[voiserPlayer]
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davadan siyasi yasak sürecini başlatan hapis cezası kararı çıkmasının ardından İmamoğlu’nun çağrısıyla kararı protesto etmek amacıyla Saraçhane’deki İBB binasının önünde “Milli İrade” mitingi yapıldı. Millet İttifakı liderlerinin de ilk kez alana çıktığı mitingi ben de Saraçhane’de takip ettim. Mitingden izlenimlerimi aşağıda sizlerle paylaşacağım ancak öncelikle tarihe geçen “Ahmak Davası”nda neler olduğuna kısaca değinelim.
İmamoğlu Davası Nedir?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’da yaptığı basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği iddiası ile dava açıldı. 14 Aralık 2022’de mahkeme, İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verdiğini açıkladı.
Ekrem İmamoğlu 30 Ekim 2019’da katıldığı Fransa’nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşmasında iptal edilen ve tekrarlanan İstanbul belediye başkanlığı seçiminin demokrasi açısından tüm dünyaya öğretici bir nitelikte olduğunu belirtti. İmamoğlu’nun bu konuşmasının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 4 Kasım 2019 tarihinde İmamoğlu’na yönelik “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” açıklamasında bulundu. Ekrem İmamoğlu Soylu’nun bu açıklamasının ardından gazetecilerin Soylu’nun konuşması hakkındaki sorusuna cevaben “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” ifadelerini kullandı. Konuşmasının devamında “Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın” dedi.
İmamoğlu’nun bu açıklamasının ardından Yüksek Seçim Kurulu 2019 belediye seçimlerinde görev alan YSK üyelerinin hakarete uğradığını ve mağdur olduğunu belirterek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı suç duyurusunda bulundu. Başsavcılığın hazırladığı iddianamede İmamoğlu’nun “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret” suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianame 28 Mayıs 2021 tarihinde İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve dava süreci başladı.
Saraçhane’de Neler Oldu?
İmamoğlu’na siyasi yasak ve hapis kararının ardından Saraçhane’deki ilk buluşma, İmamoğlu’nun Twitter üzerinden yaptığı çağrıyla 14 Aralık’ta gerçekleşti. Bu buluşmaya Almanya’da olduğu için katılamayan partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu özellikle sosyal medyada çokça eleştiri aldı. Kılıçdaroğlu siyasi yasak kararının çıkmasının ardından ziyaretini yarıda keserek Berlin’den Türkiye’ye dönmüştü. 15 Aralık’ta gerçekleşen Milli İrade mitingi ise 6’lı Masa üyesi partilerin ilk kez meydana indiği miting oldu. Mitinge Millet İttifakı partilerinin il ve büyükşehir belediye başkanları, CHP’li İstanbul ilçe belediye başkanları, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları da katıldı. Ben özellikle ittifak üyesi partilerin il örgütlerinin bu kadar kısa sürede organize olup alanı dolduracağını tahmin etmiyordum. Saraçhane’deki alan erken saatlerden itibaren hıncahınç dolmaya başladı. Miting alanına girişler saat 15.00 sırasında başladı. Alanda sık sık bomba ihbarı ve araması yapıldı.
Mitingde ilk olarak sahneye ilçe belediye başkanları ardından ise il ve büyükşehir belediye başkanları davet edildi. Sahneye çıkan başkanlar arasında alandakiler tarafından en çok tepkiyi Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP’den ihraç edilme sürecinde olan ve sığınmacı karşıtı açıklamalarıyla dikkat çeken Tanju Özcan, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Tunç Soyer aldı. Özellikle Tanju Özcan’ın bu mitinge davet edilmesini ve alandakiler tarafından bu kadar coşkuyla karşılanacağını beklemiyordum. Benim için sürpriz bir gelişme oldu. Tanju Özcan’ın açıklamalarına ve ihraç sürecine rağmen partililer tarafından bu kadar coşkuyla karşılanması parti tabanında hala ciddi bir destekçisi olduğunu gösteriyor.
Belediye başkanlarının sahneye çıkmasının ardından saat 17.20 sıralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasına başladı. İmamoğlu konuşma yaptığı sırada alandan sık sık İmamoğlu’na yönelik “aday ol” sloganları atıldı. Ekrem İmamoğlu konuşmasının ardından sahneye 6’lı Masa’nın liderlerini davet etti ve böylelikle liderler ilk kez toplantılar dışında halkın önünde bir araya gelmiş oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve hastalığı nedeniyle mitinge katılamayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yerine Genel Başkan Vekili Sabri Tekir mitingde konuşma yaptı. Kürsüye ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu davet edildi. Kılıçdaroğlu konuşmasında “16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz. Bugün yaşadığımız Türkiye’de, adalet artık temel bir soruna dönüşmüştür. Çünkü sokakta herhangi bir vatandaşa sorun, ‘Bu ülkede adalet var mıdır?’ diye, emin olun büyük bir kısmı ‘Bu ülkede adalet yoktur’ diyecek. Biz Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Alandaki partililerle konuştuğumda çoğunluğunun Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olarak ilan edilmesini istediklerini duydum. Kişisel gözlemime göre muhalefet seçmeninin Gezi Eylemleri’nden bu yana belki de ilk kez bu kadar kenetlendiğini gördüm. Alandakilerin hepsi adalet arayışında olduklarını belirtiyor. Aslında bu siyasi yasak kararı şahsi kanaatimce 6’lı Masa üzerinde ters bir rüzgar yaratarak çoğunluğu farklı profilde olan 6’lı Masa seçmeninin birbirine kenetlenmesini ve aday olarak tek bir ismi zikretmesini sağladı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardan kürsüye gelen ikinci lider Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Babacan’ın konuşmasında “Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyoruz. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha evvel Canan Kaftancıoğlu’na yapılan hukuksuzluğu reddediyorum, Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanşlaşmasını reddediyorum” dedi. Babacan’ın konuşmasında Demirtaş’a ve HDP’li belediyelere atanan kayyumlara yer vermesi alanda bulunanlar arasında büyük bir coşkuya neden oldu. Ali Babacan konuşmasında diğer liderlere nazaran daha sakin bir üslup kullandı. Babacan’dan sonra kürsüye çıkan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise konuşmasında “Hep beraber ‘yeter söz milletin’ diye haykırıyoruz” dedi.
Alanda benim dikkatimi en çok çeken görüntü, Kılıçdaroğlu’nun sahneye çıktığında Ekrem İmamoğlu ile yalnızca tokalaşması, Meral Akşener’in ise sahneye çıktığında İmamoğlu’yla bir kez daha kucaklaşması oldu. Dün Murat Ongun tarafından yayınlanan videoda da İmamoğlu’nun, siyasi yasak kararının alındığını öğrendiği anı izledik. Bu videoda İmamoğlu’nun yanında bulunan Meral Akşener, siyasi yasak kararı çıktığında İmamoğlu ile kucaklaşmış ve “mücadeleye yeni başlıyoruz” demişti. Meral Akşener miting alanında yaptığı konuşmada İmamoğlu’na “buradan ayrılma, senin için buradayız” dedi. Miting alanında hem liderlerin konuşmaları hem de katılımcıların sloganları muhalif kanadın adalete olan açlığını açığa vuruyordu. Bu mitingle birlikte 6’lı Masa’yı ilk kez toplantılar dışında kenetlenmiş olarak gördüm. Bana kalırsa ittifak üyesi liderler daha sık seçmenle bir araya gelmeli.
Öte yandan bu mitingle ve yaşananlarla birlikte İmamoğlu’nun seçmenin gönlünde yatan aday olduğu bariz bir şekilde görülüyor. Seçmenin gözünde İmamoğlu’na iktidar tarafından yapılan bu baskı ve verilen hukuksuz karar, onun adaylık tartışmalarında bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Bana kalırsa her ne kadar hakkında siyasi yasak kararı verilmiş olsa da İmamoğlu adaylık konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha şanslı bir isim. Özellikle ittifakın ikinci amirali İYİ Parti lideri Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu’nun yakınlığı, onun İYİ Parti seçmenlerinin gözünde de bir adım öne çıkmasını sağladı diye düşünüyorum. Miting alanında konuştuğum kişilerden de liderlerin artık bir isim üstünde uzlaşılması gerektiğini ifade ettiklerini duydum.
Altılı Masa’nın bir sonraki toplantısı Gelecek Partisi ev sahipliğinde 26 Aralık’ta yapılacak. Masanın son tur toplantılarının ardından yeni yılla beraber adaylık çalışmalarına başlaması bekleniyor. Masa bu ilk mitingiyle iktidara “bir aradayız” mesajı verdi ve farklı profillere sahip seçmenlerinin de birbirine kenetlenmesini sağladı. Masa üyesi partilerin artık yapması gereken, seçmenin bir arada durmasını sağlayacak, onlara umut vadedecek güçlü bir profili ve imajı olan bir aday seçerek seçim çalışmalarına start vermek.