Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Manhattan Projesi ve Oppenheimer: Ölümün Yeniden Keşfi
    Forum

    Manhattan Projesi ve Oppenheimer: Ölümün Yeniden Keşfi

    Umut Güner29 Temmuz 20237 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Manhattan Projesi, II.Dünya Savaşı sırasında işlevsel bir atom silahı geliştirmek için Amerikan hükümetinin başlattığı askeri projenin adıydı. Atom bombasının yapımı çalışmalarına birçok ülke gibi Amerika Birleşik Devletleri de birçok tartışmaya rağmen başladı. Çalışmalar ilk olarak New Mexico’daki Los Alamos’ta yapıldı. Manhattan Projesi’nin ABD hükümeti tarafından başlatılmasının ve askeri bir projeye dönüştürülmesinin en büyük sebebi, dünya kamuoyundaki Alman bilim insanlarının atom bombası üzerine çalıştıkları ve Adolf Hitler’in bu bombayı kullanmak niyetinde olduğu şüphesiydi.

    1939’da ABD istihbarat ajanları Adolf Hitler için çalışan bilim insanlarının zaten nükleer bir silah üzerinde çalıştıklarını tespit etmelerinden sonra Başkan Franklin D. Roosevelt tarafından Manhattan Projesi kuruldu. Roosevelt ilk önce uranyumun bir silah olarak potansiyel rolünü araştırmakla görevli bir bilim insanları ve askeri yetkililer ekibi olan Uranyum Danışma Komitesi’ni kurdu. Komitenin bulgularına dayanarak ABD hükümeti, Enrico Fermi ve Columbia Üniversitesi’ndeki Leo Szilard tarafından radyoaktif izotop ayrımı (uranyum zenginleştirme olarak da bilinir) ve nükleer zincir reaksiyonlarına odaklanan araştırmalara fon sağlamaya başladı.

    Uranyum Danışma Kurulu 1940 yılında Ulusal Savunma Araştırma Komitesi olarak değiştirildi. Sonrasında 1941 yılında Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Ofisi (OSRD) adını aldı ve ünlü bilim adamı Enrico Fermi üye listesine eklendi. Aynı yıl Pearl Harbor’a yapılan Japon saldırısının ardından Başkan Roosevelt, ABD’nin II. Dünya Savaşı’na gireceğini ve Avrupa’daki Almanlara ve Pasifik tiyatrosundaki Japonlara karşı savaşmak için İngiltere, Fransa ve Rusya ile uyum sağlayacağını ilan etti.

    Ordu Mühendisler Birliği, OSRD’ye 1942’de Başkan Roosevelt’in onayıyla katıldı ve proje resmi olarak askeri bir girişime dönüştü. Bilim insanları bu projede destekleyici bir rol oynadı. OSRD, 1942’de New York City semtinin ismine istinaden Manhattan Mühendis Bölgesi’ni kurdu. Projeye başkanlık etmek üzere ABD Ordusu, Albay Leslie R. Groves’u atadı.

    Ünlü bilim adamları Fermi ve Szilard, Chicago Üniversitesi’nde atomların ayrılıp etkileşime girdiği bir uranyum üretmek için çalışmalar yürütüyordu. Bilim adamları burada uranyum zenginleştirme ve nükleer zincir reaksiyonları üzerine araştırmalar yürütüyordu. Bu sırada Glenn Seaborg gibi bilim adamları saf plütonyumun mikroskobik örneklerini üretiyorlardı ve Kanada hükümeti ve askeri yetkilileri ise Kanada’nın çeşitli bölgelerinde nükleer araştırmalar üzerinde çalışıyorlardı. Manhattan Projesi çerçevesinde atom testlerinin gerçekleştirilmesi için New Mexico, Tennessee ve Washington’daki uzak yerler ile birlikte Kanada’da da tesisler kuruldu.

    Robert Oppenheimer ve Y Projesi

    Teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer, 1943’te New Mexico’nun kuzeyindeki Los Alamos Laboratuvarı’nın direktörü olarak seçildiğinde nükleer füzyon kavramı üzerinde çalışıyordu. Proje Y olarak bilinen Los Alamos Laboratuvarı, resmi olarak 1 Ocak 1943’te kuruldu. Bu kompleks, ilk Manhattan Proje bombalarının inşa edildiği ve test edildiği yer olarak tarihe geçti. Robert Oppenheimer atom bombasının babası olarak üne kavuştu.

    16 Temmuz 1945’te Alamogordo, New Mexico yakınlarındaki uzak bir çölde ilk atom bombası başarıyla patlatıldı. “Trinity Testi” adı verilen bu testte 40.000 feet yüksekliğinde muazzam bir mantar bulutu yaratıldı ve ABD Atom Çağı’nı başlatmış oldu.

    Oppenheimer altında çalışan bilim insanları iki farklı tip bomba geliştirdiler. Bunlardan birincisi, “Küçük Çocuk – Little Boy” adı verilen uranyum tabanlı tasarım ve bir diğeri “Şişman Adam – Fat Men” adı verilen plütonyum tabanlı bir bombaydı. Los Alamos’taki çalışmalarda her iki tasarım da II. Dünya Savaşı’na son vermeyi amaçlayan ABD stratejisinin önemli bir parçası oldular.

    Potsdam Konferansı

    Almanların Avrupa’daki ağır kayıplarını sürdürmesi ve teslim olmaya yaklaşmasıyla, 1945’te ABD askeri liderleri arasındaki tartışmalar Japonya üzerine yoğunlaşmıştı. ABD hükümeti ve ordu yetkilileri, Japonların Almanlar gibi asla pes etmeyecekleri ve sonuna kadar her şeyi göze alarak savaşacaklarını düşünmekteydi. Japonların saldırılarının daha da şiddetleneceği ve Amerika halkı için büyük bir risk oluşturdukları görüşü fikir birliği ile kabul görmekteydi.

    26 Temmuz 1945’te Müttefik işgali altındaki Almanya’nın Potsdam kentindeki Potsdam Konferansı’nda ABD, Japonya’ya bir ültimatom verdi. ABD’nin Japonya’ya verdiği Potsdam Bildirgesi’nde Japonya’nın savaştan çekilerek adil ve demokratik bir hükümet kurması gerektiği ifade edildi. Eğer Japonya şartları kabul etmezse büyük bir yıkımla karşılaşacağı ABD heyeti tarafından Japonlara belirtildi.

    Potsdam Bildirgesi, Japonya devlet gelenekleri için oldukça onur kırıcıydı. Bu bildirge, Japon İmparatoru’nun tüm yetkilerini ortadan kaldırıyor ve Japonya’yı bir imparatorluktan ziyade demokratik yeni bir hükümete sahip bir ülke haline getirmeye çalışıyordu. Bu bildirinin Japon İmparatoru tarafından kabul edilmesi asla mümkün değildir.

    Hiroşima ve Nagazaki

    Atom bombasının atılması gereken bölgeler ile ilgili planlar yapılıyor ve detaylar netleşmeye başlıyordu. Bu arada, Manhattan Projesi’nin askeri liderleri, büyüklüğü ve bölgede bilinen bir Amerikan savaş esiri bulunmaması nedeniyle Japonya’nın Hiroşima kentini atom bombası için ideal bir hedef olarak tanımlamışlardı. New Mexico’da geliştirilen teknolojinin güçlü bir şekilde gösterilmesi, Japonların teslim olmasını teşvik etmek için gerekli görülüyordu.

    6 Ağustos 1945’te Enola Gay bombardıman uçağı, henüz test edilmemiş “Küçük Çocuk” bombasını Hiroşima’nın yaklaşık 1.900 metre yukarısına düşürerek beş kilometrekarelik bir alanda görülmemiş bir yıkıma ve ölüme neden oldu.

    Aslında ikinci bombanın hedefi Japonların en büyük mühimmat depolarından biri olan Kokura şehriydi. Fakat hava durumunun etkisi nedeniyle ikinci bomba bir diğer alternatif şehir olan Nagasaki’ye atıldı. Japonlar ilk saldırının şokunu atlatamadan ve teslim olmadan önce (yaklaşık 3 gün sonra) 9 Ağustos’ta, bir torpido inşa tesisine sahip olan Nagazaki’nin üzerine “Şişman Adam” bombası atıldı ve şehrin üç kilometrekareden büyük bir alanı yok oldu.

    İki bomba 100.000’den fazla insanı ölümüne sebep oldu ve tarihi geçmişi olan iki büyük Japon şehrini yerle bir etti. Ölenlerin dışında binlerce insanın da maruz kaldıkları radyoaktif maddenin etkisi ile hayatları karardı. İki Japon şehri acıları günümüze kadar süren ve dünya tarihinde eşi görülmemiş bir trajediye sahne oldu.

    Japonlar, Roosevelt’ten sonra o dönem başkanlık koltuğunda olan Başkan Harry Truman’a 10 Ağustos’ta teslim olma niyetleri hakkında bilgi verdi ve 14 Ağustos 1945’te resmen teslim oldu. Yaşanan olay Japonya ve insanlık tarihi için büyük bir utaç ve trajediye yol açtı. Japon hükümeti ve halkı yaşananların psikolojik travmasını uzun yıllar üzerlerinden atamadılar.

    Manhattan’ın Mirası ve Soğuk Savaş

    II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Manhattan Projesi’nin de misyonunu tamamladığı ve sona erdiği düşüncesi yanlıştır. ABD, savaşın sona ermesinin ardından Manhattan Projesi kapsamında geliştirilen teknolojileri diğer alanlara uygulamak için yeni araştırma birimleri kurdu. Atom Enerjisi Komisyonu kurularak yeni nükleer çalışmaların devam edilmesi amaçlandı. Bu projelerde keşfedilen teknolojiler farklı alanlara kaydırılarak yeni teknolojik buluşlara öncülük edildi.

    1964’te Başkan Lyndon B. Johnson Manhattan Projesi’ni bitirdi. Fakat Amerika hükümeti ve askeri teknoloji araştırmacıları yeni çalışmalar yapmaya devam ettiler. Askeri silah teknolojisi geliştirmek üzere yeni birimler kuruldu. Özellikle Soğuk Savaş’ın başlamasıyla da ABD bu tür çalışmalara ayrıdığı ödenekleri arttırdı ve teknolojik çalışmalara öncülük etmeye devam etti. ABD ve Rusya, Soğuk Savaş döneminde nükleer silahlanma yarışına girdiler.

    Soğuk Savaş başladığında dünyada nükleer güce sahip tek ülke ABD idi. Rusların nükleer çalışmaları daha geç bir dönemde başladı fakat çalışmalar yoğun bir istihbarat faaliyetiyle de desteklenerek başarıyla sonuçlandırıldı. 29 Ağustos 1949’da Sovyetler ilk nükleer bombalarını test etti.

    Sovyet istihbarat üyeleri özellikle Amerika’nın Manhattan Projesi’nde çalışan bazı bilim adamlarını kullanarak var olan atom projelerini çalmışlardı. Bu nedenle Rusların atom bombası ve nükleer çalışmaları çok hızlı bir şekilde sonuçlandı. ABD ise Rusya’ya yanıtını, teknolojik ve nükleer silahlanmada daha yoğun çalışmalar başlatmakla verdi.

    Rusya’nın nükleer silah yapması ve başarıyla test etmesinden sonraki birkaç yıl içerisinde birçok dünya devleti nükleer silahlanma yarışına dahil oldu. Binlerce nükleer savaş başlığı stoklanmaya başlandı. Büyük Britanya, Fransa ve Çin gibi diğer ülkeler de bu süre zarfında nükleer silah geliştirdi.

    Ekim 1962’de bütün dünya neredeyse bir nükleer savaşın eşiğine gelmişti. Sovyetler Birliği, ABD kıyılarına sadece 90 mil uzaklıktaki Küba’ya nükleer başlıklı füzeler yerleştirdi. Bu gelişme, Küba Füze Krizi adıyla tarihe geçecek süreci de başlatmış oldu. Başkan John F. Kennedy Küba çevresinde askeri bir deniz ablukası gerçekleştirdi. ABD, tehdidi etkisiz hale getirmek için gerekirse askeri güç kullanmaya hazır olduğunu açıkça belirtti. Sürecin tehlikeli bir hal almamasını isteyen ABD, Sovyet lideri Nikita Kruşçev’e Küba füzelerini kaldırmaya yönelik bir teklifte bulunarak kendisinin de Küba’yı işgal etmeyeceği vaadinde bulundu.

    Bu yıllarda ülkelerin tehlikeli faaliyetlerinin farkında olan sorumlu vatandaşlar anti-nükleer hareketini başlatarak başta ABD ve Rusya olmak üzere dünyanın hemen hemen her bölgesinde protesto gösterileri yapmaya başladılar.

    Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması

    Küba Füze Krizi’nin yarattığı korku ve tüm dünyada başlayan anti-nükleer hareketin etkisiyle ABD ve Rusya önderliğinde Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması 1968’de ülkelerin imzalarına açıldı ve bu antlaşma 1970’te yürürlüğe girdi. Antlaşma kapsamında nükleer silaha sahip imzacı ülkeler nükleer silahlanma çalışmalarını devam ettirmeyecekler ve nükleer silahlanma konusunda başarısız olan ülkelerin kendilerini savunma hakları çerçevesinde onlara yardım edeceklerdi.

    Bu antlaşmaya rağmen ABD ve Rusya’nın gizli bir şekilde nükleer faaliyetler yürütmeyi sürdürdüğü bilinmektedir. Nitekim günümüzde de bu konuda iki ülke, karşılıklı olarak restleşme durumlarına sık sık gelmektedirler. Aynı zamanda bu anlaşmanın dışında olan Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerin kendi nükleer çalışmalarını yürütmesi, uluslararası ilişkilerde her zaman bir tehdit unsuru olarak algılanmıştır. Bu ülkelere karşı özellikle ABD tarafından zaman zaman yaptırımlar uygulanmaya çalışılmıştır.

    Dünya L2 Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBir Ele Geçirilmişlik Hikâyesi: Ecinniler, Dostoyevski
    Sonraki İçerik İmamoğlu, Umut ve Değişim | Masa #61

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}