[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (25-31 Ekim 2022)
Özellikle son on yılda tüm dünyada popülist iktidarların yükselişine şahitlik ettik. Rusya’da Putin, Macaristan’da Orban, ABD’de Trump, Polonya’da Duda ve son olarak İtalya’da Meloni, popülizmin milliyetçi, yer yer ırkçı, aşırı sağcı ve yerleşik düzen karşıtı söylemleriyle kendini gösterdiği bir akım yarattı. Sosyal medyanın artan gücü, sosyal politikaların ülkelerin geniş toplum kesimlerinin ihtiyaçlarına yeterince cevap vermemesi, sınıf farklılıklarının 2008 ekonomik krizinden bu yana keskinleşmesi ve göç sorunu gibi nedenlerle popülist siyasetçilere at oynatacakları bir alan doğmuş oldu. Birçok popülist-sağcı akım bu alanı doldurmasını bildi. Ancak Trump’tan sonra Bolsonaro’nun da seçimi kaybetmesi, popülist iktidarların yükseliş trendinde bir gedik açtı.
69 yaşında olan Jair Bolsonaro 2018’de yapılan seçimleri kazanarak 2019 Ocak ayında başkanlık görevini devralmıştı. Emekli bir asker olan Bolsonaro kabinesinde birçok askere yer vermiş ve her fırsatta Brezilya ordusunun arkasında olduğunu vurgulamıştı. 4 yıllık başkanlık dönemi boyunca tartışma yaratan birçok otoriter uygulamanın önünü açarak Brezilya toplumunu ciddi şekilde kutuplaştırdı.
Özellikle pandemi sırasında aşı karşıtı tutumu ve insan hayatını tehlikeye atma pahasına pandemi önlemlerini etkin bir şekilde almaması sonucu Brezilya’da 700 bin kişinin hayatını kaybetmesi, Bolsonaro’nun desteğini azaltmıştı. Brezilya’daki yağmur ormanlarının tüm dünyada önlem alınmaya çalışılan iklim krizine rağmen tahrip edilmesi, solcu olarak bilinen bürokratların görevden alınması, hafif silahların kullanımının kolaylaştırılması, seçim sistemi ve seçim kurulu üyelerinin hedef gösterilmesi gibi popülist ve otoriter politikalar izleyen Bolsonaro, ülkesinin uluslararası kamuoyu nezdinde de itibarına büyük zarar getirmişti.
Brezilya ekonomisi, oluşan güvensizlik ortamı, hukuk devleti prensiplerinin çiğnenmesi ve pandemiyle mücadele edilememesi gibi sebeplerle ciddi bir kriz içindeydi. Bu koşullar altında 2 Ekim 2022 tarihinde yapılan seçimlerin ilk turunda Bolsonaro, yaklaşık yüzde 43.5 oy almış, ezeli rakibi Lula ise yüzde 48 civarı bir oy alarak birinci olmuştu. Ancak taraflar yüzde 50’yi geçemediği için seçim ikinci tura kalmıştı. İlk tur seçimlerinde anketlerin 10 puan kadar yanılarak Bolsonaro’nun oyunu tahmin edememesi, Brezilya’da aşırı sağ siyasetin sanılandan çok daha yerleşik bir hal aldığının da göstergesi olmuştu.
Luiz Inacio Lula da Silva Kimdir?
Luiz Inacio Lula da Silva Brezilya İşçi Partisi’nin lideridir ve eski bir sendika başkanıdır. 2003-2010 yılları arasında iki dönem başkanlık görevi yapan Lula, 2018 yılında yolsuzlukla ve para aklamayla suçlanmış ve hakkında 10 yıl mahkumiyet kararı verilmişti. Bu nedenle de 2018 seçimlerinde Bolsonaro’ya karşı aday olamamıştı. Sonrasında adil yargılanmadığı gerekçesiyle mahkumiyet kararı kaldırılan Lula, 580 gün hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuştu ve bu seçimlere girerek Bolsonaro karşısında kazanmasını bildi. Lula bu seçim zaferiyle oldukça başarılı bir geri dönüş hikayesine de imza atmış oldu.
50.9 oy alarak 49.1 oy alan Bolsonaro’yu ancak 1.8 puan farkla yenebilen Lula, başkanlığı döneminde uyguladığı sosyal politikalar ve yoksullukla mücadele programıyla ön plana çıkmıştı. Seçim propagandasında ülkedeki açlığı bitireceğini ve Amazon ormanlarını koruyacağını vadeden 77 yaşındaki Lula, seçimlerde diğer sol partiler ve merkez sağın desteğini alarak çok geniş bir toplumsal desteği arkasına aldı. Bolsonaro’dan nefret eden tüm kesimlerle birlikte geniş bir demokrasi ittifakı bu seçimlerde Lula’nın arkasında birleşti. Lula bu sonuçlarla ülkenin tekrar demokrasiye geçmesinden sonra seçim yoluyla 3. kez seçilen ilk başkan adayı oldu. Ancak tüm bunlara rağmen Bolsonaro kıl payı farkla seçimi kaybetti. Bu durum, popülist otoriter rejimlerin iktidardan düşürülmesinin ne kadar zor olduğuna dair bize çok şey söylüyor.
Bolsonaro Şimdi Ne Yapacak?
Bolsonaro ilk defa 2. dönemine seçilemeyen başkan adayı olarak da Brezilya tarihine geçmiş oldu. Bolsonaro olası bir seçim mağlubiyeti durumunda kullanmak için seçimlerden önce Brezilya seçim sistemine yönelttiği eleştirilerle solcular lehine seçimde hile yapılacağı imalarında bulunmuştu. Bolsonaro bu yolla, seçimden sonra kaybederse sonuçlara itiraz edebilmesinin yolunu yapmıştı. Seçimlerin üzerinden 2 gün geçmesine rağmen sessizliğini koruyan Bolsonaro’nun seçimi kaybettiğini açık bir şekilde ifade etmemesi ve Lula’yı arayarak tebrik etmemesi Brezilya’da endişeye neden oluyor ve politik tansiyonu arttırıyor.
Bolsonaro’nun seçim sonuçlarını kabul etmeyebileceğini düşünmüş olacaklar ki dünya liderleri, Lula’nın seçimleri kazanmasının ardından tebrik mesajları yayınladılar ve Lula’nın zaferinin meşruiyet kazanmasına destek oldular. Biden ve Macron seçim sonrası hemen Lula’yı tebrik ederek Brezilya’nın demokratik bir seçim yaptığını ifade ettiler. Bolsonaro kabinesinden bazı isimlerin seçim sonucunu kabul edeceklerine dair açıklamalarına rağmen Bolsonaro’nun sessizliğini koruması ve ordunun Bolsonaro’yu desteklediğinin bilinmesi, 1 Ocak 2023’te gerçekleşmesi gereken başkanlık devrine kadar olan sürede Bolsonaro ve takipçilerinin askeri darbeye kadar giden yöntemler deneyebileceğini akla getiriyor ki Bolsonaro’nun iktidarı boyunca yaptıklarını düşününce önümüzdeki 2 aylık süreçte Brezilya’nın oldukça sancılı günler yaşayacağını tahmin etmek güç değil.
Nitekim seçim sırasında yaşananlara dair bazı iddialar da endişeleri arttırıyor. Lula’nın oy deposu olarak görülen Brezilya’nın kuzey doğusunda askerlerin kontrol noktaları kurarak seçmenleri oy kullanmaya göndermediği ve yaklaşık 3 milyon kişinin oy kullanamadığı bu iddialar arasında. Bolsonaro’nun seçim öncesi popülizmi ve seçim ekonomisini en yoğun şekilde uygulayarak 400 bin kişiye tapu dağıttığı ve 8 milyar dolar civarında parayı yakıt desteği ve sosyal yardım olarak kullandığı da konuşuluyor.
Büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğu anlaşılan Bolsonaro’nun Brezilya’daki demokrasiyi ateşe atacak girişimlerde bulunması çok şaşırtıcı olmayacaktır. Lula seçimleri kazanmış olsa da Bolsonaro’nun çok geniş bir ateşli destekçi kitlesi var ve onlar da seçim sonrasında Lula destekçileri gibi sokaklara çıktılar. Hatta Bolsonaro destekçisi kamyon şoförleri bazı yolları trafiğe kapatarak seçim sonuçlarını protesto ettiler. Bolsonaro destekçilerinin seçimde hile yapıldığını düşünmeleri ve aslında kendilerinin kazandıklarını iddia etmeleri de Trump’ın Biden’a kaybettiği seçimlerden sonra yaşananlara oldukça benziyor. Bolsonaro taraftarlarının seçimin meşruiyetini tehlikeye atacak geniş çaplı eylemler yapmaları ve devlet içinden alacağı destekle Bolsonaro’nun bu eylemleri destekleyerek seçimde hile yapıldığını iddia etmesi durumunda ise Lula etrafında birleşen toplumsal kesimlerin bir uzlaşı içerisinde hareket ederek dik bir duruş sergilemeleri gerekecek.
Bolsonaro olması gerektiği gibi Lula’ya başkanlığı devrederse de Lula hükümetinin işi çok zor olacak. Kongre’de çoğunluğu bulunmayan Lula, birçok kanunu geçirmek için Bolsonaro destekçileri ile iş birliği yapmak zorunda kalacak. Bolsonaro yenilmiş olsa da temsil ettiği popülist düşünce halen çok güçlü. Ekonomi kötü durumda ve 30 milyon civarında insanın Brezilya’da açlıkla mücadele ettiği söyleniyor. Ama en azından yeni hükümetle birlikte Brezilya’nın dışarıdan yatırım alabilmesi ve birçok alanda uluslararası desteği arkasında görmesi de mümkün görünüyor. Diğer birçok Güney Amerika ülkesi gibi Brezilya da sol bir liderle yaralarını sarma sürecine giriyor. Ancak ben Bolsonaro’nun iktidarı bırakmamak için bazı adımlar atmasını da çok yüksek bir ihtimal olarak görüyorum. Umarım Brezilya’da demokrasi savunucuları, Bolsonaro’nun başkanlık devrine kadar geçecek 2 aylık sürede sosyal medya ve sokaklarda yapacağı kampanyalara karşı güçlü bir şekilde durabilir ve Brezilya demokrasisi bu sınavdan başarıyla çıkar.