
Yeni Partiler Hangi Seçmen Gruplarından Oy Alabilir?
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan tarafından kurulması beklenen iki siyasi partinin oy potansiyelleri merak konusu. Çeşitli araştırma şirketleri %2-%13 arasında değişen bulgularını kamuoyuyla paylaştı. Fakat partiler henüz resmi olarak kurulmadığından ötürü bu partilerin potansiyellerini tartışmak daha öncelikli. Nitekim partilerin yönetici kadrosu, amblemi ve sloganı kamuya duyurulmadan seçmenlere bu partilere yönelik oy tercihlerini sormak eksik değerlendirmelere yol açabilir.
Yeni Partilerin Potansiyelini Tartışmak Neden Önemli
Öncelikle yeni partilerin oy oranları ne olursa olsun çoğunlukçu esasa (%50+1) ve ittifaklara dayanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde dengeleri değiştirebileceğini hatırlatmak gerekiyor. Bununla birlikte tüketici güven endeksi aylardır 2009 krizi seviyesinde seyrediyor ve ekonomik olumsuzluklardan kaynaklı olarak Cumhur İttifakı oyları azalıyor. Muhalefetin büyükşehirlerdeki yerel seçim başarısı ile Babacan ve Davutoğlu’nun başını çektiği yeni siyasi hareketler bu şartlarda partisizlere ve kararsız seçmene daha önceki dönemlerden farklı olarak yeni alternatifler sunuyor.
Tüketici Güven Endeksi ve Cumhur İttifakı Oy Oranı İlişkisi
Tüketici güven endeksi seçmenin ekonomiye bakışını yansıttığı için iktidar partisinin oy oranı hakkında fikir veren önemli bir gösterge. Ekonomi özellikle oy verdiği partiye veya lidere sıkı bağlı olmayan seçmenlerin tercihleri üzerinde etkili. Bu çerçevede 2018 Haziran meclis seçimleri sonuçları ile 2019 Kasım-Aralık anket verilerini karşılaştırmalı olarak yorumlamak önemli.
2018 meclis seçimlerinde 21 milyon 335 bin oy alan AK Parti 59 milyon 355 bin toplam kayıtlı seçmenin %36’sının, 5 milyon 564 bine ulaşan MHP ise %9.4’ünün desteğini kazanmıştı. Cumhur İttifakı’nın toplam kayıtlı seçmende oy oranı yaklaşık %45.5 seviyesindeydi (Geçerli oyların %53.6’sı).

Döviz şokuyla gelen ekonomik daralma ve enflasyonla birlikte tüketici güven endeksi 2018 Haziran – 2019 Kasım arasında 70’ten 60’a düşerken, Cumhur İttifakı da son anketlere göre kayıtlı seçmenler arasında %45.5’tan %41.5’a geriledi. Metropoll Araştırma’nın verilerine göre 2019 Kasım’da AK Parti’nin kararsızlar dağıtılmadan oy oranı %33, MHP’nin %8.5 seviyesine gerilemiş durumda.
Diğer bir ifadeyle kararsızlar dağıtılmadan %41.5 seviyesinde kalan Cumhur İttifakı 2018 Haziran’dan bu yana ekonomik olumsuzlukların etkisiyle yaklaşık 60 milyon kayıtlı seçmenin %4’ünün desteğini kaybetmiş gözüküyor. Yaklaşık 2 milyon 400 bin seçmenin Cumhur İttifakı’ndan uzaklaştığı tahmin edilen bu şartlarda yeni partilerin oy potansiyelini tartışmak değer kazanıyor. Ayrıca Barış Pınarı Harekatı ile birlikte Ekim ayında gelen 1.5 puanlık artış etkisinin de kaybolduğu görülüyor.
Toplam kayıtlı seçmende %41.5 seviyesinde kalan Cumhur İttifakı katılımın %83’ü geçtiği senaryolarda geçerli oyların %50’sinden fazlasına ulaşamayabilir. Cumhur İttifakı bu şartlarda meclis çoğunluğunu kaybedebilir ve Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanması da zora girebilir. Ayrıca 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 26 milyon 325 bin oy alan Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın 575 bin gerisinde kaldığını da hatırlatmak gerekiyor.
Yeni partilerin bir önceki seçimde oy kullanmamış seçmenleri muhalefetin lehine ve Cumhur İttifakı’nın aleyhine olarak sandığa götürebileceği ve katılım oranını yükseltebileceği göz önünde bulundurulduğunda, bu partilerin hedefleyebileceği seçmen kitlelerini değerlendirmenin ülke siyasetinin geleceği hususunda ne derece kritik olduğu anlaşılıyor.
Yeni Partilerin Oy Potansiyelleri
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu liderliğinde kurulacak partiler AK Parti’nin oy alabildiği tüm seçmen gruplarından değişen oranlarda destek görmeye aday. Bunun yanında seçmenlerin yaklaşık %70’inin merkez ve sağda konumlanması da yeni merkez-sağ/sağ partilerin potansiyelinin ne derece büyüyebileceğini de yansıtıyor.
Ulusal ölçekli seçim değerlendirmelerinde toplumsal yarılma hatlarından başlamak önemli. Bu çerçevede Alevi-Sünni ayrımı sağ partileri sol partilerden ayıran ilk yarılma hattı. AK Parti’den kopan yeni iki siyasi harekete en uzak seçmen grupları inançsızlar, gayrimüslimler ve Aleviler. Ulusal ölçekli anketlerde kendini inançsız görenlerin oranı %0.5-1, gayrimüslim olarak tanımlayanların oranı %0.5, Alevi olarak tanımlayanların oranı %3.5-6 olarak ölçülüyor. Fakat Alevilerin birçok nedenden ötürü mezhep kimliğini sakladığı düşünülüyor. Bu çerçevede Alevilerin oranının farklı sorularla tahmin edildiği 2005 tarihli makalesinde Ali Çarkoğlu Hz. Ali’yi en önemli dini figür olarak görenlerin oranını %11 olarak paylaşmış. Bu bilgiye dayanarak Alevilerin, gayrimüslimlerin ve inançsızların toplam oranını %12 olarak değerlendirmek mümkün.
12 puanlık Alevi, gayrimüslim ve inançsız seçmen gruplarından yeni partilere çok kısıtlı bir destek gelebileceği ön kabulüyle geriye kalan 88 puanlık Sünni kitlenin oy tercihlerini incelemekte yarar var. Bunun için partilerin Alevilerden gelen oy oranlarını hesapladıktan sonra kalan yüzdelikler üzerinden bir tartışma yürütmek önem arz ediyor.
Metropoll’ün yayınladığı son ankete göre kararsızlar dağıtılmadan AK Parti %33,4, CHP %19,1, MHP %8,7, HDP %9,7, İYİ Parti %7,7, diğer partiler %1 ve oy tercihinde bulunmayanlar %20,3 seviyesinde.
KONDA ve diğer araştırma şirketlerinin geçmişteki bulgularına göre Alevilerin %63-78 aralığındaki büyük bölümü CHP seçmeniyken, HDP’yi destekleyenlerin oranı %6-13 değişiyor. AK Parti’yi destekleyen Aleviler %1-6 aralığındayken, diğer partileri tercih edenler %1-3 aralığında tahmin ediliyor. Bu noktadan hareketle çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu 12 puanlık kitlenin yaklaşık 8 puanının CHP’yi, 1.2 puanının HDP’yi, 0.4 puanının AK Parti’yi ve 0.2 puanının diğer partileri desteklediği, 2.4 puanının ise oy tercihinde bulunmadığı düşünülebilir.
Buna göre 88 puan Sünni seçmen kitlesinin oy tercihleri şu şekilde dağılıyor: 33 puan AK Parti, 11,1 puan CHP, 8,7 puan MHP, 8,5 puan HDP ve 7,7 puan İYİ Parti ve 0.8 puan diğer parti seçmeni ile ile 17,9 puan oy tercihinde bulunmayanlar şeklinde gruplara ayırmak mümkün. Babacan ve Davutoğlu’nun liderliğinde kurulacak yeni partilerin ilk hedef kitlesi seçmenin %17.9’unu oluşturan parti tercihi belirtmeyen Sünni seçmen grubu.
Genel olarak yeni partiler diğer partilere kıyasla bu seçmenlerin desteğini almakta daha başarılılar. AK Parti ve MHP’den uzaklaşan seçmenlerin çoğunluğunun başka bir partiyi tercih etmek yerine partisiz bir konum alması da bu iddiayı güçlendiriyor. Fakat seçime katılımın son yıllarda en yüksek %89 seviyesine ulaşabilmesinden ötürü, mevcut herhangi bir partiye oy verme eğiliminde olmayan seçmenlerin tamamının kurulacak iki yeni partiye yöneleceğini söylemek hayalcilik olur. Bu nedenle bu seçmen grubundan gelecek maksimum desteğin 10 puanı aşmayacağı iddia edilebilir.
Babacan ve Davutoğlu’nun partilerinin destek görebileceği diğer seçmen grubu ise partilerine sıkı bağlı olmayanlar. Söz konusu seçmen grubu içinde kerhen oy verenler mevcut olduğundan yeni partilere bu seçmenlerin yönelme olasılığı daha güçlü. Metropoll Araştırma’nın daha önceki bulgularına dayanarak partizan seçmen oranını AK Parti ve CHP’de %85, MHP’de %55, HDP’de %75, İYİ Parti ve diğer partilerde %45 olarak varsaymak mümkün. Sünni olmayanlar ve Sünniler arasında eşit oranda partizan seçmen bulunduğu kabul edildiğinde, 88 puanlık Sünni kitlede yaklaşık 5 puan AK Parti, 2.9 puan CHP, 3.9 puan MHP, 2.4 puan HDP ve 4.8 puanlık İYİ Parti ve diğer parti seçmenlerinin partilerine sıkı bağlı olmadığı ifade edilebilir.
Buna göre kayıtlı seçmenlerin toplamda %19’unu oluşturan partilerine sıkı bağlı olmayan kitle kurulacak yeni iki partinin diğer hedef seçmen grubu. Özellikle sağ partilere (AK Parti, MHP, İYİ Parti ve diğer partiler) oy vereceğini söyleyen fakat bu partilerin destekçisi olmayan seçmen grubunun toplam seçmenin %13’ünün üzerinde olduğu düşünüldüğünde bu kitlenin önemi ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, hem Babacan hem de Davutoğlu için CHP ve HDP’nin sıkı bağlı olmayan seçmenlerinin desteğini almak zor görünse de, daha Batılı bir imaja sahip olan Babacan kısmi bir destek bulabilir. Özellikle HDP ve AK Parti arasında sıkışmış Kürt seçmenler Babacan’a sıcak yaklaşabilir.
Özellikle 5 puana ulaşan AK Parti’nin partizan olmayan seçmen kitlesi iki yeni parti için de ilk hedef. Ayrıca İYİ Parti’nin sıkı bağlı olmayan seçmenleri de muhtemelen İYİ Parti’ye yeni bir alternatif olduğu için bir önceki seçimde şans veren ve ülkücü olmayan seçmen kitlesi. Bu seçmen grubu yine yeni alternatiflere yönelebilir. Ayrıca MHP’nin partizan olmayan seçmenleri arasında daha önceden AK Parti’ye oy veren ve alternatif arayışında olan sağ seçmenlerin önemli bir sayıda olduğunu iddia etmek mümkün. Özellikle İYİ Parti’yi ülkeyi yönetmek için yeterli bulmadığından ötürü AK Parti’ye en yakın sağ parti olan MHP’ye yönelenlerin Babacan veya Davutoğlu’nu İYİ Parti’ye kıyasla daha tecrübeli görmeleri ve sandıkta tercih etmeleri de muhtemel.
Özetle, Babacan ve Davutoğlu’nun ağırlıklı olarak oy alabileceği seçmen grubu 88 puanlık Sünni seçmen kitlesi. İYİ Parti ve MHP’den farklı olarak yeni partiler Sünni Kürtlerin de alternatifi olabilir. 88 puanlık Sünni seçmen kitlesi içinde 17.9 puanlık parti tercihi belirtmeyen seçmen grubu ve parti tercihi belirtmesine rağmen tercih ettiği partiye sıkı bağlı olmayan 19 puanlık seçmen kitlesi yeni partilerin ilk iki hedef grubu. 19 puanlık sıkı bağlı olmayan partili seçmen grubunun 13 puanı sağ partileri tercih etmiş.
Fakat 17.9 puanlık partisiz seçmenin en az 10 puanının seçime katılmayacağı göz önünde bulundurulduğunda ve 19 puanlık sıkı bağlı olmayan partili kitlenin 6 puanının sol partileri tercih ettiği dikkate alındığında, geriye 7-8 puanlık partisiz ve 13 puanlık sıkı bağlı olmayan partili grupları kalıyor. En iyi senaryoda bu parti gruplarından alınacak 21 puanlık maksimum destek %85 katılımlı bir seçimde yeni kurulacak partiyi %25 oy oranı ile ana muhalefet pozisyonuna getirebilir. Fakat Babacan ve Davutoğlu önderliğinde kurulacak partilerin bu potansiyeli paylaşacakları ve paylarının azalacağını unutmamak gerekiyor.
Fotoğraf: Arnaud Jaegers
Paylaş
Yazarın diğer içerikleri

2010’larda Sosyalleşen Gençlik ve Siyasetin Geleceği
Milli Mücadele’nin başlangıç tarihi olarak kabul edilen 19 Mayıs’ın “Milli Egemenlik ve Gençlik Bayramı” olarak kutlandığı Türkiye’de gençlerin sosyal ve siyasal tutumları giderek önem kazanıyor. TÜİK’in en son yayınladığı nüfus ve gençlik istatistiklerinde 15-24 yaş aralığında yer alan gençlerin 12 milyon 955 bine ulaştığı paylaşıldı[1]. Türkiye nüfusunun %15,6’sını oluşturan gençlerin

Soylu’nun İstifa Süreci ve Siyasi Geleceği
10 Nisan’da alınan sokağa çıkma kısıtlaması kararının ardından yaşanan kargaşa iç siyasette çalkantıya yol açtı. Soylu’nun istifasının Cumhur İttifakı seçmeninde yarattığı üzüntü, bakanın bir siyasi olarak liderlik potansiyelini gündeme taşıdı. Bahçeli’nin Soylu’nun görevinde kalması konusunda ısrar etmesiyle birlikte daha önceden de dile getirilen MHP-Soylu ilişkileri tekrar konuşulmaya başlandı. Bu ihtimalleri

Cumhur İttifakı Gerçekten Çoğunluğu Kaybediyor Mu?
Türkiye’de 2018 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan kur krizi ittifaklara dayanan siyasi dengelerin değişmesine yol açtı. Ekonomik küçülme, artan enflasyon ve işsizlik 2019 yerel seçim kampanyasına damga vurdu. Seçmenin ekonomiye bakışını yansıtan tüketici güven endeksi 2009 ekonomik krizi seviyesine geriledi. Hızlı bir şekilde hükûmetin aleyhine gelişen şartlarda muhalefet, 2017 referandumunda bir

CHP’nin Barış Pınarı Harekatı’na Desteği: Hata mı Başarı mı?
Hükümetin güvenli bölge oluşturma planı çerçevesinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı iç siyasette pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. Özellikle Ağustos ayında kayyum atamaları konusunda aktif muhalefeti ile dikkat çeken CHP’nin bu kez hükümete karşı çıkmaması gündemde yer tuttu. CHP’nin harekattan kısa bir süre önce Suriye ile ilgili düzenlediği konferansta yöneltilen eleştirilere

HDP Seçmenlerinin 31 Mart-23 Haziran Tercihleri
31 Mart’ta iki aday arasındaki fark 13 bin olduğu için tüm parti seçmen gruplarının seçmen davranışını incelemek önem kazandı. Özellikle HDP seçmeninin tavrı önemliydi. 31 Mart seçimlerinde 1 milyon 146 bin HDP seçmeninden yaklaşık 931 bininin İmamoğlu’na oy verdiği, 20 bininin Yıldırım ve diğer adayları desteklediği tahmin ediliyordu. Dolayısıyla sandığa

23 Haziran Değerlendirmesi: Ekonomi, YSK Kararı ve Hamasi Kampanya
23 HAZİRAN SEÇİMİ DOSYASI 23 Haziran seçimleri farkın 3 ayda 62 katına ulaşmasıyla sonuçlandı. Bu ilginç sonucu açıklamak için üç temel etmen aşamalı olarak sıralanabilir: Ekonomi, YSK kararı ve etnik kimliklerin ötekileştirildiği hamasi kampanya süreci. Ekonomi Son bir yılda ekonomi seçmenin çoğunluğunu umutsuzluğa itecek şekilde kötüleşti. Enflasyon %50 artarken, işsizlik

İstanbul Seçim Senaryoları
23 Haziran İBB seçimlerinde sonucu öngörmek için 2007-2019 arasında aylık anket ortalamaları, ekonomik göstergeler ve siyasal kırılmaları kapsayan oy verme modeline başvuracağız. Partilerin Haziran 2019’daki seçmen sayılarına göre iki senaryo hazırlayacağız. İlk senaryoda Cumhur İttifakı’nın minimum oy sayısını, ikinci senaryoda maksimum oy sayısını baz alacağız. Modeldeki ekonomik ve siyasal değişkenlerin

Binali Yıldırım Oy Sayısını Ne Kadar Artırabilir?
23 Haziran seçimleri YSK kararının oylamaya sunulduğu bir referandum hükmünde. Bu nedenle Binali Yıldırım’ın oy potansiyelini hesaplarken başlangıç noktamız referandum sonuçları olacak. Mahalle bazlı oy geçişi analiziyle 2017 referandumunda oy kullanan seçmenlerin 2019 oy tercihlerini inceleyeceğiz. Böylece seçmen gruplarını Evet ve Hayır oy tercihleri ile yerel seçim tercihlerini karşılaştırarak kategorize

23 Haziran Yerel Seçimleri: İlçe Bazlı Oy Değişimleri ve Ekonomik Oy Verme Modeli
İstanbul’da AK Parti’nin oy oranı 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimleri arasında düşük gelirli ilçelerde daha çok artma eğiliminde. Güvenlik ve ekonomik istikrar endişeleri daha yoksul ilçelerdeki seçmeni AK Parti’ye oy vermeye itmiş gözüküyor. 7 Haziran’a kıyaslandığında AK Parti oyu Arnavutköy, Küçükçekmece ve Esenyurt gibi daha yoksul ilçelerde

İmamoğlu Hangi Seçmen Gruplarından Oy Alabilir?
GİRİŞ Bu yazıda Ekrem İmamoğlu’nun ulaşabileceği oy sayısını 2017-2019 arasındaki seçmen davranışlarını inceleyerek tartışacağım. İmamoğlu’na kayıtlı seçmenin en az %1’i kadar (105 bin) oy getirmesi beklenen parti seçmen gruplarını (CHP, İYİ Parti, HDP ve MHP) analiz edeceğim. Seçmenlerin davranışlarını tahmin etmek için 2017 referandumu, 2018 seçimleri ve 2019 yerel seçimlerinin