Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İnternet ve Covid-19’un Uğursuz Kaçamağı
    Forum

    İnternet ve Covid-19’un Uğursuz Kaçamağı

    Furkan Özcan18 Ocak 20216 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    John Bellamy Foster ve Robert McChesney internetin gelişiminin kapitalizmin olmazsa olmazı kâr güdüsü tarafından dikte edildiğini, bundan sebep internetin iletişim devrimi adı altında yarattığı birçok beklentiyi karşılamakta çuvalladığını öne sürüyor. Onlar bu duruma “internet ile kapitalizmin uğursuz evliliği” diyor. Bizse onlardan aldığımız ilham ile bu evliliğin artık iki kişi arasında kalmadığını düşünüyor, “internet ile Covid-19’un uğursuz kaçamağını” sizlere takdim ediyoruz. Bu bağlamda yazımız, internetin tekelci dinamiklerini irdeleyip bunun demokratikleşme yahut otoriterleşme yolunda ne gibi etkilere öncü olduğunu incelemeyi ve son olarak Covid-19’un bu kargaşada durduğu yeri tespit etmeyi hedeflemektedir.

    İnternetin bilgiye ve iletişime olan erişimi tarihte eşi benzeri görülmemiş bir oranda arttırması ve bu bağlamda sınırlı imkanlara sahip insanlara el verip onları sistemin içine çekmesi bekleniyordu. Bütün dünyada 90’ların güzel insanları, ne dolapların döndüğü belli olmayan hükümet operasyonlarına ve kimin elinin kimin cebinde olduğu anlaşılmayan dev şirketlerin dalaverelerine bir açıklık getireceği inancıyla interneti başlarının üstünde karşıladı. Temel argüman, internetin bilgiyi herkese, ışık hızında ve sansürü mümkün olmaksızın ileteceği, bunu takiben bilgiye tam erişimin mevcut kurumları temelden ve ancak daha iyiye doğru olmak suretiyle değiştireceği idi. Ancak, hiçbir teknoloji dönemin sosyal, iktisadi yahut siyasi konjonktüründen bağımsız olarak gelişimini sürdüremez, bu anlamda internet de bir istisna teşkil etmiyordu.

    İnternetin yaygınlaşmaya başladığı dönemin baskın iktisadi görüşü neoliberalizm idi. Bu anlayışa göre bir firma kendisi için en faydalı üretim yöntemini ancak kendisi seçebileceğinden, toplumun sahip olduğu kaynakları en verimli biçimde değerlendirebilmek yalnızca firmaların bireysel faydalarını maksimize etme isteğine itibar edilmesiyle mümkündü. Bunu takiben kârın bulunabileceği her alan firmaların arayışına sunulmalıydı ve hükümetler daha verimli üretim yapabilen bir toplum hayalini mümkün kılmak adına bu arayışların önünü açmalıydı. Neoliberalizmin ajandası altında pek çok sektör deregüle edildi. Bu anlayış internetin akıbetini konu alan tartışmaları da domine etti. Böylelikle internet ve türevi faaliyet alanları kâr güdümlü deregülasyondan nasibini alan sektörler kervanına katılmış bulundu. Piyasalar devler ile küçük şirketlerin sözde rekabetine bırakılmıştı. Buna bir de halihazırdaki müşteri fazlalığının yeni gelecek müşterilere pozitif dışsallıklar yarattığı ve böylece bol müşterili firmayı cazip kıldığı “network etkisi”nin eklenmesiyle, kazananın her şeyi aldığı piyasalar ortaya çıktı. Devler daha da devleşti. 2001’de ABD’nin en çok görüntülenme alan 10 websitesi bütün internet görüntülenmelerinin %31’ini alırken bu oran 2006’da %40’a 2010’da ise %75’e çıktı (Wolff). Mevcut websitesi sayısı sonsuza yakınsıyordu belki, ama bunların zilyon tanesi ya hiç ya da yok sayılacak kadar az trafik alıyordu, çok az insan bunların var olduğundan haberdardı ve websitesi sayısındaki efektif artış beklentinin, yahut şöyle mi demeli, vaat edilenin çok altındaydı. İnternet sesini çıkarma sözünü tutmuştu, fakat aynı zamanda sesini çıkarmak ile sesini duyurmak arasında bir uçurum yaratmıştı.

    İnternetin gelişim sürecindeki bir diğer hayal kırıklığı bilginin dağıtımında gerçekleşti. İnternet söz verildiği gibi bireylerin bilgiye erişimini kolaylaştırmasının yanı sıra bireyler hakkında tomar tomar bilginin toplanmasının da önünü açtı. Bir yandan Wikipedia ve Wikileaks gibi açık bilgi kaynakları baş döndürücü bir kolaylıkta bilgiye erişim imkânı sağlarken, öte yandan Amazon ve Google gibi firmalar müşterilerin kişisel verilerini toplayıp işleyerek uyguladıkları gelişmiş fiyat farklılaştırma politikaları aracılığıyla tüketici rantının büyük bir bölümünü kârlarına aktarma imkânı elde etti. Fakat asıl endişe verici olan bu değil. İnternetin mümkün kıldığı veri toplama ve işleme yöntemleri modern hükümetlerin propagandalarını yayıp konsolide etmek için ihtiyaç duydukları ileri teknoloji gözetim sistemlerini geliştirmelerinin yolunu açtı. Bireyin bu noktada nasıl bir denetime maruz kaldığını ve kendisini kimin insafında bulduğunu kestirmek zor.

    Çin 2009 yılında yerel yönetimlerde başlatılan ve 2014 yılında sınırlı bir biçimde ülke çapında yaygınlaştırılan Sosyal Kredi Sistemi isimli bir çılgınlığın tam anlamıyla yürürlüğe sokulmasına hazırlanıyor. Buna göre, vatandaşların günlük hayatları bir puanlama sistemine tâbi tutuluyor. Sosyal medyada hükümeti övmek yahut huzurevine ziyarette bulunmak, başka bir deyişle hükümetin istediği gibi bir vatandaş olmak puan kazandırırken, sosyal medyada hükümeti eleştiren yorumlar yazmak, çevrimiçi oyunlarda hile yapmak gibi kötü davranışlar puan kaybettiriyor. Yüksek puanlı vatandaşlar vergi indirimi, hızlı terfi, düşük faizli tüketici kredisi gibi imkanlardan yararlanabilirken, puanları belirli bir sınırın altına düşen vatandaşlar sokaklardaki reklam panolarında isimleri ve fotoğrafları gösterilerek ayıplanıyor, şehirlerarası uçak, tren ve otobüs bileti satın alabilmekten mahrum bırakılıyor. Çin örneği akıl, ahlak ve vicdan sınırlarını zorlayan sıra dışı bir vakayı işaret etse de dünya genelinde pek çok hükümetin belki daha az belki daha çok benzeri uygulamaları yapmaya muktedir teknolojik imkanları olduğunu ortaya koyuyor. Böylesi imkanlar devletin toplum üzerindeki etkisinin artmasına zemin hazırlayan herhangi bir olayda barışçıl amaçlarından sapıp muazzam bir sürat ve kararlılıkla belirli politikacıları iktidarda tutmaya yetkin araçlara dönüşebileceği için rejimlerin otoriterleşmesi yönünde kuvvetli bir eğilim yaratmaktadır.

    Tam da bu noktada, devletlerin genişlemesine meşruiyet zemini sağlayan Covid-19’dan bahsetmek yerinde olacaktır. Covid-19’un hayatımıza girmesi dünya genelinde hızlı ve etkili bir arz şoku tarafından takip edildi. Borsalarda meydana gelen sert düşüş ile kısa sürede firmaların nakit akışları alt üst oldu, bunu kaldıracak bilançosu olmayanlar iflasa sürüklendi ve bir o kadarı da kendisini uçurumun kenarında buldu. Dünya genelinde genişlemeci maliye ve para politikaları talep edildi, işletmeler sermayelendirilme istedi, karantina dolayısıyla iş yerleri kapatılan insanlar gelir desteği ve günün sonunda devletler ekonomik sisteme acil müdahale etmeye çağrıldı. Salgının sağlık etabında ise devletlerden (vergi toplayan) bir baba figürü edasıyla kamu politikaları üretmesi istendi, bu politikalar hangi ülkelerin vatandaşlarını ne ölçüde tatmin etti tartışılır, fakat bu yazı bağlamında bunların devletlerin toplum içindeki etkinliğini konsolide eden ve meşrulaştıran istekler olduğunu söylemekte bir beis yok. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda pandeminin özellikle ekonomi ve sağlık alanlarında vatandaşlara yardım çığlıkları attırarak devletin sorgusuz sualsiz teşrifine ortam temin ettiği anlaşılıyor.

    Pandemi ile ilgili göz önünde bulundurmamız gereken bir diğer nokta ise salgın şartları dolayısıyla dünyanın son süratle dijitalleşmeye doğru gidiyor olması. Şirket çalışanları, hükümet yetkilileri, öğretmenler, öğrenciler ve daha birçokları online iletişim uygulamaları aracılığıyla bir araya geliyor, toplantılarını dijital ortamda gerçekleştiriyorlar. Bu noktada “network etkisi” kendisini hatırlatıyor ve daha önce açıkladığımız biçimde online iletişim hizmetlerine talip müşterilerin Zoom, Skype, Webex ve Hangouts gibi müşteri sayısı hali hazırda bol olan bir avuç uygulama/firma etrafında toplanmasına neden oluyor. Bu da bizi tekrar kişisel verilerin güvenliğine dair şüphelerle ve gözetim tehdidinin mevcudiyeti ile karşı karşıya bırakıyor. SpaceX, Google ve NASA’nın gizlilik ve güvenlik endişeleri nedeniyle kendi ofislerinde Zoom’u yasaklaması bu tür endişeleri artırıyor.

    Esasen hikâyenin ana fikri çok açık: İnternet ve onun tekelci çatısı altında devleşen telekomünikasyon şirketleri devletlerin genişlemesi için meşru bir zemin ortaya çıktığı taktirde otoriterleşmeyi kolaylaştıracak ve sürdürülebilir kılacak teknolojilerin gelişimini mümkün kıldı. Covid-19 ise devletlerin genişlemesi için gerekli olan meşru zemini ortaya çıkardı. İnternet ile Covid-19’un uğursuz kaçamağının, genişleme fırsatını bulduğunda internetin nimetlerinden yararlanarak toplum üzerindeki tahakkümünü ve denetimini arttırma şansını kaçırmayacak devletlere bu fırsatı ve nimetleri sağladığını görmek zor değil.

    Fotoğraf: Govind Krishnan


    Referanslar

    • Foster, John Bellamy, and Robert W. McChesney. “The Internet’s Unholy Marriage to Capitalism.” Monthly Review, 14 May 2016, monthlyreview.org/2011/03/01/the-internets-unholy-marriage-to-capitalism/.
    • Griffin, Andrew. “Elon Musk’s SpaceX Bans Zoom Video Chat App Over Security and Privacy Concerns.” The Independent, Independent Digital News and Media, 2 Apr. 2020, www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and- tech/news/spacex-zoom-elon-musk-video-chat-security-privacy-coronavirus-a9441591.html.
    • Jones, Katie. “The Game of Life: Visualizing China’s Social Credit System.” Visual Capitalist, 20 Sept. 2019, www.visualcapitalist.com/the-game-of-life-visualizing-chinas-social-credit-system/.
    • Zemmel, Charlotte. “To Do ‘No Harm’? the Rise of Paternalism in the Era of a Pandemic.” Bluesci, 24 Apr. 2020, www.bluesci.co.uk/posts/to-do-no-harm-the-rise-of-paternalism-in-the-era-of-a-pandemic/.
    • Sherman, Justin. “How Authoritarian Regimes Use the Internet to Exert Control Over Citizens.” Pacific Standard, 25 June 2019, psmag.com/social-justice/how-digital-authoritarianism-is-spreading. 
    • Wolff, Michael. “The Web Is Dead. Long Live the Internet.” Wired, Conde Nast, www.wired.com/2010/08/ff-webrip/.
    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker?
    Sonraki İçerik Trump: Narsistik Lider ve Kitle Hareketleri | Fatih Bora Ekim & Rüveyda Çelenk | Politik Psikoloji#1

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}