Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Bisikleti Olmayan ama Bisiklete Binen Arkadaşının Yanında Koşarken Sanki Kendisi Bisiklete Biniyormuş Gibi Mutlu Olan Çocuk
    daktilo2

    Bisikleti Olmayan ama Bisiklete Binen Arkadaşının Yanında Koşarken Sanki Kendisi Bisiklete Biniyormuş Gibi Mutlu Olan Çocuk

    Burak Bilgehan Özpek16 Kasım 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Çocukluğumdan bazı fotoğraf kareleri geliyor gözümün önüne bazen ve epey düşünüyorum bunlar üzerine. Rus romanlarında, “acı ile gülümsedi” gibi bir ifade geçer ve çoğu zaman bunu anlamakta zorlanırız. Hatta, o satırları okurken nasıl bir şey olduğunu merak eder ve kitabı bırakıp acı ile gülümsemeyi dener, dudaklarımızı garip şekillere sokarız ya. İşte bu tip kareleri anımsadıkça, acı ile gülümseme ile Rus romancıların ne anlatmak istediğini kavrayabiliyorum.

    Mesela, ilk okulda, sınıfıma müfettiş geldiği zaman öğretmenimizin bizlere karşı çok yumuşak ve kibar olduğunu hatırlıyorum. Bütün sınıf arkadaşlarının birbirine karşı nazik ve yardımsever olduklarını. Müfettişe karşı mükemmel bir uyum içinde gözükme gayretlerimizi ve öğretmenimizin ezilmişliğini gizlemek, daha doğrusu normalleştirmek için bizlerin de onun kadar stresli davrandığımızı. Bu duyguyu kaç kişi ile paylaşabileceğim, kaç kişi beni anlayacak bilmiyorum. Bu durum Türklerin okullarına mı has bir şeydi, yoksa başka milletlerin ilk okullarında da sınıfa gelen müfettişin yarattığı olağandışı bir medenilik var mıydı bilmiyorum. Ama bu duyguyu yaşadım ve anımsadıkça istisnai bir Almanca kelimeyi hak ettiğini düşünüyorum. Hatta bir Fransız filozofun bu duyguyu tartışarak başladığı bir metin kaleme alıp otorite ve insanın felsefi varoluşu arasındaki ilişkiyi tartışması gerekir.

    Böyle birçok arada kalmış, tam tarif edemediğim ve bir türlü kavramsallaştıramadığım duygu var. Mesela, erkek çocuklarının düğünlerde oynayan annelerinden utanarak onların eteklerine yapışması ve kadınları hareket edemez hale getirmeleri. Freud’un ve Jung’un buna verecekleri esaslı bir cevap olduğunu bilmenin huzuru içinde böyle şeyleri düşünüyorum. Neden huysuzlanıyorlar erkek çocukları annelerini mutlu ve eğleniyor görmekten? Medeni hayatın tolere ettiği ancak onların dürtüsel bir ilkellikle tehdit algıladıkları bir durum mu var ortada? Annelerinin mutlu olmasından ziyade annelerinin kendileri dışında birileri tarafından beğenilmesinden mi utanıyorlar?

    Bir de Sovyet filmlerinde devrimin hemen ardından geleceğe dair umutlanan Rus köylüsünün yüz ifadesinin çocuklarda harika durduğunu hatırlıyorum. Dopaminerjik sistemin beyinde haddinden fazla çalıştığı, umut içerisinde bir ödülün beklendiği bir ruh halini yansıtıyor bu. Devrimin hemen ertesi sabahı. İlhan Berk’in “cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün” dediği şey bu gibi bir şey olabilir. Çocukken, bu yüz ifadesine defalarca tanık oldum. Oturduğumuz lojmanın lokalinde evlenen çiftlerin veya sünnet olan çocukların hatırına içtiğimiz Tamek şeftali suları dağıtılmadan önce bütün arkadaşlar gergin ama umutlu bir bekleyiş içindeydi. Benzer yüz ifadesini bazen kendi çocuklarımda da görüyorum. Çok istedikleri bir oyuncağı ısrarla almadığımda ve iyice ümidi kestikleri bir anda onları oyuncakçıya götüreceğimi söylediğimde, kendimi birden bire Sovyet devriminin ertesi sabahındaki coşkuyu anlatmak için kamerayı oyuncuların çenesinin altına konumlandırmış, gülerek gökyüzüne bakan Rus köylüsünü çeken komünist yönetmenler gibi hissediyorum.

    Geçenlerde Melike’ye, eskiden misafirliğe gidilen evlerde mutlaka 14-15 yaşlarında kız çocuklarının olduğundan ve daha küçük yaştaki veletleri alıp bir odaya götürüp orada onları oyaladıklarından, oyunlar oynattıklarından, hikayeler anlattıklarından bahsettim. Böylece yetişkenler de ağız tadıyla sohbet edebiliyorlar, sadece ara sıra kontrol için oyun oynanan odaya giriyor, terleyen çocuklarının sırtına havlu veya tülbent sokuşturuyorlardı. Ne oldu o ergenliğe yeni giren ve küçük çocuklara karşı müthiş bir şefkat gösteren ablalara mesela? Erkek çocuklarının ilk aşkları ve gördükleri zaman ellerinin ayaklarının birbirine dolaştığı karakterlerdi bunlar. Kuduruk erkek çocuklarının görür görmez Mavi Boncuk filminde pamuğa dökülmüş eter ile bayıltılıp halıya sarılan Emel Sayın gibi edilgen hale gelişi tesadüf değildi. Bu ablaların sözü dinlenir, onlar üzülmezdi. Erkek çocukları için, kendilerinden yaşça büyük bir kıza itaat etmenin ve onunla uyumlu olmanın verdiği huzurun, aniden uysallaşma eğiliminin mutlaka bir ismi olmalı.

    İsim bulamadığım ve son zamanlarda en çok düşündüğüm duygu durumu ise bambaşka ve çok ağır bir şey. Hatta düşündükçe daha da ağırlaşıyor, insanın biraz izzet-i nefsine dokunuyor. Malum, 80’li ve 90’lı yıllarda ülkemiz pek zengin değildi. Bisiklet sahibi olmak, çocuklar için olağanüstü bir ayrıcalıktı. Menderes, her mahallede bir zengin bir de bisiklet sahibi bir çocuk yaratabilmiş, ardından gelenler de bunu olumlu yönde pek değiştirememişlerdi.

    Akşamüstleri çıkardı bisiklet sahibi çocuklar sokağa ve bütün çocuklar onun başına toplanır, sohbet çemberi genelde bisikletin etrafında şekillenirdi. Bisikleti olmayan çocukların haset duyması beklenirdi ama bu olmazdı. Hatta dokunaklı şeyler yaşanırdı oralarda bir yerde. Mesela, bisikleti olmayan çocuklar, bisiklete binen çocuğun yanında büyük bir neşe içinde koşar, sanki kendileri bisiklet selesinin üstündeymiş gibi mutlu olurlardı. Niçindi bu mutluluk? Yoksunluğun insanı mutsuz etmesi gerekmez miydi? Hatta bisiklete binenlere karşı bir kin, bir kıskançlık duymak gayet tabi değil miydi? Bunlar olmuyordu. Bunu düşünüyorum ve ne buluyorum biliyor musunuz? Sanırım bu neşe içinde koşan çocuklar, bisiklete binme eyleminin kendisinden büyüleniyor ve dünya üzerinde birilerinin bisiklete biniyor olmasından mutlu oluyorlardı.

    Mesele bisiklete kimin bindiği değildi. Bisikletin icad edilmiş olması, birilerinin bisiklete biniyor olması ve onların da buna tanıklık etmesiydi. Bisiklete binme eylemi deneyimlenmiyordu belki ama burada deneyim bir mucizenin gerçekleşmesine tanıklık etme heyecanıydı. Musa’nın asası yılana dönüşüyor, Firavun Sarayı’na çekirgeler hücum ediyor, Kızıldeniz ikiye bölünüyordu. Belki Musa değillerdi ama onun yanındaki Harun’du bu çocuklar. Zaten mucize göstermek Musa için beklenmedik bir deneyim değildi. Ona zaten neler olacağı söylenmişti. O mucizenin gerçekleşmesi için bir vasıtaydı sadece. Asanın elinde olmasının ne anlamı vardı? Deneyim, bu mucizelere maruz kalan, bu mucizelere yakalanan ve bu mucizeler başına gelenlere mahsus bir şeydi. Bu yüzden gerçek mutluluk Musa’dan çok Harun’un hissettiği şeydi.

    Zorba kitabında geçiyordu sanırım: “Ne makinedir şu insan be!”. Hakkaten de öyle…

    Fotoğraf: Yuriy Vertikov

    Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKaradeniz’deki Çernobil Kirliliği: 40 Yıl Sonra Açığa Çıkan Bulguların Stratejik Zamanlaması
    Sonraki İçerik Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 3: 1927 Sayımı Aslında Neyi Ölçtü?

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Evrim Binbaş ve Levent Ünsaldı ile Söyleşi: Post-Hakikat Çağı’nda dünyada ve Türkiye’de akademinin geleceği ne olacak?

    16 Kasım 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2

    Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 3: 1927 Sayımı Aslında Neyi Ölçtü?

    16 Kasım 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Karadeniz’deki Çernobil Kirliliği: 40 Yıl Sonra Açığa Çıkan Bulguların Stratejik Zamanlaması

    16 Kasım 2025 Pınar Demircan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Yerel Seçim Sonuçları, Epstein Mailleri, Venezuela ile Savaş İhtimali

    15 Kasım 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Dünya Gündemi: Ahmed eş-Şara’nın Beyaz Saray Ziyareti ve ABD-Suriye İlişkileri

    11 Kasım 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Ömer Taşpınar: Demokrat mavi dalga 2026 yılında Temsilciler Meclisinde çoğunluğun değişmesine neden olacak gibi görünüyor

    9 Kasım 2025 daktilo2 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 2: Osmanlı Eğitim Sistemine Bakış

    9 Kasım 2025 daktilo2 Yazılar Alper Yağcı

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Kasım 2025
    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}