Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Ortak Dil
    Forum

    Ortak Dil

    Aydan Gülerce2 Ekim 20215 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye’deki siyasi atışmalar 2018 seçimleri sonrası giderek hararetlendi. Yaklaşan genel seçim öncesi bugünlerde, iktidar-muhalefet-muhalefete muhalefet dengelerinin akışkanlığı karşısında, entelektüel tartışmaların da farklı bir yön ve ivme kazandığı söylenebilir. Bir süredir kendim de naçizane katkılarla bunlara eklemlenebilmeyi deniyorum.

    Zira gerek Daktilo1984 ve Politikyol komşularımı gerekse diğer yayın organlarındaki entelektüel çabaları heyecan verici ve değerli buluyorum. Yine de -biraz (b)ilgili bir okuyucu ve sorumlu yurttaş olarak- bunların toplumsal pratiklere yeterince tercüme edilemeyişine ve birbirleri ile ilişkilendirilemeyişine, dolayısıyla temenni ve öneri deklarasyonları olmaktan kurtulamayışına duyarsız kalmam olanaksız.

    Hayırlı Evlatlar

    Oysa Türkiye’nin kolektif düşünsel ortamına yurt içinden veya dışından katkı yapanlar; ülkenin onlarca yıldır kendilerine yapmış olduğu “yatırımları”, bu toplum ve insaniyet yararına “geri döndürme” arzusu ve sorumluluğu ile yazıyor, çiziyor, konuşuyorlar. Üstelik öznel yaşantı, üretim ve yorumları ile çoğalmış, “katma değer” kazanmış olan birikimleri ile.

    “Ne fayda varsa, yine hayırlı evlattan var” lafını eminim çok duymuşsunuzdur. “Nankör evlat”, “besle kargayı oysun gözünü” laflarını da keza.

    Fakat, evlattan veya kargadan beklentiler nedir meselesi de bir yana; eğer bu toplumda “hayır veya iyi” nedir, “şer veya kötü” nedir ve bunlarla ilintili konularda, kafalar ve gönüller hayli karışmışsa, işler sarpa sarar.

    Bir kısmının “hayırlı evlat” bulduğuna diğer bir kısmı “hain evlat” gözüyle bakıyor ise, işin içinden çıkılması daha da güçleşir.

    “İyi” mi, “Kötü” mü?

    O halde, kültürel ve toplumsal alanlarda önce bu temel “iyi/kötü” (ahlaki), “doğru/yanlış” (epistemolojik), “var/yok” (ontolojik), “geçerli/geçersiz” (semantik), “güzel/çirkin” (estetik), “faydalı/zararlı” (pragmatik) gibi temel ikicil ve ilintili tüm diğer paradokslara bakmalı.

    Sorunların çözümüne (salt entelektüel egzersiz adına yapılıyor olsa bile!), toplumsal “iyileşme”, “onarım” veya “yeniden yapılanma” çabalarına da önce oralardan başlamalı.

    Zira Türkiye’de görünürdeki toplumsal kilitlenmeye ve çürümeye yol açan tüm paradokslar; salt dini gelenekler, yerel kültürel alışkanlıklar, evrenselci bilimsel öğretiler, zamanın ruhu, kişisel eğilimler sonucu oluşmuş “ahlaki” çeşitliğe ve bunların siyaset tarafından istismarına işaret etmiyor.

    Tüm bileşenler pek çok yaşamsal konuda “aslında (s/özde) aynı” şeyi, söz gelimi “ahlaklı toplum” istiyorlar: Yani aç kalmayacakları; güvenli ve güvenlikli; tüm kaynak, kazanım ve olanakların hakça dağıldığı; birbirleriyle ve doğa ile huzur içinde yaşayacakları bir adil toplum düzeni arzusundalar.

    Düşünce ve Dil

    Fakat, toplumsal paydaşların “arasına giren” tüm siyasi, medyatik ve entelektüel aracı oyuncuların niyetlerinden bağımsız olarak, hatta “iyi niyetli” manipülasyon, müdahale ve eleştirilere rağmen; bu toplumda henüz ortak zemin, ortak zaman, ortak zihin, ortak kavramsal çerçeve, ortak yaşam-biçimsel vizyon; özetle ve en geniş anlamıyla “ortak dil” yok!

    Öte yandan, yani bambaşka bir açıdan bakıldığında da ısrarla sürdürülen bir “ortak dil” söz konusu. Üstelik tüm dünya ile de son derece entegre ve “devrim”, “Sol”, “yenilik”, “dönüşüm”, “eleştiri” vb adına bile yeniden-üretilen dil aynı. Yukarıda sıraladığım yaşamsal alanlara egemen olan “eril”, “muhafazakar” ve “dijital” dil. Yani, “dünyaya bakış biçimi” olarak “ikicil bölünmüş ve bölücü” zihniyetin dili!

    Örneğin, 30 küsur yıldır akademik ve toplumsal pratik olarak da özellikle bu ikicillikler arasındaki alanlarda ve aşılması üzerine çalışmaktayım. Olanaklar dahilinde de içerde veya dışarda bunları paylaşmaktayım.

    Kabaca “ne öyle ne de böyle; fakat şöyle” diyorsam da, ısrarla “ya öyle/ya da böyle” şeklinde “okunup, etiketleniyor.” Daha doğrusu işe yarar (=araçsallaştırılabilir!) bir etiket (label) gösteren (signifier) sözcükler varsa alımlanıp, gösterdikleri (signified) ve anlam bağlamları çöpe atılıyor.

    Doğru “yer-zaman” meselesi!?

    Çevirilerin Önemi

    Nitekim, aynı sorun etrafında, hatta aynı akademik veya toplumsal alandan bile ne kadar çok aydın, entelektüel, uzman veya yetkin kişiyi aynı panelde, konuşturursa veya dergide, vb. buluşurursa buluştursun, bu paylaşımların kendi aralarında bile “monologlar” şeklinde kalması ve düşük toplumsal etkisi hayli düşündürücü.

    Çünkü söz konusu “ortak dil”, şuradan buradan apartılmış sözcükler veya dini, ideolojik, vb söylemlerdeki ortaklıklar ile gelişemez. Hatta insanlar farklı sebepler ve etkenlerle “anlaştıklarını” düşünebilseler dahi. Metinlerin diyaloğudur esas belirleyici olan.

    “Ortak dil” görüş farklılıklarının olmaması da demek değil elbette. Sözcüklerin işaret ettikleri kavram veya şeylerde “dilin tüm belirsizliklerine” rağmen bir entelektüel kültürel “gizil oydaşma” ile ve kavramsal anlamda yeterli anlaşma zemininin olması demek.

    Ayrıca tabii ki ülkenin pek çok coğrafi, tarihi ve kültürel hakikatleri “aynı” veya birleştirici ortaklıkları da bolca var. Fakat bunları işaret eden göstergeler çok karışık; bazen keyfi veya kullanımda tutarsız.

    Dünya Çeviri Günü’nde, dili geniş anlamıyla tanımlamış ve zihinle yakın ilişkisinin önemini vurgulamışken, “çeviri” meselesini de aynı şekilde ele almakta yarar var. Başka bir deyişle, burada dahil etmek istediğim anlamıyla çeviri, sadece bir doğal dildeki anlamın başka bir dile sözcük karşılıklarının bulunarak aktarılması değil.

    Bir metnin anlamının anlaşılmış olarak ikinci dilin kendi sözcükleriyle yeniden üretilmesi de değil.  Özellikle teknik terimlerin işaret ettiği kavramların veya kuramların temsil ettiği ve sıklıkla başvurulan akademik söylemlerin dayandığı düşünsel paradigmaların kendi epistemolojik, ontolojik, vb. gerçekliklerinin tutarlık, karşılık veya denklik seviyeleri.

    Zihniyet Dönüşümü

    Böyle bir düşünümsellik; salt akademik veya felsefi, teorik veya lüks bir ayrıntı değil. Siyasi söylemlere çeviriler ve toplumsal pratiklerle dönüşümler açısından özellikle anlamlı ve son derece de gerekli.

    Özellikle de sıklıkla “özgürleşmek”, “hak, hukuk, adalet” için bir zihniyet dönüşümünden söz edilen bu toplumda.  Ayrıca, değil Türkiye’de “diyalojik akıl” (1), son günlerde yeniden tedavüle giren “diyalog” çağrıları için olmazsa olmaz önkoşul.

    Türkiye’nin modernleşme ve demokratikleşme serüveninin, neredeyse tüm modern bilgi alanlarında çoğunlukla gelişmiş ülkeleri model alarak; ithal, intihal, taklit ve parçalı alıntılarla yolu ile veya karşı çıkarak, fakat oldukça geriden seyretmekte olduğu da malum.

    Tüm toplumsal pratiklerde olduğu gibi, hatta belki de hepsinden öncelikli ve önemli olarak, düşünsel ve entelektüel alandaki teknolojiler de başka yerlerden naklediliyor.

    Bu ve hatta aynı doğal dildeki bir disiplinden diğerine aktarımlardaki ve kullanımlardaki hızlı anlam kaymalarının ve tüketimlerinin, düşlenen özgürleşmeleri ve özerkleşmeleri son derece ketleyici kanımca.

    Çünkü ne yeterince güçlü kavramsal altyapı var, ne de bunu önemli ve değerli gören zihniyet veya inanç sistemi.

    Oysa, bu toplumda önden aydınlanan “öncüller” bile, eğer yukarıda değindiğim türden kavram kargaşalarına sık düşüyorlar ise, bu durum pek de “hayra alamet” sayılmaz.

    Hele “önceller” ile aralarında (yeterince sağlıklı) iletişim olamıyor ise, tüm bu tedavüle giren sözcükler ve monolojik paylaşımlar; değil toplumun “karanlıktan aydınlığa çıkmasına” veya “ilerlemesine” yaramak, kendi içlerinde bile düşünsel karmaşalardan kurtulamazlar. Tabii toplumu da istemeden bile olsa bizzat eski/yeni paradokslara ve çıkmazlara sürüklerler.

    O bakımdan da işte, entelektüel veya popüler kültürel, akademik veya gündelik, kişiler arası veya kitlesel iletişim ortamlarında ve en dar anlamından en geniş anlamına kadar “ortak dil” meselesine, bu kısa yazı ile biraz dikkat çekebilmeyi umdum.

    (1) https://new.daktilo1984.com/forum/ulus-devletin-diyalojik-akli/

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikŞans da Erdoğan’ı Terk Ediyor
    Sonraki İçerik “Bu çıkış Meral Akşener açısından son derece başarılı”

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Yazılar

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}