Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » CHP’nin 100. Yılında Değişimin Koridorunda Türkiye
    Yazılar

    CHP’nin 100. Yılında Değişimin Koridorunda Türkiye

    Onur Alp Yılmaz16 Eylül 20224 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Geçtiğimiz hafta CHP’nin 99. yıldönümüydü. Türkiye gibi siyaset zemininin son derece kaygan olduğu bir yerde CHP’yi hayatta tutan birkaç şey vardı. Her şeyden önce CHP’nin kuruluş anından itibaren kadrolarının çağa adapte olmaktaki iştahı, bu direncin ve varoluşun nedeni. Başta Atatürk olmak üzere hem Türkiye’nin hem de CHP’nin kurucuları, çağlarının ürünleriydiler ve daha da önemlisi çağın gereklerini yerine getirme kabiliyetine sahiptiler. Bu nesil, imparatorluklar çağının bitip, ulus-devletler çağının açıldığını anlamayı kabil olacak kadar çağa ve dünyaya açık bir nesildi. Sadece Atatürk’ten ibaret de değildi bu neslin entelektüel iddiası. Örneğin İsmet Paşa, 1950’lerin sonunda muhalefet lideri olduğu günlerde Türkiye’nin yaşadığı ekonomik buhrandan nasıl çıkacağı ve servet adaletsizliğini nasıl çözeceğiyle ilgili iddiasından vazgeçmiş değildi. O yılların anılarına baktığımızda İsmet Paşa’nın ilerlemiş yaşına rağmen Türkiye’yi yaşadığı buhrandan çıkarabileceğine inandığı kamuculuğu dinlemek için Doğan Avcıoğlu’nun Kızılay’daki bir binanın en üst katındaki ofisinde hemen hemen her gün merdivenleri aşındırdığını görüyoruz.

    İşte ikinci faktör de tam burada devreye giriyor: nesiller arası seçmen aktarımı. Özellikle İsmet Paşa’nın uzun süre parti lideri olarak kalması, CHP’yle İnönü’yü, İnönü’yle Atatürk’ü, Atatürk’le de Cumhuriyeti özdeşleştiren istikrarlı bir seçmen sağladı partiye. Türkiye’de refahın ve mülkiyetin demokrasiyi ayakta tutarak nasıl tabana yayılacağı sorusunun yaklaşık 15 yıllık bir tartışmanın ardından vardığı menzil olan ortanın soluyla birlikte ise üçüncü ve son ilişki ortaya çıktı: CHP’nin Türkiye’nin sosyal demokrat partisi olması tekelini elinde bulundurması ve bu nesiller arası aktarımı ideolojik bir hatla beslemesi.

    12 Eylül Darbesi’nin Türkiye’yi ideolojisizleştirme çabasına direnen ve Ecevit’in yerel dinamiklerden beslenen sosyal demokrat anlayışından birkaç adım öteye giderek evrensel sosyal demokrasiye yaklaşma iddiasıyla ortaya çıkan önce SODEP ve ardından SHP, DSP’nin varlığı dolayısıyla doğan bölünmüşlükten de kaynaklı olarak %20’ler bandına demir atarak 1970’lerdeki oyların çok uzağında kaldı. 1980’lerin sonunda neoliberalizmi toplumların kılcal damarlarına zerk eden spiritüel soslu Yeni Sağın Türkiye ayağı olan Özal ve ANAP’a karşı ayaklanan Türkiye’nin emekçi gruplarını ikna edebilecek bir alternatif hegemonya kuramayan SHP, Kemalist aydınlara dönük suikastlar silsilesinin yaşandığı ve Kürt hareketi ile siyasal İslam’ın yükseldiği 1990’lardan itibaren günden güne ulusalcı siyasete meyletti.

    CHP’nin 1992’de yeniden açılması, Ecevit’in ulusalcı söylemini yükseltip Kürt hareketini meclise taşıyan SHP’yi bölücülükle suçlaması ve 1995’teki SHP-CHP birleşmesiyle beraber bu geleneği temsil eden hat, halk lehine bir dönüşüm vadeden yaklaşık 50 yıllık söylemi yerine statükoya yaslanarak laik ve üniter ulus-devleti savunmanın meşru siyasetteki temsilcisi hâline büründü. Elbette laiklik ve üniter ulus-devlet yüksek tondan savunulmalıydı. Ancak bunu yaparken, Türkiye’deki emekçilerin bütün sorunları ortadan kalkmış gibi neoliberal hikâyeye teslim olmak bu dönemin en temel hatasıydı. CHP geleneğinin bu iddiasını dünya sosyal demokratlarıyla paralel biçimde kaybettiği bir evrede siyasal İslam’ın temsilcisi olan RP, sosyal demokrasiden devşirdiği bir imitasyon kavramla, Adil Düzen’le, kent çeperlerine ulaşmayı başardı. Yani, evrimi safsatadan ibaret gören bir hareket, CHP geleneğinin açtığı alana sızarak çok temel bir evrim kuralından yararlandı: Doğa boşluk kabul etmez.

    Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla beraber, başlarda kullanılan sosyal demokrat söylem, yaşanan seçim yenilgilerinin ardından günden güne geri plana düşerken bunun yerini sosyal gruplarla kurulan temaslar aldı. Bu, elbette önemliydi. Ulusalcı çağda, muhafazakârlara ve Kürtlere dönük son derece buyurgan ve hoyrat bir tavır benimseyen CHP’nin bu konularda kendisini rasyonelleştirmesinin önemi yadsınamaz. Ama yine de bu hikâyenin tuzu biberi, yani iktisadi temeli eksik. Hani olur ya bir film izlerken hikâyesi alır götürür sizi, ama bir eşikten sonra yazarın dimağı yetmez ve hikâye tıkanır, öyle bir tat bırakıyor hâlihazırdaki CHP damaklarda.

    Türkiye de dünya da çok kritik bir dönemecin eşiğinde. Bu dönemecin neoliberal şovenizme yaslanan aşırı sağ popülizme mi evrileceğini, yoksa kinin ahbap-çavuş kapitalizmiyle zenginleşen iktisadi elitlere mi yöneleceğini belirleyecek olan şey, sosyal demokratların neoliberal hikâyenin çöktüğü bir konjonktürde kitleleri demokratik siyaset içinde insan onuruna yaraşır standartlarda yaşayabilecekleri bir dönüşümün imkânına ikna edip edememesinden geçiyor.

    Sosyal demokrasinin anayurtlarında epeydir kamuculuk yeniden bu geleneği temsil eden partilerin gündeminde. Millet İttifakı’yla beraber iktidara talip olan CHP, Erdoğan sonrasında ülkenin neoliberal şovenizme dayanan daha büyük bir ateşin içine atlamasını istemiyorsa sosyal konut, sağlık, kreş, ücret politikası ve nitelikli eğitim gibi konularda yüksek tondan bir ideolojik çerçeveyi tartışmak zorunda. Bunun aksi hem Türkiye hem de CHP için ontolojik bir sorun yaratacaktır. Unutmamak gerekiyor ki Millet İttifakı’nın rüyası gerçek olursa CHP’nin seçimden sonra anti-Erdoğanizm konforu yok olacak. Bu da yıllardır CHP’yle sehven oy ilişkisi kuran kitleleri CHP’den koparmak gibi ciddi bir riske gebe. Yukarıda bahsettiğim film örneğinden bir benzetmeyle bitirmem gerekirse bu senaryo yüz de güldürebilir, hüzün de yaratabilir, şaşkınlığa da sebep olabilir. Dolayısıyla kalemi elinde tutanlar, yalnızca bu senaryoyu değil, tarihi de yazıyorlar. Küresel bir iddiası olan neoliberalizmin karşıtının da küresel bir tepki olması gerektiği unutulmadan ve yüksek tondan alternatif bir hikâye çıkarılmalı. Bunun için başlangıç noktası, sosyal demokrasinin anavatanı olan ülkelerdeki tartışmaları takip etmek ve sosyal demokrasinin enternasyonal örgütlerine çağrı yapmak olabilir. Yapılırsa, asıl İkinci Yüzyıl Beyannamesi bu olacaktır.

    Fotoğraf: jia Lyu 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikOrphan: First Kill | Sinekritik #59
    Sonraki İçerik Turkish Presidential System and Foreign Policy in Turkey

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}