[voiserPlayer]
Boris Yeltsin birçok yönden paradoksal bir figürdü. Profesyonel uzmanlığı inşaat alanıydı ama devlet başkanıyken ülkesi için güzel bir gelecek inşa etmekten ziyade yıkan ve yerle bir eden bir figür olarak ortaya çıktı.
Yolsuzluğun ve adam kayırmanın apaçık düşmanıydı, ancak yine de tahtının gölgesinde yığınla haksız elde edilmiş servete sahip dev bir klanlar ve klikler ağı büyüdü. KGB’nin karanlık adamlarından nefret ediyordu ancak yine de onun halefi olması için en uysal ajanı Vladimir Putin’i yetiştirdi.
Başkanlığı süresince karikatüristler onu, Rus ayısının mükemmel bir şekilde vücut bulmuş hali olarak tasvir etme eğiliminde oldular.
Görevde olduğu süre boyunca ülkenin siyasi magması sürekli kaynıyordu. Yeltsin aksiyonu ve tutkuyu severdi. Hiçbir şey durağan değildi, hiç kimsenin hayatı düzene girmemişti, her şey akış halindeydi. Herkes öğrenmeye istekliydi ya da en azından öyleymiş gibi davranıyordu.
Rusya’nın gerileyişinin temel sebebi, ülkenin Yeltsin klanının büyümesi, yani Yeltsin’in yanındaki yiyiciler yardımıyla yabancı ülkeler tarafından soyulması, yağmalanması ve sömürgeleştirilmesidir. Bu durum ABD Dışişleri Bakanı ve teorisyen Henry Kissinger’ı bile rahatsız etmişti. Bir keresinde Kissenger, “Boris Yeltsin’in görev süresi boyunca Batılı liderler Rusya’nın iç siyasetinin bir parçasıymış gibi davrandılar” diye yakınmıştı.
Yeltsin’in görev dönemi içerisinde KGB, Yeltsin’i daha yakından izlemeye başladı ve Moskova’nın siyasi atmosferinde hayatı daha stresli hale geldi. Yeltsin, kalp rahatsızlığına rağmen daha fazla içmeye ve her türlü ilacı almaya başladı.
Aşırılık ve hata söylentileri arttı. Polis, köprüden düştükten sonra onu bir buket çiçekle sarhoş halde Moskova Nehri’nden çıkardığını iddia etti. Yeltsin daha sonra olayı bir saldırı olarak nitelendirdi.
Gorbaçov, Yeltsin’i Moskova’ya getirdiğinde Urallardan gelen bir halk çocuğuydu. Genç siyasetçi olarak parlamaya başlamıştı.
Ancak alkol bağımlılığı ve hiçbir şey anlamadığı ekonomi, Yeltsin’in büyüsünü çaldı. Kontrolsüz enflasyon ve akla gelebilecek her türlü suç yöntemi kullanılarak ulusal servetin özelleştirilmesi; bir avuç insanın oligark ve milyarder olmasına, milyonların da yoksulluk girdabına düşmesine yol açtı. Ama hepsinden önemlisi ve kötü olanı başkanın yalnızca bir açgözlü aile ve siyasi grup ağının kuklası haline gelmesiydi.
Kariyerinin sonunda Yeltsin, çıplak bir imparator olmuştu. Alkolün etkisi ile gittiği ülkelerde ve diplomatik görüşmelerde sürekli şakalar yapmaya ve tuhaf davranışlar sergilemeye başlamıştı. Almanya’da orkestra yönetmeye kalktı. Gittiği ülkelerde sarhoş olup sokaklarda dans etti. ABD ziyaretinde Beyaz Saray’da Başkan Bill Clinton dahil herkesi gülme krizlerine soktu.
Yeltsin artık kontrolünü kaybetmişti. Alkol kullanımı, uyuyakalma ve devlet ziyaretlerini kaçırma, zirve toplantılarında hata yapma, devlet işlerine haftalarca katılmama…
Kremlin’de artık bir güç krizi vardı. Başkanın durumunun farkında olan KGB, şirket patronları, güç düşkünü komutanlar ve çok daha fazlası Moskova’daki güç boşluğunu ele geçirmek için birbirleriyle mücadele ediyordu. Yerine ise uzun zamandır hazırlanan Vladimir Putin getirildi.
Boris Yeltsin’in Rusya Siyasetinde Kırılma Noktası Olan ABD Market Ziyareti
Rusya Devlet Başkanı Yeltsin’in 16 Eylül 1989’da ABD’ye düzenlediği ziyaret Rusya tarihini, devlet ve ekonomik yapısını dönüştüren bir kırılma noktası oldu.
Yeltsin, Houston’daki NASA merkezini ziyaret etmek için ABD’ye davet edilmişti. Bu ziyaret sırasında NASA merkezini gezen Yeltsin, geriye kalan zamanında ise ABD halkının nasıl yaşadığını görmek için yakın muhitleri gezmek istemişti.
Boris Yeltsin ekibi ile birlikte şehir merkezinin dışındaki bir kasaba olan Clear Lake gitti ve burada ABD halkının günlük yaşamını ve sahip olduğu imkanları gözlemleme fırsatı bulur.
Ziyareti sırasında kasabadaki evlerin büyüklüğü ve araba sayısının çokluğunu gören Yeltsin, büyük bir şok yaşamıştı ve orta sınıfın yaşadığı bir kasabadan ziyade zengin bir muhite geldiklerini düşündü. Fakat durum tam tersiydi. Gittikleri kasaba bir zengin muhiti değildi. ABD’nin hemen hemen her bölgesinde olan orta sınıfın yaşadığı bir kasabaydı.
Fakat Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltisin’in yaşadığı şok bununla da kalmaz. Başkan asıl şoku kasabada girdiği markette yaşar. ABD’nin kırsal bir kasabasında yer alan marketteki ürün bolluğunu ve çeşitliliğini gören Yeltsin büyük bir şaşkınlık yaşayarak yanındakilere, “Bizim ülkemizde en üst tabaka bile bu kadar ürün çeşitliliğinin olduğu imkanlara sahip değil” diye yakınır.
Halen daha yaşadıklarına inanamayan Yeltsin, bu kasabanın kendilerini etkilemek için önceden hazırlanmış bir plan ve dekordan ibaret oluğunu düşünür. Bunun üzerine haritadan kendisi bir kasaba seçer ve oraya giderler.
Aynı şekilde evlerin büyüklüğü, araba bolluğu ve marketlerdeki ürün çeşitliliğini burada da gören Yeltsin büyük bir aydınlanma yaşar ve yanındakilere “Eğer Rus halkı başka bir ülkede böyle bir zenginlik olduğunu bilse bizde neden yok diye devlete karşı isyan başlatırdı” der.
Boris Yeltsin’in 1989’da gerçekleştirdiği bu ziyaret, Rusya tarihi açısından büyük bir dönüm noktası olmuştur. ABD’nin zenginliği karşısında Rusya’nın devlet ve ekonomi modeli hakkında büyük bir aydınlanma yaşayan Yeltsin’in bu ziyaret sonrası sosyalizmi bitirme konusunda ikna olduğu ifade edilir.
Bu ziyaret Yeltsin’in kafasındaki sosyalizme dair eleştirilerini derinleştirmiş ve ülkede değişimin gerektiği düşüncesi için lokomotif olmuştur. Rusya’da sosyalizmi bitiren birçok siyasi, ekonomik ve sosyal neden vardı. Ama bu ziyaret, Yeltsin’in düşünce dünyasında önemli bir kırılma ve aydınlanma yaşatması bakımından önemlidir.
Fakat, Boris Yeltsin’in gerçekleri geçte olsa fark etmesi, Rusya’nın kaderini değiştirmesine imkan tanımadı. Hem yerleşik oligark ve bürokratik düzen, hem de yozlaşmış Sovyet kurumlarının mirası Yeltsin’i engelledi.
Tüm bu hususlara ilave olarak Boris Yeltsin’in paradoksal yaşamı ve alkol bağımlılığı her şeyin önüne geçerek onu güçlü bir lider olmaktan uzak bir konuma getirdi.
Nitekim, görevden ayrılan Yeltsin’in doğruları ve yanlışlarıyla fikirleri, halefi olan Putin’e miras kaldı. Putin, Yeltsin’in doğum sancılarını çektiği fakat başarılı olamadığı değişimi başlatan ve bir ölçüde başarıya ulaştıran isim olacaktı.