Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yabancı Bilgi Manipülasyonu (FIMI) ve Avrupa’nın Yanıtı
    Yazılar

    Yabancı Bilgi Manipülasyonu (FIMI) ve Avrupa’nın Yanıtı

    Asuman Kübra Baş19 Kasım 20256 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Doppelgänger, Portal Kombat, Spamouflage… İlk bakışta yeni çıkan bilgisayar oyunlarının isimlerini andırıyor olabilir. Oysa bunlar, yabancı aktör kaynaklı bilgi manipülasyonu operasyonlarına verilen isimler. Dezenformasyonun ötesine geçen, daha koordineli ve daha stratejik bir hibrit güvenlik sorunuyla karşı karşıyayız: FIMI – Foreign Information Manipulation and Interference, yani Yabancı Bilgi Manipülasyonu ve Müdahalesi.

    Artık sadece “internet kirlenmesi” ya da “yanlış bilgi sorunu” gibi dar çerçevelerle açıklanamayan bu olgu, seçim güvenliğinden dış politikaya  kadar geniş bir yelpazede etkiler üreten bir güvenlik meselesi hâline gelmiş durumda.

    FIMI’yı klasik dezenformasyondan ayıran şey, yanlış içeriğin varlığından çok bunun nasıl, kimler tarafından ve ne amaçla dolaşıma sokulduğudur. Kasıtlı, organize ve çoğu zaman devlet bağlantılı aktörler tarafından yürütülen bu operasyonlar yalnızca gerçeği çarpıtmakla sınırlı değildir; bağlamı bozmak, seçici veri sunmak, duygusal tetikleyicileri manipüle etmek ve toplumsal fay hatlarını derinleştirmek gibi yöntemler kullanarak demokratik süreçleri, kurumlara duyulan güveni ve kamuoyu algısını hedef alır.

    Bu nedenle FIMI’nın ayırt edici unsuru, içeriğin doğruluk derecesinden ziyade onu üreten ve yayan ağın davranışsal özellikleridir. Sahte medya siteleri, klonlanmış haber platformları, koordineli bot ağları, çok katmanlı paylaşım mekanizmaları ve yapay zekâyla üretilmiş içerikler bu davranışsal örüntülerin temel araçlarını oluşturur.

    FIMI tartışmasının kurumsal zemini açısından, Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) tarafından geliştirilen çerçeve kritik önem taşıyor. EEAS’in FIMI Tehdit Raporları serisi, hem kavramın sınırlarını netleştiriyor hem de manipülasyonun nasıl tanımlanacağına dair ortak bir dil oluşturuyor. Bu raporlar FIMI’yi yalnızca içerik temelli bir sorun olarak değil, davranışsal örüntüler üzerinden analiz edilmesi gereken bir güvenlik tehdidi olarak sınıflandırıyor. Özellikle EEAS’in “5D” modeli (Dismiss, Distort, Distract, Dismay, Divide) operasyonların stratejik amaçlarını kategorize ederek, hangi manipülatif davranışların hangi niyetle sergilendiğini anlamamızı sağlıyor.

    EEAS verileri FIMI faaliyetlerinin yıllara göre ölçeğine ilişkin önemli bir tablo sunuyor. İlk FIMI raporuna göre 2022’de 100 olan FIMI vaka sayısı, 2023’te 750, 2024’te ise 505 vaka olarak kaydedilmiş. Ukrayna’nın Rusya bağlantılı FIMI operasyonlarının ana hedeflerinden biri olduğu görülüyor. 2024’te kaydedilen 505 vakanın 257’si —yani yaklaşık yarısı— Rusya kaynaklı aktörlere atfediliyor. EEAS bu örneklerde sahte görsel/video üretimi, bağlam bozma, koordineli hesap ağları ve çapraz platform anlatı çoğaltımı gibi taktiklerin yoğunlaştığını gösteriyor.

    Rusya’nın yanı sıra Çin de kamuoyunu biçimlendirmeye yönelik kasıtlı müdahalelerde bulunan önemli bir FIMI aktörü olarak tanımlanıyor. EEAS raporları, Çin’in yalnızca kendi anlatılarını yaymakla kalmadığını; aynı zamanda eleştirel söylemleri bastırmak, Çin karşıtı ya da resmi anlatıyla çelişen mesajları görünmez kılmak için de sistematik çabalar yürüttüğünü ortaya koyuyor.

    Siber saldırılar uzun süredir var olsa da, bu tabloyu daha görünür hâle getiren dönüm noktası ise Ukrayna’daki savaş oldu. Savaş sonrası dönemde Avrupa kamuoyuna yönelik bilgi operasyonları hem hacim olarak arttı hem de daha agresif taktiklerle çeşitlendi. “Doppelgänger” gibi kampanyalarda Avrupa merkezli medya kuruluşlarının birebir kopyalarının oluşturulması ya da Portal Kombat ağındaki yüzlerce sahte sitenin eşgüdümlü çalışması, manipülasyonun artık “düşük yoğunluklu bir tehdit” değil, doğrudan stratejik iletişimi hedef alan hibrit bir araç olarak konumlandığını gösteriyor. Yani savaş yalnızca askeri ve ekonomik bir kırılma yaratmadı, bilgi alanını daha doğrudan bir rekabet ve çatışma sahasına dönüştürdü.

    Bu nedenle bugün FIMI’yı anlamak, yalnızca yanlış bilgi üretim süreçlerini değil, hangi devlet-ilişkili aktörün hangi motivasyonlarla, hangi davranış kalıplarıyla ve hangi uluslararası gelişme bağlamında hareket ettiğini analiz etmeyi gerektiriyor. AB’nin FIMI yaklaşımının son yıllarda bu kadar hızla kurumsallaşmasının nedeni de tam olarak bu: Rusya ve Çin gibi aktörlerin yürüttüğü operasyonlar; Ukrayna savaşıyla birlikte görünürlüğü artan bilgi manipülasyonu dalgası ve komşu ülkelerde kamuoylarını ve demokratik süreçleri etkileyen bilgi akışlarının jeopolitik sonuçlar doğurması.

    Özellikle Moldova ve Gürcistan, son yıllarda hem seçim dönemlerinde hem de dış politika yönelimlerine ilişkin tartışmalarda yoğun bilgi manipülasyonuna maruz kalan iki ülke olarak öne çıkıyor. Bu ülkelerde Rusya bağlantılı aktörlerin Avrupa ve Batı karşıtı anlatıları, ekonomik kaygıları veya kimlik temelli fay hatlarına dokunan mesajları dolaşıma sokması, AB’nin FIMI’yı yalnızca Birlik içini ilgilendiren bir mesele olarak değil, çevresindeki siyasi dengeyi doğrudan etkileyen bölgesel bir güvenlik sorunu olarak değerlendirmesine yol açıyor.

    Uluslararası ilişkilerin yeniden şekillendiği bir dönemde, coğrafya bir kez daha dış politikanın yönünü belirleyen temel unsurlardan biri hâline geldi. Avrupa Birliği ve Türkiye, yalnızca coğrafi yakınlık ve tarihsel bağlar nedeniyle değil; aynı zamanda iç içe geçmiş ekonomileri, tedarik zincirleri, enerji koridorları ve bölgesel bağlantı ağları sayesinde doğal ortaklar olarak öne çıkıyor.

    Türkiye’nin hem NATO üyesi hem AB’ye aday bir ülke olması, hem de Orta Doğu, Kafkasya ve Karadeniz gibi önemli hatların tam kesişim noktasında yer alması stratejik bir bilgi sahası yaratıyor. Araştırmalar özellikle Rusya’nın Türkiye kamuoyuna yönelik anlatılarının süreklilik gösterdiğini ortaya koyuyor; bu anlatılar çoğu zaman bağlama göre uyarlanan, yani Türkiye’deki bilgi ortamına ve gündemdeki kritik gelişmelere özel olarak tasarlanmış bir strateji izliyor. Çin ise daha seçici fakat belirli konularda etkisi hissedilen girişimlerle bilgi alanına müdahil oluyor.

    Bu tehditle mücadelede sadece doğrulama çabaları yetmiyor; manipülasyonu üreten davranış örüntülerini, operasyonların hangi ağlar üzerinden yürüdüğünü ve hangi zafiyetlerden beslendiğini anlamak gerekiyor. Avrupa Birliği ve bazı Fransa, Polonya ve Almanya gibi AB üye ülkeleri son yıllarda bu yönde adımlar atmaya başladıysa da, bilgi alanının giderek daha fazla jeopolitik rekabetin sahası hâline geldiği bir dönemde FIMI’nın etkilerini azaltmak için daha koordineli ve daha bütüncül yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor.

    Bu tablo karşısında Avrupa Birliği de son yıllarda FIMI’ya karşı daha kurumsal bir çerçeve inşa etmeye yöneldi. Bunun en somut adımı ise 12 Kasım’da 2025’te tanıtılan Avrupa Demokrasi Kalkanı (European Democracy Shield – EDS) oldu. Bu yeni çerçeve, AB içinde yalnızca seçim dönemlerinde değil, yıl boyunca süren bilgi manipülasyonlarını izlemeyi, erken uyarı mekanizmalarını güçlendirmeyi ve kriz anlarında kurumlar arası hızlı koordinasyonu mümkün kılmayı hedefliyor.

    Program kapsamında Avrupa Dijital Medya Gözlemevi’nin kapasitesi genişletilirken, ulusal düzeydeki doğrulama ağları ve araştırma kuruluşlarıyla daha yakın bir işbirliği öngörülüyor. En kritik boyutlardan biri ise bu yaklaşımın AB sınırlarının ötesine taşınması: Aday ülkeler ve komşu bölgelerle ortak çalışma, veri paylaşımı, teknik destek ve ortak eğitim modülleri içeren bir uluslararası işbirliği vizyonunu da barındırıyor. Dolayısıyla Türkiye gibi AB ile yoğun etkileşim içinde olan ülkeler için bu mekanizma, yeni bir eşgüdüm ve kapasite geliştirme fırsatı sunuyor.

    Bugünün bilgi ortamında manipülasyon artık bir yan etki değil, jeopolitik rekabetin merkezî araçlarından biri. FIMI ile mücadele de bu nedenle yalnızca teknik bir güvenlik meselesi değil, demokrasinin, kurumların, kamuoyunun ve uluslararası işbirliklerinin dayanıklılığını ilgilendiren bir alan. AB ve partnerleri için bu tehditle başa çıkmanın yolu, ortak zeminde buluşmak, erken uyarı kapasitesini güçlendirmek ve manipülasyonun toplumdaki yankı odalarını beslemesini engellemekten geçiyor. Avrupa Demokrasi Kalkanı bu yolun başlangıç noktalarından biri; başarısı ise hem Avrupa’nın hem partner ülkelerin, sivil toplum kuruluşları, bağımsız medya ve doğrulama ağları, düşünce kuruluşları, akademi ve vatandaşların da dâhil olduğu geniş bir paydaş grubuyla ortak bir anlayış ve işbirliği geliştirmesine bağlı.

    Dünya M
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikEvrim Binbaş ve Levent Ünsaldı ile Söyleşi: Post-Hakikat Çağı’nda dünyada ve Türkiye’de akademinin geleceği ne olacak?

    Diğer İçerikler

    daktilo2 Röportajlar

    Evrim Binbaş ve Levent Ünsaldı ile Söyleşi: Post-Hakikat Çağı’nda dünyada ve Türkiye’de akademinin geleceği ne olacak?

    16 Kasım 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2 Yazılar

    Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 3: 1927 Sayımı Aslında Neyi Ölçtü?

    16 Kasım 2025 Alper Yağcı
    daktilo2 Yazılar

    Bisikleti Olmayan ama Bisiklete Binen Arkadaşının Yanında Koşarken Sanki Kendisi Bisiklete Biniyormuş Gibi Mutlu Olan Çocuk

    16 Kasım 2025 Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yabancı Bilgi Manipülasyonu (FIMI) ve Avrupa’nın Yanıtı

    19 Kasım 2025 Yazılar Asuman Kübra Baş

    Evrim Binbaş ve Levent Ünsaldı ile Söyleşi: Post-Hakikat Çağı’nda dünyada ve Türkiye’de akademinin geleceği ne olacak?

    16 Kasım 2025 daktilo2 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 3: 1927 Sayımı Aslında Neyi Ölçtü?

    16 Kasım 2025 daktilo2 Yazılar Alper Yağcı

    Bisikleti Olmayan ama Bisiklete Binen Arkadaşının Yanında Koşarken Sanki Kendisi Bisiklete Biniyormuş Gibi Mutlu Olan Çocuk

    16 Kasım 2025 daktilo2 Yazılar Burak Bilgehan Özpek

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Kasım 2025
    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}