Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (10-16 Aralık 2024)
Esad’ın devrilmesi, Rusya’nın Orta Doğu’da ve Doğu Akdeniz’de Suriye merkezli kurduğu ve Afrika’ya kadar müdahale etme imkanı tanıyan düzeni yerle bir etmiş görünüyor. Son olarak Suriye’den gelen haberler, Rusya’nın Lazkiye’deki üssünden çekilmeye başladığını gösteriyor.
Öte yandan Ukrayna, Moskova’da gerçekleştirdiği bir suikast operasyonuyla Rus general Igor Kirillov’u öldürdü. General Kirilov Rusya Silahlı Kuvvetleri Radyolojik, Kimyasal ve Biyolojik Koruma Birliği Başkanlığı görevini yürütüyor ve Ukrayna tarafından kimyasal silah kullandığı gerekçesiyle savaş suçlusu olarak aranıyordu.
Bu hafta bu gelişmeler üzerinden, Rusya’nın Esad’ın devrilmesiyle birlikte küresel siyasette nasıl yeni bir pozisyon alacağına dair değerlendirmeler yapacağım.
Rusya Suriye’den Çekiliyor
Esad’ın devrilmesinden sonra Rusya’nın, Akdeniz için oldukça stratejik önemde olan ve Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Tartus ve Lazkiye’de bulunan askeri üslerinden çekilip çekilmeyeceği merak konusu olmuştu.
CNN International’ın iki ABD’li yetkili ve istihbarat konusunda bilgi sahibi Batılı bir uzmana dayandırdığı haberine göre Rusya, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’deki üslerinden büyük miktarda askeri teçhizat ve personel çekmeye başladı.
Açıklama yapan yetkililer Rusya’nın Suriye’den çekilmesini büyük ölçekli ve önemli olarak nitelendiriyor ve çekilmenin geçen hafta başladığının altını çiziyor. Ancak bu durumun kalıcı olup olmayacağının net olmadığını da vurguluyorlar.
ABD’li ve Batılı kaynaklar, Rus yetkililerin şu anda Suriye’de kontrolü elinde bulunduran ana isyancı grup Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Rusya’nın bazı kilit üslerinde kalmasına izin verecek bir tür müzakere anlaşmasına açık olup olmadığını belirlemeye çalıştığını öne sürüyor. Bu üsler arasında Rusya’nın Lazkiye’deki Hmeymim hava üssü ve Tartus’taki liman tesisi de bulunuyor.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov geçen hafta düzenlediği basın brifinginde Rusya’nın Şam’daki isyancılarla temas halinde olduğunu belirtmişti: “Sahadaki durumu kontrol edenlerle temasımızı sürdürmeliyiz, çünkü belirttiğim gibi orada tesislerimiz ve personelimiz var.”
ABD’li yetkililerden ikisi Rusların Suriye’deki deniz unsurlarını Libya’ya taşımaya başladığını söylerken, bir başka savunma yetkilisi de Moskova’nın Libya Ulusal Ordusu komutanı Halife Hafter’e, Rusya’nın Bingazi’deki bir liman üzerindeki hak iddiasını güvence altına alması için baskıyı arttırdığını belirtti.
Rusya, Libya’daki limanı kullanamaz ve Suriye’deki Tartus limanını da terk etmek zorunda kalırsa, NATO’nun güney kanadındaki deniz gücüne meydan okuyabilecek bir askeri varlıktan mahrum kalacak. Tartus’taki Rus limanı Rusya’nın Afrika ile ilişkileri bağlamında da önem taşıyor. Zira Rusya, bu limanı kullanarak Afrika’ya malzeme taşıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Cumartesi günü yaptığı açıklamada Rusya’nın geri çekilmesi konusunda yorum yapamayacağını söyledi. Ancak Pentagon Basın Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD uçakları için risk oluşturabilecek Rus hava savunma sistemlerinin artık ülke içinde kullanılmaması nedeniyle ABD’nin Suriye’de IŞİD karşıtı operasyonlar yürütmek için daha rahat hareket edebileceğini söyledi.
Rusya’nın hava sahasını kontrol etmesi, ABD’nin Suriye’de hava operasyonu düzenlemesini zorlaştırıyordu. Nitekim, Esad’ın düşmesinden bu yana ABD, Suriye’de IŞİD güçlerinin bulunduğunu iddia ettiği birçok noktaya hava saldırıları düzenledi.
Rus General Moskova’da Öldürüldü
17 Aralık Salı günü Igor Kirillov’un Moskova’nın göbeğinde, bir elektrikli scooter’a koyulan bomba ile Ukrayna istihbaratı tarafından öldürülmesi, savaşın başından bu yana Ukrayna’nın gerçekleştirdiği en iddialı hedefli saldırı gibi görünüyor.
Bu saldırı, Ukrayna istihbaratı için bir başarı olmakla birlikte başkentinde dahi önemli bir komutanını koruyamayan bir Rusya görüntüsü vermesi nedeniyle Putin yönetimi için oldukça can sıkıcı olsa gerek.
Donbas’ta oldukça kararlı bir şekilde ilerleyen ve önemli lojistik merkezlere giderek yaklaşan Rus ordusu, Kursk bölgesinde işgalini sürdüren Ukrayna’yı oradan çıkarmaya çalışırken, değişen savaş yöntemleri ile de başkentinde vurulmuş oldu.
Kirilov’un öldürülmesi Ukrayna’nın moralini yükseltse de Donbas’taki momentum Rusya’dan yana. Ayrıca Rus ordusu, kışın bu soğuk günlerinde Ukrayna’nın enerji ve altyapı merkezlerini hedef almayı da sürdürüyor.
Suriye’deki güçlerini de geri çeken Rusya’nın var gücüyle Ukrayna cephesine yükleneceğini tahmin etmek zor değil. Trump’ın koltuğa oturmasına kısa bir zaman kala hem Rusya hem de Ukrayna masaya oturmadan elini kuvvetlendirmenin her yolunu deniyor.
Kirilov’un, terör eylemine benzer şekilde bombalı bir saldırı ile Moskova’da öldürülmesi ve saldırıyı üstlenen Ukrayna’nın Kirilov’un savaş suçlusu olması nedeniyle meşru bir hedef olduğunu vurgulaması, savaş yöntemleri konusunda da dünyanın çok farklı bir noktaya geldiğini gösteriyor. Nitekim Ukrayna, bundan önce de Rus topraklarında Rus ordusunun yetkililerine suikastlar düzenlemişti.
İstihbarat yöntemleri Rusya-Ukrayna cephesinde hiç olmadığı kadar savaşın bir unsuru olarak kullanılıyor ve klasik cephe savaşı (drone savaşları örneğinde de gördüğümüz üzere) yerini çok farklı ve teknolojik yöntemlerin kullanıldığı savaşlara bırakıyor. Uluslararası hukukun zemini ise bu tür yöntemlere meşru gözle bakmaya imkan sağlamıyor. Nitekim, Kirilov ile birlikte asistanı da yapılan bombalı saldırıda hayatını kaybetti ve sivillerin yaşadığı bir bölge zarar görmüş oldu. Sanıyorum Rusya-Ukrayna Savaşı, savaşın tarifi ile birlikte uluslararası hukukun uygulanması konusunda da kalıcı değişikliklere ve tartışmalara yol açacak.
Kirilov’un bagajı ise oldukça fazla suçla doluydu. Rusya’nın radyolojik, biyolojik ve kimyasal koruma birliklerinin başı olan Kirillov’un, Ukrayna ve müttefikleri tarafından çatışmada özellikle yıkıcı bir rol oynadığına ve savaş alanında CS gazı gibi kimyasal maddelerin yaygın olarak kullanılmasından sorumlu olduğuna inanılıyordu. Kirilov ayrıca dezenformasyon konusunda da uzmandı ve savaşa Rusya içinde destek sağlamak konusunda büyük çabalar sarf ediyordu.
Rusya Bundan Sonra Neler Yapacak
Rus ordusu Donbas’ta ilerliyor. Stratejik bir şehir olan Pokrovks’a çok yaklaşmış durumdalar. Trump’ın gelmesiyle birlikte herkesin beklediği Rusya ve Ukrayna arasında kurulacak barış masasında, Donbas’ın Rusya’ya bir şekilde bırakılacağı ise artık kanıksanmış durumda.
Suriye cephesinde ise Putin yönetimi, ciddi bir itibar, para ve güç kaybına uğradı. 2015’te Suriye iç savaşına müdahale etmesiyle, Rusya’nın Orta Doğu’ya geri dönmesi olarak adlandırılan bu politika, Esad’ın devrilmesiyle çok ciddi bir darbe aldı.
Rusya bundan sonra Şam’ın yönetiminin yeni aktörü HTŞ ile görüşmeyi sürdürerek Suriye’deki bazı ayrıcalıklarını elinde bulundurmaya devam etmek isteyecektir. Libya’da bulunan askeri varlığını da güçlendirerek sağlama almaya çalışacaktır.
Rusya’nın, Trump’ın iktidara gelmesinden sonra tüm bu meydan okumalara nasıl cevap vereceği, küresel siyaset açısından belirleyici önemde olacak. Ben de takip edip sizlere aktarmaya devam edeceğim.