Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Şafak Herdem: Şu an beş adet tasarı ile ABD Türkiye’ye yönelik yaptırım iradesini ortaya koymuş durumda.
    Röportajlar

    Şafak Herdem: Şu an beş adet tasarı ile ABD Türkiye’ye yönelik yaptırım iradesini ortaya koymuş durumda.

    Arın Demir15 Aralık 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Hazine Bakanlığı ile koordineli biçimde hazırladığı CAATSA yaptırımlarının seçilmesi ve kurum olarak Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) tercih edilmesinin ilgili hukuki kaynağı nedir? 

    Hukuki dayanak noktası aslında yine CAATSA düzenlemesi. 2017 yılından bu yana, kısaca CAATSA olarak tanımlanan ABD Hısımları ile Mücadele Yasası kapsamında; Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye ilişkin düzenlemeler getirerek bu ülkeleri içeren çeşitli faaliyetleri “önemli işlem” olarak kategorize etti. Bugün ABD tarafından, S-400 alımına karşı uygulanan yaptırımın temel sebebi de bu işlemin CAATSA kapsamında önemli işlem statüsünde olması ve ABD’nin ulusal güvenlik tezlerine aykırılık oluşturduğu temeli. Konu savunma sanayiine ilişkin olunca da SSB’nin S-400 alımındaki rolü birlikte değerlendirildiğinde yaptırımların bu yönde uygulanması da tamamen bir idari karardır. ABD’de bu tür yaptırım düzenlemeleri Dış İşleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığı ve Beyaz Saray istişaresinin bir sonucudur.

    CAATSA ile getirilen ihracat lisansı kısıtlamalarının ilgili maddesinde ürün ve hizmet tedariğinin kısıtlandığı anlaşılıyor. İhracat rejimindeki tanımlamalar itibarıyla bu tür bir kısıtlama askeri ve güvenlik güç kapasitemizin ihtiyaç duyacağı yedek parça ve alt sistem tedariği gibi kilit hizmetleri kapsamakta mı?

    Öncelikle bir yanılgıyı düzeltmek isterim. ABD ve savunma sanayi denildiğinde ihracat kontrol kapsamında akıllara yalnızca ITAR olarak kısaltılan düzenlenme geliyor. Bunun yanı sıra, sivil maksatlı ABD ürün ve teknolojileri bakımından da ABD Sanayi ve Endüstri Bürosu’nun diğer düzenlemeleri (örneğin EAR) bulunmakta. Açıklanan bu yaptırım kararı ile ABD’nin ITAR veya EAR ayrımı yapmaksızın, askeri ve sivil, kontrole tâbi ihracat ürün ve hizmetleri bakımından SSB’ye yönelik kısıtlayıcı yaklaşım içerisinde olduğunu değerlendirmek yerinde olacaktır. ABD’nin ihracat kontrol rejiminde, ihracat tanımı, bilinenin aksine yalnızca gümrük mevzuatı kapsamındaki ihracat ile sınırlı değildir. Herhangi bir şekilde teknik bilginin aktarımı da ABD yasalarınca ihracat sayılan işlemlerdendir. Bu sebeple bu yönde getirilmiş bir kısıt tüm yönleri ile ürün ve hizmet tedarik zincirine etki etmeyi amaçlamaktadır.

    Avrupa ve diğer üçüncül ülkelerle savunma şirketlerimiz aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz savunma sanayii projeleri de bu kapsam içerisinde mi?

    Açıkçası ifade etmek gerekirse, AB içerisinde kimi ülkelerce zaten uzun süredir bu yönde de facto bir ambargo uygulanmaktaydı. AB’nin son toplantısında Türkiye’ye yönelik yaptırım kararları alması bakımından konuyu mart ayına ötelemesini, AB’nin ABD uygulamalarını da görmek istediğine ilişkin çeşitli değerlendirmeler ve analizler yer alıyor. Bu konuya kısmen ben de katılıyorum. Fakat, ABD yaptırım rejimi ile AB veya üçüncü diğer bir ülke tarafından uygulanacak olası bir kısıt tamamen farklı konular. AB öncelikle, ABD gibi tek devlet düzenlemesi ile hızlı aksiyon alabilecek hukuki yapıya sahip değil. Bu yönüyle tüm üye ülkeleri bağlayıcı bir düzenlenme ile askeri ürün/hizmet ihracatını kısıtlayıcı bir hukuki çerçeve oluşturması son derece zor. Bununla birlikte, AB içerisinde bazı ülkelerde yerleşik şirketler ile SSB’nin önemli anlaşmaları ve programları mevcut. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, bu CAATSA ile herhalde bir risk analizi yapılarak bir politika belirlenmesi yoluna gidilecektir. Fakat, unutmamamız gereken bir yasal durum söz konusu: Bugün SSB, ABD kanunları kapsamında SDN olarak kısaltılan yaptırıma alınanlar listesi olarak tanımlanan liste kapsamındadır ve ABD yasaları uyarınca, bu listede olan kişi/kurum ile herhangi bir faaliyette bulunan kişi ve kurumlar da aynı liste kapsamına alınabilir. Bu durumda, SSB ile etkileşimde bulunan her projede bu riskin mekan veya ülkeden bağımsız iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.

    Savunma sektöründe büyük projelerin sistem tedarikçisi ülkelerin kredileriyle projelerini gerçekleştirildiği bilinir. Buna örnek olarak SSB’nin S-400 hava savunma sistemlerini 2,5 milyar dolarlık Rus kredisi ile tedarik ettiği medyaya yansımıştı. CAATSA ile uygulanan finansal kısıtlamaların SSB’nin mevcut ve gelecekte yapması gereken uluslararası finansal sözleşmelerde ne tür hukuki engelleri beraberinde getirmektedir?

    Konunun finansal olarak bir risk teşkil edip etmediğine ilişkin bilgimin olmadığını ifade etmeliyim. Getirilen yaptırım kapsamı itibariyle her şeyden önce, FMS olarak tanımlanan doğrudan satış programları ve bu kapsamdaki krediler bakımından olumsuz etki doğurabilecek niteliktedir. Bununla birlikte, yukarıda belirttiğim üzere SDN listesinde olan kişi ile ticari faaliyetin yaptırım riski oluşturduğu her durumda tüm uluslararası finans kurumlarının da daha ihtiyatlı olacağını öngörebilmek gereklidir.

    ABD Dışişleri Bakanlığı’nın SSB’ye uygulanan yaptırımlar ile Çin’in ilgili kurumuna uyguladığı yaptırımların örtüştüğü görülüyor. Medyada sıklıkla dile getirilen yaptırımların hafif ölçekli uygulandığı yorumuna bir yaptırım hukuku uzmanı olarak katılıyor musunuz?

    Maalesef, ülkemizde yaptırımları hafif veya ağır olarak değerlendirmeye indirgeyen çeşitli görüşler bulunmakta. Öncelikle, bu tür bir sınıflandırmanın doğru olamayacağını belirtmek isterim. Bununla birlikte ABD tarafından uygulanan yaptırımların politik olarak yerindeliğinin tartışması ile hukuki gerekçelendirilmelerinin yerindeliğini farklı düzlemlerde ele almak gereklidir. Bugün savunma sanayiindeki başarımız ve ortaya konulan çaba ve gayretlerin sonuçları ortada iken, bu yaptırımları bu düzlemde hafife almak konuyu ciddiyetten uzaklaştırır.

    Yaptırımlarının kalkması için belirli bir süre veya loophole olarak nitelendirebileceğimiz çeşitli çıkış yolları bulunuyor mu? Mesela, SSB’nin yetkilerinin farklı bir kuruma devredilmesiyle, alternatif tedarik kanalları yaratılarak yaptırımlardan etkilenmemek mümkün olabilir mi? 

    CAATSA yaptırımlarının kalkması için ABD Başkanı tarafından Kongre’ye yaptırımların kaldırılmasının ABD ulusal güvenliğine hizmet edeceğine ilişkin bir rapor sunması gerekiyor. İkili ilişkilerde bu raporun ikna kabiliyeti bugün ne kadar mümkünse, CAATSA yaptırımlarının da kalkması o kadar mümkündür. Fakat, yaptırım rejimi hiç şüphesiz bir caydırma amacı taşıması itibariyle önem arz etmektedir. İki ülke arasındaki ilişkiler maalesef ortada. Siyaseten haklı olunan noktalarda da hukuki riskler ile karşılaşmanız olasıdır. Dış ilişkiler bağlamında, uzlaşı zemini sağlanmaması halinde yaptırımların kaldırılması için bir sebep olmayacağını değerlendirmekteyim. Ayrıca, SSB’nin yetkilerinin bir başka kuruma devri vb. gibi işlemlerin ise bu zeminin sağlanması zemininde uzaklaştırmaya yardımcı olacağını değerlendiriyorum. Zira, ABD Başkanı’nın, yetki devrine ilişkin işlemlerde çok hızlı bir şekilde, ilave/ek/yeni yaptırım düzenlemeleri getirebilecek hukuki alt yapısı var.

    Sizinle bir önce olan röportajımızda detaylı olarak tartıştığımız Kongre’de ülkemize yönelik hukuki altyapı oluşturan CAATSA’ya ek diğer yaptırım yasa tasarılarının son durumu ve izleyeceği yasal ilerleme süreci bundan sonra nasıl olacak?

    Şu an kimi Temsilciler Meclisi kimisi de Senato’da olmak üzere beş adet tasarı ve bir de yürürlükte olan 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Emri ile ABD Türkiye’ye yönelik yaptırım iradesini ortaya koymuş durumda. Kongre’deki süreçler ne şekilde şekillenir bu konuda öncesinde kesin değerlendirmede bulunmak elbette ki güç. Fakat, konunun tamamen diplomasi ile lehe çevrileceği de öngörülebilir nitelikte. Burada benim belirtmek istediğim, konunun farklı bir boyutu yer alıyor: Önümüzdeki dönem itibariyle, ABD iç siyasetindeki dengelere bağlı olarak Savunma Bütçe Yetkilendirme Yasa’sı gündemde. Bu yasa uyarınca ABD Başkanı’nın 30 gün içerisinde CAATSA yaptırımlarını uygulaması gerekiyor. Mevcut uygulanan yaptırımların, bu tasarının yasalaşması halinde karşılık bulup bulmayacağı; buna ilave olarak, yeni yönetimin farklı CAATSA yaptırımları uygulayıp uygulamayacağı hem hukuken bir boşluk hem de kamu ilişkileri bakımından takip edilmesi gerekli bir konu.

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikŞiir Ütopyası ve Sorulmayan Soru: Sırada Ne Var?
    Sonraki İçerik Türkiye’de #MeToo ve İfşalar | Meriç Çağlar & Beril Eski | Eskisi Gibi Değil #25

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Devlet Nasıl Kurtulur Kaygısından Demokrasi Nasıl Kurtulur Sorusuna

    13 Haziran 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Türkiye ve Uluslararası Fon Ekosistemi

    12 Haziran 2025 Daktilo1984
    Yazılar

    Türkiye’de YouTube Gazeteciliği: Fırsatlar, Engeller ve Yeni Modeller

    9 Haziran 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    The Decline of Democracy in Europe and the Rise of the Far Right

    14 Haziran 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    ABD Gündemi: Trump’ın Ortadoğu Ziyareti, Hükümetin Ivy League Çıkmazı, Musk-Trump Ortaklığı Bozuldu, Los Angeles Protestoları

    14 Haziran 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Devlet Nasıl Kurtulur Kaygısından Demokrasi Nasıl Kurtulur Sorusuna

    13 Haziran 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Türkiye ve Uluslararası Fon Ekosistemi

    12 Haziran 2025 Yazılar Daktilo1984

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}