Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Grand Strateji ve Biden Dönemi ABD’nin Türkiye Dış Politikası
    Forum

    Grand Strateji ve Biden Dönemi ABD’nin Türkiye Dış Politikası

    Ferhat Zabun11 Kasım 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Joe Biden, ABD’nin 46. Başkanı seçildi. Dış politikada, ilk etapta Trump’ın yıkmış olduğu uluslararası prestiji tekrar kazanmak için belli adımlar atacağının mesajlarını Delaware’de başkan olduğunu açıklarken verdi. Şu anda Türkiye açısından asıl soru ise Biden döneminde ABD’nin Türkiye dış politikası nasıl olacak. Biden’ın Erdoğan karşıtlığını Ocak ayında vermiş olduğu mülakatta ne olursa olsun muhalefetin desteklenmesi gerektiğini belirtmesinden anlayabiliyoruz. Bunun dışında direkt olarak ABD’nin yeni dönem Türkiye dış politikasının ayrıntıları henüz net olmasa da genel olarak ABD’nin izlemiş olduğu grand stratejiden ve Biden’ın genel dış politika ajandasından belli çıkarımlar yapmak mümkün. Yazının devamında tarihsel düzlemde ABD’nin izlemiş olduğu grand stratejiyi açıkladıktan sonra Biden’ın dış politikada liberal hegemonya stratejisi özelinde nasıl bir yol izlemeyi planladığını anlatıp bu yeni yol haritasından Türkiye’nin nasıl etkilenebileceğiyle alakalı fikirlerimi belirteceğim.

    Tarihsel olarak ABD grand stratejisi

    İlk olarak grand strateji ne demek sorusuyla başlayalım. Grand strateji, bir ulus-devletin güvenliğini sağlamak için oluşturduğu büyük stratejiye deniyor[1]. Güvenlik dediğimiz zaman genel odak noktası egemenlik, emniyet, bölgesel bütünlük ve bir ülkenin sistemdeki güçler dengesi içindeki pozisyonu üzerine kurulu. İkinci önemli husus ise grand strateji ile dış politika arasındaki fark. Genel olarak farklı başkanlar farklı dış politika anlayışlarına sahip olabilirler. Dolayısıyla, başkanlar değiştikçe ülkelerin dış politikalarında değişimler gözlemleyebiliriz. Trump dönemi ile Obama dönemi dış politikalarını karşılaştırdığımızda bu farkı açıkça görüyoruz. Fakat, dış politikalar başkanlarla birlikte değişse bile genel anlamda belli bir grand strateji çerçevesinde kalıyor. Kısaca, grand stratejiler uzun süreli dış politika paradigmaları iken, dış politikaya belli bir grand strateji içinde devletlerin başka devletlerle ilişkileri diyebiliriz.

    ABD özelinde grand strateji tartışmaları genel olarak 2. Dünya Savaşı sonrası döneme odaklanıyor. 2. Dünya Savaşı öncesi döneme baktığımızda ABD’nin dış politikası daha çok yalnızcılık (isolationism) politikası üzerinden ilerlerken, Soğuk Savaş’ın başlamasıyla beraber genel tartışma çevreleme politikası üzerine odaklanıyor. Soğuk Savaş’ın başından itibaren ABD dış politikasının fiziksel olarak Sovyetler Birliği’ni, ideolojik olarak ise komünizmi çevreleme üzerine ilerlediğini Truman doktrini, Marshall planı, Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı örnekleriyle açıklamak mümkün. Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonrası ise ABD başkanına ulusal güvenlik yardımcılığı yapan Anthony Lake’in “Çevrelemeden Genişlemeye” isimli raporuyla beraber yeni bir grand stratejiye geçildiğinin sinyallerini görüyoruz[2].

    Bu dönemde genel olarak dört ihtimal üzerinden grand strateji tartışmaları ilerliyor: yeni yalnızcılık (neo-isolationism), seçici angajman (selective engagement), ortaklaşa güvenlik (cooperative security) ve üstünlük stratejisi (primacy). Ortaya çıkan ve Trump dönemine kadar ABD’nin uyguladığı liberal hegemonya stratejisi genel olarak ortaklaşa güvenlik ve üstünlük stratejisi fikirleri üzerine kurulu[3]. Liberal hegemonya stratejisinin üç temel ayağı bulunmakta. Demokratik değerlerin yayılması, mümkün olduğunca fazla ülkenin uluslararası kurumlara entegre edilmesi ve market ekonomisi. Bu üç temel ayak üzerinden asıl amaç ise ABD’nin ulusal güvenliğinin sağlanması. Bu grand strateji içinde ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit unsurları ise batık devletler (failed states), haydut devletler (rogue states) ve liberal olmayan devletler.

    Clinton, Bush ve Obama dönemi dış politikaları genel anlamda birbirinden çok farklı olmasına rağmen farklı seviyelerde liberal hegemonya stratejisi çerçevesinde ilerledi diyebiliriz. Trump ise bu stratejiden büyük bir sapma yaşadı. Demokratik değerlerin yayılmasını geçelim, ABD iç siyasetinde otoriterleşme tandansları gördük. Uluslararası kurumlara diğer devletlerin entegre edilmesinin aksine, Trump birçok uluslararası kurumla ABD’nin bağlantısını kopardı ya da azalttı. Genel olarak Trump’ın dış politikasının fikirsel olarak ortaklaşa güvenlik ve üstünlük stratejisinden ziyade seçici angajman ve yeni yalnızcılık üzerinden ilerlediğini söylemek mümkün. Biden ise Trump’ın hem iç hem de dış politikada yarattığı bu sorunları çözmeye yönelik bir ajandayla geliyor[4]. Dış politikada ana amaç uluslararası ilişkilerde ABD’nin bozulan karizmasını düzeltmek ve üstünlük stratejisi odaklı ilerlemek. Aynı zamanda, uluslararası kurumlarla tekrar angaje olarak ortaklaşa güvenlik paradigmasını NATO üzerinden tekrar canlandırmak istiyor.

    Biden’ın muhtemel dış politikası ve Türkiye

    ABD’nin liberal hegemonya stratejisinin Türkiye’yi ilgilendiren kısmı ise, Türkiye’nin demokratik ve liberal değerlerden uzaklaşması ve bir NATO üyesi olarak Rusya’yla olan yakın askeri iş birliği. Zaten kendisi demokratik değerlerden uzak olan ve uluslararası kurumlara pek önem vermeyen Trump döneminde, Türkiye’nin liberal ve demokratik değerlerden giderek uzaklaşması ve Rusya’yla yakınlaşması ABD tarafında beklendiği kadar büyük tepkiler yaratmamıştı. Biden ise demokratik ve liberal değerlerin yayılması ve uluslararası kurumlarla tekrar angaje olma söylemi üzerinden başkanlığını kazanmış durumda. Bu çerçevede ABD-Türkiye ilişkileri Biden döneminde Trump dönemine göre daha sert geçecek diyebiliriz.

    Biden başkanlığının ilk yılında demokrasi zirveleri düzenleyerek ABD dışı ülkelerde yolsuzluğa, otoriterleşmeye ve insan haklarına karşı yeni bir program başlatmayı düşünüyor. Bu üç ana konuya baktığımızda ise Türkiye’nin bu zirvelerdeki asıl odak noktalarından birisi olacağı öngörülebilir. Öncesinde başlamış olmasına rağmen Erdoğan’ın ustalık dönemiyle beraber son 10 yıldır giderek otoriterleşmesi, 17-25 Aralık süreci ve sonrasında daha çok haberdar olduğumuz ve devletin üst tabakalarında kendini gösteren yolsuzluklar ve sayısız insan hakları ihlalleri yüzünden AİHM’le arası iyi olmayan bir Türkiye, yukarıda bahsettiğim liberal hegemonya stratejisi çerçevesinde ABD’ye tehdit oluşturan illiberal devletler statüsündeki devletlerden birisi olarak görülebilir.

    ABD-Türkiye ilişkilerinde ikinci muhtemel sorun ise Türkiye’nin NATO’dan uzaklaşması sorunu. Trump’ın aksine Biden ABD’nin NATO gibi güvenlik ittifaklarında daha etkin olması gerektiğini savunuyor. Özellikle tek kutuplu sistemden çok kutuplu sisteme geçiş döneminde olduğumuz için ise bu tarz güvenlik kurumlarının önemi ABD için daha da artıyor. NATO’nun içindeki en büyük ikinci orduya sahip olan Türkiye gibi bir ülkenin kuruma bağlılığının azalmış olması ise yeni Soğuk Savaş’a girmeden önce çözülmesi gereken bir sorun. Bu noktada Biden’ın Türkiye dış politikasında askeri iş birliğini tekrar sağlama noktasında belli yaptırımlarla karşılaşmak mümkün.

    Sonuç Yerine

    Biden, ilk etapta ABD iç siyasetindeki otoriterleşmeyi çözdükten sonra, başka ülkelerde yükselen popülizm ve otoriterleşme dalgalarını çözme odaklı bir dış politikayla geliyor. Türkiye için iyi haber ise Biden’ın dış politika ajandasındaki en önemli maddelerden birisinin kişisel ilişkilerden ziyade diplomasi üzerinden dış politika yapılacağı vurgusu. Kulislerde Biden’ın COVID-19 ile uğraşmak zorunda kalacağı için dışişlerinin başına zaten çok tecrübeli olan birisini getireceği ve ilk etapta kontrolü dışişleri bakanlığına bırakacağı konuşuluyor. Hazır diplomasiye önem veren bir ABD başkanı göreve gelmişken, Türkiye’nin de ikili ilişkiler üzerinden bağlantı kurmak yerine diplomatlar sayesinde dışişleri bakanlığı seviyesinde ABD’yle diplomatik ilişkiler kurmaya çalışması uzun vadede ulusal çıkar açısından rasyonel bir yol olabilir.


    [1] Barry Posen, A New Foundation for US Grand Strategy, 2014.

    [2] Barry Posen, Andrew Ross, Competing Visions for US Grand Strategy, 1996.

    [3] Stephen Brooks, John Ikenberry, William Wohlforth, Don’t Come Home America, 2013.

    [4] https://joebiden.com/americanleadership/

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerik25 Senelik Hasret Bitti: Karabağ Azerbaycan’a Geri Döndü
    Sonraki İçerik Kendi Buzul Çağını Yaşayan Bir Toplum

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}