
Avrupa Premier Ligi: Yine, Yeni, Yeniden…
Global dünya ekonomisinde en ufak bir daralma, bir kriz meydana geldiğinde, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi spor endüstrisi de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Harcamalar kısılıyor, yeni gelir modelleri yaratılıyor, organizasyon yapıları yeniden şekillendiriliyor.
Avrupa’nın dev kulüpleri de her ekonomik kriz dönemi bir araya gelerek kendi özerk liglerini kurmayı planlarlar. Covid pandemisi sürecinde yaşanan ekonomik daralmada da bu senaryo değişmedi ve “Avrupa Premier Ligi” fikri yeniden manşetleri süsledi.
Geçtiğimiz hafta İngiliz basınında gündeme gelen “Büyük Resim Projesi”, İngiltere Premier League (EPL) yönetimi tarafından ivedilikle reddedilmişti. Bunun hemen ardında da bu hafta, gazetelerin manşetleri “Avrupa Premier Ligi” projesi ile şekillendi. Bayern Münih, Manchester United ve Liverpool’un öncülüğünde planlanan “Avrupa Premier Ligi” ile Avrupa’nın beş büyük liginden elit takımları bir araya getirme düşüncesi yatıyor. Tüm bir sezon boyunca bu elit takımların birbiri ile vereceği mücadele ile de devasa bir futbol ekosistemi yaratılması hedefleniyor.
Avrupa futbolunda en büyük yayın, sponsorluk ve maç günü gelirleri TOP5 (Premier League, La Liga, Serie A, Bundesliga, Ligue 1) takımlarına aittir. Bu kulüpler sahip oldukları önemli ekonomik kaynakları yönetirken yarışmacı yapılarına da bağlı olarak yüksek riskli harcamalar gerçekleştirirler. Bu yüksek harcamalar, pandemi süreci gibi öngörülemeyen kriz dönemlerinde, bu elit kulüpleri büyük zararlara uğratır.
Covid-19 pandemi süresince azalan ve hatta yok olan gelir kalemleri, elit takımların ulusal lig organizasyonlarından ayrılıp kendi özerk liglerini kurma düşüncelerini seslendirmelerine imkân tanıdı.
UEFA her üç yılda bir büyük sistem değişiklikleri yapar. Bu süreçte her üç yılda bir “Avrupa Premier Ligi” fikri yeniden yeniden Avrupa futbol kamuoyunun gündemine gelir. Tekrar tekrar ısıtılıp önümüze konan iştah açıcı bir yemek misali.
2018-21 dönemi bu sezon sonu itibari son bulacak ve 2021-24 dönemi başlayacak. Bu yeni dönemde, yeni bir UEFA organizasyonu oynatılmaya başlanacak; adı da Konferans Ligi.
UEFA, bu üç yıllık dönem faaliyetleri hakkında karar alma sürecinde Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) ile yakın müzakerelerde bulunur. Müzakereler sonucunda ECA’nın talepleri UEFA tarafından çoğuna kabul edilir.
ECA, Avrupa’nın tüm elit kulüplerini ve UEFA organizasyonlarında boy gösteren diğer orta ve küçük ölçekli takımları bünyesinde barındıran bir lobi kuruluşudur. Buna rağmen, ECA son yıllarda bir hayli güç kazandı. ECA, UEFA Yönetim Kurulu’na iki üye birden vererek; birliğin karar alma süreçlerine etki edebilme imkânı da kazandı. ECA’nın UEFE üzerindeki bu etki gücü sayesinde kulüplere ödenen televizyon yayın payının arttırılması, ödül meblağlarının yükseltilmesi ve TOP5 liglere daha fazla kota verilmesi gibi imtiyazlar elde edildi.
“Avrupa Premier Ligi” her ne kadar teoride mükemmele yakın bir proje fikriymiş gibi dursa da pratikte pek de öyle olduğu söylenemez. Futbol kalitesi ve eğlencesi anlamında büyük vaatler içeren bu proje, sürdürülebilirlik ve istikrar anlamında hala soru işaretleri barındırıyor. “Avrupa Premier Ligi”nin hayata geçebilmesi için öncelikle ligin ekonomik alt yapısının inşa edilmesi gerekli. Yüksek oranlı yatırım fonlarının bulunup toplanması gerekiyor. Eğlence ve spor endüstrisinin pandemi nedeniyle böylesi bir küçülmeye gittiği dönemde kısa vadede böylesi büyük yatırımların toplanabilmesi pek de olası değil. Üstelik FIFA çatısı altında, UEFA’nın sağladığı ekonomik ve sportif rekabet güvenceleri ile mücadele ederken hiçbir kulüp böylesi bir riski bu dönemde almak istemez.
Öyle görünüyor ki “Avrupa Premier Ligi” proje fikri ile yaratılan gündem, aslında ECA’nın UEFA’dan birtakım imtiyazlar elde etmek için kullandığı bir lobi çalışması.
“Avrupa Premier Ligi”, her ne kadar oyunun güzelliğine inanan romantik futbol seyircisinin hayallerini süsleyen bir fikir olsa da; endüstriyel futbolun menfaatlerini şekillendiren bir oyuncak misali, Avrupa futbol kamuoyunun gündeminde daha uzunca bir süre yer edecek.
Fotoğraf: Jannik Skorna
Paylaş
Yazarın diğer içerikleri

Sporda Zor Zamanlar: 2020
2020 yılı insanoğlu için pek çok zorlukla geride kalmak üzere. Doğal afetler, kazalar, yıkımlar, ölümler ve tabii ki korona virüs… İnsanoğlunun bu zor ve sıkıntılı zamanları belki de en çok spor endüstrisini etkiledi. Eğlence sektörünün bir ürünü olarak spor; korona virüsün yaşamlarımıza taşıdığı zaman, mekân, rekabet ve etkileşim kısıtlamaları ile

Futbolda Irkçılığa Türk Gözlüğü
Son dönemlerde Dünya genelinde yükselişe geçen milliyetçi ideolojiler, ırkçı söylem ve davranışların daha da şiddetlenmesine neden oldu. Bu ırkçı eylemlere en son maruz kalan kişi ise İstanbul Başakşehir FK yardımcı antrenörü Pierre Webó oldu. Bu olay global ölçekte de büyük bir ses getirdi. Taraftarların veya yöneticilerin ırkçı söylemlerine veya davranışlarına

Arap-İsrail İlişkilerine Futbol Açılımı
On yıllardan beri gerginliğine ve şiddetine tanık olduğumuz Arap-İsrail ilişkileri, 2020 ile birlikte daha barışçıl bir hal almaya başladı. BAE, Bahreyn ve İsrail arasında Eylül ayı başında imzaladıkları normalleşme anlaşmaları sürecin daha hızlı yürütülmesini sağladı. İsrail ile Arap ülkeleri arasında imzalanan yeni iş birlikleri, sürecin sürdürülebilir hale gelmesi adına son

Diego Maradona: Futbola “Küçük Bir Siyah Nokta” Koydu
Eşsiz futbol yeteneği ve profesyonel kariyerinin yanı sıra, kaotik yaşamı ile tüm dünyanın ilgisini üzerinde toplayan bir adam… Siyasi duruşu ve söylemleri ile toplumsal konulara ilgi gösteren, hatta yön veren bir vatansever, bir dünya vatandaşı… Kimden mi bahsediyorum? Diego Armando Maradona’dan… O sahadayken, her birimiz için mutlu olmaya değer bir

Formula 1’in Start-Finish Düzlüğü: Türkiye GP’si
9 yılın ardından Formula 1 heyecanı, bugün bir kez daha Türkiye’de yaşanacak. Kamuoyunda, herkeste çok büyük bir heyecan hâkim. Dünya’nın en hızlı arabaları, en hızlı pilotları, son teknolojiler ile yeniden İstanbul’da sahne alacak. Bu hafta bu yazı ile birlikte 2020 Türkiye Grand Prix’i öncesindeki son detayları sizler için aktarmaya çalışacağız.

Bir Kız Çocuğunun Tutku Dolu Oyunu: Futbol
Türkiye’de kadınlar ekonomik, sosyal ve toplumsal pek çok alanda hem psikolojik hem de fiziki zorluk ya da kısıtlama ile baş etmek durumunda kalıyorlar. Bu durum spor endüstrisinde de böyle. Erkek egemen bir endüstride, kadınlar var olma mücadelesi verirken çok daha kısıtlı imkanlar ile çok daha büyük başarılar elde etme durumunda

Asıl Engel Sistemsizlik: Türkiye’de Engelli Sporu
Spor, özellikle engelliler için en önemli sosyal rehabilitasyon aracı. Ancak, Türkiye’nin devlet mekanizması engellilere bu hizmeti götürmekte son derece yetersiz kalıyor. Devlet engellilere sporu götüremediği gibi; engellilerin kişisel insiyatifler ile kendisine başvuru yapmasını beklemekle yetiniyor. Gelin hep birlikte ülkemizdeki engelli sporunun işleyişine göz atalım. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD),

Almanya’da Almanya Forması ile Almanca Konuşan Bir Türk Futbolcu: Emre Can
Türkiye A Milli Futbol Takımı, çarşamba akşamı Almanya’nın Köln şehrinde oynanan hazırlık maçında Almanya ile 3-3 berabere kaldı. Maçın sonunda ise skorun yanı sıra bir başka tartışma konusu daha vardı. O da Almanya Milli Takımı’nın Türk asıllı oyuncusu Emre Can’ın, yayıncı kuruluş TRT’ye Almanca demeç vermesiydi. Bu konu özellikle maçın

Türk Futbolunda “Reform”a İhtiyacımız Var
Türk kulüpleri, uluslararası müsabakalarda hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Perşembe akşamı Galatasaray’ın Glasgow Rangers’a elenmesi ile bu sezon Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden takım sayısı ikiye düştü. Şampiyonlar Ligi’nde Başakşehir FK, Avrupa Ligi’nde ise Sivasspor Türkiye’yi temsil eden takımlar olacak. Birbirinden güçlü rakiplerle karşılaşacak olan bu iki takımımızın, başarısız sonuçlarla

Sağlık İçin Spor ve Fizyoterapinin Önemi
Tüm Dünya’da profesyonel sporcuların kariyerleri, 20 sene öncesine oranla çok daha uzun bir sürece yayılmış durumdadır. Sporcular çok daha erken yaşlarda profesyonel olarak en üst düzeyde performans sergilemeye başlamalarına rağmen, çok daha uzun süre o sporun en üst rekabet seviyesinde performans gösterebiliyorlar. Bununla birlikte, profesyonel sporcuların emeklilik yaşları 5 ile