Daktilo 1984Daktilo 1984
  • İZLE
    • Çavuşesku’nun Termometresi
    • Nabız
    • Yakın Tarih
    • Berlin Duvarı
    • Varsayılan Ekonomi
    • Kiev Radyosu
    • Müşahit
    • Masa
    • Mayhoş Muhabbetler
    • Tümünü Gör
  • OKU
    • Yazılar
    • Forum
    • Röportajlar
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • Asterisk2050
    • Yazarlar
    • Arşiv
      • Siyaset
      • Ekonomi
      • Dünya
      • Tarih
      • Kültür – Sanat
      • Spor
      • Rapor
      • Gezi
  • DİNLE
    • Mutfakta Ne Var?
    • Sesli Gazete
    • Çerçeve
    • Sinekritik
    • SPQRCAST
    • Sinekli Bakkal
    • Tümünü Gör
  • D84 INTELLIGENCE
    • Aile Planlaması
    • Başkanlık Sistemi Projesi
    • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
    • Medyaya Erişim
    • Deprem
    • Herkes için Siyaset Bilimi
    • Yapay Zeka
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • E-Bültene Abone Ol
Facebook Twitter Instagram Telegram
Twitter Facebook YouTube Instagram Telegram
Daktilo 1984Daktilo 1984
Destek Ol Abone Ol
  • İZLE
    • Çavuşesku’nun Termometresi
    • Nabız
    • Yakın Tarih
    • Berlin Duvarı
    • Varsayılan Ekonomi
    • Kiev Radyosu
    • Müşahit
    • Masa
    • Mayhoş Muhabbetler
    • Tümünü Gör
  • OKU
    • Yazılar
    • Forum
    • Röportajlar
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • Asterisk2050
    • Yazarlar
    • Arşiv
      • Siyaset
      • Ekonomi
      • Dünya
      • Tarih
      • Kültür – Sanat
      • Spor
      • Rapor
      • Gezi
  • DİNLE
    • Mutfakta Ne Var?
    • Sesli Gazete
    • Çerçeve
    • Sinekritik
    • SPQRCAST
    • Sinekli Bakkal
    • Tümünü Gör
  • D84 INTELLIGENCE
    • Aile Planlaması
    • Başkanlık Sistemi Projesi
    • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
    • Medyaya Erişim
    • Deprem
    • Herkes için Siyaset Bilimi
    • Yapay Zeka
Daktilo 1984Daktilo 1984
Anasayfa » Geriye Kalan %50’nin Fonksiyonu
Yazılar

Geriye Kalan %50’nin Fonksiyonu

Nevşin Mengü20 Şubat 20203 dk Okuma Süresi
Paylaş
Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

Gezi davasının karar duruşması hepimizi iki gün boyunca şaşırttı. İlk önce, diğer tüm sanıklar ile birlikte Osman Kavala’ya da beraat ve tahliye kararı verildi. Kararın veriliş biçimi de şaşırtıcıydı. Sanık avukatları doğru düzgün dinlenmemiş, hatta sanık avukatları “konuşmamıza, savunma yapmamıza izin verilmiyor” diye mahkeme heyetine itiraz etmiş, heyet itirazları reddedip atar topar kararları açıklamıştı. Karardan sonra Taksim Dayanışması’ndan Can Atalay ile konuştuğumda, kendisinden “vallahi bir de şaşkınız, bilemiyoruz” yanıtını aldım.

Şaşkınlığımız geçmeden şakkadanak başka bir karar… Osman Kavala’nın 15 Temmuz soruşturması kapsamında göz altına alınması haberi geçti televizyonlardaki alt yazılarda. Kavala tahliye edilemeden yeniden tutuklandı. İşin sürreal bir tarafı da öğrendik ki, Kavala’nın bu soruşturmada adı geçmekteymiş fakat gıyabında yeterli delil olmadığı için bu soruşturmadan zaten daha önce tahliye kararı verilmiş. O karar anlaşılan kadük oldu. Kavala hala cezaevinde. Bugünün Türkiye’sine Allah düşürmesin! Dilimizde böyle bir değiş olması, bize adaletin bu topraklardaki macerası üzerine fikir veriyor lakin, 2020 Türkiye’sinde düşürenin de çıkaranın da Allah olmadığını pekâlâ biliyoruz. Peki bu durumda düşüren kim?

Teoriler çeşitli… Birincisi, sürecin tamamına Erdoğan’ın hâkim olduğu, ilk kararı da ikinci kararı da Erdoğan’ın aldırdığı şeklinde. “Peki neden böyle bir şey yapmış olsun?” sorusuna cevap ise sanki devletin içinde kendisine karşı birtakım odakların olduğu imajını vererek, tabanını bir parça ürküterek konsolide etme yolunu seçtiği şeklinde. Nitekim, mahkeme kararıyla ilgili Erdoğan’ın kullandığı, “Soros’un Türkiye ayağını beraat ettirmeye kalktılar” ifadesi dikkat çekiyor.

Bir diğer teori olarak HPD Milletvekili Garo Paylan, yine tüm sürece Erdoğan’ın hakim olduğunu, ilk beraat kararını hakimlerin Erdoğan’ın bilgisi dahilinde aldığı, ancak sonradan birilerinin Erdoğan’ın fikrini değiştirdiğini söylüyor.

Bir başka teori ise, tüm bu yoğunluk içinde Erdoğan’ın ilk karara müdahale edemediği, karardan haberinin olmadığı, karardan haberdar olunca da harekete geçtiği ve yargıya gerekli talimatları verdiği yönünde.

Tüm bu teoriler, ülkede yargının bağımsız olmadığı konusunda birleşiyor. Böylece, bir boşluktan faydalanıp bağımsız karar veren mahkemenin cezalandırıldığı analizi anlam kazanıyor. Yani ortada bir tek karar verici var, o da Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan’ın yargısından yürütmesine her şeye hâkim olduğunu, kendisinden habersiz kuş uçamadığını var sayıyoruz. Arada gözünden kaçan gelişmeler olsa bile sonunda dönüp müdahil olabildiğini, bazen çeşitli odaklar ya da kişilerin etkisinde kalsa da son kararı yine bir şekilde Erdoğan’ın aldığı fikri üzerinde yoğunlaşıyoruz.

Bu durum bizi, Erdoğanist ittifakın dışında kalan %50’nin fonksiyonunu ve bu yüzde elliyi de temsil etmesi beklenen kurumların meşruluğunu sorgulamaya itiyor. Her şeye muktedir olan Erdoğan, hoşuna gitmeyen bir seçim sonucu karşısında YSK’ya talimat verebiliyorsa, seçim yapmanın bir anlamı aslında kalıyor mu? Yahut kendisini memnun etmeyen bir mahkeme kararına müdahale edebiliyorsa bağımsız bir yargıdan bahsetmenin bir manası var mı?

Hatta bu durumda; her şeye muktedir, eli kolu her yere yeten, herkesin el pençe divan durduğu, çekindiği ve karşısında çaresiz kaldığı bir lider karşısında muhalefetin nasıl ve ne gibi bir fonksiyonu olabilir? Devlette denetim ve dengeyi sağlaması gereken tüm kurumlar tek adamın elindeyse, muhalefetin iktidar erkini sınırlandırabilmesinin yolu nedir?

Erdoğanist ittifakın dışında kalan yüzde elli, acaba kendi sahasında kendi kendine oynayıp, kendisini mi eğlendiriyor; yoksa bu rejimin kurallarını koyduğu bu oyun içinde, bir gün bir şeyleri değiştirebilme ihtimali taşıyor mu? Sanırım bu sorular ile cesaretle yüzleşmek ve yanıtlarını dürüstçe vermemiz gerekir…

Siyaset
Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
Önceki İçerikTürkiye’de Devlet Bürokrasisi ve “FETÖ”
Sonraki İçerik Ortadoğucu Olmak Neden Zordur?

Diğer İçerikler

Yazılar

Dizi Yorum: Six Feet Under (2001-2005)

24 Eylül 2023 Oğuzhan Köseoğlu
Yazılar

Twitter’da Bir Hayalet Dolaşıyor: Sovyet Toplu Konutları

23 Eylül 2023 Barış Uzun
Yazılar

Mülteci Statüsü ve Cenevre Sözleşmesi

22 Eylül 2023 Osman Can Akdeniz

Yorumlar kapalı.

Güncel İçerikler

Dizi Yorum: Six Feet Under (2001-2005)

24 Eylül 2023 Yazılar Oğuzhan Köseoğlu

Twitter’da Bir Hayalet Dolaşıyor: Sovyet Toplu Konutları

23 Eylül 2023 Yazılar Barış Uzun

Mülteci Statüsü ve Cenevre Sözleşmesi

22 Eylül 2023 Yazılar Osman Can Akdeniz

Tarih Yazmaktan Tarih Olmaya Ramak Kala: İYİ Parti

21 Eylül 2023 Yazılar Murat Aydın

E-Bültene Abone Olun

Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




İçerik
  • Yazılar
  • Podcast
  • Forum
  • Röportajlar
  • Çeviriler
  • Özetler
  • Bültenler
  • D84 INTELLIGENCE
Konular
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Tarih
  • Kültür Sanat
  • Spor
  • Rapor
  • Gezi
Sosyal Medya
  • Twitter
  • Facebook
  • Instagram
  • Youtube
  • Apple Podcast
  • Spotify Podcast
  • Telegram
Kurumsal
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Yazarlar
  • İçerik Sağlayıcılar
  • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
© 2023 DAKTİLO1984
  • KVKK Politikası
  • Çerez Politikası
  • Aydınlatma Metni
  • Açık Rıza Beyanı

Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.