Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kurak Günler: Obruğun Diğer Tarafına Geçebilecek Miyiz?
    Forum

    Kurak Günler: Obruğun Diğer Tarafına Geçebilecek Miyiz?

    Anıl Kaan Uçar18 Ocak 20234 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Kurak Günler filmi, taşranın bizatihi kendisinin ideolojik bir aygıt olduğunu göstermekte mahir bir öykü sunuyor. Filmin anlatısının başlangıcından itibaren başrol oyuncusu olarak taşra, kültürel hegemonyasını kabul etmeyenleri linç olgusu ile tehdit ederek ideolojik bir aygıt işlevi üstleniyor. Böylelikle film, taşra kültürü üzerinden yansıttığı baskın ideolojinin günümüz atmosferinde de hâkim olduğunu öykü boyunca seyirciye düşündürtüyor. Emin Alper’in bu filmi; adalet, ötekileştirme, ahlak krizi ve politik hegemonya çerçevesinde güçlü bir alegorik anlatı sunuyor.

    Filmin öyküsü, Yanıklar isimli bir kasabaya tayin olan Savcı Emre’nin bu beldeye girişiyle başlıyor. Filmin ilk anlarından olan av sahnesiyle yönetmen; güç, linç ve tahakküm gibi olgulara eğretileme yaparak temas edeceğinin altını çiziyor. Akabinde de Savcı Emre aracılığıyla taşranın derinlerine doğru bir yolculuk başlıyor. Savcı Emre’nin bakışları aracılığıyla, yakın plan, omuz ve baş çekimleriyle taşrayla ve Emre ile bağ kurmamız sağlanıyor. Ama Emin Alper, bu bağı o kadar hassas ayarlıyor ki filmin ilerleyen sahnelerinde hem taşra hem de Emre ile seyirci arasında derin bir boşluk oluşmasını sağlıyor. Bu boşluğu zaman zaman kapatan zaman zaman açan yönetmen, esasında bizim içimizdeki boşluğa ve güçlü/güçsüz ekseninde nasıl bir duruş sergileyeceğimizi bilmeyen halimize işaret ediyor.

    Filmin ilk yarısında yer altı sularının çekilmesi sonucu oluşmaya başlayan obruklardan bahsediliyor. Filmin açılış ve kapanış sekansları da obruk ile gerçekleşiyor. Emin Alper, obruk ile içimizde ve etrafımızda yaşanan çöküşe işaret ediyor. Büyük bir çöküş bu, ıssız ve çığlıksız. Derin bir çukur açıyor gerçekleştiği yerde. Canlı olan her şeyin tükendiği, hiçbir şeyin yeşermediği ve uygarlığı kuraklaştıran derin bir yarık. Aynı zamanda hem filmdeki hem günümüzdeki öznenin, aradığı ama bir türlü bulamadığı arzu nesnesi olan adalet olgusunun yarattığı bir boşluk… Hepimiz, içimizde bir yarık oluşturan, bilincimize kesik atan, bizden bir şeyler eksilten ve bir arada yaşayabilmenin kodlarını içine hapseden bu obruklarla yaşıyoruz. En azından yaşamaya gayret ediyoruz. Yılgın ve sessiz bir arayıştan sonra nihai tükenişin boşluğunu yansıtan obruklar aracılığıyla yönetmen, metaforik olarak gayet başarılı bir temsil sunuyor.

    Alper, taşranın ahlaki kodları üzerinden yola çıkarak farklı olanın ötekileştirilmesi konusuna da değiniyor. Taşradaki ahlaki kodların keskinliği, taşradaki politik hegemonyanın sürdürülebilir olmasını sağlarken diğer yandan da aykırı seslerin bastırılmasına zemin hazırlıyor. Ahlaki kodların etrafında oluşan taşra popülizmi, “şehre su getirecekler” ve “diğer taraf kazanırsa su gelmez” söylemleri etrafında toplumu yönlendirilebilir bir yığına dönüştürüyor. Müller’in de ifade ettiği üzere (2019, s. 36), popülistler her zaman seçkin ve çoğulculuk karşıtı bir hareket oluşturur. Alper’in öyküsündeki popülistlerin hareketliliği de taşra için seçkin ve aydın sınıfı temsil eden savcı ve gazeteci karakterleri üzerinden biçimleniyor. Politik güç, bu iki kişiyi “öteki” ve “düşman” olarak işaretleyerek taşra popülizminin yıkıcı bir güce dönüşmesine meşruiyet kazandırıyor.

    Ayrıca filmin anlatısı çerçevesinde istisna hali, direkt adaletin temel unsurlarından olan savcılık müessesi üzerinden yansıtılıyor. Hukuk ve politikanın birbirleriyle bütünleştiği (Baştürk, 2013, s. 79), nesnel hukuk kurallarının ortadan kalktığı, gücün adaletsiz bir biçimde tahakküm kurduğu bir düzleme karşılık gelen istisna hali, anomik bir ortam yaratıyor. Böyle bir atmosferde, herhangi bir olayı suç olarak tanımlamak ve suç işleyene de suçlu nitelemesinde bulunmak politik gücün tahakkümü çerçevesinde biçimleniyor. Dolayısıyla istisna hali içerisinde, suç da suçlu da bulanık hale geliyor.

    Bu bulanıklık hali, güçlü olanın istisna halini devam ettirme ve hegemonyasını genişletme noktalarındaki motivasyonunu arttırıyor. Dolayısıyla böyle bir atmosferde, güçlü için herhangi bir sınırlayıcı etmen kalmıyor. Güçlü olan suç işeyebilir ama bu durumun suç olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Çünkü olay ve olguları tanımlayıcı güç, güçlülerin elindedir. Dolayısıyla böyle bir sistemde sadece güçlü ve güçsüzler ile av ve avcılar vardır. Kurak Günler filminde de taşranın politik bireylerinin savcı ve gazeteciye karşı av muamelesinde bulunması, istisna halinin ve gücün tanımlayıcı varlığına işaret etmektedir.

    Filmde gerçekleşen seçimlerin ardından oluşan bu istisna hali, seçimleri kazanan tarafın tüm adaletsizliklerinin üzerinin örtülmesine ve bunlara yönelik bir suskunluk sarmalının oluşmasına zemin hazırlıyor. Seçimlerin akabinde politik gücün sınırsız bir baskı aygıtına dönüşmesi, suskunluk sarmalının da ötesinde farklı kimliklerin ve istisna haline meydan okuyanların linç edilebilir avlar haline gelmesine neden oluyor. Dolayısıyla her şeyi meşrulaştıran bir sonuç olarak seçim, önemli bir politik aygıt olarak öne çıkıyor.

    Sonuç olarak Alper, filminde hepimizin halihazırda yaşadığı istisna halini, vicdanımızı, kalbimizi ve aklımızı sürekli sarsarak yansıtıyor. Filmin son sahnesinde avcılardan kaçan savcı ve gazeteci, kararan görüntünün ardından obruğun öteki tarafına geçmeyi başarıyor. Avcılar ise obruğun diğer ucunda kalıyor. Bu görüntüyle Alper, seyircisine “obruğun diğer ucuna geçebilecek miyiz acaba” diye sordurtuyor.

    Evet, obruğun öteki ucuna geçebilecek miyiz? Bunu başarabilecek miyiz? Yoksa avcılara av mı olacağız? Aslında her şey, içimizdeki obruğun ve peşimizdeki avcıların yarattığı istisna halinin bizler tarafından fark edilmesinde saklı. Ama bunun için ciddi bir cüret de gerekmiyor değil.

    Kaynakça

    • Baştürk, E. (2013).  Modern egemenliğin ‘nomos’u olarak istisna hali, FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15, 71-8.
    • Müller, J. W. (2019). Popülizm nedir?, İstanbul: İletişim Yayınları.
    Sinema Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDünya Gündemi: Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Son Gelişmeler
    Sonraki İçerik Ekonomik Müdahale Neden Endişelendirdi? | Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi #6

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    1 Mayis’ta, 10 Maddede Türkiye’de Emek

    1 Mayıs 2025 Burak Dalgın
    Yazılar

    Kitap Yorum: Neksus, Yuval Noah Harari (II)

    14 Nisan 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Boykotun Meşruluğu

    4 Nisan 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}