Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İslamcılık Üzerine – I
    Yazılar

    İslamcılık Üzerine – I

    Rabia Nur Kartal25 Ağustos 20237 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    19. yüzyılın sonlarında, Osmanlı’daki bağımsızlık hareketlerinin yol açtığı toprak kayıpları ve Batılı güçlerin İslam coğrafyası üzerindeki sömürgecilik faaliyetleri karşısında devleti yok olmak ve geri kalmaktan kurtarmak adına başlıca iki ideolojik akım sahneye çıkmıştır. Bu akımlardan ilki; farklı etnik, dini ve kültürel unsurları Osmanlı çatı kimliğinde buluşturma gayesinde olan Osmanlıcılık iken diğer akım ise “asr-ı saadet” mottosu ekseninde ilerleyen ve siyasal kurtuluşun İslam’ın ana kaynaklarına dönmekle mümkün olacağını iddia eden İslamcılıktır.

    İslamcılık, temelde yozlaşmış, ceberrutlaşmış mevcut siyasal yapı ve ilişkilerle bir hesaplaşma içerisinde olma, müslümanlar arasında ortak bir ülkü ve gaye oluşturma, İslam’ın siyasetten beklediklerini karşılama cihetinde mücadele etme istemi ile ortaya çıktı. Can alıcı nokta, müslümanların emperyalist ve seküler Batı karşısındaki mağlubiyetinin kabul edilmesiydi.

    Genel kabul edilen yargı ise bu mağlubiyetin aslında Renan’ın iddia ettiğinin aksine İslam’ın ilerlemeye uygun bir programı olmayışı değil, bilakis müslümanların hakiki İslami yolu terk etmelerinden dolayı olduğu idi. Bu bağlamda İslamcılar için temel motivasyon, İslam tarihindeki sapmaları eleştirel bir yaklaşımla ele alarak İslam’ın hakiki kaynakları (Kuran ve Sahih Sünnet) ekseninde bir siyaset, kültür, toplum, ekonomi ve ahlak inşa etme çabası olmuştur.

    İslamcılık Nedir?

    İslamcı kavramını ilk kullanan Ziya Gökalp’tir. Gökalp, 1913 yılında yazdığı “Üç Cereyan” başlığı altındaki makalelerde -ki sonraki dönemde Türkleşmek-Muassırlaşmak-İslamlaşmak adıyla kitaplaştırılmıştır- İslamcılık, İslamlaşmak, İslamlık kavramlarını kullanmıştır. (Kara, 1986:15).

    İslamcılık; müslümanları içinde bulundukları buhrandan, mağlup medeniyet travmasından ve sömürüden kurtarmanın yolunun İslam’ın aslına dönmekten ve aslını hakim kılmaktan geçtiğini savunan bir siyasal-sosyal ve kültürel fikir hareketi olarak ele alınabilir. Siyasal olan aidiyetleri içerdiği için İslamcılık, her şeyden önce bir siyasal eğilim veya oluşumdur.

    İslamcılık, siyasal davranışın müslümanlık algısıyla buluştuğu her noktada ortaya çıkabilen bir kimlik, bir algı olarak düşünülebilir. Ne tür bir İslam yorumuna sahip oldukları önemli olmaksızın, siyasal pratiğinin merkezine İslam’ı koyan her türlü müslüman oluşumu İslamcılıktır. (Aktay, 1999). Bu hususun daha net anlaşılması adına S. Sayyid’in İslamcılık hakkındaki tanımını baz alabiliriz: ”Bir Müslüman olarak ilişkilerini İslam’ın tarihsel formasyonu ve geleneklerinin içinden konumlandırarak, bunu kendine bir davranış ufku kılma projesine İslamcılık diyebiliriz.”

    İslamcılıkla ilgili birçok tanım, bu ideolojinin farklı yönlerini vurgulayacak şekilde birçok yazar tarafından yapılmıştır. Aşağıda bu tanımlardan bir kısmına göz atabilirsiniz:

    “İslamcılık, 19. ve 20. yy’da İslam’ı bir bütün olarak (inanç, ibadet, ahlak, felsefe, siyaset, eğitim…) yeniden hayata hâkim kılmak ve akılcı bir metotla Müslümanları ve İslam dünyasını; Batı sömürüsünden, zalim ve müstebit yöneticilerden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtarmak, medenileştirmek, birleştirmek ve kalkındırmak uğruna yapılan aktivist, modernist ve eklektik yönleri baskın siyasi, fikri ve ilmi çalışmaların, arayışların, teklif ve çözümlerin bütününü ihtiva eden bir hareket olarak tarif edilebilir.” (Kara, 1986:15).

    “İslamcılık; kültürel, politik ve sosyal önder zümresinin -ki bunlar belli iddia ve taleplerle farklı etkinlik alanlarında ortaya çıkarlar- İslamiyet’ in manevi, ahlaki, kültürel ve sosyal değerlerine uygun bir dünyanın kurulmasını sağlamaya çalışmaları ve bu uğurda çeşitli alanlarda ve düzeylerde cehd göstermeleri olarak tanımlanabilir.” (Bulaç, 2004: 48).

    “İslamcılık, İslam’ın temel kavramlarına dönüşü, zamanın gereklerine göre dinin yeniden yorumlanmasını ve İslam’ın özüne uymayan kavram ve güçlerle mücadeleyi amaçlamaktadır.” (Akdoğan, 2000: 311).

    “İslamcı, dini, siyasal bir ideoloji olarak algılar. Bir başka deyişle, İslamcının bir devlet, bir iktidar talebi vardır. İslamcı moderniteye karşıdır ve onun bu tutumu, nasçı bir zemine oturur. İslamcı, geleneği eleştirir ve temel dinsel ilkelerden hareketle, gerçek hayatın sorunlarına çözüm bulmaya çalışır. İslamcı, araç-amaç ilişkisini özden görür ve pratiğin dinin ilkeleriyle uyumlu olması gerektiğine inanır.” (Atalar, 2009: 210).

    İslamcılığın hem muhalif hem de muvafık bir akım olduğu unutulmamalıdır. Nitekim İslamcılık, modern dünyanın getirmiş olduğu düşünme ve yaşam tarzına yönelik ağır eleştiriler yöneltse de modern bir harekettir. Batı ile uyum aranacak alanlar (çalışma, azim, bilim, teknik vs.) ve aranmayacak alanlar (egoizm, ahlaksızlık, sömürü, kar hırsı vs.) şeklinde bir ayrıma giden eklektik ve aksiyoner yönü baskın bir modern harekettir.

    Müslüman ve İslamcı

    İslamcı olarak adlandırılan hareketin mensupları kendilerini İslamcı olarak tanımlamak yerine Müslüman olarak tanımlamayı tercih etmişlerdir. Çünkü bu hareketin mensupları İslami bazı kavramları kullanarak yeni bir siyasal düşünce üretmediklerini, bütün gayelerinin İslam’ı daha iyi anlamak ve onu yaşamak olduğunu savunmuşlardır.

    Çünkü İslamcı tanımı, müslüman tanımlamasının dışında sanki yeni bir tanımlama gibi algılanmaktadır. Özellikle İslamcı tanımını kullanan kesimler, bu kelime ile kendilerince müslüman kimliğinin ötesine geçmiş, kendisine yeni bir ideoloji belirlemiş kesimleri kastetmektedir. Oysa İslamcı diye tanımlanan kesimin yeni bir ideoloji ortaya koyma çabaları yoktur ve onlar böyle bir çabanın İslam dışı olduğuna inanırlar.

    Yaptıklarının yeni bir ideoloji oluşturmak değil, zaman içerisinde hurafelerle en azından halk nazarında değiştirilmiş, aslından uzaklaştırılmış, sadece ahirete yönelik anlayış içeren yaklaşımların yanlışlığının gösterilmesi, İslam’ın ahiretin yanı sıra dünyaya ve toplumsal ilişkilere yönelik de hükümler içerdiğini ve bir müslüman olarak sosyal ve siyasal hayatın da İslam’ın gerektirdiği esaslar çerçevesinde algılanması gerektiğini savunmaktadırlar.

    Said Halim Paşa’nın İslamlaşmak  kavramını tanımlarken yaptığı “İslam’ın itikadını, ahlakiyatını, içtimaiyatını, siyasiyatını daima zaman ve muhitin ihtiyacına en muvafık bir surette tefsir ederek bunlara gerektiği gibi tevfik-i hareket etmekten ibarettir” açıklaması bunun bir örneğidir (Kara,1986).

    İslamcılık kavramını kabul edenler de bu kavrama dışarıdan bakanların getirdiği tanımlamayı değil, kendi yaptıkları tanımlamayı esas alırlar. Örneğin, Hayrettin Karaman bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

    ”Bana İslamcı dediklerinde ister Meşrutiyet dönemindeki, ister günümüzdeki manasında, İslamcılık ile kendi davam ve konumum arasında bir aynılık ve aidiyet ilişkisi kuramıyorum. Ama benim de İslamcılık diye adlandırabileceğim bir davam vardır, bu dava şuurlu bütün Müslümanların ortak davasıdır ve bu tanımlamada Müslüman ile İslamcı aynı kimliktir. Bana göre İslamcı Müslümandır. Müslüman da düşünce ve inançtan davranışa, ferdi hayattan içtimai hayata kadar bütün alanlarda ilişki ve eylemlerde Allah’ın irade ve rızasını gözeten, buna aykırı bir inanç, düşünce ve eylemde olmamayı hayatının düsturu ve gayesi edinen kimsedir. Benim İslamcım dünyayı tanır, başka inançlar, dünya görüşleri, hayat tarzları hakkında doğru bilgi sahibi olur; ancak bunları büyütmez, kendini hiçbir alanda geri ve aşağı görmez, ‘iyi kötü, ileri geri, güzel çirkin’ değerlendirmelerini kendi ana kaynaklarına, değer ölçütlerine göre yapar. Kendine ait değerlendirmelerde geçer not alamazsa kusuru kendinde arar, telafiyi kendi ölçütleri ve dinamikleri ile gerçekleştirmeye yönelir. Müslüman vahye ve İslam aklına dayanır, beşeri ve tarihi katkısı olan kurum, değer ve kuralların eskiyeni olursa bunları yine kendine ait araçlarla, tecdit ve içtihad yöntemiyle yeniler” (Şentürk, 2015).

    İslamcı ve müslüman arasındaki temel ayrım, İslam zemininde siyasetin inşa edilme arzusu ve hedefi ile İslam’ın bir yönetim tekniği olarak kabul edilip edilmemesidir. Bununla birlikte, Karaman’ın İslamcı ile Müslüman kavramlarına aynı anlamı atfeden değerlendirmesi, dini kimliğinden feragat etmeksizin, İslam dini odağında teşekkül eden siyasi, hukuki ve ekonomik projeye dahil olmayan “Müslüman”ların “heretik” olarak lanse edilmesine neden olabilmektedir.

    İslam’dan ideolojik bir kimlik devşirilmesi ve İslam’ın hükümet etmenin yöntemini veren bir ideoloji olarak görülmesi, dini politik arenada etkin bir “güç” unsuru haline getirmiştir. Ancak İslam’ın devlet, egemenlik ve iktidar talebi olup olmadığı bugün bile tartışılagelen hususlardan biridir. De facto bir devlet algısı olmakla beraber İslam’ın, devlet gibi siyasal bir yapılanmadan adalet, emaneti ehline verme, liyakat, şûra, akla ve doğru verilere dayanma gibi kurucu ilkelere sahip olmasını beklediğini; ancak iktidar, devlet yapısı yahut egemenlik türü ile ilgili bir yönergeye sahip olmadığını; beşeri meseleleri insan iradesi ve aklına bıraktığını iddia eden görüş geçerliliğini halen muhafaza etmektedir.

    Bu genel görüş, argümanlarını Hz. Muhammed’in Hicret sonrası yüklenmiş olduğu liderlik vazifesinin onun peygamberliğinin “mütemmim cüz’ü” yani olmazsa olmazı değil, şartların getirmiş olduğu beşeri bir sorumluluk olduğu gerçeğinden hareketle desteklemektedir ki kanaatimce de en doğru yaklaşım budur. Dahası, İslamcıların modern Batı ile eklektik, “ne seninle ne sensiz” ilişkisi, diğer bir deyişle Batıdan ilmin ve fennin alınıp yerel/kültürel değer ve normların muhafaza edilmesi, Cemil Meriç’in ifadesiyle “misafirin ayaklarını içeri alıp kafasını kapının dışında bırakmak” olup gerçekliği yansıtmamaktadır.

    Devam edecek…

    Kaynaklar

    Akdoğan, Y. (2000). Siyasal İslam-Refah Partisinin Anatomisi. İstanbul: Şehir Yayınları.

    Atalar, M. Kürşat (2009). Dört Analitik Terim Ölçeğinde İslamcı Kimlik, Kimlikler Lütfen, (Der. Gönül Pultar). Ankara: ODTÜ Yayıncılık.

    Bulaç, A. (2004). İslam’ın Üç Siyaset Tarzı veya İslamcıların Üç Nesli, ”İslamcılık”. 1. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

    Kara, İ. (1986). Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi. İstanbul: Risale Yayınları.

    Şentürk, H. (2015). İslamcılık: Türkiye’de İslami Oluşumlar ve Siyaset. İstanbul: Çıra Yayınları.

    Fotoğraf: mraqieb

    L1 Siyaset Sosyoloji Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKitap Yorum | İran: Bir Devrimin Tükenişi, Khosrokhavar ve Roy
    Sonraki İçerik Yangınlar ve Kiralar | Çerçeve S3 #2

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}