Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Denizin Kıyısında Bir Gelir Eşitsizliği Manzarası
    Yazılar

    Denizin Kıyısında Bir Gelir Eşitsizliği Manzarası

    Oytun Meçik24 Nisan 20246 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Deniz manzarası hemen her insanın en sevdiği manzaralardan biridir. İnsanın içini rahatlatan, alabildiğine maviliği ile umudu güçlendiren, ışıltısı ile insanın içini ısıtan, deniz canlıları ile yedisinden yetmişine insanların ilgisine mazhar olan bir şeydir deniz.

    Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin en popüler ve kadim geçmişine ev sahipliği yapmış, bugün ülke nüfusunun neredeyse dörtte birini barındıran İstanbul, deniz dendiğinde akla gelen pek çok fotoğrafın çekildiği yerdir. Bir çoğumuzun boğazın kenarında bir hatıra fotoğrafı vardır. Ama İstanbul’da doğan, o gün bu gündür yaşayan, fakat artık bir delikanlı olmasına rağmen deniz manzarasında ilk kez balık ekmek yiyen genç… Ve niceleri…

    Bu biricik örnek, toplumdaki gelir eşitsizliğinin insanın yüreğini burkan tezahürlerinden sadece bir tanesi. Çağdaş bir toplumda önemli olan, bunun gibi yürek burkan hikayelerin yaşanmayacağı hayat koşulları yaratabilmektir.

    Gelir Eşitsizliği Nedir?

    Gelir eşitsizliği, bir toplumdaki ekonomik birimler arasında gelirin orantısız biçimde dağılımını gösterir. Piyasa mekanizmasını esas alan herhangi bir ekonomide gelirin eşitsiz dağılımı, kaçınılmaz olsa da, eşitsizliğin aşırı hale gelerek adil olmayan bir noktaya savrulmasının önemli sosyal, ekonomik ve politik sonuçları olur.

    Bir ekonomide gelir eşitsizliği genellikle çeşitli istatistiksel araçlar kullanılarak ölçülür. Gini katsayısı, toplumdaki gelir eşitsizliğinin boyutunu ölçer ve nüfusun gelir dağılımının kapsamlı bir göstergesi niteliğindedir. Öte yandan, fonksiyonel gelir dağılımı analizi, gelir türleri arasındaki bölüşümü gösterir. Bu dağılımda, üretim süreci sonucunda ortaya çıkan gelirin üretim faktörleri arasındaki bölüşümü önem taşır.

    Bu ölçüm yöntemleri gelir eşitsizliğinin boyutu ve doğası hakkında önemli bilgiler sunarak politika yapıcıların ve araştırmacıların müdahalelerin etkinliğini değerlendirmelerine ve adil gelir dağılımını teşvik edecek stratejiler oluşturmalarına olanak tanır.

    Eşitsizliğin Yıkıcı Etkileri

    COVID-19 pandemisi, dünya genelinde mevcut gelir eşitsizliklerinin daha da büyümesinde ve farklı toplum kesimleri arasındaki ayrımların derinleşmesinde etkili oldu. Düşük gelirli bireyler ve dışlanmış kesimler; orantısız iş kayıpları, azalan çalışma saatleri ve ücret kesintileriyle karşı karşıya kalarak ekonomik krizin en ağır yükünü üstlenirken, yüksek gelir grubunda yer alan kesimler bu süreci göreli daha az zararla atlattı.

    Dezavantajlı grupların test, tedavi ve aşılama konusunda engellerle karşılaşmasıyla sağlık hizmetlerine erişim göze çarpan bir sorun haline geldi ve sağlık sonuçları ile ekonomik güvenlik arasındaki fark daha da açıldı.

    Düşük gelirli ailelerden gelen öğrenciler çevrimiçi öğrenme kaynaklarına erişimde zorluk yaşarken, uzaktan çalışmaya ve eğitime geçiş dijital uçurumu ortaya çıkardı; akademik başarı ve geleceğe dönük ekonomik fırsatlardaki eşitsizliklerin süreklilik kazanmasına neden oldu.

    Dahası, çoğunlukla mütevazı geçmişe sahip bireylerin sahip olduğu küçük işletmeler, kapanmalara ve mali sıkıntılara karşı savunmasız durumda kaldı ve bu da toplumun farklı kesimleri arasındaki gelir eşitsizliklerini artırıcı bir etki yaptı. Pandemi, krizlerin toplumun en savunmasız üyeleri üzerindeki eşitsiz etkisini hafifletmede güçlü sosyal güvenlik ağlarının ve kapsayıcı politikaların önemini bir kez daha bizlere hatırlattı.

    Dünya kadar Türkiye ekonomisi de pandemi şokunu henüz atlatamamışken yanlış ekonomi politikaları sonucu Türk lirasının hızlı değer kaybı ve döviz kuru artışının enflasyonu güçlü biçimde beslemesi ve yaklaşık 20 yıl sonra ekonomide yeniden dolarizasyon yaşanması, ekonomik birimlerin satın alma gücünü azalttı, yaşam standartlarını hızlı bir şekilde kötüleştirdi.

    Bu süreç aynı zamanda zenginlerin daha da zenginleştiği, yoksulların sayıca artış gösterdiği ve daha da yoksullaştığı, orta sınıfın içinin boşaldığı bir toplum oluşmasını hızlandırdı. Böylece Türkiye’de gelir eşitsizliği endişe verici boyutlara ulaştı. Eurostat’ın 2022 yılına ilişkin verileri, Avrupa’da gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını ve dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada bulunduğunu gösteriyor.

    Az Gelişmişliğin Kısır Döngüsü

    Türkiye ekonomisinin geldiği bu noktada artan gelir eşitsizliğinin sonuçları toplumun her alanına nüfuz etmekte. Türkiye ekonomisi azalan sosyal hareketlilik ve nesiller arası yoksulluğun süreklilik kazandığı bir yapı arz ediyor. Kuşkusuz, artan yoksulluk sosyal refah kaybına neden olurken, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma sistemlerinin bu yükün altında ezilmesine, devlet bütçesinin olumsuz etkilenmesine ve ekonomik istikrarı zayıflatacak çeşitli etkilere sebep oluyor.

    Dahası, toplumsal yapıdaki sosyal uyumda görülen aşınma, üzerine eklenen makul olmayan sayıdaki mülteci ve sığınmacı ile birlikte mevcut gerilimleri artırıyor ve kutuplaşmaya neden oluyor. Yükselen emlak fiyatları, ev sahibi olmayı birçokları için ulaşılması zor bir hayal haline getiriyor. Kentsel dönüşümün amacı dışına çıkan uygulamaları ve kentlerde uzun süredir kendi mahallelerinde yaşayanların yerinden edilmesi; sosyal gerilimlerin artmasına ve varlıklı kesim ile dışlanmış kesim arasındaki uçurumun genişlemesine yol açıyor.

    Öte yandan, dezavantajlı geçmişe sahip ve eğitim başta olmak üzere pek çok açıdan fırsat eşitliğinden yoksun yetenekli bireylerin ekonomiye tam olarak katkıda bulunamaması ve ekonomik işleyişte kendine yer edinememesi nedeniyle ülkenin ekonomik potansiyeli de önemli ölçüde gerileme gösteriyor. Bu durum makroekonomik açıdan yenilikçiliği ve üretkenliği engellemekle kalmıyor, aynı zamanda bir az gelişmişlik döngüsünün oluşmasına da neden oluyor.

    Ne Yapmalı?

    Türk lirasındaki hızlı değer kaybının ve bunun enflasyon, satın alma gücü ve yaşam standartları üzerindeki etkisinin hafifletilmesi için parasal, mali ve yapısal tedbirleri kapsayan kapsamlı bir strateji tasarlanması büyük bir zorunluluk arz ediyor.

    Bu kapsamda merkez bankasının ekonomik istikrarı sağlamak ve enflasyonist baskıları azaltmak için proaktif bir para politikası duruşu sağlaması gerektiği konusunda iktisatçılar arasında bir konsensüs olduğu görülüyor.

    Kuşkusuz, eş zamanlı olarak bütçe açıklarını ve kamu borcunu giderecek, piyasaya güven aşılayacak ve ekonomik istikrarı güçlendirecek ihtiyatlı maliye politikalarının uygulanması ve rekabet gücünü artırmayı, yatırımı teşvik etmeyi ve yönetişimi iyileştirmeyi amaçlayan yapısal reformlarla piyasa güveninin yeniden tesis edilmesi; sürdürülebilir ekonomik büyümenin temellerinin atılması açısından hayati bir öneme sahip ve bunu her zaman akılda tutmak gerekiyor.

    Bu çerçevede gelir eşitsizliğinin ele alınması, hedeflenen politikaları ve sistemik reformları kapsayan çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Sosyal güvenlik ağlarının güçlendirilmesi, eğitim ve mesleki eğitime yatırım yapılması ve kapsayıcı ekonomik büyümenin teşvik edilmesi, gelir uçurumunun azaltılmasına yönelik zorunlu adımlar olarak cari dönemdeki ekonomi politikalarının yanına uzun vadeli hedefler olarak eklenmelidir.

    Ek olarak, adil vergilendirmeyi teşvik etmek ve yolsuzlukla mücadele, piyasa koşullarında eşitliğin sağlanmasına ve ekonomik kurumlara olan güvenin yeniden tesis edilmesine yardımcı olacaktır.

    Özetlemek gerekirse, Türkiye ekonomisi eşgüdümlü ve kararlı eylemlerle para birimindeki değer kaybının yarattığı zorlukların üstesinden gelebilecek, satın alma gücünü koruyabilecek ve vatandaşlarının yaşam standartlarını iyileştirebilecek potansiyele her türlü olumsuzluğa rağmen sahiptir.

    Daha İyi ve Adil Bir Gelecek Mümkün

    Dünyanın içinde bulunduğu çoklu krizler çağında Türkiye’nin, 21. yüzyılın kendine has karmaşası ile yüzleşirken, gelir eşitsizliğinin getirdiği ve zamanlar arası boyutta yeni yeni yüzleşilmesi gereken meselelerle karşılaşılması muhtemel. Bu konuda rasyonel ve kararlı adımlar atılması acil bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.

    Zira, ekonomiyi bu koşullar altında ileriye taşıyacak adımların; cesur bir vizyon, ortak eylem ve sosyal adalete sarsılmaz bağlılık gerektirdiği ortadadır. Türkiye, kapsayıcı politikaları benimseyerek ve dayanışma kültürünü geliştirerek tüm vatandaşları için daha adil bir geleceğe doğru yol alabilecektir.

    Fotoğraf: Anna Auza

    Ekonomi R2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYükselen’e ve Düşen’e Dair Bir Yerel Seçim Okuması
    Sonraki İçerik Yakın Tarih #7 | AKP Dönemi Dış Politikası

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Erdal Kesin
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    D84 INTELLIGENCE

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 Deniz Nas

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}