Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » AK Parti’nin İyi Bilinen Yeni Seçim Stratejisi: İnşaat Ya Resulullah ve Muhalefete Uyarılar
    Yazılar

    AK Parti’nin İyi Bilinen Yeni Seçim Stratejisi: İnşaat Ya Resulullah ve Muhalefete Uyarılar

    Onur Alp Yılmaz23 Şubat 20235 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    “İnşaat Ya Resulullah” Tanıl Bora’nın editörlüğünde İletişim Yayınları’ndan çıkan bir derleme kitabın başlığıydı. Şöyle diyordu tanıtım yazısında: “Şefaat ya resullulah niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, İslâmcı menşeli liberal-muhafazakâr siyaset pratiğinin bir hicviyesidir. İnşaat sektörü, AKP iktidarının ekonomi-politiğini çözümlemek için kilit bir alan. Onun politik mitolojisini anlamak için de öyle…”

    Gerçekten de böyleydi. AK Parti yıllarında devasa binalar yükselirken, iktidar partisi aynı zamanda buradan hareketle büyük bir rantiye düzenine yol veriyordu. Bu rantiye makinesinin en basit tanımı şöyle yapılabilir: Bir yandan kamu arazilerini müteahhitlere peşkeş çekerken, diğer yandan toprağın bitmeyen bir kaynak olmamasından dolayı “kentsel dönüşüm” kisvesiyle lüks semtleri ya da lüks semtlere yakın bölgeleri de yine aynı müteahhitlerin gözü dönmüş kâr hırsına hizmet eder hâle getirmek. Alınan her ihaleden, peşkeş çekilen kamu arazileri üzerinde yükselen her projeden de kendilerine yakın vakıf ya da derneklere belli bir miktarda bağış yapma zorunluluğu getirerek, zenginleştirdikleri bir avuç insana karşı yoksullaşan koca bir halk kitlesini “sosyal yardım” adı altında bu vakıf ve derneklere fonlatmak.

    Bu politikanın mantığı aslında çok basit: yarattıkları bir avuç türedi zenginle, yoksullaştıkları koca bir halk kitlesi arasında, başka bir ifadeyle toplumun en zenginleriyle en yoksulları arasında bir çıkar birlikteliği yaratarak sandık başarısını sürdürülebilir kılmak. Bu, iktidarın iktidarını sürdürme stratejisinin ekonomi-politiğini, yani altyapısını oluştururken; bunu destekleyecek üstyapı kurumlarına, yani alternatif bir hegemonya ve gerçekliğe de ihtiyaç vardı elbette. Bu hegemonya da iktidarın belli gruplardan gelen entelektüellerle yaptığı ittifaklar ve basın-yayın organlarının ele geçirilmesiyle sağlandı.

    Sonuçta beton yığınlarının başlı başına bir kalkınma ve büyümeyi temsil ettiğini iddia eden ve bu yandaş yanlısı “kalkınma ve büyümeyi” halk lehine evirmeye çalışan herkesi “Büyük Türkiye’ye düşman” olarak karikatürize eden bir hegemonyayla karşı karşıya kaldık. İşte bu depremde yurttaşlarımızla beraber bu beton fetişisti yaklaşım da enkaz altında kaldı. İktidarın bütün bu telaşı da bu yüzden. Peki, iktidar utangaç bir yaklaşımla susup köşesine mi çekilecek? Asla!

    Nitekim iktidarın birkaç günlük şok hâlinden sonra yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali sebep olduğu bu yıkım ve koordinasyonsuzluğu eleştirenlere karşı nasıl saldırgan bir dil kullandığına hep beraber şahit olduk. Tam da bu nokta, yani iktidarın kullandığı dil ve söylem, iktidarın seçim stratejisin ne olacağının ipuçlarını veriyor. İlk olarak Erdoğan’ın şehirleri inşa etmek için istediği müsaadeyi değerlendirmek gerekir. Bütün bir siyasi hikayesini “icraatçılık” üzerinden kuran ve “icraatı” her türlü yasa ve mevzuata üstün gören bir siyasetçinin bu beklentiyi yaratması boşuna değil muhakkak. Yukarıda anlattığım iktidarın çalışma mantığı içinde önce insanları yoksullaştırıp kendisine muhtaç eden, yani inorganik bir muhtaçlık ilişkisi kuran bu iktidar makinesi, insanların neredeyse her şeylerini kaybettikleri, yani gerçekten muhtaç oldukları bu organik süreçte bu beklentiyi kısa sürede karşılamayı vadediyor. Yani iktidar, 1 yıl içinde insanların en temel ihtiyaçlarından olan barınmayı onlara geri vermeyi vadediyor. Bu yolla bir yandan depremin yıkımından mustarip olmuş vatandaşları etkilemeye çalışırken, diğer yandan da bütün beceriksizliğine rağmen “toplumun sorunlarını kısa sürede çözmeye muktedir tek aktör” imajını tüm seçmene iletmeye çalışıyor. Yani, her sıkıştığında yaptığı gibi “İnşaat ya Resulullah” diyor.

    Muhalefetin bu konuda ezber bozmasında fayda var. Muhalefet bu doğrultuda bir yandan şehirler yeniden inşa edilene kadar insanların insan onuruna yaraşır şartlardaki barınma sorunlarının nasıl giderileceğini açıklarken, diğer yandan da bu hızla yapılacak bir inşa sürecinin halk için değil, rant için yapıldığını ifade etmelidir. Ayrıca muhalefet, yine bu hızla yapılacak bir inşa sürecinin aynı-benzer sonuçları doğuracağını, bölgenin deprem kuşağında ve risk altında olduğunu ve dolayısıyla insanların hayatını, evladını, anne ve babasını kaybetmemesi için düzgün bir yapılaşmaya ihtiyaç olduğunu sürekli olarak vurgulamalıdır. Yani muhalefet, iktidarın ihtiyaç duyduğu organik muhtaçlık sürecini bir an önce gidererek, insanların uzun vadeli çıkarları yerine kısa vadeli çıkarlarını tercih ettikleri bir konjonktürün oluşmasının önüne geçmekle mükellef. Bu manada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Bir Yuva Bir Kira” projesi son derece anlamlıydı.

    Diğer yandan iktidar, sürekli olarak afetin büyüklüğünü vurgulayarak özellikle ilk üç gün gösterdiği zafiyeti unutturma kaygısında. Bunu sıklıkla da inanç ve kaderle soslamaya çalışıyor. Son olarak Soylu şöyle bir açıklama yaptı:

    “Elbette ki hüzünlüyüz. Hatıralarımız, şehirlerimiz, evlerimiz yıkıldı. Sevdiklerimizi kaybettik. Ama biz müslümanız. İnsanın hayatını, takdir edildiği andan bir saniye ileri getirebilme kabiliyeti hiç kimsede yoktur.”

    Soylu, sorumluluğu iktidarın üzerinden atmak için “dünyevi” söylemler üretmeyi de ihmal etmedi elbette:

    “Bu, yer kürenin en büyük depremlerinden birisidir, asrın değil. Asrın ifadesi bunu karşılamaz. Yer kürenin en büyük depremlerinden. Bunu biz söylemiyoruz, bunu Birleşmiş Milletler’den, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki yabancı uzmanlar dahil herkes söylüyor.”

    “Dünyada hiçbir ülke, üst üste yaşanan 5 yıkıcı depremin altından kalkabilecek kabiliyette değildir.”

    “Eğer Türkiye çok uzun zamandır bu hazırlıkları yapmamış olsaydı büyük bir kaos ile karşı karşıya kalırdı.”

    İşte bu noktada muhalefet, depremin bir kader, ancak binaların yıkılması ve insanların ölmesinin bir kader olmadığını dünyadan örneklerle vurgulamalı. Büyük devlet olmanın çok bağıran devlet olmak değil, vatandaşı bu ve hatta Japonya’da olduğu gibi çok daha şiddetli depremlerde hayatta kalan, kriz anlarında vatandaşına yardım götürme kabiliyeti olan devlet olduğu söylemi sabitleştirilerek sürekli tekrarlanmalı. Bu doğrultuda, “Biz, milletimizin evinin başına çökmeyeceği, insan onuruna yaraşır bir barınma hakkını savunuyoruz. Bunun aksini kimse bize kader diye anlatmasın. Allah bize akıl vermiş. Bu kaderi değiştirecek araçlar vermiş. Allah’ın gücüne gider” gibi bir söylem, iktidarın bütün bir hikayesine cevap verecek ve onun “yeniden inşa” söylemini “yeniden ve insan onuruyla barışık inşa” ile ikame edebilecek bir söylem olabilir.

    Fotoğraf: Ben Allan

    L1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikLiberalizm, Piyasa ve Devlet: Siyaset Biliminin Seyrinden Bir Bakış
    Sonraki İçerik Depremzedelerin Hakkını Koruyabilir Miyiz? | Masa #27

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Erdal Kesin
    Röportajlar

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Daktilo1984
    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}