Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Dil Felsefesi Nedir – I
    Yazılar

    Dil Felsefesi Nedir – I

    Tuncay Turna27 Aralık 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    “Genya Dağı’nın yüksekliği 1985 metredir”.(1) cümlesinden ne anlarız? Aslında (1)in anlamı, Türkçe bilen herkes için aşağı yukarı aynıdır. Peki bu nasıl mümkün olur? Öte yandan, (1)e doğru veya yanlış (bir cümle) demek mümkün mü? Eğer mümkünse bunu neye dayanarak söyleriz? Örneğin, bu cümlenin (dış) dünyaya uygun olup olmadığına veya ona karşılık gelip gelmediğine göre mi? Dahası, (1)i, haritada bir noktayı işaret eden arkadaşımızdan duymuş olsak bu soruların cevabı değişir mi?

    Başka bir örnek düşünelim, bir sınıfa girdiğimizi ve tahtada şu cümlenin yazılı olduğunu varsayalım.(2) “Herkesin burada olmasını istiyorum.” Yukarıdaki soruların (2) için verilen cevapları, (1)in cevaplarından farklı mı olurdu? Anlaşılmaları açısından (1) ve (2) cümlelerinin farkı var mıdır? Bu sorular size ne düşündürüyor? İlk bakışta amaçları ve ne işe yaradıkları kolayca anlaşılmayan, karmaşık, belki de gereksiz sorular gibi görünüyorlar. Ancak bunlar bir dil felsefesi metninin sıradan öğeleri. Peki ama nedir bu dil felsefesi?

    Kitabın ortasından başladım, gelin şimdi biraz dolaşarak ilerleyelim. Kullanım yollarına bakarak “dil” hakkında konuşmak mümkündür. Örneğin onu, Türkçe veya İngilizce gibi doğal dillere işaret etmek için kullanırız. Bazen halk dili, saray dili ifadelerinde olduğu gibi bir çağa veya gruba özgü söz dağarcığı ve söz dizimi olarak düşünürüz. Ayrıca dili bir anlatım türü olarak ele aldığımız da olur; şiir dili, roman dili örnekleri gibi. Başka anlam ayrımları da gösterilebilir. Ancak bunların hepsine karşılık gelen ama bunlardan fazlası olan, özel bir anlamda, dil diye bir şey de düşünürüz. Dille ilgili felsefi sorularımızın muhatabı da çoğunlukla bu özel anlamdaki dildir.

    Bu yaptığımıza benzer bir araştırma “felsefe” için de mümkün. Çin felsefesi, Hint felsefesi gibi ifadelerle onu bir medeniyet bütününü anlatmak için kullanırız. Ayrıca felsefe bazen dünya görüşü anlamına gelir. Felsefe aynı zamanda bir tekniği, varlığın ve bilginin akılcı yollarla sorgulanmasını ifade eder.[1] Bu anlamı diğer kullanımlarıyla ortaklık taşır, hepsine bir ölçüde karşılık gelir. Ancak bunların dışında felsefe, kendine has düşünme yöntemleri olan, Antik Yunan’da ortaya çıktığını kabul ettiğimiz, İslam felsefesini de kapsayacak şekilde Batı düşüncesini taşıyan bir entelektüel gelenek olarak da düşünülebilir. İşte dil ve felsefe için olduğu gibi dil felsefesi için de böyle ayrımlara gitmek mümkün.

    Dil Felsefeleri

    Öncelikle girişte yaptığımıza benzer, dilin doğasıyla ilgili her türden akılcı sorgulama/araştırma, dil felsefesi olarak düşünülebilir. Böylece dilin ne olduğu, kökeni, işlevi, onu nasıl öğrendiğimiz, anlamın doğası, dilin toplumsal yaşamın oluşmasındaki rolü, vb. gibi dille ilgili tüm sorgulamaları kapsayabilir.

    Bu türden bir dil felsefesini Platon’dan itibaren izleyebiliriz. Örneğin, Kratylos diyaloğunda Sokrates ve Hermogenes, adların kökeni ve nesneleriyle ilişkileri üzerine tartışırlar. Burada iki sav yer alır: adlar ile nesneleri arasında doğrudan ve doğal, bir başka deyişle zorunlu bir ilişki olduğu savı ve adların nesneleriyle ilgisiz ama bir şekilde uzlaşılarak kabul edilmiş kelimeler olduğu savı.[2] Şimdilik bu görüşleri incelemeyelim, sadece sorunun köklerini göstermek için dile getirmiş olalım. Doğrusu felsefe tarihinin hemen her döneminde bu tür bir dil felsefesine rastlamak mümkündür. Ancak 18. yüzyıldan itibaren bu sorgulamaların sayısında artış görülür.

    Bununla birlikte felsefenin nihai amacı tanım(lar)a ulaşmaktır. Tanım ise ancak dil ile verilebilir. Dolayısıyla felsefe, bir tür dil etkinliği olarak düşünülebilir. Diğer bir ifadeyle felsefenin kendisi, bir dil felsefesidir. Felsefenin dil ile olan ilişkisini bir kez gördükten sonra bunu dikkate almayan bir düşünme yolunun, aslında “iyi” felsefe olmadığını savunabiliriz. Çünkü böylesi bir tutum, dilin doğası gereği var olan anlam karmaşalarından kurtulamayabilir. Bunu yapmadığı ölçüde sorularını ve bunlarla ilgili tanımlarını iyi belirleyemez.

    Doğrusu bu tür bir yaklaşımı da Platon’dan beri görüyoruz. Örneğin, Politeia’nın (Devlet) birinci kitabında Sokrates ve Thrasymakhos, adalet üzerine tartışır. Sokrates adaletin makul tanımlarını verirken, muhatabı adaletin güçlünün işine gelen bir şey olduğunu ileri sürer.[3] Doğrusu adalet, eşit paylaşım ve eşit yargılama gibi anlamlara gelmekle beraber, birçok örneğini gördüğümüz üzere, güçlünün çıkarlarını koruma işlevi de görebilir. Adaletin bu iki yüzünü fark etmez ve örneğin, onun yalnız makul tanımı ile iş görmeyi denersek eksik sonuçlar elde ederiz. Bu sorunun üstesinden gelmenin bir yolu da onun dildeki kullanımlarına bakmaktır. Bu da, daha önce belirttiğim gibi, felsefeyi dil felsefesi olarak düşünmekle mümkün olur.

    Dil Felsefesi veya Analitik Felsefe

    Bununla birlikte dil felsefesi, dil ve felsefe hakkındaki ayrımlarda olduğu gibi daha teknik ve özel bir anlama sahiptir. Bu anlamıyla dil felsefesi, yukarıdaki iki yaklaşımı da benimser ve bunu gerekli ve yeterli felsefe etkinliği olarak görür. Diğer bir deyişle dil sorunları hakkında şu iki amaç için düşünür: dilin doğasını anlamak ve daha “iyi” felsefe soruları ve çözümleri bulmak. Dil felsefesi, bu teknik anlamıyla analitik felsefe olarak da bilinir ve 19. yüzyıl sonunda ortaya çıkmaya başlayan, bugün çoğunlukla ABD ve Birleşik Krallık üniversitelerinde yaygınlaşmış ve hakim felsefe yöntemi olarak kabul edilmiş bir geleneği ifade eder. Bu gelenek öncül isimleri açısından çoğunlukla Almanya ve Avusturya kökenlidir. Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kıta Avrupası dışına taşınır. Böylece günümüzde iki yaygın felsefe yolundan birisi olan dil felsefesi veya analitik felsefe diğer yaygın anlayış olan Kıta Avrupası felsefesinden ayrışır.

    Ayrıca, -belki farkına vardınız- girişte dil hakkında düşünürken seçiciydim ve belli sorunlara odaklanmıştım. Biri, anlam sorunu üzerinden zihin dil ilişkisiydi. İşe, (1)i duyan veya dile getiren birisinin zihin durumunu araştırmaya dönük sorularla başladım. Bir diğeri, dil ile dış dünya ilişkisiydi. Başka bir ifadeyle; bir şeyle, o şeyin adı ya da bir cümleyle hakkında oldukları dış dünya gerçekliği arasındaki ilişki.

    Sonrasında Genya dağının kendisi, haritadaki betimi ve “Genya Dağı” adı arasındaki bağla ilgili sorulara geçtim. Ayrıca içinde “herkes” ve “burası” gibi bağlam bağımlı terimler bulunan başka bir cümle ile karşılaştırma yapmayı denedim. Ancak örneğin, dilin kökeni hakkında bir soru sormadım. Doğrusu, odak noktalarım analitik felsefe anlamındaki dil felsefesinin araştırmalarına uygun seçilmişti. İşte bu yanıyla dil felsefesi, dil ve anlamın doğası ile dil, zihin ve dış dünya arasındaki ilişkiyi araştırır. Çünkü dil sorunları, tek başlarına hakkından gelinebilir değildir. Dil hakkında düşünmeye başlamak, zorunlu olarak zihin sorunlarını çağırır. Dahası doğruluk, gerçeklik, dış dünya, bilgi gibi sorunlar üzerine düşünmeyi gerektirir. Bu özel anlamıyla dil felsefesi, dille ilgili bazı sorunlara odaklanmış ve diğerlerini az çok dışlamış olarak çalışır.

    Ben de bu yazı dizisinde, analitik dil felsefesini göstermeye çalışacağım. Burada konuya bir giriş yapmış olduk. Sonraki bölümlerde, alanın temel kavram ve sorunlarını, mantıkla ilişkisini, burada değindiğimiz ve onlara benzer soruların nasıl cevaplanabileceğini, bu cevaplardan hareketle bazı dil ve anlam kuramlarını göstermeye çalışacağım. Son olarak da Türkçede dil felsefesi için ne söylenebilir üzerine duracağım. İkinci bölümde görüşmek üzere…


    [1] Dil ve felsefenin farklı kullanımları hakkında TDK Güncel Türkçe Sözlükten yararlanılmıştır.
    [2] Platon, Kratylos, özellikle 411-440.
    [3] Platon Politeia (Devlet) 338-339.

    Felsefe L1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikÜç Başlıkta 2023’te Dünya Gündeminin Öne Çıkanları
    Sonraki İçerik Avrupa Birliği’nin Kalkınma Vaadine Ne Oldu?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}