[voiserPlayer]
Kral John tarafından İngiltere’nin “özgür adamlarına” 15 Haziran 1215 tarihinde verilen bazı hakları içeren Büyük Sözleşmedir. Magna Carta (Büyük Sözleşme) ya da diğer adıyla Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi), yaygın şekilde İngiliz anayasal özgürlüklerinin temeli olarak kabul edilir. Hukuk uygulamalarında genellikle ABD hukuk sisteminde Birleşik Krallığa göre daha fazla referans verilir ve daha fazla saygı görür.
Büyük sözleşme İngiltere aristokrasisinin krallığa karşı kızgınlığından doğmuştur. Lordlar, krallığın kendilerinden asker ve para talep etmesinden, ayrıca kralın sadakati sağlamak için lordların çocuklarını rehin tutması huyundan oldukça rahatsız oluyorlardı. Kral John ilk etapta Büyük Bildiriyi imzalamayı reddetmiştir. Bunun üzerine lordların askeri bir isyan başlatarak Londra’yı almalarıyla Kral John, sözleşmeyi imzalamayı ve resmi hale getirmeyi kabul etmiştir. Sözleşme, Londra’nın güney batısında yer alan Runnymade mevkiinde imzalanmıştır.
Büyük Sözleşme kral ile lordlar arasındaki ilişkinin hukuki çerçevesini çizmiştir. Lordların haklarını garanti altına almış ve bu ilişki alanının legal ve hukuki prosedürleri resmileştirmiştir.
Lordlar, özellikle feodal toprak haklarının istismarını engellemeyi ve parlamentonun vergilendirme hususundaki eski yetkisinin daha da güçlendirilmesini hedefliyorlardı. Bu bağlamda ceza hukuku, önemli şehir merkezlerinin haklarıyla ilgili ek maddeler koyulmak suretiyle modernleştirildi ve standart hale getirildi. Ayrıca para birimi ve ticari düzenlemeler de reforma tabi tutuldu.
Büyük Sözleşme ilk defa adil yargılanma hakkı çerçevesinde krallığı bağlayıcı şu kararı yasalaştırmıştır: “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke yasalarına göre yasal bir şekilde yargılanıp hüküm giymeden; tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, yasa dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya herhangi bir şekilde zarara uğratılmayacaktır.” Krallık ayrıca, bir insana yargılanmadığı halde saldırmayacağı ya da ona saldırması için herhangi birini göndermeyeceği taahhüdünde de bulunmuştur. Bu maddeler günümüz modern hukuk sisteminin temellerini oluşturmuştur.
Büyük Sözleşme yıllar içerisinde önce 3. Henry döneminde ve yine 13. yüzyılın sonunda parlamento tarafından onaylanmış ve bazı revizyonlara uğramıştır. Zaman içerisinde gelecek nesiller için krallığın imtiyazlarına karşı kullanılan ana teorik temeli inşa eden metin işlevi görmüştür.
Teknik olarak Magna Carta, başta yalnızca kral ve lordlar arasındaki ilişkileri kapsıyordu. Sonraki dönemde hukukçular ve özellikle de 1628 tarihinde ünlü Haklar Bildirgesi’nin (Petition of Rights) mimarı olan Sir Edward Coke (1552-1634) tarafından, bu haklardan yararlanan insan sayısını arttırarak daha geniş kapsamlı şekilde yorumlanmış ve politik değil, hukuki bir metin olarak değerlendirilmiştir.
Büyük Sözleşme ile İngiltere tarihinde kralın yetkileri ilk kez kısıtlanmış ve feodal sistem içerisinde derebeylere bazı haklar verilmiştir. Bu nedenle ülkelerin nasıl yönetileceğini kayıt altına alan anayasaların tarihi açısından temel referans kaynaklarından biridir. Kralın mutlak olan ve doğrudan tanrıdan aldığı gücüne karşı ilk defa resmi olarak bir kısıtlama getirilmiştir. Magna Carta’dan sonra kral, lordlardan oluşan bir parlamentoyu da ülke yönetimine ortak etmeye başlamıştır.
Kaynak: David Robertson, A Dictionary of Human Rights, 2nd Edition, Europa Publications, 2005, s. 152.
Fotoğraf: Tom Podmore