Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Çağlar Kurç: Savunma sanayinin en büyük kaybı, F-35 projesi boyunca elde edeceği gelirdir.
    Röportajlar

    Çağlar Kurç: Savunma sanayinin en büyük kaybı, F-35 projesi boyunca elde edeceği gelirdir.

    Arın Demir22 Aralık 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Arın Demir, ABD’nin Türkiye’ye uygulayacağı CAATSA yaptırımları ve savunma sanayiindeki son gelişmeleri, Savunma Sanayii üzerine akademik çalışmalar yapan ve Bilkent Üniversitesi’nde ders veren Çağlar Kurç ile konuştu.

    Ülkemize yönelik uygulanmakta olan CAATSA yaptırımlarının, S-400 sistemlerinin geleceğine paralel şekilde artması veya azalması bekleniyor mu?

    ABD’nin, Türkiye’den S-400 konusundaki beklentilerini biliyoruz. ABD bu sistemin bir şekilde kullanım dışı bırakılmasını istiyor. Bu şart ya da ABD’nin farklı alanlarındaki beklentilerinin karşılandığı noktada CAATSA’nın kaldırılması mümkün. Yaptırımların arttırılması ise düşük bir olasılık. Daha sert yaptırımlar hem iki ülkenin arasının daha da açılmasına yol açacak hem de uzlaşmayı daha zor hale getirecektir. Fakat, hangi durumun gerçekleşeceğini şu noktada kestirmek zor. İlerleyen zamanlarda iki ülkenin davranışları geleceğe dair daha çok veri sağlayacaktır.

    CAATSA ile yürürlüğe giren ABD’li ithal savunma ürün ve hizmet girdilerinin lisanslanmasına ilişkin hukuki kısıtlamalar, SSB’nin savunma sanayimizin geleceğine ilişkin belirlemiş olduğu 2021 stratejik planları çerçevesindeki ana hedeflerini etkileyecek düzeyde mi?

    SSB’nin yürüttüğü ve ABD girdisi olan projeleri olumsuz etkileyeceğini tahmin edebiliriz. Bu projelerde gecikmeler olacaktır. Fakat, Stratejik Plan’daki ana hedefleri olumsuz olarak etkilemeyecektir. Aslında tam tersine, “Savunma sanayiindeki millî kabiliyetlerimizi sürekli gelişim sürecine tâbi tutarak, dışa bağımlılığı sistematik olarak en aza indirmek” olan hedefe ulaşmak için daha fazla çaba sarf edileceğini düşünüyorum. Bu noktadaki belirleyici etken ülkenin sahip olduğu finansal kaynaklar ve yetişmiş eleman seviyesidir.

    CAATSA yaptırımlarının yürürlüğe koyulması, savunma sanayi stratejilerimize yönelik temel değişikliklere neden olur mu?

    Hayır. Türkiye 1980’lerden itibaren teknomilliyetçi bir savunma sanayi politikası izliyor. Bu politika temel olarak kendi kendine yeterliliği hedeflemektedir. Bu hedefe giden yolda da yabancı şirketlerle iş birlikleri ve girdiler bir basamak taşı olarak görülmektedir. Karar alıcılar yerel savunma sanayi üretim kabiliyetleri arttırdıkça, yabancı şirketlerle olan ilişkilerin de doğasının değişeceği düşünmektedir. Türkiye’nin savunma piyasası, teknomilliyetçi politika izleyen Güney Kore gibi ülkelerden farklı olarak, yabancı firmalara biraz daha açıktır. CAATSA yaptırımları, Türkiye’nin bu politikasını değiştirmeyecektir çünkü politika temelde ABD’den bağımsızdır. CAATSA büyük olasılıkla Türkiye’nin farklı üreticilerle olan ilişkilerini daha da derinleştirmeye ve yeni ilişkiler kurmaya yöneltecektir. Tabii bu noktada diğerlerinin Türkiye’nin bu isteğine nasıl cevap vereceği, bu politikanın başarısını belirleyecektir.

    SSB’ye uygulanan finansal kısıtlamaların, tanımladığınız teknomilliyetçi savunma sanayi politikamıza bütçesel yansımaları ne şekilde olacaktır?

    Yaptırımların tedarik ve Ar-Ge bütçesine, genel olarak savunma bütçesine etkisi birkaç farklı etkene bağlıdır. Birincisi, Türkiye, SSB dışında bir kurumla projeleri yürütüp, ABD’yle hala iş birliği yapacak mı? Cevap evet ise, projelerde aksama olmayacağından dolayı, bütçede bir artış olmayacaktır. Öte yandan hayır ise o zaman alternatif kaynaklara bakmamız gerekli. İkinci konuşulması gereken, Türkiye ABD kaynaklı girdilerin yerine alternatiflerini ne kadar rahat bulabiliyor? Eğer cevap kolay bulabiliyorsa, projelerdeki gecikmelerin süresi ve önemine göre ürün maliyetleri artacaktır, bu da savunma bütçesinde artış gerektirecektir. Bu durumda bütçe artış seviyesi alternatif girdilerin uygulanmasında yaşanabilecek sıkıntıların seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Eğer, alternatif kaynak bulmakta zorlanırsa ve eksik girdileri yerli olarak üretmek isterse, bu durumda çok ciddi bir artış gerekebilir. Bu konuda kesin olarak konuşmak zor çünkü hangi projede, hangi yabancı girdilerin ABD’den tedarik edildiğine dair açık bir kaynak bulunmuyor. Dahası, işin içinde birçok farklı değişkenler mevcut. Ancak zaman içerisinde tam etkiyi görebileceğiz.

    S-400 hava savunma sistemlerinin alınmasının teknik gerekçelerine bağlı olarak Türkiye’nin F-35 programından çıkartılmasının hava savunma kapasitemiz, savunma sanayiimizdeki bilgi birikimimize ve finansal düzeydeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

    F-35’lerin gelmemesi öncelikle Türkiye’nin güç planlamasını olumsuz etkilemiştir. Türkiye yaşlanan F-4 uçaklarını F-35’lerle değiştirmeyi planlıyordu. F-35’lerin gelmediği durumda, hizmet dışına çıkarılan uçakların görevlerini de envanterdeki F-16 uçakları yerine getirmeye başlayacak, bu da bu uçakların daha çabuk yıpranmasına neden olacaktır. Türkiye’nin üzerinde çalıştığı Milli Muharebe Uçağı’nın (TF-X) ne zaman envantere gireceği tam olarak belli değil. Çünkü yeni uçak geliştirme projeleri, ne kadar iyi tasarlanırsa tasarlansın, öngörülemeyen sorunlarla boğuşmak zorunda kalır ve bu da programın aksamasına neden olur. Bu bağlamda, Türkiye hava operasyonlarını bir süre daha envanterdeki uçaklarla yapacak gibi duruyor. Savunma sanayinin en büyük kaybı, F-35 projesi boyunca elde edeceği gelirdir. Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılmasının maliyeti Lockheed Martin’in 2018 yılındaki hesaplarına göre yaklaşık 12 milyar dolar oldu. Son zamanlarda bazı kaynaklar bu kaybın 9 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. Lockheed Martin hala alımları devam ettirdiği için kesin kaybı şu noktada bilmek zor. En kötü 12 milyar dolar, en iyi 9 milyar dolardan az diyebiliriz. Her ne kadar F-35’in ana yüklenicisi olan Lockheed Martin, Türk şirketlerinden alımlara devam etse de bu şirketlerin en kısa sürede F-35 tedarik zincirinden çıkarılması için hem baskı hem de çalışmalar devam etmektedir. Diğer yandan, F-35 programında bugüne kadar olan katılımdan dolayı Türk savunma sanayisi önemli bir bilgi birikimi elde etti. Programdan çıkarılması bu bilgi birimini etkilemeyecektir. Edinilen bilgi ve tecrübenin diğer projelerde de kullanılacağını düşünüyorum.

    1974 yılında Temsilciler Meclisi’nin 93-559 sayılı kanunla ülkemize Kıbrıs Harekâtı sonrası uygulanan silah ambargosu ile bugün CAATSA’nın 231. bölümüne dayandırılarak uygulanan yaptırımlarını ve günümüz savunma sanayi karşılıklı bağımlılık seviyesini de karşılaştırdığınızda, hangisinin daha kısıtlayıcı olduğunu düşünüyorsunuz?

    1974 yılında uygulanan silah ambargosu, CAATSA’dan hem  daha kısıtlayıcıydı hem de kısa dönem etkisi  daha ağırdı. Soğuk Savaş döneminde, Türkiye silahlarını doğrudan alım ve askeri yardımlar yoluyla tedarik ediyordu ve ABD en büyük sağlayıcıydı. Her ne kadar 1970’lerin başında Almanya ve İtalya da önemli sağlayıcılar olarak öne çıkmaya başlasa da Amerikan sistemlerinin baskınlığı ortadan kalkmadı. Ambargo uygulandığında Türkiye elindeki sistemlerin idamesi ve bakımı açısından en önemli kaynağı kaybetmiş oldu. Bu da ordunun gücünü olumsuz etkiledi. Bugün ise hem dönüşen küresel üretim şekilleri hem de Türkiye’nin  artan savunma sanayi kabiliyetleri, Türkiye’nin daha esnek olmasını sağlamakta, alternatif sağlayıcılara daha rahat ulaşmasına olanak sağlamaktadır. Dahası, ABD’ye olan bağımlılık belli bir derece devam etse de 1970’lerdeki seviye göre daha düşüktür. Dahası CAATSA içerik olarak da 1974 silah ambargosundan daha farklıdır. CAATSA, Türkiye’ye silah satışlarını kısıtlamıyor. Hangi kurum üzerinden yapılacağını kısıtlıyor. CAATSA’nın etrafından dolaşmak daha rahat. Fakat, bu noktada şunu da belirtmek gerekiyor: Türkiye’nin alternatif kaynaklar bulması, bu kaynakların Türkiye’yle iş yapmak isteyip istememesine bağlıdır. Bu açıdan, 1974 silah ambargosu ve CAATSA arasında fark olabilir. 1974’ye her ne kadar ABD silah ambargosu uyguladıysa da Avrupa ülkeleri Türkiye’yle iş birliği yapmaya ve silah satmaya gönüllüydü. Mesela silah ambargosu uygulandığında İtalya (F-104S), Fransa (Mirage F-1F) ve Birleşik Krallık (Jaguar) Türkiye’ye uçak satabileceklerini belirtmişlerdir. Dahası, her ne kadar Temsilciler Meclisi ambargo kararı alsa da ABD hükümeti Türkiye’yi destekleyen bir duruştaydı. Zaten adım adım ambargonun zayıflatılması ve sonunda kaldırılması için de çaba gösterdiler. Bugün ise, ABD ve Türkiye hükümetleri arasında benzer bir ilişkiden bahsedemeyiz. Bu gerginlikten dolayı da ABD’yle yakın ilişkisi olan alternatif kaynaklar SSB’yle ve Türkiye’yle çalışmaktan çekinebilirler. Bu da Türkiye’nin elindeki seçenekleri önemli derecede kısıtlayacaktır. Şu noktada diğer ülkelerin nasıl davranacağını zaman gösterecektir.

    Fotoğraf: Museums Victoria

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGençlerin “Yaşlı” Yazın Dünyasıyla Sınavı | Bilgehan Uçak & Büşra Cebeci | Keyfî Gündem #28
    Sonraki İçerik Liberalizmin büyük düşünürü John Rawls bir kez daha Batı’nın imdadına koşabilir mi?

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}