Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Çoğunluk Karşıtlığından Çoğunlukçuluğa: Anayasa Mahkemesinin Yargısal Aktivizm Portresi
    Forum

    Çoğunluk Karşıtlığından Çoğunlukçuluğa: Anayasa Mahkemesinin Yargısal Aktivizm Portresi

    Kadri İnce8 Ekim 20224 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Anayasa mahkemelerinin önüne gelen birçok sorunun siyasal nitelik taşıması, bu mahkemelerle parlâmentolar arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmasını hemen hemen kaçınılmaz bir hale getirmiştir. Bu çatışmadan hareketle ortaya çıkan yargısal aktivizm kavramı, anayasa mahkemelerinin siyaseti doğrudan ilgilendiren konularda, yasama organının işlemlerine karşı müdahale olarak sayılabilecek kararlarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu yönüyle kötü bir kavram gibi algılansa da yargısal aktivizmin olumlu etki doğurduğu örnekler de vardır. Anayasa yargısı tarafından yerine getirilen anayasaya uygunluk denetimi, anayasanın yorumlanmasını ve ona belli bir içerik kazandırılmasını gerektirdiğinden yapılacak incelemenin “amaç ve ideolojik” eksenli veya “hak ve özgürlük” eksenli olmasına göre yargısal aktivizm iyi veya kötü olarak değerlendirilebilir.

    Anayasa yargısının var olduğu ülkelerde yargısal aktivizm oldukça sık rastlanılan bir durum olmakla beraber sorun Türkiye’de farklı bir nitelik taşımaktadır. Çünkü Türkiye’de Anayasa Mahkemesinin aktivizmi, temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi yolunda bir aktivizm değil, “devletin temel değerlerini ve çıkarlarını korumaya yönelik” bir aktivizmdir. Geçmişte verilen 367 kararı, başörtüsü yasağı kararı, Fazilet Partisi kararı ve özelleştirmelerle ilgili birtakım kararlar, Türkiye’deki bazı yargısal aktivizm örnekleri olarak sayılabilir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarında genellikle, anayasanın devletin temel niteliklerini tanımlayan ve değiştirilmesi mümkün olmayan ilk üç maddesinde toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet gibi, yargısal aktivizme elverişli geniş ve muğlak kavramları kendisine dayanak almaktaydı. Kamu vicdanını yaralayan bu kararlar yasama çoğunluğunun iradesine karşı alındığı için toplumun bir kesimi tarafından çoğunluk karşıtı aktivizm olarak eleştirilirdi. Toplumun taleplerini göz ardı eden bu yargısal aktivizm macerası, iptal kararlarının ardından genellikle yasama tarafından anayasal değişiklik yapılarak aşılırdı.

    Yargısal aktivizm, özellikle 2007’den bu yana Türkiye’de sıklıkla tartışılan bir kavramsa da son zamanlarda bu kavram adeta unutuldu. Bu durumun altında yatan en önemli neden, siyasetle doğrudan ilişkili yasalara ilişkin kararlarında Anayasa Mahkemesinin yasamayla ters düşmemesi, farklı bir tutum almaması veya alamaması durumudur. Oysa yargısal aktivizm, yalnızca yasama işlemlerinin geçersiz kılınmasıyla sınırlı bir kavram değildir. Anayasaya aykırı olan ve bu nedenle iptali gereken bir yasama işleminin hiçbir yaptırıma maruz kalmaması durumunda da aktivist bir yargısal tutumun varlığından söz etmek gerekir. Çoğunlukçu aktivizm dediğimiz bu durumda, meclis çoğunluğunu elinde bulunduran grup ile anayasa yargıçlarının aynı siyasi eğilimlere sahip olmaları, sağlıklı bir denetim yapılmasını engellemektedir.

    Geçmişte Anayasa Mahkemesinin “seçilmiş organlar üzerindeki tahakkümü” olarak eleştirilen yargısal aktivizm, günümüzde adeta tersine bir biçimde seçilmiş organların mahkeme üzerindeki tahakkümü şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

    Anayasa Mahkemesi bir yönüyle aynı yerinde durmaktadır: müesses nizamın bekçiliği. Ancak bu işlevi, önceden olduğu gibi siyasal iktidarın siyasal tercihlerini etkisiz kılarak değil, aksine anayasaya aykırılık kararı vermesi gereken noktalarda sessiz kalarak yerine getirmektedir. Son yıllarda verilen infaz yasası, çoklu baro düzenlemesi kararları bu duruma örnek gösterilebilir.   

    Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi CHP’nin, 7393 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un seçim kurullarının oluşumunu düzenleyen 5 ve 6’ncı, cumhurbaşkanını propaganda yasakları dışında tutan 11’inci ve seçim kurullarının 3 ay içinde yenilenmesini öngören 12’nci maddelerinin iptali için yapılan başvuruyu oy çokluğuyla reddetti.

    İptali istenen düzenlemeye göre seçim propagandası yasakları, bakanları kapsarken cumhurbaşkanını kapsamamaktadır. Parlamenter sistem yürürlükteyken bir siyasi partinin genel başkanı olması nedeniyle seçim yasakları başbakanı da kapsıyordu. Hâlbuki mevcut haliyle cumhurbaşkanı, parlamenter sistemdeki başbakanın çok daha güçlü karşılığı olan bir pozisyona sahip. Bu doğrultuda, bir siyasi parti lideri olan cumhurbaşkanının da propaganda yasağına tabi tutulması gereğinin ayırdına varabilmek için derin bir hukuk bilgisine sahip olmak gerekmediği açık. Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğunun, tüm siyasi liderler susarken cumhurbaşkanının devlet kaynaklarıyla kendisine oy isteyebilmesini hangi gerekçeyle anayasaya uygun bulduklarını gerekçeli karar açıklandıktan sonra öğreneceğiz.

    Neredeyse kurulduğu günden bu yana Anayasa Mahkemesinin yargısal aktivizm içinde sayılabilecek kararlarına bakıldığında çoğunlukla mevcut rejimlerin devamına hizmet ettiği, -yasamanın yanında veya karşısında durması fark etmeksizin- kamu vicdanını yaraladığı görülmektedir. Anayasa Mahkemesi, yargısal aktivizmini -birkaç istisna dışında- Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda kullanmamıştır. Bu 367 kararında da böyleydi, cumhurbaşkanının propaganda yasağında da böyle. Aradaki fark ise şu: Eskiden Anayasa Mahkemesinin topluma rağmen verdiği kararlar anayasal düzenleme, parlamento içi ittifaklar gibi formüllerle aşılırken günümüzde, sessiz kalarak desteklediği hukuksuzluklara karşı henüz bir çözüm üretilemedi.

    Olayların çeşitliliği ve anayasa metinlerinin zaman zaman yoruma muhtaç olması nedeniyle anayasa yargısının kararlarıyla yargısal aktivizme girip girmediği ve bu kararların niteliği her zaman tartışmaya açık olacaktır. Eleştirilmesi gereken konu Anayasa Mahkemesinin kararlarının, hak ve özgürlük perspektifi yerine amaçsallıktan ve ideolojik yaklaşımdan kopamamasıdır.

    Anayasa Mahkemesinin sorunu sadece yargı bağımsızlığı ve yargının siyasallaşması şeklinde açıklanamaz. Evet, hakimlerin mesleğe kabulünden, üyeliğe atanma sürecine kadar liyakatsizliğin hüküm sürdüğü ve siyasallaştığı bir ortamda, Anayasa Mahkemesinin mevcudiyetini sağlayan siyasal otoriteye karşı etkili bir denetim yapamayacağı açıktır. Ancak sorun bununla sınırlı değildir. Sorun, Anayasa Mahkemesinin kurumsal hafızasında kendisini “rejimin muhafızı” olarak görmesinde yatmaktadır. Anayasa Mahkemesi rejimin değil, doğrudan anayasanın, insan hakları ve demokratik düzenin savunucusu bir mantıkla hareket etmelidir.

    Fotoğraf: Anthony Garand

    Hukuk L2 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSmile | Sinekritik #62
    Sonraki İçerik Bir Rüya İçin Ağıt (2000)

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Dünya Gündemi: Ukrayna’nın Örümcek Ağı Operasyonu ya da Rusya’nın Pearl Harbor’u

    3 Haziran 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de İşgücü Piyasası: Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan Belli midir?

    2 Haziran 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}