
Futbol, Sana Pembe Çok Yakışıyor!
Bein Sports spikeri Melih Şendil, bir canlı yayın esnasında cinsiyetçi bir tavırla; kadınların futbol veya basketbol oynamamaları gerektiğini beyan etti. Biz de bu haftaki yazımızda, sporun aslında cinsiyetler üstü bir faaliyet olduğunu, insanların oyun oynama içgüdüsüyle şekillenen sporun, insanlar için yaşamsal bir öneme sahip olduğunu işleyeceğiz.
Melih Şendil, cuma akşamı oynanan Şampiyonlar Ligi maçları sonrasında Bein Sports’da yayınlanan ‘’Maç Sonu’’ programında ‘’Futbol o kadar ataerkil bir oyun ki; mesela kadınlara voleybol oynamak çok yakışıyor ama ben şahsen, benim düşüncem kadınlar futbolda olmamalı. Hani basketbol da bir erkek oyunu. Hani böyle bir ayrımcılık yapıyormuş gibi olmayalım ama öyle. İstedikleri kadar topa tutabilirler, önemli değil. Alışığız (Kadınları kastederek). Yani ben burda bir başkan olsam asla bir pembe forma yaptırmam.’’ dedi.
Melih Şendil’in yaptığı bu açıklamaların içeriğinde iki kritik sorun mevcuttur. İlki, sporun ana prensibinin tam olarak anlaşılmaması ve bunun neticesinde bir bireyin spordan yoksun tutulması düşüncesidir. Diğeri ise sporun, sahip olunan cinsel kimlik neticesinde yapılabilecek bir faaliyet olduğu düşüncesidir.
Spor; insanlığın kendini, doğayı ve diğer insanları daha iyi tanıması ve anlaması adına gerçekleştirdiği bir fiziksel aktivitedir. Temelinde eğlenme ve oyun oynama güdüsü yatar. Hareket etme ve performans verme neticesinde gerçekleşir. Bir gelişim göstermek hedeflenir. Rekabet, yaşattığı en baskın duygulardandır. Fiziksel, zihinsel, duygusal bir devamlılık ve kararlılık gerektirir. Yani spor sahip olduğu pek çok duygu, güdü ve eylem bütünlüğü ile insanoğlu için hem sosyal hem de yaşamsal bir öneme sahiptir. Tıpkı yemek yemek, uyumak, düşünmek gibi… Sporun sahip olduğu bu yaşamsal işlevi ile bir insandan/bireyden yoksun tutmak pek mümkün değildir. Böylesine yaşamsal öneme sahip bir faaliyette bir sınırlamaya gitmek pek de adilâne olmaz. Olamaz. Üstelik bunu cinsel bir kimlik sonucu yapmak hem de hiç adil olmaz.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, spor sahip olduğu değer ve işlev neticesinde cinsiyetler üstü bir yapıya aittir ve bu şekilde değerlendirilmelidir. Bizim sahip olduğumuz üst kimlik, insan/birey olmaktır. Kadın veya erkek olmak ise sahip olduğumuz alt kimliklerden yalnızca birisidir. Spor da sahip olduğu evrensel değerler itibari ile aslında üst kimliğimizin bir ürünüdür. Kavramların içinde barındırdığı değerleri keşfederek; alt veya üst kimliğin rolleri neticesinde değerlendirmeye tâbi tutmak gerekir.
Ayrıca, sporun endüstriyel olarak uluslararası gelişimini incelediğimizde; kadın sporlarının son yıllarda çok daha fazla ekonomik değer ürettiği yadsınamaz bir gerçektir. Bu ekonomik değer ise; kitlelerin kadın sporlarına göstermiş oldukları ilgi ve alaka ile paralel olarak gelişmektedir. Bu konuyu daha ayrıntılı olarak işlediğimiz yazıda da belirttiğimiz üzere, pozitif yönlü olarak ivmelenen bu ilgiyi, alakayı, ekonomik getiriyi göz ardı etmek; gerçekleri inkar etmenin ta kendisidir.
Sonuç olarak; futbol, basketbol, voleybol gibi sporun her türlü branşının cinsiyetler özelinde sınırlandırmak; insanların özgürlüğünü engelleyen, yok sayan bir düşünce biçimidir. Her şeyden öte, insanoğlu bu dünyada var olmakla yükümlüdür. Bu dünyanın bir parçası olarak, insancıl imkanlar ve olanaklarla yaşayabilmek, sahip olduğumuz en doğal haktır. Sahip olduğumuz haklar var olmak üzerine temellendirilmiş ise; hareket etmek, spor yapmak engellenemez. Kadın da erkek de hareket etmekte, spor yapmakta özgürdür. Hareket hayattır.
Paylaş
Yazarın diğer içerikleri

Sporda Zor Zamanlar: 2020
2020 yılı insanoğlu için pek çok zorlukla geride kalmak üzere. Doğal afetler, kazalar, yıkımlar, ölümler ve tabii ki korona virüs… İnsanoğlunun bu zor ve sıkıntılı zamanları belki de en çok spor endüstrisini etkiledi. Eğlence sektörünün bir ürünü olarak spor; korona virüsün yaşamlarımıza taşıdığı zaman, mekân, rekabet ve etkileşim kısıtlamaları ile

Futbolda Irkçılığa Türk Gözlüğü
Son dönemlerde Dünya genelinde yükselişe geçen milliyetçi ideolojiler, ırkçı söylem ve davranışların daha da şiddetlenmesine neden oldu. Bu ırkçı eylemlere en son maruz kalan kişi ise İstanbul Başakşehir FK yardımcı antrenörü Pierre Webó oldu. Bu olay global ölçekte de büyük bir ses getirdi. Taraftarların veya yöneticilerin ırkçı söylemlerine veya davranışlarına

Arap-İsrail İlişkilerine Futbol Açılımı
On yıllardan beri gerginliğine ve şiddetine tanık olduğumuz Arap-İsrail ilişkileri, 2020 ile birlikte daha barışçıl bir hal almaya başladı. BAE, Bahreyn ve İsrail arasında Eylül ayı başında imzaladıkları normalleşme anlaşmaları sürecin daha hızlı yürütülmesini sağladı. İsrail ile Arap ülkeleri arasında imzalanan yeni iş birlikleri, sürecin sürdürülebilir hale gelmesi adına son

Diego Maradona: Futbola “Küçük Bir Siyah Nokta” Koydu
Eşsiz futbol yeteneği ve profesyonel kariyerinin yanı sıra, kaotik yaşamı ile tüm dünyanın ilgisini üzerinde toplayan bir adam… Siyasi duruşu ve söylemleri ile toplumsal konulara ilgi gösteren, hatta yön veren bir vatansever, bir dünya vatandaşı… Kimden mi bahsediyorum? Diego Armando Maradona’dan… O sahadayken, her birimiz için mutlu olmaya değer bir

Formula 1’in Start-Finish Düzlüğü: Türkiye GP’si
9 yılın ardından Formula 1 heyecanı, bugün bir kez daha Türkiye’de yaşanacak. Kamuoyunda, herkeste çok büyük bir heyecan hâkim. Dünya’nın en hızlı arabaları, en hızlı pilotları, son teknolojiler ile yeniden İstanbul’da sahne alacak. Bu hafta bu yazı ile birlikte 2020 Türkiye Grand Prix’i öncesindeki son detayları sizler için aktarmaya çalışacağız.

Bir Kız Çocuğunun Tutku Dolu Oyunu: Futbol
Türkiye’de kadınlar ekonomik, sosyal ve toplumsal pek çok alanda hem psikolojik hem de fiziki zorluk ya da kısıtlama ile baş etmek durumunda kalıyorlar. Bu durum spor endüstrisinde de böyle. Erkek egemen bir endüstride, kadınlar var olma mücadelesi verirken çok daha kısıtlı imkanlar ile çok daha büyük başarılar elde etme durumunda

Asıl Engel Sistemsizlik: Türkiye’de Engelli Sporu
Spor, özellikle engelliler için en önemli sosyal rehabilitasyon aracı. Ancak, Türkiye’nin devlet mekanizması engellilere bu hizmeti götürmekte son derece yetersiz kalıyor. Devlet engellilere sporu götüremediği gibi; engellilerin kişisel insiyatifler ile kendisine başvuru yapmasını beklemekle yetiniyor. Gelin hep birlikte ülkemizdeki engelli sporunun işleyişine göz atalım. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD),

Avrupa Premier Ligi: Yine, Yeni, Yeniden…
Global dünya ekonomisinde en ufak bir daralma, bir kriz meydana geldiğinde, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi spor endüstrisi de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Harcamalar kısılıyor, yeni gelir modelleri yaratılıyor, organizasyon yapıları yeniden şekillendiriliyor. Avrupa’nın dev kulüpleri de her ekonomik kriz dönemi bir araya gelerek kendi özerk liglerini kurmayı planlarlar. Covid

Almanya’da Almanya Forması ile Almanca Konuşan Bir Türk Futbolcu: Emre Can
Türkiye A Milli Futbol Takımı, çarşamba akşamı Almanya’nın Köln şehrinde oynanan hazırlık maçında Almanya ile 3-3 berabere kaldı. Maçın sonunda ise skorun yanı sıra bir başka tartışma konusu daha vardı. O da Almanya Milli Takımı’nın Türk asıllı oyuncusu Emre Can’ın, yayıncı kuruluş TRT’ye Almanca demeç vermesiydi. Bu konu özellikle maçın

Türk Futbolunda “Reform”a İhtiyacımız Var
Türk kulüpleri, uluslararası müsabakalarda hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Perşembe akşamı Galatasaray’ın Glasgow Rangers’a elenmesi ile bu sezon Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden takım sayısı ikiye düştü. Şampiyonlar Ligi’nde Başakşehir FK, Avrupa Ligi’nde ise Sivasspor Türkiye’yi temsil eden takımlar olacak. Birbirinden güçlü rakiplerle karşılaşacak olan bu iki takımımızın, başarısız sonuçlarla