[voiserPlayer]
Amerikan Federal Mahkemesi’nin Şubat ayında Politico tarafından sızdırılan skandal kürtaj taslağı, hem Amerika hem de dünya gündemine oturdu. Sızan taslak metninde, 1973 yılından beri yürürlükte olan “Roe-Wade” kararının Yüksek Mahkeme yargıçları tarafından bozulması yönünde çoğunluk görüşü oluştuğu bilgisi yer alıyordu. Federal Mahkeme sızan taslak metninden aylar sonra geçtiğimiz haftalarda anayasal kürtaj hakkını yürürlükten kaldırdı.
Bu kararla birlikte eyaletlerin kürtaj konusunda karar vermesinin önü açıldı. Amerika Yüksek Mahkemesi’nin bu skandal kararı Avrupa’da tırmanışa geçen sağ popülist siyasetçileri de benzer bir karar alma konusunda cesaretlendirdi. Amerika kararın yankılarını tartışırken Avrupa’da ön plana çıkmaya başlayan sağ popülizme ve sağ popülistlerin kürtaj üzerinden toplumsal cinsiyet söylemlerine yakından bakalım istedim.
Sağ Popülizm Nedir?
Sağ popülistlerin toplumsal cinsiyete olan bakış açılarını anlamak için öncelikle sağ popülizm kavramını açmak gerekiyor. Özellikle Avrupa’da son dönemde iyiden iyiye kendisini hissettirmeye başlayan sağ popülizm, kelime anlamıyla sağcı siyaset ile popülist söylem ve temaları birleştiren bir siyasi ideoloji. Sağ kanat popülistlerin tekrar eden temaları arasında neo-milliyetçilik, sosyal muhafazakarlık ve ekonomik milliyetçilik yer alıyor.
Sağ popülistler genellikle yabancılar tarafından yapılan saldırılara ya da ortaya çıkan saldırı algısına karşı ulusal bir kültürü, kimliği ve ekonomiyi savunmayı amaçlarlar. Popülizm aslında bir inanç sistemi sunar, duygularla oynar, nostaljiyi besler ve insanları hayal ettirmeye çalışır. Sağ popülistler Avrupa’da Polonya, Macaristan, İsviçre, Danimarka, Avusturya, Finlandiya, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Letonya, İsveç ve Almanya’da parlamentoya girdi. Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde ise iktidara geldi.
Sağcı popülistlerin birçok ortak noktası var. Demokrasiyi gasp etmekle suçladıkları tüm yönetici seçkinleri ve diğer siyasi partileri reddediyorlar. Küreselleşmeye değişen derecelerde güvenmeyerek, her şeyden önce güçlü ulusal egemenlik ihtiyacını öne sürüyorlar. Sağcı popülistler, Hıristiyanlık değerleri ile geleneksel ve muhafazakar değerlerin savunuculuğu yapıyor. Vatikan’da bulunan Katolik Kilisesinin de popülistlere destek verdiği biliniyor.
Sağ popülistler, toplumsal cinsiyet çalışmalarının erkeklere ayrımcılık yaptığını savunuyor. Bu ideolojiyi savunanlar, üreme hakları üzerindeki kısıtlamaları destekliyor ve kadınların baskın dini kurum ve uygulamaları, aile değerlerini ve ulusun saflığını desteklemedeki rolünü vurguluyor.
Avrupa’da Sağ Popülistler Kürtaja Nasıl Bakıyor?
Avrupa’da çeşitli ülkelerde iktidarda veya muhalefet konumunda bulunan sağcı liderler genellikle kürtajın kısıtlanması konusunda hem fikir. Liderler toplumsal cinsiyet konusunda erkeklerin negatif ayrımcılığa maruz kaldığını savunuyor. Sağcı liderlerin profillerine baktığımızda Katolik Hristiyan olmaları ve gelenekçilikleri ön plana çıkıyor. Sağ popülistlerin ülke siyasetindeki rollerini aşağıda inceliyorum
Macaristan
Fidesz – KDNP ittifakının 2018 yılında yapılan seçimle oyların üçte ikisini alarak ciddi bir zafer elde ettiği Macaristan, sağ popülistlerin Avrupa’daki önemli kalelerinden biri olmuş durumda. Ülkenin başbakanı Viktor Orbán göç ve yabancıların müdahalesi konularında yürüttüğü kampanyalarla biliniyor. Macaristan’ın 2017’den bu yana yaşadığı demografik zorluklar nedeniyle Orban hükümeti, Aile Koruma Eylem Planı ile Macaristan’da yeni bir aile politikasını uygulamaya koydu.
Orban, Macaristan’daki doğum oranlarını artırmak için sabit bir vergi ve aile ödenekleri sağladı. Bu doğum yanlısı politika ile hastanelerin kürtajı reddetme hakları var. Kadınları caydırmaya çalışmadan kürtaj sağlayan klinikler siyasi baskıyla karşı karşıya kalıyor. Hükümet metroda ve okullarda kürtaj karşıtı kampanyalar başlatıyor. Bu kampanyalar Avrupa Birliği’nden Macaristan’ın aldığı finansman programına ilişkin kurallarını ihlal ediyor.
Polonya
Polonya’da 2015’ten beri iktidarda olan Birleşik Sağ Koalisyonu ülkedeki yasadışı kürtajları takip edebilmek için tüm gebelikleri kayıt altına alma kararı aldı. İktidar kürtaj ve LGBTQ+ haklarına karşı bir tutumunu sürdürüyor.
İtalya
İtalya’da kürtaja karşı çıkan muhafazakar bir Hıristiyan hareketi olan Popolo della Famiglia’nın lideri Mario Adinolfi, grubunun “rahimdeki bir bebeği öldürme hakkına karşı şiddetli bir savaşta ABD’den gelen dalgayı sürdürmeye hazır olduğunu” söyledi.
Katolik kilisesinin İtalyan sağlık sistemindeki etkili rolü ve tıp doktorları arasında çok sayıda vicdani retçi olması nedeniyle uzun süredir kürtaj durumu karmaşık. İtalyan Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre her 10 jinekologdan yedisi kürtaj yapmayı reddediyor. En yüksek oran yüzde 85 ile Sicilya’da.
Aşırı sağcı parti Italian Brothers ise ülkedeki kürtaj karşıtı hareketin en büyük destekçilerinden biri. Geçtiğimiz yıl Italian Brothers; kürtaj karşıtı grupların aile planlaması kliniklerine girmesine izin veren, “doğum oranlarını ve anneliği” teşvik etmek için fon sağlayarak Roma’yı “yaşam için şehir” olarak belirleyen bir önergeyi meclise sundu. Ayrıca, geçtiğimiz Kasım ayında kadının isteklerine rağmen, tüm kürtaj yapılan fetüslerin mezarlara gömülmesini gerektiren bölgesel bir yasa çıkardı. Tıbbi terminolojiye göre sadece 26 haftanın üzerindeki fetüsler genellikle sağlık hizmetleri tarafından gömülüyor.
Son on yılda Avrupa’da yükselen milliyetçilik ile aşırı sağ, kürtaja karşı verdiği mücadelede Katoliklere katıldı. Ve göçmen karşıtı kanun ve düzeni, muhafazakar sosyal değerler hakkında verdiği mesajlarla destekledi. Sağdakilere göre, “liberal değerler” geleneksel aile yapısını aşındırdı ve İtalya’nın rekor düzeyde düşük doğum oranından bu değerler sorumlu.
Fransa
Fransa’da son seçimi kaybeden aşırı sağcı lider Marine Le Penn’in partisi RN’nin, imajını modernize etme ve yumuşatmaya çalışıp Katolik muhafazakar köktenci tabanını korurken, özellikle kürtaj konusunda, kadınlar için belirli haklar konusundaki konumunu uzun süredir gizlemeye çalışıyor. Le Penn 2006 tarihli otobiyografisinde kürtaj hakkında bazı kadınların bunu bir doğum kontrol yöntemi olarak kullandığını iddia etti. Ve “ergen kızlara gerçek bir bilgilendirme ve önleme politikasıyla birlikte teşvik edici önlemler” çağrısında bulundu. “Kürtaja karşı daha iyi mücadele etmek” için Le Penn’in teklif ettiği yasa tasarısı Şubat 2022’de Fransız parlamentosu tarafından kabul edilmeden önce ise kürtaj süresinin 12 haftadan 14 haftaya uzatılmasına karşı çıktı.
Almanya
Alman hükümeti diğer ülkelerin aksine kürtaj konusunda reformist bir tutum izliyor. Almanya’da Nazi döneminden kalan ve halen yürürlükte olan kanuna göre kürtaj yasa dışıdır ve üç yıla kadar hapisle cezalandırılır. Ancak hamileliğin kadın için sağlık riski oluşturması veya tecavüz durumlarında kadınlar ve doktorları ceza almıyor. Aksi takdirde, zorunlu danışmanlıktan sonra hamileliğin ilk 12 haftasında (son adetten 14 hafta sonra) kürtaj yapılabilir.
Alman hükümeti bu kanunu değiştirebilmek için bir adım attı. Merkez Sol Sosyal Demokratlar ve Yeşiller ile neoliberal Hür Demokratlardan oluşan koalisyon hükümeti, 219a yasasını parlamento aracılığıyla rafa kaldırma hareketini zorladı. Ülke geçtiğimiz yıl 1996’dan bu yana en düşük kürtaj oranını gördü. Federal İstatistik Ofisi’ne göre 2021’de, bir önceki yıla göre 94.000 daha az kürtaj gerçekleştirildi.
İspanya
İspanya’da kürtaj hükümet tarafından 1985 yılında suç olmaktan çıkarıldı. Ülkede şu an kürtaj konusunda ‘’kanunen serbest, fiilen yasak’’ durumu hakim. Sağ popülist parti VOX’un 12 sandalye elde etmeyi başardığı [179] ve bir koalisyon hükümetini desteklemeyi kabul ettiği Aralık 2018’de Endülüs Parlamentosu seçimlerinden sonra sağ popülizmin kamusal görünümü güç kazanmaya başladı. VOX uzun süre dayanak bulmakta zorlansa da Afrika’dan İspanya kıyılarına ulaşan göçmenlerin sayısındaki artış, göçmenlik üzerinde daha sıkı kontroller için kampanya yürütmesi nedeniyle partinin 2018’deki profilini yükseltmesine yardımcı oldu.
Göçmen karşıtı duruşu, onu Avrupa’daki birçok sağcı milliyetçi partiyle aynı hizaya getiriyor. Ayrıca, erkeklere karşı ayrımcılık yaptığını iddia ederek kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korumayı amaçlayan yasayı geri almaya çalıştı. Ülkede kürtaj karşıtı hareket içerisinde en bilinen grup olan Hayat İçin 40 Gün isimli Katolik protesto grubu da kürtaj karşıtı eylemleriyle tanınıyor. İspanya’nın 8 şehrinde eylem yapan gruba VOX’lar da destek veriyor.
(*) Bu yazıyı Amerika’da alınan kürtaj yasağı kararının ardından kaleme aldım ve yazıda söz edilen ülkelerin yakın zamanlı, ilgili kararlarını baz aldım.
Fotoğraf: Gayatri Malhotra