Türkiye’de son dört yıldır Aile Sağlığı Merkezleri aracılığıyla devlet tarafından ücretsiz verilmesi gereken doğum kontrol araçlarına erişim sağlanamıyor. Sağlık Bakanlığı, başta büyükşehirler olmak üzere ülkenin hiçbir bölgesinde doğum kontrol aracı temin etmiyor. Kamu hastanelerinde ise kürtaj fiilen yasak hale geldi.
İktidar, kadınların bedenleri üstünde karar almasına engel olarak sadece çocuk yapmayı teşvik eden politikalar yürütüyor. Türkiye’de halen yürürlükte olan 1983 tarihli Nüfus Planlaması Kanunun 3. maddesine göre devlet, başta kürtaj olmak üzere gebeliği önleyici ilaç ve araçları temin veya imal etmeye veya ettirmeye, muhtaç olanlara bu ilaç ve araçları parasız veya maliyetinden ucuz fiyatla vermeye veya sattırmak için tedbir almaya tek yetkili mekanizmadır.
Bu kanunun yürürlüğe girdiği yıllardan itibaren kamu hastaneleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak aile planlaması hizmeti almak mümkündü. Ancak AKP iktidarı, devletin bu politikasını tersine çevirerek sadece gebelik teşvikini içeren bir tutum ve politika izlemeye başladı.
İlk seçimi kazanmalarının ardından 2003 yılında başlattıkları Sağlıkta Dönüşüm Programı ile iktidar, aile planlaması merkezlerini kapatarak bu merkezlerin verdiği hizmetleri aile sağlığı merkezlerine transfer etti. Evlenmek isteyen 27 yaş altı gençlere ise evlilik teşvik paketi altında maddi yardım uygulaması yürürlüğe sokuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığından bu yana katıldığı her etkinlikte üç çocuk söyleminde bulundu. Erdoğan bu söylemini yurtdışı gezilerine de taşıdı. Haziran 2023’te Azerbaycan ziyareti sırasında yaptığı açıklamada: “Şimdi önümüzde atılacak bazı adımlar var. İnşallah bu adımları da başarıyla attıkça Azerbaycan şu andaki mevcut nüfusuyla daha da ileri gidecek. Benim nüfustaki planım, programım en az üç diyordum ama Azerbaycan’da bunun en az 5 olması lazım.” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın bu tutumu devlet politikalarına da yansıdı. Aile Planlaması Merkezlerinin hizmetlerinin transfer edildiği Aile Sağlığı Merkezlerinde ve kamu hastanelerindeki kadın doğum merkezlerinde gebeliği teşvik edici uygulamalar yürütülmeye başlandı. Kamu hastanelerinde kürtaj hizmeti fiilen yasaklandı. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nin 2020 yılında yaptığı Kamu Hastanelerinde Kürtaja Erişim Araştırmasının sonuçlarına göre ülke genelinde görüşülen 295 kamu hastanesinden 185’i yasak olmamasına rağmen kürtaj hizmeti vermediğini belirtiyor.
Devletin Aile Planlaması Politikalarını İzleme Projesi İkinci Dönem Faaliyetine Başladı
AKP iktidarının, sosyal devlet anlayışına ve anayasaya aykırı olarak teminini durdurduğu doğum kontrol araçlarının tekrar tedarik edilmesi için farkındalık yaratmayı amaçlayan Devletin Aile Planlaması Politikalarını İzleme Projesi, Avrupa Birliği Sivil Düşün programı ve Daktilo1984 işbirliği ile ikinci dönem çalışmalarına başladı.
Proje Mart 2020’den bu yana birinci basamak sağlık kuruluşlarında bakanlık tarafından temini durdurulan doğum kontrol araçlarına tekrar ücretsiz bir şekilde erişim sağlanması için faaliyet gösteriyor. Ailepol ilk çalışma döneminde Aydın, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Hatay, Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da saha çalışması gerçekleştirmiş ve doğum kontrol kitlerine temin durumunu araştırmıştı.
Yapılan saha çalışmasının sonucuna göre birçok ildeki Aile Sağlığı Merkezine halen bakanlık tarafından doğum kontrol kiti tedarik edilmiyor. Ayrıca merkezlerin güncel iletişim bilgileri internet üzerinde yer almıyor. Çalışanlar aile planlaması konusunda bilgisiz. Bu sebeple bu konuda danışan kişilere de bilgi verilemiyor. Görüşme sağlanan merkez çalışanları doğum kontrol araçlarının ücretsiz temin edilebildiği konusunda bilgi sahibi değil. Bu sebeple hastanın ihtiyacını ve talebini karşılayamıyor. Yapılan saha araştırmalarının sonucunda doğum kontrol yoksulluğunun kronikleşmeye başladığı görülüyor. İktidarın üç çocuğu teşvik etme tutumunun devlet politikası olarak yerleştirilmeye başlandığı anlaşılıyor.
Ankara’da Dört Senedir Doğum Kontrol Kiti Temin Edilemiyor
Devletin Aile Planlaması Politikaları Projesi’nin ikinci dönem ilk saha çalışmasında Ankara’daki doğum kontrol yoksulluğuna yakından bakacağız. TÜİK’in her yıl yayınlandığı Doğum İstatiksellerine* göre 2022 yılında Ankara’nın kaba doğum hızı binde 1.28 oldu. Ankara’nın 2017 yılında binde 1.72 olan doğum hızında 5 yıl içerisinde 0.44’lük bir gerileme yaşandı. 81 ilin 2017-2022 yılları arasındaki kaba doğum hızını bu linkten görebilirsiniz:
(Yıllara göre kaba doğum hızı, Kaynak: TÜİK)
İl genelinde doğum kontrol araçlarına temin durumunu Ankara Aile Hekimleri Derneği 2. Başkanı Ahmet Sefa Eylevler’e sorduk. Eylevler kent genelinde doğum kontrol araçlarına erişimin birçok ilde olduğu gibi Mart 2020’den bu yana sağlanamadığını belirterek düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanması gereken hastalara artık ilaç temin edemediklerini belirtti.
Eylevler özellikle sosyoekonomik olarak geri kalmış bölgelerde kadınların geleneksel yöntemler (geri çekilme, dışarı boşalma) kullanarak aile planlaması yapmaya çalıştıklarını, kent genelinde başta aşılar olmak üzere tüm ilaçların sorunsuz bir şekilde bakanlık depolarından temin edilebildiğini, ancak bakanlığın ilaç depolarında doğum kontrol malzemelerinin Mart 2020’den bu yana bulunmadığını belirtti.
Yapılan görüşme sonucunda Ankara’da dört senedir doğum kontrol araçlarına erişim sorunu yaşandığı görülüyor. İktidar, Ankara’da ve daha birçok şehirde bu yolla üç çocuk söylemini devletin resmi politikası haline getirmeye çalışıyor. Sosyal devlet anlayışına göre devlet; bireylere asgari gelir güvencesi veren, onları toplumsal risklere karşı koruyan, sosyal güvenlik olanağı sağlayan ve yurttaşların tümüne eğitim, sağlık, barınma gibi hizmetleri sunan bir mekanizmadır. Devlet, elindeki yetkileri kullanarak vatandaşlarının hayat tarzına müdahale edemez.
*TÜİK 2022 Doğum İstatikseli (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dogum-Istatistikleri-2022-49673)