Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İklim Kanunu: Yasal Bir Çerçeve
    Asterisk2050

    İklim Kanunu: Yasal Bir Çerçeve

    Asterisk2050 Proje Ekibi12 Ekim 20234 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Uzun bir süredir hem kamu kuruluşlarında hem de çevre platformlarında sıkça tartışılan fakat bir türlü ortaya çıkamayan iklim kanunu, yeni yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülecek.

    İklim kanunu kapsamı ve işleyişi bakımından oldukça merak edilen bir meseleye dönüşmüştü. Bu merak, Ankara Sanayi Odası’nın internet sitesinden yapılan paylaşımla -bilinçli ya da değil- giderilmiş oldu. Paylaşılan taslak birçok sivil toplum kuruluşu tarafından yetersiz bulunurken Avrupa Yeşil Mutabakatı sınırda karbon düzenleme mekanizması için bir önlem olarak nitelendirildi. Zira, paylaşılan taslakta Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) üzerinde durulurken Şubat 2022’de düzenlenen İklim Şurası kararlarının oldukça önemli bir kısmının göz ardı edildiği açık.

    İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, geçtiğimiz hafta bakanlık internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada “iklim kanunu lokomotif gücümüz olacak” sözlerini kullandı. İklim kanunu taslağına göre oldukça iddialı bir bakış açısı bu. Zira, kanun taslağı bu kadar cüretkâr bir pozisyonda değil. İklim kanunu adıyla ortaya çıkan bir taslağın çok daha kapsamlı, bütüncül ve aksiyoner bir yapıda olması beklenir. En azından güçlü bir bürokratik düzene sahip olan sistemlerde, devlet mekanizmasının etkin işleyişi için sorun-kaynak yönetimi, çözüm için yetki ve görev paylaşımı beklenir.

    Türkiye’de iklim krizi karşısında şu ana kadar gösterilen refleks ise bundan çok uzak. Paris Anlaşması’nı en geç imzalayan, AB partneri olup Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlamakta sorun yaşayan ve iklim krizi temelli sorunları göz ardı eden bir bakış açısı hâkim. Bu noktada, Türkiye’nin iklim krizi ile mücadelesini, güçlü devlet ve devlet kapasitesi ayırımını yaparak değerlendirmek daha doğru olacaktır.

    Devlet kapasitesi ve güçlü devlet söylemini farklı kavramlar olarak ele almak lazım. Zira bu kavramlar, Türkiye’de oldukça fazla kafa karışıklığı yarattığı kadar sorunlara da yol açan bir kavramsal tartışmaya yol veriyor.

    Devlet kapasitesinden anlaşılması gereken, bir devletin iç işleyişinde, politika oluşturma, uygulama, denetleme ve krizlere hızlı ve etkili bir şekilde nasıl tepki verdiğidir. Bu kapasite, devletin iç dinamikleri, bürokrasisi ve yerel yönetimleri ile yakından ilgilidir.

    Diğer yandan, güçlü devlet söylemi daha çok devletin dış dünyadaki imajı, uluslararası ilişkilerdeki pozisyonu ve ekonomik veya askeri gücüne atıfta bulunur. İklim krizi gibi küresel sorunlarda etkin bir çözüm üretme yeteneği, bir devletin gerçek kapasitesini gösterir. Bu kapasite, uluslararası anlaşmalara imza atmaktan ziyade, bu taahhütlerin gerçekte nasıl yerine getirildiği, adaptasyon politikalarının nasıl oluşturulduğu ve uygulandığıyla belirlenir.

    Bu nedenle, bir devletin iklim değişikliğiyle mücadelesindeki etkinliği, uluslararası alanda ne kadar güçlü olduğundan çok, devlet kapasitesinin ne kadar kuvvetli olduğuyla ölçülmelidir. Bunun başka bir örneği 6 Şubat depreminde görüldü. 11 ili doğrudan etkileyen ve resmi rakamlara göre yaklaşık 50.000 vatandaşın yaşamını yitirdiği depremde, ilk günlerde devlet kapasitesinin yetersiz kaldığı, kurumların işleyişinde sorunlar yaşandığı birçok kez dile getirildi.

    Evet, deprem engellenemez, ama yarattığı yıkıcı etkiler önlenebilir. Bunun mümkün olması için de vatandaşların yetki ve otorite verdiği yetkililerin bu gibi süreçlere hazırlıklı olması gerekir. İşte iklim kanunundan da beklenen bu olmalı. Tüm dünyada olumsuz etkileri daha çok görülmeye başlanan iklim değişikliği, Türkiye’nin iklim konusunda en kırılgan bölgelerden biri olan Akdeniz coğrafyasında bulunması nedeniyle ülkemizi derhal önlem almaya mecbur bırakıyor.

    İklim kanunu Türkiye’de çevreye karşı yeni bir anlayış getirmeli. Bu anlayış, mevcut olan muhafazakâr iktidar anlayışından farklı olmalı. Politik bir değerlendirme yapılırsa eğer, muhafazakârlık geleneksel norm ve değerleri korumaya yönelik hareket eder. Fakat, küresel iklim politikaları toplum değerleri ve ekonomik yapıları dönüştürmeye yönelik bir eylem planıyla gelir. Bu durum da muhafazakâr, sağ ve milliyetçi grupları tedirgin eder.

    Türkiye örneğinde ise çevre algısı, Gezi Parkı olaylarından sonra oldukça marjinalleştirildi ve hükümet tarafından güvenlikleştirildi. Hükümetin şeffaf olmayan süreçlerde yürüttüğü kalkınma politikaları ve çeşitli büyük firmalarla olan ilişkisi, çevreye rağmen kalkınma bakış açısını güçlendirdi. Zira, denetlenmesi oldukça güç olan bu düzende, sanayi, enerji, ulaşım ve inşaat gibi sektörler, çıkarları gereği, iklim olaylarını göz ardı ederek hareket ediyor.

    İşte bu bağlamda tasarlanan iklim kanunu, yalnızca bir çerçeve yasa hüviyetinden ziyade kapsayıcı bir politik ajanda ile uygulanmadığı takdirde başarıya ulaşamaz. Mevcut taslak en sade biçimde bir Emisyon Ticaret Sistemi hazırlığı olabilir. Bunun da en temel motivasyonu Avrupa Yeşil Mutabakatı sonucu partner ülke olan Türkiye’nin sınırda karbon düzenleme mekanizmasına karşı bir önlem olarak bu yasayı yapması olabilir.

    Sonuç olarak iklim kanunu, Türkiye’nin sürdürülebilir bir geleceğe doğru atacağı adımların başlangıcı olmalıdır. Bu, hem mevcut nesil için hem de gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir Türkiye’nin inşası anlamına gelir. İklim krizine karşı alınacak tedbirler, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve politik bir zorunluluktur. Fakat bunun mümkün olabilmesi için etkin işleyen kamu kurumları ve bu reformları gerçekleştirebilecek bir devlet kapasitesine ihtiyaç vardır. Bu sebeple iklim kanunu, çerçeve bir yasa ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin ön ayakları olmaktan ziyade, kapsamlı ve bütüncül bir politika değişiminin dayanağı olmalıdır.

    Fotoğraf: Ümit Yıldırım

    Çevre R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikUlusal Kültürel Boyutlar Teorisi ve Türkiye
    Sonraki İçerik Gazze Ablukası: Kuşatma Hep Var, Neden Hukuka Aykırı Olsun ki?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    1 Mayis’ta, 10 Maddede Türkiye’de Emek

    1 Mayıs 2025 Burak Dalgın
    Yazılar

    Jeopolitik Krizler Döneminde Türkiye’nin AB’ye Yaklaşımı: Çıkar Temelli Bir İttifak mı?

    28 Nisan 2025 Deniz Gün Eraslan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}