Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Çin’in Terörizm Tehdidi Algılamaları ve Müslüman Azınlıklara Yönelik Baskıcı Politikalarındaki Değişim*
    Forum

    Çin’in Terörizm Tehdidi Algılamaları ve Müslüman Azınlıklara Yönelik Baskıcı Politikalarındaki Değişim*

    Emre Yazıcı9 Ocak 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    2017 yılından itibaren Çin hükûmetinin Müslüman azınlıklara, özellikle Uygurlara, yönelik baskıcı politikalarının şiddeti ve kapsamı hiç görülmemiş derecede artmıştır. Tahminlere göre 2017 yılından beri bir milyondan fazla Uygur, Çin hükûmetinin “yeniden eğitim kampları” adını verdiği toplama kamplarında alıkonulmaktadır. Dolayısıyla, Çin hükûmetinin sadece ulusal güvenliğe tehdit olarak gördüğü suçluları yahut teröristleri değil, bir azınlığı topyekûn hedef aldığını söyleyebiliriz. İlâveten Çin, üçüncü ülkelere sığınmış Uygurların iadesi ve Uygur diasporalarının kontrol altında tutulması için diğer ülke hükûmetleri üzerinde kurduğu baskıyı da arttırmaktadır.

    Her ne kadar Müslüman azınlığın maruz kaldığı baskıcı politikalar tamamiyle yeni olmasa da 2017 yılından itibaren bu politikalar üç bakımdan farklılık göstermektedir: Toplu gözaltı ve tutuklamalarda görülen artış, yoğun ideolojik eğitim (sadece suça ve radikalleşmeye meyilli olanlar değil tüm Müslümanlar için), ve diasporaların kontrol altında tutulması amacıyla ilgili hükûmetlere yönelik zorlayıcı politikalar. Bu uygulamaların bir kısmı 2009’da Urumçi’deki olaylardan sonra da kullanılmıştı. Ancak kapsamı ve şiddeti  bugünkü seviyelere ulaşmamıştı. Öyleyse, değişen baskıcı politikaları ve bunların zamanlamasını nasıl açıklayabiliriz?

    Hâlihazırda uzmanların öne sürdüğü üç ana nedenden söz edebiliriz: (1) Bilhassa 2008-2009 yıllarında Uygurlar arasında yükselen muhalefet ve şiddet içerikli eylemler, (2) Çin Komünist Partisi’nin genel olarak azınlık politikalarının daha asimilatif bir çizgiye kayması ve (3) daha önce Tibet’te benzer politikalar uygulamasıyla bilinen Chen Quanguo’nun 2016 itibariyle Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden sorumlu parti sekreteri pozisyonuna getirilmesi… Ancak mevzubahis faktörler Çin hükûmetinin baskıcı politikalarındaki artışı, neden sadece müslümanların hedef alındığını ve zamanlamasını tamamen açıklamamaktadır. Bu noktada Çin’in uluslararası güvenlik tehdidi algılamalarını da dördüncü bir faktör olarak hesaba katmak lüzûmu doğuyor.

    2014-2016 yılları arasında Uygurlar ile Ortadoğu ve Güneydoğu Asya merkezli radikal gruplar arasında ivme kazanan ilişkiler Çin’in güvenlik tehdidi algılamasını ciddi şekilde etkilemiştir. Çin hükûmeti söz konusu ilişkilere girmiş Uygurların Çin’e dönüp bir ayaklanma başlatmasından, terörist aktiviteleri Çin topraklarına taşıması yahut en iyi ihtimalle yurtdışındaki diplomatik temsilcilikleri ve ticarî yatırımları hedef almasından endişe duymaktadır. Her ne kadar radikal İslâmî örgütlerin ve bu örgütlere katılmış Uygurların Çin’in tehdit algısını güçlendiren açıklamaları olmuşsa da Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’daki Uygur militanların sayısı Çin için ciddî bir tehdit teşkîl edecek seviyede değildir. Ancak Çin hükûmeti bu tehdidi kontrol altına alınamayacak seviyelere ulaşmadan “önleyici baskı” yöntemleri ile bertaraf etmek istemektedir.

    Dolayısıyla, 2016 öncesinde Çin hükûmetince sadece muhtemel ve teorik bir tehdit olarak algılanan radikal İslâmi terörizm yakın zamanda operasyonel ve bir an önce icabına bakılması gereken bir tehdit seviyesine ulaşmıştır. Bu bağlamda Çin hükûmetine göre Uygurların masum, kadın, yaşlı ve genç denmeksizin toplama kamplarında alıkonulması da onları “zehirli” radikal İslâmî düşüncelerden ve terör örgütlerinden “korumayı” amaçlamaktadır. Tabii ki bu tehdidin gerçekliği ve inandırıcılığı tartışmalıdır. Hatta Çin hükûmeti terörizm tehdidi söylemini asimilatif politikalarını meşrulaştırmak(!) için kullanıyor da olabilir. Ancak böyle bir terörizm tehdidi varsa bile Çin hükûmetinin bu tehdide karşı koymak için kullandığı yöntemler ahlaken salt kötüdür ve kabul edilemez.

    Bu insanlık dışı politikalara ilişkin Türk ve Müslüman ülkelerin Çin’in yanında saf tutmaları yahut sessiz  kalmalarına karşın Batılı ülkelerin, bilhassa ABD’nin, Çin üzerinde diplomatik baskı kurmaya çalışması, ve hatta ekonomik yaptırımları devreye sokması, meseleyi daha da ilginç kılmaktadır. Türkiye’nin bu konudaki tutumu ise oldukça tutarsızdır. Daha önce 2009’daki ayaklanmanın Çin güvenlik güçlerince aşırı şiddet kullanılarak bastırılması Erdoğan tarafından bir “soykırım” olarak adlandırılmıştı. 9 Şubat 2019’da da Uygur halk ozanı Abdurehim Heyit’in mevzubahis kampların birinde hayatını kaybettiği iddiası üzerine Dışişleri Bakanlığı resmî bir açıklamayla Çin hükûmetinin Uygurlara yönelik politikalarını sert bir dille kınamıştı. Ancak o günden bu yana Türk hükûmeti ihtiyatlı bir politika izlemektedir. Öyle ki, muhalefetin konu hakkında araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergesi AKP’nin ret ve MHP’nin çekimser oylarıyla reddedilmişti.  Söz konusu durumu Türkiye’nin Batı-eksenli ittifaklardan uzaklaşıp Doğu’daki güçlü devletlerle alternatif ittifaklar tesis etme arzusuna ve Çin’le giderek güçlenen ekonomik işbirliğine yorabiliriz. Gerçekçi olmak gerekirse, Çin’e yönelik herhangi bir askerî veya ekonomik kozu olmayan Türkiye’nin Uygurları korumak için alabileceği önlemler hayli sınırlı ve yetersizdir.

    Türk dış politikası için en makûl seçeneğin IŞID’e katılan yabancı savaşçıların akıbeti konusunda uluslararası hukuka uygun ve insan haklarını gözeten bir çözüm bulunması için uluslararası topluma liderlik etmek olduğunu söyleyebiliriz. Yabancı savaşçıların vatandaşlık bağıyla bağlı oldukları ülkelere iade edilmeleri halinde uluslararası hukuk ve insan hakları ihlal edilmeden âdil bir yargılama sürecine tâbi tutulmaları konusunda ısrarcı olunması Türk dış politikasına tutarlı bir kimlik kazandıracaktır. Böylelikle Türkiye hem yabancı savaşçıların herkes için tehdit olmaktan çıkarılması hususundaki ciddiyetini Çin’e ve diğer ülkelere karşı net bir şekilde ifade etme imkânını kazanacak hem de Türkiye’ye sığınan Uygurların Çin hükûmeti tarafından insanlık dışı muamelelere maruz bırakılması tehlikesi sebebiyle Çin’in iade taleplerini reddetme hakkını savunabilecektir. Bir başka ifadeyle, meseleyi Uygurlar özelinden çıkarıp uluslararası boyutuna dikkat çekerek hem uluslararası hukuku ve insan haklarını gözeten hem Türkiye’nin ve Uygur sığınmacıların güvenliğini önceleyen hem de ilgili ülkelerin güvenlik endişelerini dikkate alan bir dış politika geliştirmek mümkündür. Zira yabancı savaşçıların (Uygurlar veya diğerleri) ülkelerine dönüşü meselesi uluslararası toplumun ortak bir sorunudur. Bu konuda uluslararası bir çözüm arayışı Türkiye ile Çin arasındaki asimetrik ilişkinin bir denge unsuru olacağı gibi, Uygur sığınmacıları mümkün mertebe koruma konusunda da Türkiye’nin elini güçlendirecektir.

    Fotoğraf: chuttersnap


    * Bu yazıda öne sürülen argümanların detaylı bir versiyonu için International Security dergisinde yayınlanan ve ücretsiz olarak erişime açık olan makalemize bakabilirsiniz: Greitens, Sheena Chestnut, Myunghee Lee, Emir Yazici. 2020. “Counterterrorism and Preventive Repression: China’s Changing Strategy in Xinjiang.” International Security 44(3): 9-47  https://doi.org/10.1162/isec_a_00368.

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYerli Otomobil, Milliyetçi Popülizm ve Kalkın(ama)ma Sorunu
    Sonraki İçerik İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kanal İstanbul İçin Halk Oylaması Düzenleyebilir mi? – Hukuki Bir Değerlendirme

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}