Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kitap Yorum | İran: Bir Devrimin Tükenişi, Khosrokhavar ve Roy
    Yazılar

    Kitap Yorum | İran: Bir Devrimin Tükenişi, Khosrokhavar ve Roy

    Birol Başkan24 Ağustos 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Amerikalı insan hakları savunucusu, hukuk adamı Wendell Phillips’e atfedilen bir söz vardır: “Devrimler yapılmaz, kendileri gelir.” 1979 İran/İslami devrimi de öyle. Özellikle akademik dünyayı hazırlıksız yakaladı. Öyle hazırlıksız ki Theda Skocpol aynı yıl yayınladığı ve Fransız, Rus ve Çin devrimlerini karşılaştırmalı ele aldığı o klasik çalışmasına İran devrimini de ekleseydi, öne sürdüğü devrim teorisi daha farklı olurdu.

    Skocpol devrimin akademik mağdurlarından. Ancak tekil mağdurlarından. Zira devasa bir ekol de öyle: Şarkiyatçılık. Zira İran devrimi bu ekolün varsayımlarını derinden sarstı. Özellikle bu ekolün Doğu toplumlarına atfettiği, despot bir devlet karşısında sindirilmişliği, pısırıklığı, uyuşukluğu varsayımlarını…

    Diğer bir akademik mağdur ise yine devasa bir yazın: Sekülerleşme yazını. Hatta İran devrimi en ölümcül darbesini bu yazına vuruyor. Zira devrim gösterdi ki, bu yazına göre modernleşme sürecinde çoktan yok olması gereken bir toplumsal tabaka, siyasi olarak hâlen daha etkin olduğunu ispatladı.

    Varolan akademik birikime göre olmaması gereken bir devrimdi İran devrimi. Haliyle dikkatleri üzerine çekti ve takip eden yıllarda bir yığın çalışmanın nesnesi oldu. İran devrimi üzerine yapılan çalışmaların bir kısmı, devrimin nasıl ve neden meydana geldiği ile ilgilendi. Geri kalanı ise devrimle İran’da gerçekleşen değişimlere yoğunlaştı.

    İkinci kısımdaki çalışmalar, açıkca veya örtülü olarak, İran’da kurulan yeni dini rejimi hedef aldı. Bu çalışmaların aktardığı yüzlerce anekdot, bize baskı altında karamsar bir İran tablosu çizdi. Hamid Dabashi gibi çizilen bu karamsar resme karşı çıkanlar da oldu. Ancak etkileri sınırlı kaldı. Dini öğretileri devlet gücüyle topluma uygulatmaya çalışan bir devletten ne beklenirdi ki?

    Buradaki örtük varsayım elbette din adamlarının katıksız idealist oldukları varsayımı… Olivier Roy’un Farhad Khosrokhavar’la kaleme aldığı “İran: Bir Devrimin Tükenişi” işte bu örtük varsayımı temelinden sorguluyor ve yıkıyor. Aslında yazarlardan Olivier Roy’un “Siyasal İslam’ın İflası” kitabı da benzer bir amacı güdüyordu. Belli bir toplum idealini gerçekleştirmek için yapılan devrim, siyasetin sıradan koridorlarına girince idealizmini kaybediyor, gerçeklerle yüzleşerek pragmatikleşiyordu. Roy, Khosrokhavar’la birlikte aynı neticenin daha geniş bir hayat alanında da gerçekleştiğini gösteriyor bu kitabında. İkiliye göre İran’da olan bir açıdan dinin sekülerleşmesi.

    Kitap, giriş ve sonuç dışında sekiz bölümden oluşuyor. Birinci bölüm devrim sonrası geçen 20 yılı anlatıyor. Daha çok siyasi tarihin anlatıldığı bu bölüm Hatemi’nin başkanlığa gelmesinin İran siyaset sahnesi arka planında önemini vurguluyor. Kısaca Hatemi’nin başkanlığı İran’da muhafazakarlar ve reformcular olarak iki grubun varlığının ve bu ikisinin arasındaki çatışmanın derinleşmesinin göstergesi. Bu aslında bilinen bir şey. Roy ve Khosrokhavar takip eden bölümlerde siyasi alanda süregiden mücadelenin entellektüel, ideolojik, hatta teolojik temellerine iniyorlar. Yazarların İran siyasetinin anlaşılmasına katkıları işte burada başlıyor.

    İkinci bölüm bence kitabın en ilginç bölümü. Devrimin nispeten bütün bir yapı arzeden Şii İslamı’nı nasıl alt üst ettiğini bu bölümde görüyoruz. İlk önce devrim öncesinde Şii İslamın siyaset anlayışının değişimi tartışılıyor. Daha sonra İran’daki dini rejimin kendisini meşrulaştırması ele alınıyor. Bu meşrulaştırmada din önemli bir rol oynuyor kuşkusuz. Fakat Roy ve Khosrokhavar ısrarla devrimin lideri Ayetullah Ruhani Humeyni’nin bile siyasi mantık ve dini mantık arasında daima siyasi mantığı öncelediğini vurguluyor. Din adamlarının devletin ve ticari ilişkilerin içine çekilmesi de İran’da dinin sekülerleşmesinin taşıyıcıları olarak karşımıza çıkıyor bu bölümde. Yine İran’ın dış siyasetinin İran’ın milli çıkarlarına indirgenmesi benzer bir etkiye sahip. Yani özünde etnisite-üstü bir dini anlayış, İran’da gittikçe millileşiyor.

    Üçüncü bölümde İran’ın siyasi düzlemine akseden yarılmanın entellektüel düzlemdeki izdüşümü ele alınıyor. Kısaca, Şiilikte İslami devlet kavramı ekseni etrafında dönen entelektüel tartışmalar bu bölümde özetlenmiş. Bunun için Abdülkerim Soruş, Muhsin Kadıvar, Müçtehid-Şabestari ve bu tartışmanın parçası daha nice İranlı muhafazakar entellektüelin görüşleri bu bölümde tartışılıyor.

    Dördüncü bölümde İran toplumunun devrim sonrası geçirdiği dönüşümler ele alınıyor. Nüfus, kentleşme, ekonomi bu bölümün başlıca ana konularını oluşturuyor. Ayrıca İran’da hakim olan haliyle İslami ekonomi uygulaması da bu bölümde ele alınıyor.

    Nispeten uzun beşinci bölüm gençlik üzerine. Bir önceki bölümlerde olduğu gibi burada da gösterilmeye çalışılan İran’ın sekülerleştiği, rejimin algıladığı ve dayattığı gibi İslam’ı anlayan homojen bir entellektüel kesimin yaratılamadığı, hayal ettiği gibi bir toplumsal dönüşümü yönlendiremediği. Bu başarısızlık belki de en gözle görülür biçimde rejimin hayal edilen gençliği eğitememesi olarak ortaya çıktı. Bireyselliğini ortaya koyan; dini, rejimin anladığı gibi anlamayan, yaşamayan; devrimden soğumuş, hatta, apolitize olarak rejime muhalefetini ortaya koyan bir gençlik ortaya çıkmış İran’da.

    Çizilen en basit eğlencelerden bile mahrum İranlı bir gençlik tablosu… Daha da ilginç olan ise benzer iddiaların rejimin Hizbullah ve Besic gibi dini kurumlarını dolduran gençler için de geçerli olması. Her ne kadar bu tartışmada ki iddialar yeterli sayıda örneklerle canlandırılmamış olsa da akla hiç uzak gelmeyen bir ihtimal bu. Nilüfer Göle de benzer bir tabloyu İslami bir romanın tahlili üzerinden çizer. Romanda çok idealist bir İslamcı, genç bir kıza aşık olur ve o aşkla değişir. Bu değişim aslında tam olarak sekülerleşmedir. Dünyayı ve onun verebileceklerini farketmedir.

    Altıncı bölüm çok önemli bir konuya ayrılmış: İran’da ortaya çıkan feminizim. Bölüm, kadın sorunlarının belli başlıcalarının tartışıyor ve yine nispeten muhafazakar kesimlerde bile beliren feminist eğilimleri ele alıyor. Bu çok ilginç bir karşılaştırma konusu olabilir. Zira bu gelişmenin İran’la sınırlı olmadığını biliyoruz. Benzer bir gelişmenin Türkiye’de de yaşandığını, hatta daha genelde bütün Ortadoğu’da yaşandığını gözlemleyebiliriz. Hatta Avrupa ve Amerika’daki Müslüman kadınlar arasında da. Farklı coğrafyalardaki İslami/dini feminizmlerin karşılaştırması…

    Yedinci ve sekizinci bölümler oldukça kısa… İlkinde, bir sinema filmi ve bir roman örneğinden İran’da devrimin öldüğü iddia ediliyor. Diğerinde yurt dışında yaşayan İranlılar ve İran’a göçen Afganlıların İran’daki konumları ele alınıyor.

    Khosrokhavar ve Roy’un bu kitabı kaleme alırken kafalarında belli bir model olduğu kuşkusuz. Belirli bir İslami devlet ve toplum modeli… Yaptıkları, kafalarında kurguladıkları bu modelle İran’ın devrim sonrası dönüşümünü karşılaştırmak; kafalarındaki o modelle realiteyi karşılaştırmak. Haliyle kafada kurgulananla realite arasındaki büyük farklar da İran’ın sekülerleşmesinin delilleri oluyor.

    Sorun, yazarların kurguladıkları İslami devlet ve toplum modelinin tam olarak ne olduğunun net olmaması. Zira kitabın herhangi bir yerinde bu tartışılmıyor. Dini rejimin kurucuları nasıl bir devlet ve toplum kurmak istedi ki neticede başarısız oldukları ilan ediliyor? Sekülerleşme ise o ne olduğunu bilmediğimiz modelden uzaklaşma işte. Haliyle bu son derece sorunlu bir yaklaşım. Halbuki yazarlar daha net bir tarifle gelselerdi, hem dini devlet ve toplum nasıl olur’a dair, hem de seküler devlet ve toplum nasıl olur’a dair kitabın katkısı, hiç kuşkusuz daha da mânâlı olurdu. Üstelik kendimizi laiklik nedir, sekülerleşme nedir, tartışmalarının tam ortasında bulduğumuz bir zamanda…

    Farhad Khosrokhavar ve Olivier Roy, İran: Bir Devrimin Tükenişi, Çev. İsmail Yerguz, İstanbul: Metis Yayınları, 1999.

    Kitap Kitap Yorum R1 Siyaset Sosyoloji Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAkbelen’de Kalkınma mı, Çevre mi?
    Sonraki İçerik İslamcılık Üzerine – I

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}