Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » COP27 ve Küresel İklim Politikaları
    Asterisk2050

    COP27 ve Küresel İklim Politikaları

    Asterisk2050 Proje Ekibi9 Kasım 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    İklim politikalarının en prestijli sahnesi olan Taraflar Konferansı (Conference of Participants, COP) 6-18 Kasım tarihlerinde Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde düzenleniyor. Her yıl yaklaşık 200 ülkeden politikacı ve delegenin katıldığı organizasyon adeta bir diplomasi şenliğine sahne oluyor. Fakat, Taraflar Konferansı prestiji ölçeğinde aydınlık bir gelecek vaat ediyor mu bu ciddi bir tartışma konusu. Karar alıcıların yanı sıra birçok akademisyen, sivil toplum üyesi ve kamu entelektüeli gibi aktörlerin yer aldığı, iklim politikalarının seyrinin belirlendiği bu toplantıların bir çıktısı olduğu kesin.

    Öte yandan, her yıl çok az sayıda ülkenin ulusal katkı beyanlarını sunması ya da güncellemesi kolektif bir hareketin ortaya çıkmasında en büyük engel. Her ne kadar Asterisk2050 Projesi olarak Taraflar Konferansı’nı bir devrimden ziyade süreç olarak tanımlasak da iklim politikalarının sürat kazanmasını, sanayi öncesi döneme göre 1.5 derece hedefinin yakalanmasını, sürdürülebilir kalkınma yöntemlerinin geliştirilmesini ve döngüsel ekonominin her ölçekte uygulanmasını yeni dünyanın koşulları olarak görüyoruz. Bu bağlamda da hem küresel hem de ulusal ölçekte politika önerilerimizi şekillendiriyoruz. İşte COP27 de Türkiye ve uluslararası iklim politikalarını bağdaştıracak bir zeminde hazırlanıyor. Zira bu konferansta, gelişmekte olan ülkelerin durumu, iklim finansı, iklim krizine uyum ve dayanıklılık gibi konuların ajandada önemli bir yer kaplaması bekleniyor.

    Geçtiğimiz yıl Glasgow’da düzenlenen COP26, “kırılgan bir başarı” olarak tanımlanmıştı. Dönem Başkanı Alok Sharma’nın göz yaşları ile açıkladığı Glasgow İklim Paktı’nın, açık başarısızlıklar içerse de, ayrıştırdığı kimi konular iklim politikalarının seyrini etkiledi. Örneğin, Paris Anlaşması’nın kural kitabı tamamlandı, kömür ve fosil yakıtlar istenmeyen enerji kaynakları olarak açıkça tanımlandı. Öte yandan, kayıp hasar mekanizmasının askıda kalması, iklim finansmanının 2009’dan bu yana muğlak kalması ve kömürden “çıkış” yerine “azaltım” taahhüdünün alınması Glasgow İklim Paktı’nı kırılgan bir yapıya büründürdü.

    Bunlara rağmen, eğer Taraflar Konferansı’nı diplomatik bir platform olarak tanımlarsak, uluslararası işbirliğine katkılarını göz ardı etmemek gerekir ki bu konuda bir başarıya sahip olduğu söylenebilir. Öyle ki geçtiğimiz yıl Güney Çin Denizi’nde Çin ve ABD arasında artan tansiyona rağmen, Biden ve Xi Jinping iklim krizine karşı ortak mücadele edeceklerine dair toplantılar gerçekleştirip, beyanlarda bulunmuşlardı. Yani, Taraflar Konferansı bir tür kolaylaştırıcı işlevi görmesi sebebiyle dahi iklim politikaları açısından önemli bir görevi üstleniyor.

    Bu beyanların ABD’de karşılık bulduğu ve ulusal politikalara etki ettiği görülse de Çin için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Joe Biden’ın Enflasyon Düşürme Yasası olarak açıkladığı pakette iklim ekonomisinin izleri takip edilebiliyor. Zira, sürdürülebilir kalkınma, emek yoğun iş alanları, adil geçiş gibi politikaların uygulanacağı taahhüt edilirken artık kalkınmanın iklim kriziyle hemzeminde tartışılması ABD’nin uluslararası hegemon olarak verdiği mesajı kuvvetlendiriyor. Öte yandan Çin Hükûmeti Ekim 2022’de düzenlenen ve 5 yıllık planların ilan edildiği 20. Parti Kongresi’nde iklim ve çevre politikalarına yeni bir güncelleme getirmedi. Buna ek olarak, artan enerji talebinin ise fosil yakıtlardan temin edilmeye devam edileceği ilan edildi. Her ne kadar yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yatırımların artması, Çin’in uluslararası bankalarının denizaşırı kömür santrallerine finansman sağlamayacağı gibi politikalar benimsense de Çin, 2060 hedeflerinden oldukça uzak görünüyor.

    Küresel ekonominin Covid-19 salgını sonrası ciddi yaralar alması, enerji fiyatlarının son yıllarda olmadığı kadar yükselmesi, Ukrayna-Rusya krizinin patlak vermesi gibi sistemi sarsan sorunların COP27’yi de etkileyeceği açık. Özellikle, Rusya ve Avrupa Birliği ilişkilerinin enerji krizi sonrası gerilmesinin AB’nin enerji politikalarını şimdiye kadar ciddi derecede etkilediği görülüyor. Her ne kadar AB son dönemde Norveç, Kanada, ABD ve Cezayir gibi kaynaklardan doğal gaz arzını çeşitlendirse de Rusya’ya olan bağımlılık ve var olan hatların oluşturduğu konfor AB’yi enerji konusunda güç durumda bıraktı.

    Ancak, fosil yakıtlara olan bağımlılığın sorgulanmasının, yenilenebilir ve karbon-nötr enerji kaynaklarına yönelimi hızlandırdığına dair görüşler de var. Daha önce AB’de “Fit for 55” kapsamında zaten fosil yakıt bağımlılığı konusunda alınan kararlar vardı. Bunlara ek olarak, Ağustos 2022’de Rusya kömürü, yaptırımların bir neticesi olarak tamamen gündemden çıkarılırken, “REPowerEU” planı çerçevesinde 2027 yılına kadar olan süreçte 210 milyar Euro yeşil dönüşüm finansmanına ayrıldı. “REPowerEU” kapsamında AB 2030 yılında enerjisinin %40-45’lik kısmını yenilenebilir enerjiden elde etmeyi planlıyor. Yani yaşanan krizler, çatışma ortamı ve yoksunluk durumu alternatif politikalara yaklaşırken daha rasyonel davranmaya sebep oluyor.

    COP27’nin açış konuşmasında dönem başkanı Sameh Shoukry’nin de belirttiği gibi bu Taraflar Konferası’nın en büyük hedefi Paris Anlaşması vaatlerinin artık uygulamaya geçirilmesi olacak. Shoukry, mevcut ulusal katkı beyanlarının Paris Anlaşması’nı karşılamadığı ve güncel olmadığını dile getirirken devlet ölçeğinin ötesinde, özel sektörün, sivil toplumun ve uluslararası örgütlerin bu sürece yapacakları katkıların önemini vurguladı. Buna ek olarak, iklim politikalarının ve iklim krizi ile mücadelenin önceki on yıllarda kutuplaştırıldığı ve siyasi tıkanıklıkların finansmanı olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi. Bu da COP27’nin bu sorunları aşma niyetiyle bir ajandası olduğunu kanıtlıyor. Konuşmanın belki de en önemli noktalarından biri de sıfır toplamlı bir diplomasi anlayışından ziyade işbirliğinden doğacak fırsatların iklim krizi ile mücadelenin merkezinde olması gerektiği vurgusuydu. Yani, COP27’nin üstlendiği misyonlara bakıldığında iklim politikalarının uygulanabilme kapasitesinin artırılmaya çalışıldığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki iletişimi kuvvetlendirmeyi hedeflediği görülüyor.

    Son olarak, Türkiye bu yıl da lider düzeyinde temsil edilmeyecek. Türkiye’yi temsilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum hazır bulunacak. Yukarıda belirtildiği üzere, emisyon azaltım, destek ve finansmanın ağırlıklı gündemlerin görüşüleceği zirvede, lider seviyesinde temsil edilmemek ve uluslararası politik elit çeperinden uzak kalmak neresinden bakılırsa bakılsın olumsuz sonuçlar doğurur. Bunlara ek olarak Türkiye, Akdeniz Havzası’nda bulunması itibarıyla iklim krizinden doğrudan etkilenen ülkeler arasında. Bu doğrultuda, Taraflar Konferansı’nda daha talepkar olması beklenir. Fakat, hem Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlaması zaruri olan hem de iklim direnci sağlaması beklenen Türkiye, iklim politikalarına yönelik aksiyonerden ziyade re-aksiyoner bir tutuma sahip. Bu tür politikalar benimseyen ülkelerin sayısı ne yazık ki hiç de az değil. Bu da Taraflar Konferansı’nın uluslararası sisteme yönelttiği davetkar tavrını yanıtsız bırakarak bu konferansı belli ölçüde işlevsizleştiriyor. Tüm bunlara rağmen yaklaşık 200 ülkeyi bir araya getiren ve iklim politikalarına temel oluşturan bir organizasyonun değeri göz ardı edilmemeli.

    Fotoğraf: Roxanne Desgagnés

    Asterisk2050
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikUkrayna Savaşı’nda Son Durum, COP27 İklim Zirvesi
    Sonraki İçerik Hakikatleri Ayarlama Enstitüsü’nün 28 Şubat’ı ve Meral Akşener

    Diğer İçerikler

    Asterisk2050

    Türkiye’de Neden İklim Politikaları Konuşamıyoruz?

    8 Nisan 2025 Selim Yıldırım
    Asterisk2050

    COP29: Taraflar Konferansı Problem Çözme Kabiliyetini Kaybediyor

    29 Kasım 2024 Selim Yıldırım
    Asterisk2050

    Türkiye’nin İklim Politikaları: Üç Tehlike, Üç Görev

    7 Kasım 2024 Selim Yıldırım

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}