Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Akademik Hayat ve Vardiyalı Ebeveynlik
    Forum

    Akademik Hayat ve Vardiyalı Ebeveynlik

    Betül Doğan Akkaş28 Nisan 20204 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Korona hayatımızda bir şeyleri değiştirecek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak tartışmaları etrafında sürecin ekonomik, sosyolojik ve küresel analizleri yapılıyor. Merakla takip ediyoruz ama bir yandan da bunları yaşar mıyız yoksa her şey unutulur gider mi diye düşünmeden edemiyoruz. Belki salgın sonrası dünya düzeni analizleri bu durum sona erdiğinde anlamını yitirir yahut sekil değiştirir. Fakat, karantina hayatının altını çizdiği bazı sosyolojik gerçeklikler toplumsal hafızamızda yer etti bile. Bu dönemin yüzümüze çarptığı gerçeklere her insan kendi öncelikleri yahut tecrübeleri üzerinden örnekler verebilir. Benim tercihim son haftalarda sıkça gördüğüm bir konudan yana; akademik hayat ve ebeveynlik.

    Tasvir edeceğim sıkıntılar, yurt dışında geniş aileden uzak ve kısıtlı burs imkânları ile okuyanlar için geçerli. Türkiye’de ailelere yakın oturmak, onların desteğini almak, asistan maaşlarının da iyileştirilmiş olması, ebeveyn olan akademisyenlere ve adaylarına nispeten daha olumlu koşullar sağlayabiliyor. Fakat, yurt dışında -özellikle belli ülkelerde- 4 yaş öncesi kreşler tamamen özel ve devletin desteği söz konusu değil. Benim yakinen dinledigim örnekler, Arap ülkeleri, İngiltere ve Amerika. Kıta Avrupa’sındaki bazı ülkelerde refah devleti olmaları itibari ile, Almanya örneğinde, kreşlerin fiyatları çok daha insaflı. Yaptığım ufak çaplı araştırma ile İsveç’te de durumun çalışan anne babalar için iyileştirilmiş olduğunu gördüm. Bu sayede oralarda master doktora yapan çiftler bebeklerini rahatça kreşe gönderebilir ve ebeveyn sorumlulukları ile çalışma hayatını daha kolay dengeleyebilirler. 

    Peki ABD, İngiltere ve Arap ülkelerinde durum nedir? Eğer çocuklar tam zamanlı olarak kreşe giderlerse, İngiltere’de eğitim masrafı ortalama aylık 1000 pound, çoğu Arap ülkesinde de durum böyle. Bu rakam İngiltere’de burslu okuyan bir öğrencinin aylık gelirinin yaklaşık yüzde 75’ine denk düşüyor. Bu durumda bebek sahibi olan bir doktora öğrencisi için manzara pek iç açıcı değil. Öğrencilerin bu masrafı karşılanmalıdır demiyorum. Daha doğrusu, burslara bunun eklenmesini beklemiyorum. Aslında burada belirtmek istediğim nokta, insanların okullar kapanınca yahut geniş aile ile ilişkiler aksayınca farkına vardıkları o çalışma hayatı ve bir de çocuk sorumluluğu, yurt dışında doktora yapan pek çok çift için günlük bir rutin. Doktora öğrencileri, genelde ekstra islerde çalışarak çocuklarını yarı zamanlı ya da tam zamanlı olarak kreşe gönderiyorlar ama bunu herkes yapamıyor. Doktora başlı başına yorucu ve zaman alan bir süreç. 

    Pek çok meslektaşımın bu süreci, benim fabrika vardiyası olarak tanımladığım bir sistemle geçirdiğini görüyorum. Günü mesailere bölüp, eşler arasında iş bölümü yapıyorlar. Biri çalışırken diğeri bebek bakıcısı oluyor. Çocuğunu laboratuvara, ofise, kütüphaneye götüren pek çok insan tanıyorum. Ben danışmanımın odasına bebek arabasıyla ilk girdiğimde yüzünde o babacan destek ve iyi niyet olmasa nasıl tedirgin olurdum tahmin edebiliyorum. 

    Türkiye’deki durumu şahsen tecrübe etmemiş olsam da meslektaşlarımın şikâyetlerinden anladığım kadarıyla, çoklu sorumluluklarını beraber yürütmeye çalışan pek çok akademisyen sorunlarla karşılaşıyor. Uzun süreli ücretsiz izin alması, çocuğu küçük olduğu için alan araştırmasına gitmemesi, yahut yeni bir projede yer almaması; kısacası, ne yapması zorunlu ise onunla yetinmesi bekleniyor. Akademisyen değil mi ara verse ne olur, bakışını daima görüyoruz. Yahut doktora yapmıyor mu biraz ara versin. Aslında bu teknik olarak da mümkün olmayabilir. Örneğin, MEB doğum yapan bursiyerlerine henüz iki ay önce ücretsiz izin hakkı tanıdı fakat, bazı ülkeler bu koşulda vizeyi iptal ediyorlar ve bu kez de aileler Türkiye’ye geri dönmek, yeni bir düzen kurmak zorunda kalıyorlar. MEB bursiyeri olmayanların da bulundukları ülkelere ve kontratlarına göre ücretli izin hakkı oluyor ama sonrasında geri dönmek zorundalar. Katar’da Katarlı olmayan kadınların doğum izni yalnızca iki ay ama buna ek olarak hastaneler doğum yapan ve öğrenci olan bir kadına sadece beş hafta rapor veriyorlar. Bu nedenle, neredeyse en başından itibaren yurt dışında doktora yapan ebeveynler için, anne-baba olma süreci zor bir denge gerektiriyor. 

    Bu süreçleri normalleştirip cinsiyet ayrımı odaklı bakmak yerine, hayattaki bir is bölümü olarak görmemiz ve en önemlisi beraber yürütülemez damgasını silmemiz lazım. Bu öneri sürecin zorluklarını göz ardı etmiyor. Aksine, evet bunlar zor durumlar ama yalnız akademide değil dünyanın her yerinde her zaman kadınlar ve erkekler çoklu görevlere sahip oldular. Bana nasıl yapıyorsun diye soran ve ücretsiz izin alıp bir süre “kariyer” planlarını rafa kaldırmamı öneren birine şöyle dedim, babaannem gibi yapıyorum o da çalışan bir kadındı. Hem tarlada, bostanda hem de evde çalıştı üstelik bir sürü hayvana baktı. Yani modernlik gözlüğü, aslında çalışan ebeveyn olmayı -beyaz ya da mavi yakalı- modern kadının ve erkeğin problemi haline getiriyor. Bu da süreci dünyanın bir yerinde yıllar önce birisi nasıl yönetmiş, onu örnek almamıza ve bu konuda birikmiş bilgiyi görmemize engel oluyor. Bu tarihsel ve kültürel tecrübeden kopmuş, bütünüyle cinsiyetçi ve modern iş hayati odaklı bakış, hayatını bu şekilde devam ettiren insanları- aslında ağırlıklı olarak kadınları- sürekli suçlayıcı bir tavır sergiliyor. Akademik hayatın stresine, yoğunluğuna ve zihinsel olarak 24 saat devam eden temposuna bir de “ebeveynlik kabahatleri” ekleniyor. 

    Fotoğraf: Alex Iby

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBir Metafor Olarak Kanalizasyon
    Sonraki İçerik Bir Tutarsızlık Hikayesi: Türkiye’nin Eğitimli Muhalifleri

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Devlet Nasıl Kurtulur Kaygısından Demokrasi Nasıl Kurtulur Sorusuna

    13 Haziran 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Türkiye ve Uluslararası Fon Ekosistemi

    12 Haziran 2025 Daktilo1984
    Yazılar

    Türkiye’de YouTube Gazeteciliği: Fırsatlar, Engeller ve Yeni Modeller

    9 Haziran 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Devlet Nasıl Kurtulur Kaygısından Demokrasi Nasıl Kurtulur Sorusuna

    13 Haziran 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Türkiye ve Uluslararası Fon Ekosistemi

    12 Haziran 2025 Yazılar Daktilo1984

    Dizi Yorum: Severance, Sezon 1 – Uyanış

    11 Haziran 2025 Yazılar Su Sertdemir

    Dünya Gündemi: Gazze’ye Giden Madleen’in Hikayesi, Los Angeles’ta Trump Karşıtı Göçmen Protestoları

    10 Haziran 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}