Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kant Aydınlanma Yolculuğunda Yürüyor
    Yazılar

    Kant Aydınlanma Yolculuğunda Yürüyor

    Su Sertdemir8 Nisan 20246 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Modern insanın hayat rutinine baktığımızda sabah 5’te kalkma modasının ne kadar yaygın olmaya başladığını görüyoruz. Yaşam temposunun yüksek olduğu ve gittikçe yükselmeye de devam ettiği bu günlerde saatleri adeta kovalıyoruz. Zaman konusu ne zaman açılsa aklıma ilk olarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabından bir alıntı geliyor: “Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer, ben zamana, kendi zamanıma çelme takmakla yaşıyordum.”[1]

    Belki de sabah 5’te kalkarak kendi zamanımıza kendimizce çelme takıyoruzdur modern insanlar olarak kim bilir… Zamanı modern insan olarak yönetme düşüncesi şöyle dursun bu konuya yıllarını adayan bir aydınlanma filozofu Kant’a ışıklarımızı çevirelim.

    1762’de Königsberg Üniversitesi yakınlarında yaşıyorsanız her sabah aynı saatte sizin evinizin önünden geçen bir beyefendi görebilirsiniz. Saatinizin doğru ayarlanmış olması bu anlamda çok kritik, çünkü her sabah bu beyefendinin bu kadar dakik olması konusunda şaşkınlığınızı gizleyemeyebilirsiniz.

    Kant üniversitede öğretmenlik yaptığı yıllarda yardımcısı Martin Lampe onu her sabah 5’te uyandırır. Bir dakika daha fazla uyumaması gerektiğiyle ilgili de Lampe’yi tembihler. Her ne kadar uyanmakta zorlandığını itiraf etse de geceleri aynı saatte uyumakta başarılı olduğu için sabah 5’te planladığı gibi uyanabilir. Rutinlerine bağlı kalmak ona mutluluk verdiği için her sabah uyanır uyanmaz 1-2 bardak çayını içer ve piposunu yakar. Piposuyla geçirdiği keyifli birkaç dakikayı sorduklarında ise onun için bir tür meditasyon olduğunu dile getirir.

    Bütün bu yaptığı sabah rutini ise onu, felsefesini oluşturmasında en etkili eylemlerden biri olan günlük yürüyüşüne hazırlar. Felsefe dünyasında düşüncelerini toparlamak ve anlamlandırmak için yürüyüşe çıkma geleneğine bağlı filozoflardan Kant’ın yanı sıra Thoreau ve Nietzsche’yi de sayabiliriz. Günümüz Fransız filozoflarından Frédéric Gros, ünlü eseri Yürümenin Felsefesi’nde (A Philosophy of Walking) saydığımız filozofların yürüyerek felsefelerini şekillendirmelerine ışık tutar. Kitaptaki Thoreau alıntısı da yaşam ve yürüme arasındaki anlamsal bağlantıyı çok iyi kurar: “Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”[2]

    Kant’ın sabah rutinine geri dönecek olursak, bütün ritüellerini evinde tamamladıktan sonra evden tam 8’de çıkar ve komşuları Kant’ı evden çıkarken görürse sabah 8 olduğunu bilir; saatlerine bakmaya gerek duymazlar. Onun rutinlerindeki bu dakiklik, çevresinin ona bir süre sonra “Königsberg Saati” lakabını takmasına neden olur. Kant kolundaki saatinin vazgeçeceği son obje olduğunun altını çizer.

    Sabah onu uyandıran yardımcısı dışında gününü şekillendirmedeki en büyük yardımcısı kolundaki vazgeçemediği saatidir. 11’de biten derslerinden sonra 12.45 öğle yemeğine kadar kendi çalışmaları üzerinde kafa patlatır. Öğle yemeğinde Kant’ı tanıyan herkes belirli 3-4 yiyecek dışında başka bir şey seçmeyeceğini çok iyi bilir. Yemeklerde seçici ve özenli olmak istemesini keyifle yaşamaktansa düzenli ama sağlıklı, uzun ömürlü bir hayatı amaçlamasına dayandırır.

    Öğle yemeğinden sonra tekrar uzun bir yürüyüşe çıkar ve gününün yarısını düşünüp düşüncelerini sindirme fırsatı bulur. Çalışma saati bittiği anda arkadaşı Green ile masada uzun uzadıya oturur ve felsefi konular hakkında konuşmaktan oldukça keyif alır. Bu sohbetlerinde Kant’ın en önemli eserlerinden biri “Saf Aklın Eleştirisi”si şekillenmeye başlar. Evine döndüğünde işini düşünmekten kaçınır, uzun okumalar yapar ve 10’da uykuya geçer.

    Büyük bir insanın sade ve sakin hayatını bu şekilde özetlemek çok yavan gelse de aslında bize vermek istediği büyük mesaj ortadadır. O her gün yaptığımız eylemlerin bizim kişiliğimizi ve hayatımızı şekillendirdiğinin örneğidir. Onun bu bağlamda Evrensel Ahlak Yasası’nın temelini oluşturan meşhur cümlesi aklımıza gelebilir: “Ancak, aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin maksime göre eylemde bulun.”[3]

    Kant’ın kendi özel hayatında erken kalkması, aynı saatte evinden çıkması ve her gün hemen hemen aynı rutinleri uygulaması aslında dakikliği ve prensibi kendi ahlak yasasına bağlı yaşamasından kaynaklanıyor olabilir mi? Kant’a göre sağlıklı yemekler seçmesi, alkolden olabildiğince uzak durması ve okuma yaparak uykuya geçmesi ahlaki anlayışının eylemleridir. Kant’a göre asıl ahlaki eylem, ahlak yasasına göre yapılan bir eylemdir. Bu yüzden bir eylemin ahlaki olarak nitelendirilmesi onun ceza ve ödül korkusundan değil, ödev bilinciyle yapılmasına bağlıdır. Bir eyleme iyi diyebilmemizin koşulu eğilimden bağımsız olarak doğrudan ödevden gelmesine bağlıdır.

    Kant’ın kendi hayatındaki bu rutinlerinin nihai amacı büyük resimde aslında uzun ve sağlıklı bir yaşamı hedeflemesiyle alakalıdır. Derslerine ve okula daima zamanında varması çevresine dakikliğin evrensel bir ahlak yasasına tabi olduğu mesajını da verir. Kant kendi üstündeki profesörün eğer okula bir saat geç kalırsa ona kızıp laf edeceğinden korktuğu ve cezalandırılabileceğini düşündüğü için değil, kendi ödevine olan bağlılığından ötürü dakik bir hayat yaşamakta ve okula her gün aynı saatte varmaktadır. Ona göre: “Ödev yasaya saygıdan dolayı yapılan eylemin zorunluluğudur.”[4]

    Bu noktada Kant’ın fikirlerini takip edip hayatına adapte etmeye çalışan bir insanı düşünelim. Her gün aynı eylemler, rutin şekilde tekrarlanan sorumluluklar ve bu kişinin davranış şeklinin genel bir kural haline gelmesi durumu… Bu kişinin hayatında disiplinin ve öz saygının yerinin ön planda olması yadsınamaz. Düzenli takip edilen rutinler tıpkı kas çalışan bir sporcunun birkaç tekrardan sonra vücudunda fark görmeye başlamasına benzetilebilir. Bu eylemi gerçekleştirmeye başlarken kendi vicdanıyla yaptığı bir seçimle şekillendirmiş ve ödevini kendisi oluşturmuştur. Onun ödevi gün sonunda kas kazanmak ve bunu yaparken rutin bir şekilde ilerleyip uzun vadede sonuç görmektir. Düzenli spora giden bir birey de toplum tarafından saygı görüp azmi ve başarısı nedeniyle takdir edileceği için örnek bir davranış ortaya koyar. Sporda da ahlakın önemi tartışılamaz ve bu durum Kant’ın Ahlak Yasası için iyi bir davranış örneği sayılır.

    Peki bu ahlaki yasanın başında başka bir koşul var mıdır? Ahlaki eylemde bulunabilmesi için Kant’a göre insan önce özgür olabilmelidir: “İnsan özgür olmadan ahlaki eylemde bulunamaz, ama özgürlük idesi de kendini ahlak yasası yoluyla ortaya koyar.”[5] O zaman Kant’ın hayatından yola çıkarsak Kant’ın Evrensel Ahlak Yasası’nı benimseyip uygulamadan önce özgür bir birey olduğunu düşünebilir miyiz? Ya evinde bakması gereken hasta bir annesi, her gün aynı saatte okula götürüp getirmesi gereken bir çocuğu olsaydı? Kant dakik bir insan olabilir ve ahlak üzerine bu kadar düşünebilir miydi?

    Özgür olmamız bir noktada kadere bağlı olabilir mi? Sakin bir anne babanın rahatça yetiştirdiği bir evlat olan 18. yüzyıl Prusya’sında yetişen Kant için belki de doğru ve uygun koşullar vardı ve bu koşullar onu felsefe ve ahlak üzerine düşünmeye itmişti. Bizi özgürce ahlak düşünmekten alıkoyan şeyler sadece dış faktörler midir? Kendi içimizde dış faktörlerin karmaşasından kendimizi alıkoyup “iyi” ve “kötüyü” düşünmek sizce mümkün müdür? Hapishanede tutuklanmış bir mahkum yaptığı eylemlerin iyiliği ve kötülüğü üzerine düşünmüyor mudur? Ama o anda özgür bile değildir. Belki de hücrede her gün her şeyi aynı saatte yapabileceği bir zaman bile vardır. Kant şu an karşımda olsaydı ona şunu sormak çok isterdim: İyi ve kötü muhakemesini yapabilmek için özgür olmak yeterli midir?

    Özgürlüğü, iyiyi ve daha iyiyi düşünebileceğimiz günlere…

    Kaynaklar:

    [1] Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, (DERGAH YAYINLARI, 2017), 194.
    [2] Frédéric Gros, Yürümenin Felsefesi, (KOLEKTİF KİTAP, 2017)
    [3] Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Çev. Ioanna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara, 2013, s. 38.
    [4] Kant, 2013, s. 15.
    [5] Kant, 2013, s. 4.

    Felsefe R1 Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikABD Gündemi: Seçimlere Hazırlık, İsrail-Gazze Çatışmalarının ABD’ye Yansıması
    Sonraki İçerik On Independence and Credibility

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    D84 INTELLIGENCE

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 Deniz Nas
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}