykelini dikip, kahraman diye meşrulaştırmak da!

    Batman’ın varlığı Gotham’ın yönetimsel problemlerinin kurumsal açından ele alınmasına açık bir şekilde zarar vermektedir. Altyapısal iktidarı giderek zayıflayan Gotham yönetiminin, Batman’ın despotik gücüne her geçen gün daha da bağımlı hale geldiği görülür. Gotham’ın Batman’a olan bağımlılığı kısa vadede suç sorununu çözse de, uzun vadede sürekli yeni suçluların doğmasına sebep olur. Batman kendisi farkında olmasa dahi, Gotham’ın tüm sorunlarının ana kaynağı haline dönüşür.

    Belki de Gotham’ın sürekli suç merkezi olmasının sebebi, kendisini devlete despotik alternatif olarak sunan ve devletin kurumsallaşmasına engel tutumudur. Varlığını milletin üstünde gören, Gotham’ın vesayetini kendisinde gören, devletin despot iktidar kanadının temsilicisi Batman’ın düşüncesinin tersine belki de Gotham’ın ona ihtiyacı yoktur. 

    Zaten hangi despotik anlayış, kendi varlığının asıl beka sorunu olduğunu kabul eder ki?

    Hangi despot, kendi iktidar alanının sınırlanmasına neden olacak şekilde devlet aygıtını kurumsallaştırmak ister ki?

    Fotoğraf: Serge Kutuzov 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSosyal Demokrat Belediyecilik CHP’ye İktidar Yolunu Açar mı?
    Sonraki İçerik Dünyadan ve Türkiye’den Örnekler: Siyasal İletişim Nedir?

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}