Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yapay Zeka, Devlet Kapasitesi ve Özgürlükler
    D84 INTELLIGENCE

    Yapay Zeka, Devlet Kapasitesi ve Özgürlükler

    Mustafa Kaymaz2 Mart 20235 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Devlet kapasitesi liberteryenleri bireylerin özgürlüklerini tam anlamıyla yaşayabilmesi için devletin güvenlik ve hukuk gibi temel kamu hizmetlerini sunabilecek kapasitede olması gerektiğini savunur. Dolayısıyla vatandaşlarının can ve mal güvenliğini temin etmekten, sözleşmelere uyulmasını sağlamaktan aciz bir devlet, piyasaya müdahale etmiyor (yahut edemiyor) olsa da bu görüşteki liberteryenler için ideal bir kamu otoritesi değildir. Bu da devletin özgürlükleri koruyacak, vatandaşların çözemeyeceği karmaşık sorunları çözecek kadar güçlü ancak özgürlükleri ihlal etmeyecek kadar da sınırlı olduğu bir modeli gerektirir. Bu açıdan yapay zeka teknolojilerindeki ilerleme devlet kapasitesi liberteryenleri için önemli fırsatların yanında ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.

    Büyük çaplı veri setlerine dayanarak karar verebilen algoritmalar olarak kabaca tanımlanabilecek olan yapay zeka büyük bir ivmeyle ilerliyor. Fotoğraflardaki yazıları tespit edip dijitalleştirmekten, yüz tanımaya, önceki alışkanlıklarımızdan dinleme veya izleme zevklerimizi öğrenip beğenebileceğimiz müzik ve videolar önermeye, pek çok alanda yapay zeka uzun bir süredir hayatımıza zaten yerleşmiş durumda. Benzer ilkelerden hareketle çok daha büyük veri setleri üzerinden eğitilen algoritmalar ise bugün müzik besteliyor, resim yapıyor ve hatta makale yazıyor. Öyle ki bu yazının bir kısmı openai grubunun piyasaya sürdüğü GPT-3 yazılımına İngilizce yazdırılıp yazar tarafından Türkçeye tercüme edildi. Yapay zekanın devlet kapasitesi açısından üç kritik alanı olan otonom silah sistemleri (OSS) ile dijitalleşmenin getirdiği gözetleme yazılım ve donanımları bunun yanı sıra vatandaş profilleme imkanları bireysel özgürlüklerin geleceği için de ciddi önem arz ediyor.

    OSS devlet kapasitesi liberteryenleri için benzersiz bir sorun teşkil ediyor çünkü bu sayede devletler şiddet tekelini “insan askerlere” gereksinim duymadan icra edebilir. Bu sistemlerin kilit noktalarında elbette insanlar bulunacaktır ancak devletlerin insan askerlere olan ihtiyacı giderek azalıyor. Bu da devletin büyüklüğü ve kapsamı açısından önemli bir kısıtın ortadan kalkması anlamına geliyor. Tarihsel bağlamda ulus devletin askerliğin bir vatandaşlık görevi olarak toplumun her kesimini (en azından erkekleri) kapsaması ile demokrasi ve insan haklarının gelişimi arasında sıkı bir ilişki olduğu göz önünde bulundurulduğunda çok az insana ihtiyaç duyacak devletlerin hangi yol ve araçlarla sınırlandırılabileceği liberteryenlerin çözüm sunması gereken büyük bir sorun. Petrol ve doğal gaz gibi doğal kaynaklardan elde edilen gelirler sayesinde vatandaşlarının vergilerine ihtiyaç duymayan devletlerin özgürlükleri ne kadar kolay sınırlandırabildiğine şahit olduk, oluyoruz. Yapay zekanın askeri teknolojilerde açtığı çığırla insan gücüne bile çok az ihtiyaç duyan devletlerin neler yapabileceği ciddi endişeler doğuruyor. Üstelik doğal kaynaklar belirli bölgelerde sınırlı kalırken kolaylıkla kopyalanıp farklı amaçlar için uyarlanabilen yapay zekada ise coğrafi sınır yok. Kısacası tüm devletlerin birer Suudi Arabistan olma potansiyeli var.

    İzleme ve gözetleme de yapay zeka teknolojilerinin devlet kapasitesinin özgürlükler aleyhine ciddi anlamda büyümesini sağlayabileceği bir başka alan. Özellikle pandemiyle mücadele adı altında son iki yılda hayatımıza giren uygulamalar önemli tüm faaliyetlerimizin dijital ortamda kayıt altına alınmasına ivme kazandırdı. Bu da devletlerin ve büyük şirketlerin bireylerle ilgili önemli bilgileri kolayca toplayıp işlemesini sağlıyor. Bireylerin özel hayatının gizliliğine ciddi tehdit oluşturan bu teknolojiler “gözetleme devletine” de zemin hazırlıyor.

    Dijitalleşmenin hayatımızı kolaylaştırdığı aşikar. Kredi kartlarının bile demode olup yerini akıllı telefonlara yüklenen elektronik cüzdanlara bıraktığı günümüzde nakit taşıma ve bozuk para bulamama gibi dertlerimiz yok. Tüm finansal işlemler dijital ortamda kayıt altına alındığı için de kimse borcunu ya da bir ürünü sattığını inkar edemiyor. Fiziksel paranın giderek daha az kullanılması ve dijital ödeme sistemlerine bağımlılık servete el koymayı da oldukça kolaylaştırıyor. Örneğin, Kanada hükümeti pandemi kısıtlamalarını protesto eden tır şoförlerinin banka hesaplarını dondurmuştu. Bunun için bankalara talimat gönderilmesi yetmişti.

    Dijitalleşmenin ürettiği devasa veri setleri, yapay zeka modelleriyle bireylerin profilinin çıkarılmasına da imkan sağlıyor. Devletler bu teknolojileri potansiyel suçluları tespit edip izleyerek suç işlemelerini önlemek için kullanabileceği gibi siyasi muhalifleri, hükümetlerin uygun bulmadığı yaşam tarzına sahip olanları rahatça bulup faaliyetlerini kısıtlamak için de kullanabilir. Çin’de pilot uygulaması yapılan sosyal kredi sistemi ise bireysel özgürlük alanının tamamen yok edilmesi ve özel alan ile kamusal alan arasında hiçbir ayrım kalmaması anlamına geliyor. Bu sistem kabaca Çin Komünist Partisinin makbul gördüğü davranışlarda bulunanların ödüllendirilmesi, aksi davrananların ise cezalandırılmasını amaçlıyor. Puanı düşük olanların kamu hizmetlerine erişimi rahatlıkla kısıtlanabiliyor. Üstelik bu sistem tamamen otomatik bir şekilde işleyebiliyor. Dijitalleşme ve yapay zeka teknolojileri olmasa belki vatandaştan çok memura ihtiyaç duyulacaktı.

    Elbette tüm bu gelişmelerin olumlu potansiyelleri de var. Özellikle yapay zeka teknolojilerinin genele yayılması, bireylerin devlet ve büyük şirketler karşısındaki gücünü arttırıyor. Bu teknolojilere erişimin kolaylaşması, sıradan vatandaşlar ve küçük ölçekli sosyal ve ekonomik aktörler için özerk alanlar oluşturma, özel verileri daha iyi gizleme ve iş yapma maliyetlerini de ciddi anlamda düşürüyor. İnternetin yaygınlaşması; ticaret, bilim ve sanat alanlarındaki eşik bekçilerinin sıradan vatandaşla aralarına kurdukları duvarları kısmen de olsa yıkmıştı. Birçok insan online platformlarda satış yapma, bir bilim insanının, doktorun, gazetecinin veya avukatın iddialarının doğruluğunu çevrimiçi kaynaklardan kontrol etme, cebinde taşıdığı telefonla sanatını ve fikirlerini kitlelere ulaştırma imkanlarına kavuştu. Yapay zekadaki ilerlemeler bu süreci bambaşka boyutlara taşıma potansiyeli taşıyor. Örneğin, semptomlardan hastalığı teşhis edebilen veya en azından muhtemel hastalıklar kümesini yeterince daraltabilen ve bu doğrultuda hastayı gerekli testlere ve ilgili uzmanlara yönlendirebilen yapay zeka sağlık yazılımları, uzman ile sıradan vatandaş arasındaki bilgi asimetrisini önemli ölçüde azaltabilir. Benzer diğer bir durum da hukuk alanında anlaşmazlık ve hak taleplerini karmaşık mevzuatlara göre kolaylıkla çözebilen yazılımların, bireylerin hukuki pazarlık gücünü ciddi anlamda arttırabilecek olmasıdır.

    Sonuç olarak yapay zeka teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler; mevcut kurumsal yapıların, iş yapma tarzlarının, eğitim, güvenlik, hukuk ve sağlığın yeniden şekillenmesini zorunlu kılacak. Yeni kurulacak düzende bireysel özgürlüklerin ne seviyede olacağı hangi aktörlerin bu yeni imkanları ne ölçüde değerlendirdiğine bağlı olacak. Otomasyon sayesinde birçok ihtiyacımızı uzun saatler çalışmaya gerek kalmadan karşılayabilecek miyiz, yoksa bu teknolojileri tekelinde toplayan siyasi ve ekonomik aktörlerin insafına mı kalacağız? Otonom silah sistemleri savaşları anlamsız hale mi getirecek, yoksa yıkımın derecesini mi arttıracak? Vatandaşının insan gücüne ihtiyaç duymayan, gözetleme ve profilleme teknolojileriyle totaliter düzenler kuran devletler mi göreceğiz, yoksa bireylerin büyük ölçüde kendine yettiği, daha az çalışıp refah içinde yaşadığı daha ütopik toplumlara mı evrileceğiz? Bu sorulara doğru bir yaklaşım geliştirmek, bu teknolojilerin getirdiği fırsat ve tehditleri ayrı ayrı değerlendirmekten geçiyor gibi. Bu konuda bireysel özgürlüğü önceleyen herkesin düşünmesi, fırsatların özgürlük lehine nasıl değerlendirilebileceğini ve tehditler karşısında neler yapılabileceği konusunda sakin tartışmalar yürütmesi iyi bir başlangıç olacaktır.

    Fotoğraf: Gertrūda Valasevičiūtė

    Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikFütürizm, Savaş ve Estetize Edilen Şiddet
    Sonraki İçerik Neo-Liberalizmin Adayı Kim? | Masa #29

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    1 Mayis’ta, 10 Maddede Türkiye’de Emek

    1 Mayıs 2025 Burak Dalgın

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}