Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Diplomasinin Yeni Kuzey Yıldızı: İklim Krizi
    Asterisk2050

    Diplomasinin Yeni Kuzey Yıldızı: İklim Krizi

    Asterisk2050 Proje Ekibi25 Mayıs 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Asterisk 2050 Aylık Bülteni (Mayıs 2022, Sayı: 4)

    [voiserPlayer]

    Son yıllarda etkisini hayatın her alanında hissettiren iklim krizi politik ajandadaki yerini de sağlamlaştırdı. Bu da bizim aslında literatürde var olan fakat saklı kalmış bir kavramı hatırlamamızı sağladı: iklim diplomasisi. Raymond Cohen’in ifadesiyle diplomasi uluslararası ilişkilerin makine dairesidir.[1] Yani, devletlerin uluslararası sistemde barışçıl bir şekilde var olması için kullandıkları ve şiddet içermeyen bir tür politik yöntemdir. Daha detaylı bakılırsa eğer, diplomasi, uluslararası sistemin sürekliliğini ve işlevsel bir mekanizma sağlamak gibi görevleri olan; her ülkenin çeşitli seviyelerde uyguladığı bir uluslararası ilişkiler aracıdır. Zor araçlarını kullanmaktan beri duran ve ikna kabiliyetlerinin sergilendiği bu sürecin maliyetlerinin düşük olmasıyla birlikte etki alanı da bir hayli yüksektir. İklim diplomasisi ise karbon nötr politikaların uluslararası sistemdeki payını artırma adına yürütülen bir süreç. Öyle ki gelecek yüzyılın en sık tekrar edilen kavramlarından biri haline gelmesi oldukça muhtemel ve diplomasinin yönünü tayin eden kuzey yıldızı olmaya aday.

    Fakat, iklimin diplomatik gündemde yer alması için kompleks bir süreci takip etmesi gerekir. Reelpolitiğin bilim ve gündelik siyaset arasına yerleştirdiği bir takım sistemik dayatmalar diplomatik bir norm oluşmasına da ket vurmaktadır. Bilimin ilerleyişi bilgi birikimine, teorik temellere ve objektiviteye bağlıyken, gündelik siyasetin stratejik hesaplamalara ve çıkar ilişkilerine odaklı doğası iki olgunun bir araya gelmesini zorlaştırmaktadır. Bir taraftan bilim ideal olarak doğru bilgi üretimini ve çıkar gözetmeksizin bir süreç işletmeyi hedeflerken, gündelik siyaset kimi zaman kolektif karar alma kimi zaman da rasyonel çıkarları gözetmeyi hedefler. Bu bağlamda, iki ayrı yapının bir araya geldiği konularda ağır bir mekanizmanın ortaya çıktığı sıklıkla görülür. İklim ve gündelik siyaset ilişkisi de küresel gündemi yoğun bir şekilde meşgul ediyor ama sistemi harekete geçirecek eylem planlarının alınması aynı doğrultuda gelişmiyor. Bu noktada iklim diplomasisi ile sürecin ivme kazanması için çeşitli aktörlerin varlığı daha da önem kazanıyor.

    Yukarıda bahsedilen bilim ve gündelik siyaset ilişkisini iklim diplomasisi kanallarında açıkça görüyoruz. Zira, Birleşmiş Milletler bünyesinde bulunan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli belirli aralıklarla ülkelerin iklim krizine yönelik politika üretebilmeleri adına bilimsel veriler paylaşıyor. Bu veriler dünyanın her yerinden katkı sağlayan ve binlerce bilimsel yayın ve makalenin incelenmesi sonucunda üye olan 195 ülkeye ve ilgili kurumlara sunuluyor. Buna ek olarak, hem uluslararası hem de bölgesel olarak düzenlenen Taraflar Konferansları iklim diplomasisinin çözüm üretebilme ve aktörlerin kapasite geliştirme süreçlerine doğrudan katkı sağlaması şiarıyla gerçekleştiriliyor. Bu tür organizasyonların en önemli çıktısı devletleri, iş dünyasını, sivil toplum kuruluşlarını ve hatta bireyleri iklim değişikliği ile mücadelede mobilize etmek. Fakat her aktörün bu tür uluslararası organizasyonları tanımladığı, kendi lensleri ile yeniden okuduğu ve şekillendirdiği ölçüde diplomatik yöntemler geliştirdiği de söylenebilir.

    Örneğin, Avrupa Birliği’nin (AB) Yeşil Mutabakat ile oluşturmaya çalıştığı iklim değişikliği planı sistemin her noktasına değinmeyi hedefliyor. Buna göre, insan hakları ve güvenliği, küresel barış ve istikrar, ekonomik yönden kırılgan sektörlerin korunması gibi ilkeler üzerinden bir iklim diplomasisi geliştiriyor. Öte yandan, Çin’in yaklaşımı kalkınma politikalarının adaptasyonu ve doğaya uyumlu bir toplumsal kültür üretme gibi çeşitli söylemler çerçevesinde şekilleniyor. Fakat, farklı bakış açılarının olması aktörleri tam anlamıyla diplomasiden ya da müzakereden uzaklaştırmıyor. Aksine, sistemdeki dönüşümün her sektöre çeşitli boyutlarda sirayet etmesi, ticaret, ekonomi, finans ve hatta dijital alanlardaki dönüşümü tetiklemesi bu bağlamda aktörleri iletişim kurmaya zorluyor. Mesela, son yıllarda özellikle Güney Çin Denizi üzerinde artan ABD-Çin tansiyonu iklim müzakereleri ve işbirliği vaadiyle yatışabiliyor. COP26 öncesinde bir araya gelen ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’in iklim değişikliği gündemi ile toplanmaları iklim diplomasisinin hız kazandığını göstermiş ve uluslararası ilginin artmasına neden olmuştu. Yani, her ne kadar politik spektrumda uç noktalarda olsalar da iklim diplomasisinin aktörler arasındaki iletişimde bir tür katalizör görevi gördüğünü söyleyebiliriz.

    Türkiye’nin ise uluslararası sistemde henüz iklim diplomasisini tam olarak benimsediğini söylemek zor. Şu an için aktif değil reaktif bir pozisyona sahip olan Türkiye, gelişmeleri takip eden bir yarı-çevre ülke konumunda. Halbuki, Akdeniz Havzası’nda ve iklim krizinden doğrudan etkilenecek bir kuşakta bulunması sebebiyle Türkiye’nin rasyonel olarak daha cüretkâr politikalar benimsemesi beklenirdi. Bunun aksine, Türkiye’nin lider seviyesinde COP26’da temsil edilmemesi ve iklim diplomasisinin en yoğun işlediği mekanizmaya dahil olmaması sorunlu bir politikaya işaret etmektedir. Öbür taraftan, iklim diplomasisi geleneksel kalkınma modellerini sorguluyor, ticari ilişkilerin yeni düzenlemelere ve kurallara tabi tutulduğu bir mekanizmayı harekete geçiriyor. Yani, uluslararası aktörlerin iklim krizine yaklaşımını, yalnızca karbon yoğun sistemin çevreye verdiği zararların bertarafı olarak değil, aynı zamanda küresel ekonomik ve siyasi sistemin tıkanıklıklarını açma yolunda kullandıkları bir araç olarak da okumak gerekir.

    Türkiye’nin bu noktada öncelikli olarak takip etmesi gereken ve AB ajandasının en üst sıralarında yer alan Yeşil Mutabakat oldukça önemli. Zira, AB ile olan köklü ilişkileri ve ekonomik bağları artık bunun gölgesinde gelişecek. AB ise iklim diplomasisini partner ülkelerdeki karbon nötr politikaları hızlandırma ve geliştirme temeline oturturken, doğrudan veya dolaylı olarak da refah, istikrar, özgürlük ve güvenlik gibi kavramları Yeşil Mutabakat doğrultusunda yeniden tanımlıyor. Türkiye ise en büyük ticari pazarı olan AB’de bu tür bir politik dönüşüm gerçekleşirken sessiz kalabilecek bir durumda değil. Bu yüzden, Yeşil Mutabakat yeni dönemde ikili ilişkileri farklı bir düzleme taşıyacaktır. Çıkmaza giren üyelik sürecini, iki tarafa da ciddi yük olmaya başlayan mülteci sorununu, çoğu alanda bağlı oldukları enerji krizini ve tabi ki küresel ticari paylarını koruma ve artırma gibi hedeflerini tartışırken Yeşil Mutabakat masada ağır bir dosya olarak bulunacaktır. Bu dosya göz ardı edildiği takdirde iki aktör de zararlı çıkacaktır.


    [1] Raymond Cohen, “Putting Diplomatic Studies on the Map”, Diplomatic Studies Programme Newsletter, May 4, 1998.

    Fotoğraf:  Markus Spiske

    Asterisk2050 Çevre Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikİsveç ve Finlandiya’nın Üyeliği Türkiye’nin Çıkarına mı? | Berlin Duvarı #16
    Sonraki İçerik Muhalefette Muhalefet | Beril Eski & İlkan Dalkuç | Nabız #90

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}