Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Dezenformasyon Yasasının Hukuki Değerlendirilmesi
    D84 INTELLIGENCE

    Dezenformasyon Yasasının Hukuki Değerlendirilmesi

    Gülşah Deniz Atalar28 Aralık 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye’de internet ve medya özgürlüğüne ilişkin kanun metinleri ne yazık ki kötü bir sicile sahip. Bu kötü sicil, iktidar partisi tarafından sürekli gündemde tutulan ve uzun zamandır ilgili komisyona gelmesi beklenen, kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen, 40 maddeden oluşan ve 5187 sayılı Basın Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere toplamda 23 adet kanunda değişiklik öngören, son yılların popüler yasa yapma tekniği olan “torba yasa” ile taçlandı. Teklifin komisyona gelmesi ile geçmesi çok hızlı oldu ve yukarıda yazılan birçok kanunda değişiklik yapan bu geniş metin, kamuoyundaki tartışmaları görmezden gelerek yasalaştı.

    Değişikliklerin hukuki durumunu değerlendirmeden önce sürecin işleyişini değerlendirmek daha doğru olacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin 27.10.2021 tarihinde basın ve ifade özgürlükleri ihlal edilmiştir notuyla kabul edilebilirlik kararı verdiği 2018/14884 başvuru sayılı kararın gerekçesi, 07.01.2022 tarih ve 31712 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandığında, hukuk dünyasında 5651 sayılı kanunun Dijital Mecralar Komisyonunda yeniden ele alınabileceği gibi bir düşünce doğurmuştu. Kararın sonuç bölümünde ifade ve basın özgürlüklerinin ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine dair kabul edilebilirlik kararı ile ihlallerin yapısal sorundan kaynaklandığı anlaşıldığından pilot karar usulünün uygulanmasına, yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesine ve aynı konuda yapılan ve karardan sonra yapılacak başvuruların incelenmesinin kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine de karar verildiği yazıyordu. Fakat TBMM bırakın bu karardaki yapısal sorunları çözmeyi, ilgili sorunları daha da çoğaltacak değişiklikler bütününü torba yasa tekniği ile kanunlaştırdı.

    Uzun zamandır üzerinde çalışıldığı ifade edilen teklif, ne yazık ki muhalefetin, sivil toplumun, üniversitelerin, bilim insanlarının yani konunun paydaşlarının dahil edilmediği bir süreç sonrasında Meclis’e sunuldu. Teklifin özellikle gazetecilik mesleğini doğrudan ilgilendirmesi fakat gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmasına Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Basın Konseyi ve Haber-Sen yaptıkları açıklamalarla tepki göstererek gazetecilerin görüşlerini içermeyen hiçbir teklifin dezenformasyona çare olamayacağını ifade etmelerine rağmen bu metin yasalaştı.

    Yasa, hazırlanış itibarıyla TBMM’nin yasama sürecindeki rolünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile azaldığının da bir göstergesi olmuştur. 2020 yılında 5651 sayılı yasadaki değişikliklere gösterilen tepkiler sonrasında kurulan Dijital Mecralar komisyonu dahi sürece şeklen dahil edilmiştir. Komisyonun kuruluş sürecinde ve bugüne dek gerçekleştirilen Komisyon toplantılarında -bir düzenleme yapılacaksa- Dijital Mecralar Komisyonu’nun bu sürecin yürütücüsü ve baş aktörü olmasının yasamanın bağımsızlığı ilkesi gereği elzem olduğu belirtilmiş olsa da ilgili değişiklikler komisyon önüne önceden hazırlanarak getirilmiştir. Teklifin Komisyona sevk edilmesinden 4 gün sonra Komisyonun toplantıya çağrılması, bu kadar kapsamlı ve teknik bir teklifin değerlendirilmesi için yeterli olmamıştır.

    Birçok kanunda değişiklik getiren bu torba yasa, zaten 5651 sayılı kanun sebebiyle yıllardır baskı altında olan internet ve medya özgürlüğüne bir darbe daha vurmuştur. Söz konusu yasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi’nin pilot kararı dikkate alınmadığı gibi, 5651 sayılı Kanun’daki ifade ve basın özgürlüğü ile çelişen uygulamalarına da dokunulmamış, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı’nın, dolayısıyla idarenin erişim engelleme/içeriğin çıkarılması yetkisinin daha da artırılması amaçlanmıştır.

    Değişiklikler sansür ve oto sansürü arttıran, ifade ve basın özgürlüğünü daha da daraltacak düzenlemeler barındırmaktadır. Dezenformasyonla mücadele ettiği iddia edilen yasada doğrudan ve dolaylı olarak bir dezenformasyon tanımı yapılmamaktadır. Öncelikle dezenformasyonun tüm dünyanın ortaklaştığı bir sorun olduğu açıktır. Özellikle sosyal medya ve şebeke üstü hizmet olarak değerlendirilen haberleşme araçlarında dezenformasyonun bir gerçeklik olduğu, bununla mücadele edilmesi gerektiği aşikardır. Fakat bu düzenleme halkın haber alma hakkını ve ifade özgürlüğünü engelleyecek, dijital hafızanın değişmesine yol açacak şekilde olmamalıdır. Keza dezenformasyon ile ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengenin korunabilmesi adına; dezenformasyon, “ciddi sosyal zarara yol açmak için kasten yayılan yanlış bilgi”; mezenformasyon, “kasıt olmaksızın yayılan yanlış bilgi”; malenformasyon ise “doğru olan ama zarar vermek gayesiyle kullanılan içerikler” şeklinde belirtilen tanımların yasa metinlerinde açıkça belirtilmesi gerekirken, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun tanımsız olarak metne girmesi, dijital okur yazarlık seviyesi çok gelişmemiş internet kullanıcılarından, siyasi haber takip eden aktif sosyal medya kullananlara kadar çok sayıda vatandaşın soruşturulmasına, yargılanmasına ve ceza almasına sebebiyet verecektir. Yasada fazlasıyla geniş tanımlanmış bir suç tiplemesi mevcuttur. Hangi bilginin ne düzeyde halkı yanıltıcı bilgi olarak değerlendirileceği büyük bir belirsizlik taşımaktadır. Söz konusu düzenlemede suçun manevi unsuru olarak “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saiki” öngörülmüştür. Kişiden kişiye, dönemden döneme değişmesi mümkün olan bu duygu durumlarının ölçülmesinin ve saikin belirlenebilmesinin hangi ölçütlere göre değerlendirileceği açık olmayan şekilde yazılan bu metin belirlilikten çok uzaktır. Kamu barışının bozulmasına elverişlilik ölçütü de son derece göreceli olup bunun cezai müeyyideye bağlanması, başta gazeteciler olmak üzere tüm halkın cezai tehdit altında bırakılmasına yol açmaktadır. Fakat sahte haberlere ve dezenformasyona karşı mücadelede, sert ve muğlak ceza kanunları bir araç olarak kullanılamaz. Ne yazık ki yasanın 29. maddesi; ifade özgürlüğü ve basın hürriyeti bağlamında bilgi ve fikir ile haber alma ve yayma haklarının ihlaline, vatandaş gazeteciliğinin ortaya çıkmasının önlenmesine, bir konuda kanaat ve kamuoyu oluşturulmasının engellenmesine, sansür oto-sansür uygulamasına, internetin özgürce kullanımının sınırlandırılmasına neden olacaktır. 1 yıldan 3 yıla kadar öngörülen hapis cezası, Anayasa’nın 19’uncu maddesinde yer alan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ölçüsüz bir müdahale yapılmasına sebep olacaktır. Öte yandan, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası aralığı; hükmün açıklanmasının geri bırakılması (Ceza Muhakemesi Kanunu Md. 231), hapis cezasının ertelenmesi (Türk Ceza Kanunu Md. 51) gibi kurumların şartlarının oluşmasını zorlaştırmaktadır.

    Ayrıca ilgili düzenleme anayasaya da aykırılık içermektedir. Anayasa’nın 2’inci ve 38’inci maddelerinde güvence altına alınan hukuk devleti ile suç ve cezaların kanuniliği ilkeleri uyarınca suç tipi, açık-net-anlaşılabilir-ulaşılabilir-öngörülebilir-objektif biçimde tanımlanmalıdır. Suç tipi, tamamen muğlak kavramlarla kaleme alınmıştır. Bu suç, yargının keyfi uygulamalarına neden olabilecek şekilde düzenlenmiştir. Kişi hangi somut eyleminin bu suçu oluşturacağını önceden hukuki kesinlik içinde tayin edemeyecek, davranışlarını buna göre şekillendiremeyecektir. Kişi, yaptığı her paylaşımda, söylediği her sözde, bu suçun faili konumuna düşme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

    Önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesince, ana muhalefet partisi olan CHP’nin ilgili yasanın anayasaya aykırı maddelerinin iptal edilmesi talebi görüşülecektir. Nereden bakarsanız bakın hukuksuz metinleri değil, hukuka uygun, meşru, belirli yasa metinlerini hak ediyoruz. Anayasa Mahkemesinin de bizim gibi düşünmesini umuyoruz.

    Fotoğraf: Sora Shimazaki

    Hukuk Medyaya Erişim Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerik2022 Genel Değerlendirmesi | Çavuşesku’nun Termometresi #139
    Sonraki İçerik Büyük Buhran ve Sonrası: Ekonomik Müdahale Neden Endişelendirdi?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Yazılar

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}