Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Beklenen Alevi Açılımının İdeolojik ve Yapısal Sınırları
    daktilo2

    Beklenen Alevi Açılımının İdeolojik ve Yapısal Sınırları

    Armağan Öztürk21 Eylül 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    AKP döneminde Alevilerle ilgili iki önemli gelişme yaşandı. Öncelikle 2009-2010 konjonktüründe Alevi çalıştayları düzenlendi. Alevi kanaat önderlerinin görüş ve taleplerini dinleyen hükümet diyalog kapısını açık tutsa da somut adım atmadı. Diyanet’in konumu, zorunlu din dersleri, cemevlerinin statüsü ve ayrımcılık gibi temel tartışma alanlarında hiçbir ilerleme sağlanamadı. Karşılıklı iyi niyetle belli bir seviyeye getirilen Alevi açılımının siyasi iktidarın somut adımlar atmaktan çekinmesi nedeniyle çökmesi, Alevi toplumunun AKP iktidarına olan güvensizliğini arttırdı.

    İkinci önemli gelişme 2018’i takip eden süreçte gerçekleşti. Önce İçişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi bazı merkez kurumların alt faaliyeti olarak başlayan çalışmalar zamanla kurumsal bir niteliğe büründü. 2022’de açılan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı devletin Alevilerle olan ilişkilerindeki en büyük kırılma anı olarak tarihe geçti. Kurucu başkanlığını eski bir CHP’li olan Ali Arif Özzeybek’in yaptığı bu kurum, devletin Aleviliği dini ve kültürel bir topluluk olarak tanımasının ilk adımıydı. Devlet, Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamu bütçesinden Alevilerin ihtiyacı için bütçe ayırdı. Cemevlerinin ve dedelerin ihtiyaçları listelendi ve bir ölçüde de karşılandı.

    Tabii sessiz bir devrim olarak tarihe geçen bu çabanın bazı ideolojik sınırları vardı. Öncelikle Başkanlık, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlandı. Devletin bu kararı Aleviliği dini bir topluluk olarak değil de, İslam içinde kültürel bir renk (form) olarak gören hakim Sünni bakışın uzantısı niteliğindeydi. Ayrıca Alevilerin eşitlik yönündeki yasal talepleri karşılanmadı. Ne cemevleri ibadethane olarak ilan edildi ne de zorunlu din dersi uygulaması değişti.  

    Son günlerde ise başka bir hareketlilik yaşanıyor. Devlet Bahçeli’nin ekim ayı içerisinde tarihi bir açıklama yaparak Alevilere yeni haklar verilmesini talep edeceği yaygın şekilde dile getirilmekte. MHP liderinin Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Alevi olsun çıkışı sembolik bir jest olduğu kadar, ileride savunulacak veya söylenecek şeylere dair bir ön alma aslında. Olası bir Alevi açılımının toplumsal birlik, devlet-vatandaş ilişkileri ve temel haklara katkısı ise yadsınamaz.

    Geniş bir Alevi kitlesi kendisini Sünniler karşısında öteki olarak görüyor. Bu algının olgusal dayanakları tartışılabilir. Ama kesinlikle ayrımcılık algısının yıkılması gerek. Dahası idare mahkemeleri ve AİHM’de devasa bir dava yüküyle uğraşmak zorunda kalıyor hükümet. Zorunlu din dersi ve cemevlerinin statüsü siyasi iktidarın savunma yapmak zorunda kaldığı konuların başında geliyor. Alevi açılımının terörsüz Türkiye adıyla yürütülen ikinci çözüm süreci için ek bir kolaylık sağlayacağını öngörebiliriz. Çünkü Kürtlerin bir kısmı Alevi. Alevilerin tanınma hakları siyasal sosyolojik iklimi daha da yumuşatacaktır.

    Alevi açılımının din-devlet ilişkilerine yönelik gerçek bir paradigma kırılmasına yol açma ihtimali de var elbette. Ama siyasi iktidar din ve devletin tümüyle birbirinden ayrılması ve dolayısıyla Batı standartlarında bir laikliğe çok sıcak bakmıyor. Zaten böyle bir şey Diyanet İşleri Başkanlığının devlet kurumu olmaktan çıkarılmasını gerektirir. Bu arada sadece AKP değil, CHP de böylesi bir zihinsel devrime karşı. Türkiye’deki ana akım partilerin tamamı devletin din kurumuna kaynak sağlamasını, hatta dini örgütlenmeye bilfiil yardımcı olmasını doğru buluyor. Belki de bu nedenle Alevilerle ilgili ilk önemli adım Alevi topluluğunun ihtiyaçlarını karşılayacak bir devlet kurumu kurulmasıyla sonuçlandı.

    Bu baskın çizginin devam edeceğini varsayarsak siyasi iktidar ve (veya) MHP’den gelen ilk öneri Alevi-Bektaşi Başkanlığının devlet içindeki önemi ve ağırlığının arttırılması olabilir. Bu kurumun Cumhurbaşkanlığına bağlanması ve anayasal statüye kazandırılması, devletçi bakışın elindeki en önemli kozlar. Tabii bu yapılırken İslam içi bir tartışmaya yol açmamak lazım. Alevi-Bektaşi Başkanlığının bir tür Alevi Diyaneti gibi örgütlenmesi Aleviliğin devletleştirilmesi bakımından Alevi sivil toplum örgütlerinin tepkisine yol açabilir. Ayrıca ülkedeki geniş Sünni kesim, Diyanet İşleri Başkanlığının ülkedeki tüm Müslümanların ortak kurumu olduğu konusunda ısrarcı. Alevi-Bektaşi Başkanlığının statüsünün ve görev alanının Diyanet’e eşitlenmesi İslam birliği tartışmalarını körükler. Bu noktada hassas bir denge var. Devletçi laiklik paradigması gereği Alevilerden sorumlu kurumu güçlendirmek lazım. Ama bu yapılırken Sünni ve Aleviler için iki ayrı Diyanet anlamına gelecek bir siyasal inşa süreci de riskli.

    Benzer bir statü ve tanınma sorunu cemevleri için de geçerli. Aleviler cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasını istiyor. Siyasi iktidar ise bu talebe şu ana kadar olumlu yanıt vermedi. Yeri gelmişken hatırlatalım. Türkiye’de genel bir ibadethane kanunu yok. Çeşitli yasalarda ibadethane ifadesi geçmekte. Bazen ise ibadet yerinden ne kast edildiği açıkça sayılarak belirtiliyor. Mesela camii, mescit, kilise, sinagog birer ibadethane Türk kanunlarına göre. Cemevlerinin ayrıca ibadet yeri olarak sayılmasının İslam birliğine zarar vereceği ön yargısı veya kaygısı Sünni kesim içinde oldukça güçlü. Cemevlerini bir kültür evi olarak görmenin Alevi kesimlerce aşağılanma olarak kabul edildiği de açık. Çarpışan bu iki bakış açısı için de bir ara formül gerekiyor. Bu noktada sıklıkla dile getirilen argüman cemevlerine ibadethane statüsü vermeden ibadet yeri haklarından yararlandırmak. Bu kurumlar için inanç merkezi/yeri gibi sıfatlar kullanılabilir. Ancak Alevi toplumu için cemevi ibadethane. Onu kültür merkezi olmaktan çıkarıp inanç merkezi haline getirmek önemli olsa da yetersiz.

    Son olarak daha kadim meselelere değinilebilir. Tekke ve Zaviyeler Kanunu nedeniyle eski dergahlar kapalı. Ayrıca zorunlu din dersine karşı çıkan epey sayıda kişi var. Ancak bu iki hususta, yani tarikat yasağı ve zorunlu din dersi gibi hararetli alanlarda uzlaşıya varmak ve herkesi tatmin edecek bir çözüm bulmak imkansız. Dergah, tarikat, din dersi gibi meseleler için çok yüksek düzeyde bir toplumsal mutabakat gerek. Aksi taktirde kırılganlık ve karşılıklı güvensizlik daha da artacaktır. Siyasi iktidarın bu tür tartışmalara girmeyeceğini, en az maliyetle temel haklara yeni güvenceler sağlayacağını öngörebiliriz.     

    Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikParçalanma Nerede Birikiyor? Türk Sağında Yeni Rekabet
    Sonraki İçerik Her Erkek Bir Cuma Gecesi Işıkları Kapatıp Dayısıyla Birlikte Ajan Filmi İzlemiştir

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Ronaldinho veya Gizemsiz Devlet Teorisine Göre Erken Seçim Ne Zaman Olur?

    21 Eylül 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Ümmetsel Diyalog

    21 Eylül 2025 Birol Başkan
    daktilo2

    Nuri Bilge Ceylan Bize Karşı Çıkmanın ve Sıkılmanın Ne Denli İnsanca Olduğunu Hatırlatıyor

    21 Eylül 2025 Selim Yıldırım

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Vakıf Üniversitelerine Kayyım Atanması: İstanbul Bilgi Üniversitesi Kararı ve Hukuki Çerçeve

    19 Eylül 2025 Yazılar Bekir Biçkin

    “Foreign Agent” Draft Bill in Turkey

    19 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Gürkan Özturan

    Türkiye’deki “Yabancı Etki Ajanı” Yasa Tasarısı

    18 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Gürkan Özturan

    İrrasyonel Tercihler ve Sararan Yüzler: Sarı Sendikaların Piyasa Ekonomisine Etkileri

    17 Eylül 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}