Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Maradona: Görsel Bir “Adam” Hikayesi
    Forum

    Maradona: Görsel Bir “Adam” Hikayesi

    Adem Sağır11 Aralık 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Diego Maradona’nın ölümüyle futbolu konuşmak varken, çok sert bir şekilde kendimizi bir anda Maradona’nın tabuttaki haliyle fotoğraflarını paylaşan “adam”ı ve ¨adam¨ın Instagram hikayesini konuşurken bulduk. “Adam”ın hikayesini görüp, ona eleştirel bir cümle yazarak paylaşan binlerce sosyal medya kullanıcısının haklı ya da haksızlığın tartışmak, sanal linç ve psikolojik şiddete dönüşmüş bir sosyal medya kültürü için oldukça gereksizdir. Burada Adam’ın hikayesini zihinsel ve toplumsal çöküşün çok katmanlı bir alandaki uzantılarını düşünerek anlamak gerekir. Bu katmanlar aynı zamanda bize “kara deliklerden” içeriye giren bir simulakr özne tipolojisinin de hikayesini sunar. Simulakr özne, Matrix (1999) filminde “Uyan Neo, Matrix’in elindesin” diye başlayan kurgunun, “beyaz tavşanı izle” komutuyla devam eden hikayesinin büyüsüne kapılan bir öznenin kendisini anlatır. Bu özne tipi, Ernest Cline’nin “Başlat” kitabında yer alan OASIS gezegeninde “paskalya yumurtası”nı bulmak için gece gündüz koşturan oyuncuların merak ve heyecan duygusu taşır. Anlaşıldığı üzere aslında Maradona paylaşımıyla gündemimize düşen “Adam”ın sosyal medyadaki yansıması, bize çok da uzak olmayan bir hatırlatıcı rolü görmüştür. Peki bahsi geçen katmanlar neydi?

    Birinci katman sosyal medyanın sıradan olduğu varsayılan pratiklerinin (rutin hikaye veya durum paylaşma geleneği) herşeyi aşındırması üzerine kurulu simulakr öznelerin çıldırış hikayeleri tarafından inşa edildi. Simulakr özne, sosyal medyada dolaşan ve oranın aktif bir aktörüydü. Çoğu zaman gerçek kimliklerini kullanmadığı için tıpkı bir hayalet gibi aramızda dolaşan özne tipidir. Çıldırış ise simulakr öznenin, Canetti’nin Kitle ve İktidar çalışmasında vurguladığı biçimde “hiçbir zaman tatmin duygusu yaşamıyor” oluşlarına gönderme yapar. Bu katmanın adı Medusa Katmanı’dır. Katman, kendisine gözünü dikeni ve bakanı taşa çevirmesiyle ünlü Yunan mitoloji Tanrısından ilhamla isimlendirildi. Bu katmanın temel kurucu ilkesi “görmenin sürekliliği”dir. Bu katman, sosyal medyanın herşeyi gösteriye dönüştürdüğü dünyasında alışkanlıkların sıradanlaştığı sanaldan gerçekliğe kurulan bir hakikatin dünyasına atıfla tanımlanır. Taşa dönüşme süreci, görüntünün bir defa görülmesiyle başlamakta. Buradaki görüntü kavramı, “görseli”, “paylaşılan iletiyi” ve “kişisel yorumları” da içerir. Çünkü türü ne olursa olsun göz-göze gelindiğinde taşa dönüşen bir simulakr özne sorunsalıyla karşı karşıyayız. Sonraki adımında artık sıradanlaştığını kabul etmemiz gereken ifşalar ve ifşaların beslediği sanal linçe uzanan bir yol izleği karşımıza çıkar. Canetti’ye atıfla “bir kez varolur olmaz daha çok insanı kapsamak ister” ve bu katmana göre de “taşlaştırmayı” arzu eder. Geçmişe kıyasla gözün bu denli akıldan ve ruhtan bağımsız hareket etmesi, Medusa Katmanı’nda hakikatin saf haliyle hiçbir zaman karşılaşamayacağımız gerçeğini suratımıza höykürmektedir. Gerçek tahrif edilmiştir, kesilmiştir, kırpılmıştır, biçilmiştir ve eklektik bir hale getirilmiştir. Bu haliyle birer pastişe dönüştürülen gerçeklik, katmana dahil olan bütün bireylere boca edilmiştir. Bu aşamaya gelindiğinde gerçek, hiçbir zaman özneler için önemli olmayacaktır. Bu katmanda inşa edilen sürecin materyaline dönüşen bir özne prototipi vardır artık karşımızda. Aslında bu prototip, aynı zamanda insanlığın bir arketipidir. Arketip, Maradona’nın ve sayısız birçok örneğiyle sosyal medyada her gün farklı olaylar/insanlar üzerinden seyrettiğimiz insana ve ona ait dünyanın çözülüş hikayesidir.

    Medusa Katmanı’nın altında Narcissus Katmanı yer almaktadır. Bu katmanda kendisiyle yüzleşmek zorunda kalan bir simulakr özne prototipi vardır. Maradona’nın ölümüyle yaşanan tartışma bir ayağıyla da burada kök salar ve Medusa katmanıyla buranın bağını kurar. Sosyal medya, açıkça ilan etmek gerekirse, kitlenin kendisini gördüğü birer “ayna” rolü üstlenmiştir. Kitle, aynada kendi benliğini görmektedir. Gündelik hayatın zorluklarından ve korkularından kaçan insan, kitleye sığınarak, temassız bir alanda kendisinin karşıtını üretmektedir. Maradona’nın tabuttaki görselinin paylaşımına verilen tepki, insanların aslında o görsellere bakarken ne gördüğünün önemsenmesi gerektiğini bize göstermektedir. Sıradan paylaşımlardan farkı, insanın içindeki ölüm kaygısı ve korkusunu dışa yansıtmasıdır. Gündelik hayatta sıradanlaşan “ölüm” fenomenini bu kadar açık ve şiddetli (ki buradaki şiddet bir estetik şiddettir; bedeni tüm çıplaklığıyla görülen bir cenaze üzerinden gözün onaylamadığı bir şiddet biçimi) bir şekilde görmek, simulakr özneyi sarsmıştır. Herşeyi hikayelere ve gündelik hayattan anlık kopuşlarla anlatan yamalı bir uçurtmaya dönüştüren sosyal medya ölü bedenle fotoğraf çekilen “Adam”ın görselini taşıyamamasının arka planında yatan duygu halini burada aramak gerekir. Narcissus Katmanı tam olarak sosyal medyada insanın kendisiyle karşılıklı ürettiği bu tür etkileşimlerle anlamlı durmaktadır. Sosyal medyada uzun süredir insanların ölen yakınlarıyla yaptıkları selfilerle sıklıkla muhatap oluyorduk. Pandemi dönemi, cenazelerden ve cenaze törenlerinden yapılan paylaşımlarla bu alanın daha yoğun gözümüzün önüne gelmesine kaynaklık etmişti. Ayrıca, farklı türde ölümle ilişkili birçok paylaşım, sosyal medyanın “ölüm” fenomeniyle yeni karşılaştığını söylemenin altını boşaltmak için yeterli. Öyleyse “Adam”ın fotoğrafına verilen bu tepkiyi nasıl anlamlandırmak gerekir? Birincisi her gün kendine gündemler arayan ya da yaratan simulakr özne, bu durumu da kendi lehine fırsat bilmiştir. Geçmişe kıyasla her zamankinden daha yoğun bir şekilde ifşa kültürünün sıradanlaşması ve etik hiçbir kaygı gütmeyen kullanıcıların orijinal olmayan/hayalet profillerle “gündelik hayatı” istedikleri gibi yorumlayışları, bu süreci beslemektedir. İkincisi kullanıcıların sıklıkla duygusal bir boşlukta sallanışta ve duygusal tatmin arayışında olduğunu bu gündem üzerinden okumak mümkündür. Bu duygu hali içerisinde her türlü ruhsal rahatlama ve arınma pratiklerinin mevcut olduğunun da altını çizmek gerekir. Kimi zaman bir “günah çıkartma” ayinin retoriğini kuracak kadar “şefkatli” olan sosyal medya dili, kimi zaman da “Sokrates’e Savunma Hakkı” bile tanımayacak derecede acımasız “yargılama ve cezalandırma” yöntemlerini içermektedir. Ancak bütün bahse konu olan süreç, öznenin sosyal medya kültürü içerisinde “dünyanın yaşadığı anlam boşluğu içerisinde” kendi aksine bakarak da tükendiği ve başkalarını da tükettiği gerçekliğini değiştirmemektedir. Ayrıca hem Medusa hem de Narcissus katmanında bahsi geçen bu tükenişe ve çöküşe “dur” deme otoritesine sahip bir “güç/iktidar” henüz ortaya çıkmamıştır. Aksine bu katmanlar, dijital teknolojilerin gündelik hayatta kapladığı alanlar artıkça dev bir “Leviathan”a dönüşmekte ve bizi yutmaya devam etmektedir.

    Burada yazıya konu olan üçüncü ve son katman ise her iki katmanın ne üstünde yer alan OASIS katmanıdır. Ernest Cline’nin “Başlangıç” kitabına atfen üretilen bu katman metaforu, meşhur “paskalya yumurtası” peşinde koşan insanların birbiriyle girdikleri yok edici rekabeti betimlemek için kullanılmıştır. Cline, romandaki baş kahramanın (Halliday) ölümünden hemen önce verdiği dans partisinde dinlediği şarkının sözleri oldukça anlamlıdır bu katmanın özelliğini anlatmak için. “Kıyafetlerin üzerimde ve gidecek yerim yok- sırtımda ölü bir adamla yürüyorum. Kaçma sakın, benim.” Kodlar, maskeler ve maskeler arkasında her şeyi yapabilme özgürlüğünü elinde tuttuğunu varsayan bir simulakr özne prototipi karşımızda durmaktadır. OASIS katmanı, bu haliyle “tutunamayanların” katmanıdır. Tutunamayanların girdiği ilk katmandan en altta doğru önce Medusa’ya arkasından Narcissus Katmanı’na geçiş yapan öznelerin hikayesidir aslında Maradona fotoğrafı üzerinden başlayan tartışma. Maradona bir sonuçtur, tıpkı her gün sosyal medyada linçe tabi tutulan kişilerin ertesi gün unutulması gibi. İfşa bir yaşam kültürüne dönüştü. Linç ise buna eklemlenerek yaygınlaşıyor. Jean Baudrillard’ın bahsettiği biçimde; “bir bilim kurgu öyküsünde, çok zengin birkaç kişi lüks dağ evlerinde bir sabah uyandıklarında kendilerini saydam ve aşılmaz bir engelle, geceleyin ortaya çıkmış bir cam duvarla kuşatılmış olarak bulur. Camla çevrili bu konforlu derin yerden dış dünyayı; koptukları gerçek, oysa ansızın yeniden ideal olmuş dünyayı yine de az çok görürler. Ama artık çok geçtir. Bu zengin insanlar akvaryumları içinde kırmızı balıklar gibi yavaş yavaş ölecektir.” Gerçekte asıl akışkanlık da bu olsa gerek. Bahsi geçen bu dünyaya ne performans ne şeffaflık ne muhtemel olumluluk eklemlenmesi yapılabilir. Muhtemel hiçbir distopya da bu kadar öngörüde bulunamamıştır. Bauman’ın “cam fanus içerisinde kendi mezarını kazan” özne prototipinden de oldukça uzaklaşılmış olsa gerek. Sahi, böyle bir gündem içerisinde Maradona’nın ölümünü bile henüz konuşamadık. Oysa en çok ihtiyacımız olan şey. Büyük bir efsaneye hakkıyla veda edememenin ağırlığını, bir yüzyıl da geçse muhtemelen üzerimizde taşımış olacağız. Halliday’ın dans şarkısındaki sözler hep kulaklarımızda çınlayacakmış gibi: Sırtımda ölü bir adamla yürüyorum…

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGerçek Diyaloğun Peşinde
    Sonraki İçerik Komplonun Teorisi

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Yazılar

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Elif Menderes
    Videolar

    Küreselde ve Yerelde Kadınlar, Romanya-Polonya Seçimleri ve Trump’ın Ortadoğu Gezisi |2’li Görüş #41

    20 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi ve Melis Konakçı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}