Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Toplumu Anlamak: Soruların Başlangıcı
    Yazılar

    Toplumu Anlamak: Soruların Başlangıcı

    Deniz Akdeniz Belovacıklı9 Eylül 20237 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Toplum onu oluşturulan insanların toplamından fazlası mıdır? Dünyayı ve yaşamın kendisini anlamaya çalışırken bireyden topluma doğru mu bakmalıyız? Margaret Thatcher toplum diye bir şey yok[1]derken haklı mıydı? 600.000 yıldır hiçbir şey değişmedi mi?

    Alt ve Üst Sınıflar

    Jim Sidanius ve Felicia Pratto’nun Sosyal Baskınlık Kuramı[2] tüm insan topluluklarının grup temelli hiyerarşik yapılardan oluştuğunu öne sürer. Bu hiyerarşik yapı içerisinde ise baskın ve alt gruplar vardır ve sosyal değerler bu gruplar arasında eşit olarak dağılmaz.

    Baskın gruplar olumlu sosyal değerlere (siyasi otorite ve güç, daha kaliteli gıdalar, daha iyi sağlık hizmetleri vb.) sahipken alt gruplar ise daha olumsuz sosyal değerlere (işsizlik, hastalık, daha kötü sağlık hizmetleri, orantısız cezalar vb.) sahiptirler. Bu noktada kısa bir parantez açarak Evrim Teorisi ve Evrimsel Psikoloji’ye değinmek grupların ve grup ilişkilerinin oluşumunu kavrayabilmek için elzemdir.

    İlk İnsanların En Güçlü Silahı: Gruplar

    Vahşi doğanın içerisinde hayatta kalmaya çalışan ilk insan, öldürücü mermileri ve koruyucu beton duvarları olmadığından başka insanların varlığına muhtaçtı. Her ne kadar el baş parmaklarının evrimi ile birlikte avlanabilmesi için gerekli aletleri yapmaya başlasa[3] da hala vahşi doğa onun için oldukça tehlikeli bir yerdi. Dolayısıyla, birliktelik, güven; tek başınalık ise tehlike anlamına geliyordu.

    Ancak, Darwin’in Evrim Teorisi’ne[4] göre insanın temel mücadelesi tek başına vahşi doğada hayatta kalmak değildi, türünü devam ettirebilmek için hayatta kalmaktı. Başka bir deyişle, genlerini gelecek kuşaklara aktarabilmek ve gen havuzlarını genişletebilmek için hayatta kalmaktı.

    Türün devamlılığının sağlanabilmesi için yalnız bir canlının hayatta kalması yetmez, geometrik çoğalarak ve gelişen ve değişen çevreye adapte olarak (uyum sağlayarak) hayatta kalmak gerekir. Tam da buradan temellenen Evrimsel Psikoloji alanının duayenlerinden sayılan Leda Cosmides ve John Tooby[5] çevresel koşulların insanın fiziksel özelliklerini şekillendirdiği temelini genişleterek insan beyninin doğal seçilimi ve türün devamlılığını sağlamak amacıyla çevredeki uyaranları topladığını öne sürmüştür.

    İlk İnsandan Modern İnsana Gruplar

    Grup dediğimiz sosyal yapının ilk yapı taşlarını Darwin’in de bahsettiği sebeplerden dolayı ilk insanlarda görüyoruz. Günümüzde taraftarlıktan vatandaşlığa geniş bir spektruma oturan grup kavramı, elbette o dönemler için yalnızca aileden ibaretti.

    Dawkins’in üzerine paragraflarca yazdığı Bencil Gen[6] teorisi de benzer bir noktadan temellenir. İnsan geninin en temel amacının o genin devamlılığını sağlamak olduğunu ve bilişsel ve fizyolojik tüm mekanizmalarının da buna hizmet ettiğini söyler. Hatta, iki kişiden yalnızca birini kurtarabileceğiniz durumda, diğeri ne kadar yakın arkadaşınız veya sevdiğiniz biri olursa olsun, bencil genin akrabanız olanı kurtaracağının altını çizer. Peki, kan ve gen bağından başlayan bu yolculuk nasıl oluyor da en naif haliyle koyu Fenerbahçe taraftarlığına ve en yıkıcı haliyle ekstremizme varıyor?

    Birlikteliğin İhtiyacı

    Bu noktada akıllara John Donne’un[7] meşhur sözü geliyor: Hiçbir insan ada değildir. Donne’un açtığı yolu devam ettiren Mark Leary ve Roy Baumeister[8] ise tüm insanların olumlu, kalıcı ve etkili kişilerarası ilişkiler oluşturma dürtüsüne sahip olduğunu ile sürüyor. Leary ve Baumeister insanların ait olma ihtiyaçlarını (need to belong) açlık, susuzluk gibi diğer temel ihtiyaçları ile ilişkilendirerek aynen yemek yemeyen birinin açlık hissedeceği gibi diğerleri ile ilişki kurmayan kişinin de mutsuzluk hissedeceğini öne sürüyor.

    Benzer bir yerden, Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde[9] fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarından sonra sevgi, ait olma ve sosyalleşme ihtiyaçlarının geldiğini söylüyor. Diğer bir taraftan, Bowlby’nin Bağlanma Kuramı[10] çocukların dünyaya başkalarıyla bağlanmak için biyolojik olarak önceden programlanmış olarak geldiğini belirtir. İnsan bebeklerinin prematüre doğduğunu ve hayatta kalabilmek için yetişkin desteğine ihtiyaç duyduğunu düşünecek olursak, Bowbly’nin yaklaşımı anlamak oldukça kolay olacaktır.

    “Ben”den “Biz”e

    İster dürtü olsun ister biyolojik ön programlanma, tüm bu argümanlar tek başına grup davranışını veya ekstremleşmeyi açıklamaya yetmez. Her ne kadar grubun oluşumunda hangi kavramın en çok etkili olduğu hala üzerine uzlaşılamamış bir yanıt olsa da bu bağlamda sosyal kimlik önemli bir yerde durmaktadır.

    Tajfel ve Turner sosyal kimlik kuramında[11] kişinin grup üyeliği üzerinden kim olduğuna dair duygusunu sosyal kimlik olarak tanımlar ve grupların, insanların bu dünyaya ait olduklarını hissetmelerini sağladığını öne sürer. Tam da bu noktada biraz geriye sararak Evrim Teorisini hatırlamamız gerekiyor.

    Vahşi doğanın içerisinde hayatta kalmaya çalışan ilk insanlar için yegâne beceri düşmanı ve dostu ayırt edebilmek, başka bir deyişle biz ve onlar ayrımını yapabilmektir. Yukarıda da bahsedildiği üzere Cosmides ve Tooby, insan beyninin tam da bu sebeple çevresindeki uyaranları topladığını söyler. O dönemler için etrafta bulunan tüm uyaranları (renkler, sesler, kokular ve daha nicesi) toplamak mümkün görünse de günümüz için bu imkansızdır.

    En basit hâli ile evden çıkıp iş yerinin kapısına geldiğiniz ana kadar geçen zamanı düşünün. Çevrede olan tüm nesneler ve canlılar ve bunlara ait tüm renkler, şekiller, sesler ve kokuları ayrı ayrı algılamaya çalıştığınızı ve her seferinde ne olduğunu sıfırdan anlamaya çalıştığınızı düşünün. Mümkün görünmüyor değil mi? Bu yüzden bilişsel sistemlerimiz bu süreçleri hızlandırmak ve mümkün hale getirmek için kısa yollar kullanır.

    Her karşılaştığımız uyaran için sıfırdan ve yeni bir bilgi işleme süreci işletmektense biliş, eski bilgilerine dayanarak uyaranları kategorilere ayırır ve buna göre hızlı çıkarımlar yapar.[12] Kısacası, eskiden edinmiş olduğu bilgileri uygun kategorilere göre çekmecelere koyar, yani kalıp yargılar (stereotype) oluşturur ve benzer bir durumla karşılaşıldığında ilgili çekmeceden bilgileri çıkartır.

    Kalıp Yargıdan Ön Yargıya

    Tüm bu bilgileri bir araya getirdiğimizde, kalıp yargı dediğimiz kavram bir kişi hakkındaki genellemeleri tarif eder ve bu genellemeler çoğunlukla o kişinin üyesi olduğu (veya üyesi olduğuna inanılan) grubun özellikleri ve nitelikleri ile ilgilidir.[13] Her ne kadar bu hâli ile masumane görünse de kalıp yargılar, ön yargıları oluşturur. Ön yargı, bir kişi veya grup hakkında herhangi bir deneyime dayanmadan veya deneyim yaşanmadan oluşmuş olumsuz tutumlardır.[14]

    Tajfel kalıp yargılardan beslenen ön yargıların insanın normal bilişsel süreçlerine dayandığını savunur: uyaranları gruplama temayülü. Bu gruplama, beraberinde var olan benzerlikleri ve farklılıkları abartma eğilimini getirir ve bunun bir çıktısı olarak da (1) kendi grubumuzun (yani kendimiz gibi olanların) olumlu özelliklerini daha fazla, diğer grupların ise olumsuz özelliklerini daha fazla fark ederiz ve (2) kendi grubumuzdaki bireyleri birbirinden farklı, diğer gruplardakileri ise birbirine benzer olarak algılarız.

    Görece en “naif” haliyle tüm anaokulu öğretmenlerinin hoşgörülü ve yumuşak insanlar olduğu algısı tam olarak buradan temellenir. Ancak, daha fazla tehlike arz eden formu ile tüm yabancıların kötü olduğuna inanmak da aynı yerden köklenir. Devam eden, kökleşen ve yayılan bu kalıp yargılar zaman içerisinde ön yargı formunu alır ve daha da ileriye giderek ayrımcılığın yapı taşını oluşturur.

    Tüm bunlar göz önüne alındığında Darwin’den, Tajfel ve Turner’a ve onlardan Sidanius ve Pratto’ya tüm noktalar kendiliğinden birleşir. En baştaki sorulara gelecek olursak, toplum dediğimiz olgunun aslında büyük bir grup olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Hatta, toplumu daha küçük gruplardan oluşan bir birleşim kümesi olarak da değerlendirmek mümkün. Bu durumda, Thatcaher’in toplumun varlığına olan karşı çıkışının güncelliğini koruduğunu söylemek mümkün olmasa gerek.


    [1] https://newlearningonline.com/new-learning/chapter-4/neoliberalism-more-recent-times/margaret-thatcher-theres-no-such-thing-as-society
    [2] Sidanius, J., & Pratto, F. (2012). Social dominance theory. In P. A. M. Van Lange, A. W. Kruglanski, & E. T. Higgins (Eds.), Handbook of theories of social psychology (pp. 418–438). Sage Publications Ltd.
    [3] Teber, S. (2013). Doğanın İnsanlaşması. Say Yayınları.
    [4] Darwin, C. (2017). Türlerin Kökeni. Alfa Yayınları.
    [5] Cosmides, L. ve Tooby, J. (1997). Evolutionary psychology: A primer. Center for Evalutionary Psychology.
    [6] Richard Dawkins, Gen Bencildir. Kuzey Yayınları.
    [7] Donne, J. (1975). Devotions upon emergent occasions. Montreal, Canada: McGill Queens University Press.
    [8] Leary, M. R., ve Baumeister, R.F. (1995). The need to belong, Psychological Bulletin, 3(117), 497-529.
    [9] Maslow, A. H. (1943). A theory of human motivation. Psychological Review, 50 (4), 370-96.
    [10] Bowlby, J. (1969). Attachment and loss: Vol. 1. Attachment. New York: Basic Books
    [11] Tajfel, H., Turner, J. C., Austin, W. G., & Worchel, S. (1979). An integrative theory of intergroup conflict. Organizational identity: A reader, 56(65), 9780203505984-16.
    [12] Zhang, B., Hu, Y., Zhao, F., Wen, F., Dang, J., & Zawisza, M. (2023). The psychological process        of stereotyping: Content, forming, internalizing, mechanisms, effects, and interventions. Frontiers in Psychology, 13, 1117901.
    [13] https://dictionary.apa.org/stereotype
    [14] https://dictionary.apa.org/prejudice

    Psikoloji Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAçık Alanda Alkol Yasağı
    Sonraki İçerik 7. Ayında 6 Şubat Depremi | Deprem ve Medya #1

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}