Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Zorunlu Seçmeli Özel: Siyasetçinin Sorumluluğu
    Yazılar

    Zorunlu Seçmeli Özel: Siyasetçinin Sorumluluğu

    İlkan Dalkuç8 Ocak 20244 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Modern demokrasilerde siyasetçilerden ve siyaset kurumundan büyük bir oyunun parçaları olmaları beklenir. Medya, bürokrasi, yargı, akademi gibi aktörlerin yanı sıra teamüller ve geleneklerin bir karışımı olan güç ilişkileri içerisinde siyasetçiler, nihai karar alıcılar olsalar da güçlerini paylaşırlar.

    Özerkliğini Yitiren Aktörler

    Külekçilik, şerbetçilik, bileyicilik, nalıncılık meslekleri gibi, 90’larda bilinen anlamıyla medya patronluğu da tarihe karıştı. Medya patronlarının etkileri ve güçleri azaldı. Artık patronlar, kendileri birer aktör olmaktan çıkarken asıl aktörlerin sıradan birer proxy’si (vekili) olarak kaldılar. Aydın Doğan ve Dinç Bilgin’den Acun Ilıcalı, Yıldırım Demirören ve Candaş Tolga Işık’a giden sürecin tek izahı, bu politik konumun yok olmasıdır.

    Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Mülkiye hatta Gazi Üniversitesi bugün 90’larda oldukları anlamlarıyla yoklar. “İnsan, çok sevdiği birisi ölünce hemen kabullenemiyor. Yasın beş aşaması olduğu kabul ediliyor: inkâr, öfke, pazarlık, depresyon, kabul. Sanırım depresyonla kabul arasında bir yerdeyiz: Boğaziçi Üniversitesi’nin ölümünü kabullenmeye yakınız.” böyle ifade ediyor Boğaziçi Üniversitesinin durumunu, okulun en saygın akademisyenlerinden Lale Akarun.[1]Daha da net söylemek gerekirse bugün üniversite de kurum olarak, kendi başına özerk varlığını dikkate aldığımızda, 90’larla kıyaslandığında içi boşalmış ve yok olmuş durumda.

    Devletin Yapısı

    Bugün 1990’lar Türkiye’sine göre çok daha yeknesak bir devlet yapımız var. Zaten çekirdek devletin, yani güvenlik ve yargı bürokrasilerinin dışında, kendi ağırlığı ve özerkliği kalmamış kurumlarla baş başayız.

    Medya, 1990’lardaki özerkliğini tamamen yitirmiş durumda; iktidarın hilafına bir gündem dayatma kabiliyeti kalmadığı gibi dokunulmazlığı da kalmamış durumda. Medya patronları eskisinin zekatı bir oyun kuruculuk kabiliyetine bile sahip değiller. Var olan medya ise muhalefet ve devlet içindeki ittifaklarına dayanmak durumunda. Mevcut medya, özerk bir oyuncu, bir aktör olma özelliğine sahip değil.

    1990’larda devletin unsurları kanun dışı şiddete bugüne göre çok daha sık başvuruyordu. 90’lar Türkiye’sinin tanımlayıcı unsurlarından faili meçhuller, şiddeti uygulayan unsurların pervasızlıkları kadar, devletin içindeki parçalı yapıların, kendi ajandalarını uygulamak konusunda ne kadar çaresiz kaldıklarını da gösterir. O dönemde hâlâ bir unsurun cezaevine atmak istediği bir kimseyi, diğer bir aktör cezaevinden çıkartabiliyordu.

    1990’lar Türkiye’sinde tanınan bir figürü cezaevinde tutmak bugünün Türkiye’sinden daha zorken o figürü öldürmek daha olasıydı. Not edilmesi gerekir ki bugünün devlet yapısındaki ilk çatlağı anlamak için de ilk bakılması gereken yerin Sinan Ateş cinayeti olacağı, bu açılardan bakılınca anlaşılacaktır.

    2023 Türkiye’sinde Adalet ve Kalkınma Partisi, seçim dışındaki neredeyse tüm meşruiyet alanlarını çölleştirdi. Akademinin, bürokrasinin, yargının, medyanın, entelektüellerin, uluslararası kurumların ya da sivil toplum örgütlerinin sözlerinin kıymetleri olmadığı gibi güç oyununda bir etkileri de yok.

    Türkiye; demokrasi ve basın özgürlüğü endekslerinde geriye gidip AB başta olmak üzere tüm uluslararası teşkilatlarla ilişkisini erozyona uğratırken genç ve eğitimli nüfusunun ciddi bir kısmını düzenli olarak kaybetmeye başladı. Yoğun tasfiyelerin yaşandığı, ekonomik krizin de bir iktidar aracı olarak kullanıldığı Türkiye’de, mesleklerin doğaları gereği sahip oldukları itibarlar da eridi. Maaşlar asgari ücrete yakınsarken Türkiye herkesin kolaylıkla işini, itibarını ve statüsünü kaybedebileceği bir yer oldu.

    Hükümet uzun iktidarının verdiği güvenle gücünü kullanırken makulun, beklenenin hatta korkulanın ötesinde pervasızlaştı. Saygın mesleklerin saygınlıkları sistematik olarak azaltılırken özerk statülü konumların değerleri düştü. Pervasız kararlara dur diyecek bir mekanizma devlette kalmadığı gibi içtihatlar ve teamüller de anlamsızlaştırıldı. Kararların uygulayıcısı devlet aynı zamanda referans kaynağı olunca itirazlar da kolaylıkla ihanetle yaftalanır hale geldi. Dış politikanın iç politikaya, iç politikanın ise dış politikaya benzediği bu dönemde siyaset alanı daraldı. Erdoğan, ancak kendi ölçeğinde ölçülebilir ve tartılabilir hale geldi.

    Tek Meşruiyet Seçim

    Erdoğan döneminde yargı, ordu ve Gülencilerle yaşanan vesayet krizleri, 367 krizi, parti kapatma davası, e-muhtıra, 17-25 Aralık soruşturmaları ve 15 Temmuz Darbe girişimi ile biten çözüm sürecinin ardından görülen askerileşme gibi süreçlerin de katkılarıyla ortaya çıkan vasatta, muhalefetin elinde kalan tek meşru alan sandıktır.

    Partisiz muhalifler bu süreçte partilerin, siyasetçilerin desteklerine ihtiyaç duyarlar. Aydınlardan, akademisyenlerden, gazetecilerden boşalan yerlere siyasetçilerin gelmesi zorunluluk ve gereklilik olarak önümüzdedir. 300’e yakın muhalif vekil bu süreçte tek tek birer aktivist gibi sahada olmalı. Bu vekiller, Erdoğan’a muhalefetin hastanelerde, okullarda, fabrikalarda, sokaklarda öncüsü olmalıdır.

    Sadece sahada da kalmamalı bu muhalefet. Vekiller sorunları toplumun kalanına aktarmanın da öncüsü olmalılar. Hukukun, demokrasinin ve kurumların gerilediği Türkiye’de muhalefetin alanını, meşru olarak oy almış siyasetçiler açmalı. Peşlerinden gelme ihtimali olan gazetecilere, akademisyenlere ve entelektüellere, hükümete fikri itiraz için gereken genişliği yaratmalıdırlar.

    Türkiye’de, kamuoyundan gelenleri aktarma, basını takip etme gibi işlevlerin ötesinde de aktivist vekillere ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü muhalefetin kendisi madden, manen ve altyapı olarak seçimlerin ardından güçsüzleşmiştir. Emek Partisi Gaziantep vekili Sevda Karaca’nın gösterdiği muhalefetin çok sayıda vekil tarafından tekrarlanmaması ya da aşılamaması için bir neden yoktur. Vekiller varlıklarıyla vatandaşların özgürlük sahalarını genişletmeli, dokunulmazlıklar toplumun faydasına kullanılmalıdır.


    [1]https://yetkinreport.com/2023/12/14/bogazici-universitesinin-yasini-tutmak/

    Fotoğraf: Nguyen Dang Hoang Nhu

    R2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNasıl Mutlu Olacağım? | SenSensizsin #4
    Sonraki İçerik Ankara-Bakü İlişkisi Neden ABD-İsrail İlişkisine Benzemeye Başladı?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}