Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Odadaki Fil: Yabancılar, Körfez Ülkeleri ve Millî Kimlik İnşası
    Forum

    Odadaki Fil: Yabancılar, Körfez Ülkeleri ve Millî Kimlik İnşası

    Sinem Cengiz5 Haziran 20207 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    1981 yılında kurulan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)’ne üye ülkeler, son dönemde milli kimlik (haweeya al-watani) ve mirası (turath) ön plana çıkarmaya yönelik politikalar geliştirmektedir.[1]  KİK üye ülkelerin (Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Umman, ve Birleşik Arap Emirlikleri) kendi ulusal çıkarlarına göre şekillenen politikaları ile millî kimliğin rolü daha önemli bir hal almıştır.

    2017 yılının ortalarından bu yana Katar ve Suudi liderliğindeki koalisyon arasında devam eden anlaşmazlık zaten ulus devlet, milli kimlik ve egemenlik gibi kavramları tartışmaya açmış, üye ülkeler de buna yönelik iç ve dış politikalarını şekillendirmeye başlamıştı. Millî kimlik oluşturma çabaları tam sürat devam ederken, “odadaki fil” olan, bu ülkelerde yaşayan yabancıların akıbeti ise merak konusuydu. Korona virüs sonrası akıbetlerine dair olumlu bir şey söylemekse artık daha zor gibi.

    Bu konuya girmeden önce, Orta Doğu’nun “alt-bölgesi” kabul edilen Körfez’de millî kimlik arayışını anlamak için devlet kurma ve dönüşümü sürecinden bahsetmek gerekir. Kimlik kavramı, 1970’lerden bu yana sosyal bilimcilerin dikkatini çekmeye başlamıştır. Başlangıç olarak, “kimlik” kavramını tanımlamak önemlidir. Wendt’e göre, bir kimlik öncelikle bir aktörün “kim olduğunu-kim olduklarını” belirlemesini sağlayan bir dizi değerden oluşur.[2]Özellikle, kolektif kimlik kavramı, devlet oluşumu ve ulus inşası üzerine tartışmaların ortaya çıkmasından bu yana sosyal bilimciler için önemli bir konu haline gelmiştir.[3]

    Devlet kurma ve milli kimlik oluşturma süreci Körfez bölgesinde farklı gelişmiştir. Körfez ülkeleri, Orta Doğu’nun diğer ülkelerinde anlaşıldığı gibi bir “milliyetçi” tarihe sahip değildir. Bu ülkelerin “kendi kaderini tayin eden bir mücadele” tarihi hiçbir zaman olmamıştır. Körfez ülkeleri bağımsızlıklarını bir işgalciye karşı kazandıkları zafer ile değil, İngilizlerin 1960’larda bölgeden çekilmesi sonrası elde etmişlerdir. Körfez gerek sahip olduğu zengin kaynaklar gerekse konumu itibariyle her dönem yabancı güçlerin etkisini ve müdahalesini gösterdiği bir bölge olmuştur. Yabancı güçlerin varlığı ise bir rahatsızlık olmaktan ziyade bölgenin siyasi elitleri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bölgenin bazı ülkeleri, İngiliz ya da Amerikan varlığını bölgesel istikrar için önemli unsur olarak görmüştür. Fakat, egemenlik kavramında yabancı güçlerin varlığına yer yoktur aslında. Bu yüzden milliyetçilik ve milli kimlik meseleleri Körfez bölgesi için tartışmalı kavramlar olarak kalmıştır.

    Kuveyt 1961’de bağımsız olmuştur. Fakat 1971’e kadar İngiliz etkisi hala devam etmiştir. 1971’de BAE, Katar ve Bahreyn’de bağımsız Körfez ülkeleri arasına girmiştir. Umman 1951’de bağımsız olmuş olsa da 1971’e kadar tıpkı Kuveyt gibi İngiliz etkisi devam etmiştir. Suudi Arabistan ise 1932’de bölgenin en erken bağımsızlığını kazanan ülkesi olmuştur. Buradaki kilit mesele, bu ülkelerin hepsinin nispeten yeni devletler olması ve nesilden nesile aktarabilecekleri bir bağımsızlık zaferlerinin olmaması. Bu sebeptendir ki; milli kimlik, devlet eliyle “yukarıdan aşağı” bir anlayış ile inşa edilmiştir.

    Körfez ülkelerindeki “milliyetçilik” sadece bir dış düşmana (diğer bölgesel ülkeler) karşı gelişmemiştir. Aynı zamanda bu ülkelerde yaşayan ve hatta çoğunda yerli nüfusun çok üstünde bulunan yabancılara karşı da gelişmiştir. KİK üyeleri, demografik açıdan vatandaşların azınlık ve yabancıların çoğunluk olduğu dünyadaki tek devletlerdir. Bu demografik durum, devlet ile vatandaş ilişkisini etkilediği kadar ülkenin sosyal, politik ve ekonomik yapısını ve politikalarını da şekillendirmiştir. 

    Milli kimlikler “biz” ve “onlar” anlayışı üzerine kuruludur. Körfezdeki “öteki” hiç şüphesiz ki üzerine milli kimliğin inşa edildiği yabancılardır. Bölgedeki nüfus azlığı sebebiyle ekonomik gelişime en önemli katkıyı yabancı işçiler oluşturuyor. Bu iş gücünü Hindistan, Bangladeş gibi Güney Asya ve Mısır, Lübnan, Filistin gibi Arap ülkelerinden gelen düşük kalifiyeli işçiler ve üniversite mezunları oluşturuyor. Bu işçilerin ülke ekonomilerine katkıları ve yaşam şartları korona virüsü salgınıyla öne çıkan konulardan biri oldu. Körfez’de artan genç nüfus ve ekonominin yavaşlaması gibi nedenlerden iş gücünü “millileştirme” politikaları çok daha önceleri başladı. Fakat, salgın ve petrol fiyatları sebebiyle Körfez ülkeleri “millîleştirme” programlarına hız vermiş durumda. En son benim de yaşadığım ülke olan Kuveyt, ülkedeki yabancı nüfusu en az %30 azaltma hedefini açıkladı.[4] Yabancılar bu “millîleştirme” politikalarının doğal mağduru olarak karşımıza çıkmış oldu.

    Körfez bölgesini anlamada en önemli detaylardan biri yabancı işçi sorunudur. Yabancı işçilerin o ülkenin bir “vatandaşı” tarafından ülkeye getirildiği ve rızası olmadan ayrılmasına izin verilmediği kafala (sponsorluk) sistemi, Körfez siyasetini anlamada çok önemli bir ayrıntı. Yabancı işçi meselesi ekonomik ve antropolojik açılardan incelenmiş ve yabancılara davranış biçimi Körfez çalışmalarında önemli bir konu haline gelmiştir. Bu konuda en iyi çalışmalardan birini Kamrava “Migrant Labour in the Persian Gulf” adlı kitabıyla yapmıştır. Bölgedeki göçmen varlığını yasal, ekonomik, politik, kültürel ve insan hakları çerçevesinde incelediği bu çalışması, sadece Körfez çalışmalarına değil, genel olarak göç çalışmalarına da önemli bir katkıdır.

    Yeni “Öteki”: Ortak Körfezli (Khaleeji) Kimliğinden Millî Kimliğine

    1981 yılında kurulan KİK, bölgesel bir kurum olması açısından Arap dünyasında istisnai bir örnek olarak kabul edilmektedir.[5]Körfezli (Khaleeji) kimliği, KİK ülkeleri vatandaşları tarafından paylaşılan sosyo-politik bir bölgesel kimlik anlamına gelip, KİK’nin temel taşı olan ortak bir kimliğe işaret etmektedir. Yapısalcı uluslararası ilişkiler teorisi açısından, Khaleeji kimliği Körfez siyasetinin temel bir parçasını oluşturmakta[6], belirli bir bölgesel topluluğa ait ortak bir his olan “bölgesel farkındalığın” en önemli ürünüdür.[7]

    KİK kurulduğunda, bu ortak kimlik, KİK’i bir arada tutmaya yardımcı olan sosyal bir “yapıştırıcı” olarak önemli rol oynamış, KİK’in başarısı ve sürekliliği için önemli bir araç haline gelmiştir. Kabile kimlikleriyle başlayan ve daha sonra bölgede ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte siyasi kimliğin gelişiminde önemli rol oynamıştır.[8] Körfez’de kimlik meselesi üzerine çalışan Legrenzi’ye göre, ortak Körfez kimliği sayesinde KİK önemli bir gerçeklik haline gelmiş, Körfez’in siyasi ve ekonomik yapısını önemli ölçüde etkilemiştir.[9] Kısacası, KİK’in kuruluşundan bugüne, Khaleeji kimliği KİK üyesi ülkelerin ilişkilerini hem politik hem de kamu düzeyinde güçlendiren önemli bir itici güç olmuştur.

    Ancak, 2017’den bu yana devam den kriz, KİK’i sarsmış, Körfez birliği ile ilgili yeni anlayışların temelini atmıştır. Böylece, ortak kimlik kavramı Körfez’de her zamankinden daha karmaşık hale gelmiştir. Bu kriz ile beraber, kurulduğundan bu yana KİK’in inşa etmeye çalıştığı ortak Khaleeji kimliği en büyük darbeyi almıştır. Artık bölgede, “Katarlı”, “Suudlu” vs. şeklinde bölünmeler başlamıştır. KİK üye ülkeleri, yönetici aile ile vatandaşlar arasında daha güçlü bir millî aidiyet duygusu oluşturmak için çeşitli projeler yoluyla, ülkelerindeki ulusal kimlik ve miras konularına giderek daha fazla dikkat çekmeye başlamıştır. Ulusal kimliği şekillendiren araçlar; okullardaki müfredatların değiştirilmesinden, millî günlerin daha coşkulu kutlanmasına, müzelerin açılmasından, televizyonda milli kimliğin vurgulandığı diziler ve programların yapılmasına kadar geniş bir yelpazede yer almaktadır. Ayrıca, KİK üye ülkeler, sosyal medyayı projelerin desteklenmesinde önemli bir araç olarak kullanmaktadır. Bu yeni kimlik oluşumunun doğasında vatandaşların “lidere” sonsuz desteği yer almaktadır.[10]

    Körfez ülkeleri, bu ay ile krizin üçüncü yılını geride bırakmış durumda. Geçtiğimiz üç yıl aslında önümüzdeki yılların özeti niteliğindeydi. Körfez ülkeleri, millileştirme çalışmalarına daha fazla hız verirken, “Odadaki fil” ve “Öteki” olan o ülkelerdeki yabancılar bu sürecin en büyük mağduru olacak hiç şüphesiz.


    [1] Kristian Coates Ulrichsen, Can the Gulf Cooperation Council Survive the Current Crisis? Arab Center Washington DC, 7 September 2017.

    [2] Alexander Wendt, Collective Identity Formation and the International State, American Political Science Review, Vol. 8, No. 2, 1994, p. 385.

    [3] Craig Calhoun, The Virtues of Inconsistency: Identity and Plurality in the Conceptualization of Europe’, in Lars-Erik Cederman (ed.), Constructing Europe’s Identity the External Dimension, Boulder London: Lynne Rienner Pub., 2001.

    [4]‘Kuwait Doesn’t Want to Be an Expat-Majority Nation Anymore’, 3. 6. 2020

    https://business.financialpost.com/pmn/business-pmn/kuwait-doesnt-want-to-be-an-expat-majority-nation-anymore

    [5] Reyadh Alasfoor, The Gulf Cooperation Council: Its Nature and Achievements: A Political Analysis of Regional Integration of the GCC States 1979-2004, Lund University, 2007, p. 9.

    [6] Gaith Abdulla, Khaleeji Identity in Contemporary Gulf Politics, Analysis, Identity & Culture in the 21st Century Gulf, Oxford Gulf & Arabian Peninsula Studies Forum, 2016, pp. 1-5.

    [7] Esra Pakin Albayrakoğlu, Gulf Integration in Post-Arab Spring: Deepening or Decaying?, Security Strategies Vol. 10 No. 19, p. 4.

    [8] Abdulla, pp. 1-5.

    [9] Matteo Legrenzi, The GCC and the International Relations of the Gulf: Diplomacy, Security and Economic Coordination in a Changing Middle East (London: I.B. Tauris, 2011), p. 2

    [10] Kristin Smith Diwan, Gulf Societies in Transition:National Identity and National Projects in the Arab Gulf States, The Arab Gulf States Institute in Washington (AGSIW), 10 June 2016, p. 1

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikİdeolojiler Üstü İletişim Dili Olarak Futbol: Pembe Panter Jimnastik Kulübü
    Sonraki İçerik Hong Kong’a Veda mı Ediyoruz?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Bültenler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}