[voiserPlayer]
GİRİŞ
Bu yazıda Ekrem İmamoğlu’nun ulaşabileceği oy sayısını 2017-2019 arasındaki seçmen davranışlarını inceleyerek tartışacağım. İmamoğlu’na kayıtlı seçmenin en az %1’i kadar (105 bin) oy getirmesi beklenen parti seçmen gruplarını (CHP, İYİ Parti, HDP ve MHP) analiz edeceğim.
Seçmenlerin davranışlarını tahmin etmek için 2017 referandumu, 2018 seçimleri ve 2019 yerel seçimlerinin mahalle sonuçlarını kullandım. Bu sonuçlar YSK’nın yayınladığı sandık verilerinden elde edildi. Fakat sandık numaraları ve sandığa kayıtlı seçmenler her seçimde değiştiği için sandık yerine mahalle sonuçları üzerinden çıkarımlar yapmak zorunda kaldım.
Ekrem İmamoğlu’na Oy Vermeyen CHP ve İYİ Partili Seçmenler
CHP ve İYİ Parti seçmenlerinin en az %96’sı referandumda Hayır oyu kullanırken, Evet oyu verenler %1’e ulaşmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de seçmenlerin neredeyse tamamı İnce, Akşener ve Demirtaş’ı desteklemiş. Bu nedenle CHP ve İYİ Parti seçmenlerinin bir kısmının neden 31 Mart’ta İmamoğlu’na destek vermediği sorusunu yanıtlarken geçmiş seçimlere doğrudan odaklanmayacağım. 31 Mart seçimlerindeki ilçe sonuçlarıyla bu soruya yanıt arayacağım.
24 Haziran 2018 genel seçimlerinde İstanbul’da CHP’ye oy vermiş 2 milyon 445 bin seçmenden 137 bininin sandığa gitmediği tahmin ediliyor. Bu sayı 742 bin İYİ Partili arasında 20 bin seviyesinde. Ayrıca 19 bin CHP’li seçmenin ve 28 bin İYİ Partilinin Binali Yıldırım’a oy verdiği anlaşılıyor. Diğer adaylara yönelen CHP’li sayısı 37 bin, İYİ Partili sayısı 12 bin olarak tahmin ediliyor.
Diğer bir ifadeyle CHP seçmeninin yaklaşık %1’i, İYİ Partililerin %4’ü Binali Yıldırım’ı tercih ederken, Ekrem İmamoğlu’na destek aynı seviyede (%92). CHP’lilerin %2’si diğer partilere yönelirken, bu oran İYİ Parti seçmenlerinde %1. %6 civarında CHP ve %3 civarında İYİ Parti seçmeni ise sandığa gitmemiş. Sonuç olarak CHP ve İYİ Parti seçmenlerinin %8’i Ekrem İmamoğlu’na oy vermemiş. İmamoğlu’na destek vermeyen 193 bin CHP seçmeninin en az 170 bininin ve 58 bin İYİ Parti seçmeninden en az 45 bininin aynı zamanda referandumda “Hayır” oyu verdiği tahmin ediliyor. 24 Haziran’da partilerini destekleyen ve çoğunluğu Hayırcı olan bu seçmen gruplarının neden İmamoğlu’nu tercih etmediklerini siyasal ve ekonomik etkenlerle açıklayacağım.
CHP ve İYİ Partililer neden Ekrem İmamoğlu’na oy vermedi?
Muhalif seçmenler arasında 24 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan kırgınlık motivasyon kaybına yol açtı. Ayrıca CHP ilçe belediyelerinin yerel yönetim performanslarına ve beğenilmeyen yeni adaylara yönelik tepki İBB seçiminde bir ölçüde İmamoğlu’na yansımış durumda. Nitekim referanduma ve Cumhurbaşkanlığı seçimine kıyasla CHP adayının en başarısız olduğu ilçelerin çoğu CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Muhtemelen Ekrem İmamoğlu 2014 İBB adayı Mustafa Sarıgül ve 2018 Cumhurbaşkanlığı adayı Muharrem İnce kadar tanınırlığa ulaşamadığı için, motivasyonu düşen, kırgın veya öfkeli seçmene hitap etmekte zorlandı. Bu nedenle 2017’de oluşan muhalif “Hayır” blokunun tüm desteğini alamadı.
Nitekim 2019 yerel seçimlerinde muhalefet adayının gerçek oy potansiyeli aslında Saadet ve Vatan Partisi seçmenleri haricindeki 2017 başkanlık referandumundaki tüm Hayır oylarıydı. Tıpkı bu seçimde olduğu gibi 2017’de de CHP’nin “Hayır” kampanyasını muhalif Kürtler ve muhalif Türk milliyetçileri aynı anda desteklemişlerdi. Meclis dışında kalan pek çok parti de muhalefetin yanındaydı.
İmamoğlu’nun Hayır oy oranının gerisinde olduğu ilçelerin çoğu Beylikdüzü haricinde kalan CHP belediyeleri. Özellikle DSP ve Cumhur İttifakı’nın güçlü aday çıkardığı ilçelerde İBB oyları da bu partilere gitmiş ve İmamoğlu düşük destek bulmuş (Adalar, Şişli). Ayrıca Çatalca, Silivri ve Şile gibi ekonomiden daha az etkilenen küçük ilçelerde AK Parti’nin ulaşım vaatlerinin bir kısım muhalif seçmeni etkilediği söylenebilir. Buna karşın AK Partili belediyelerin yönettiği ilçelerde İmamoğlu daha başarılı. Siyasi nedenlerin yanında ekonomik olumsuzluklar da bu farklılaşmayı açıklıyor.
Referandum ile kıyaslandığında Ekrem İmamoğlu’nun gelir düzeyi düşük ilçelerde daha başarılı olduğu anlaşılıyor. Gelir düzeyi arttıkça İmamoğlu’nun başarısı azalıyor. İmamoğlu’nun başarısının düştüğü ilçelerin çoğu ortalama ve üzeri gelir seviyesine sahip CHP’li ilçeler. Bu ilçelerde yoğunlaşan muhalif seçmenin ekonomik olumsuzlukları yoksul ilçelerde yaşayan seçmen kadar hissetmediği söylenebilir. Dolayısıyla 24 Haziran’dan ve/veya yerel yönetim performansından ötürü muhalefete yönelen negatif duygular bu ilçelerde daha çok etkili olmuş. Böylece önemli bir muhalif seçmen kitlesi iktidar yerine muhalefeti cezalandırmayı tercih etmiş gözüküyor.
Ayrıca Binali Yıldırım referandum potansiyelini gelir seviyesi arttıkça daha çok koruyabilmiş. Hatta Bakırköy’de bu potansiyeli aştığı, Beşiktaş’ta ise yakaladığı görülüyor. Bunun yanında Binali Yıldırım oyunun referandum potansiyelinin %95’inin üzerinde oy oranına ulaştığı 13 ilçeden 11’i bir önceki yerel seçimde CHP’nin kazandığı ilçeler. Buna karşın İmamoğlu’nun %95 üstü potansiyele ulaştığı iki ilçe ise İstanbul’un en yoksul ilçeleri: Arnavutköy ve Sultanbeyli.
Ayrıca gelir düzeyi yüksek CHP’li ilçelerde sandığa gitmeyen seçmen oranının da arttığı görülüyor. 24 Haziran sonrasında muhalif seçmende oluşan kırgınlık ve İmamoğlu’nun seçimi kazanamayacağına dair inanç katılımı düşüren diğer sebepler. Buna karşın ilçe bazında gelir düzeyi azaldıkça ekonomik kötüleşmeyi daha çok hisseden seçmenler sandığa yönelmiş ve seçime gitmeyen seçmen oranı azalmış.
Sonuç olarak İmamoğlu’nun artan popülaritesi ile birlikte muhalif seçmenin tamamen motive olması bekleniyor. Ayrıca duyguların siyasi davranış üzerinde etkili olduğunu biliniyor. YSK kararına duyulan öfkenin seçimi ulusal bir referandum havasına sokması CHP ve İYİ Partilileri referandumda olduğu gibi neredeyse tamamen İmamoğlu’nu desteklemeye itecektir. Aynı zamanda zafer coşkusuna yönelik beklenti de bu seçmenleri sandığa taşıyacaktır.
Ekonomideki kötüleşmenin kesilmemesi ve YSK kararının yarattığı öfke 23 Haziran’da CHP ve İYİ Partililerin tamamını sandığa götürebilir. Ayrıca farkın açılması ihtimali bu iki seçmen grubunu tamamen motive edecektir. Yalnızca sandığa gitmeyen CHP ve İYİ Parti seçmenleri değil, Binali Yıldırım ve diğer adaylara oy verenler de büyük olasılıkla Ekrem İmamoğlu’na yönelecektir. Böylece 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’nun kendisine 31 Mart’ta oy vermemiş olan 193 bin CHP ve 58 bin İYİ Parti seçmeninin desteğini alacağı öngörülebilir.
Geriye iki kritik grup kalıyor. 31 Mart’ta İmamoğlu’na oy vermemiş HDP’liler ve partilerinden uzaklaşan MHP seçmeni. Bu iki seçmen grubuna aynı anda hitap edebilmek zor. İmamoğlu da Selahattin Demirtaş’a yönelik pozitif mesajlarıyla ve mahalle ziyaretleriyle öncelikli olarak HDP’lileri hedeflediğini gösteriyor. Ancak ekonomideki kötüleşmenin devam etmesi ve YSK’nın yarattığı mağduriyet MHP’lileri de İmamoğlu’na yaklaştırabilir.
HDP Seçmenlerinin Tavrı Ne Olacak?
Mahalle bazlı oy geçiş analizine göre 24 Haziran’da HDP’ye oy veren 1 milyon 146 bin seçmenin %3’ü referandumda Evet oyu verirken, %94’ü Hayır oyu kullanmış ve %3’lük seçmen kitlesi sandığa gitmemiş. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmenlerin neredeyse tamamı muhalif adayları desteklerken, %1’lik protestocu bir grup söz konusu. 2019 yerel seçimlerinde ise Ekrem İmamoğlu’na destek %81’de kalırken, Yıldırım %2’lik destek bulabilmiş. %17’lik kalabalık bir seçmen kitlesi de sandığa gitmemiş veya daha küçük bir oranda diğer adaylara yönelmiş (yaklaşık %1.5).
1 milyon 77 bin Hayırcı HDP seçmeninden 931 bini İmamoğlu’na oy verirken, kalan 146 binin sandığa gitmediği görülüyor (Hayırcıların Binali Yıldırım’a oy verme ihtimalinin ihmal edilmesi şartıyla.) Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalif adaylara destek veren kişi sayısı referanduma kıyasla 50 bin artarak 1 milyon 127 kişiye yükselmiş. Bu gruptaki seçmenlerden 15 bininin Binali Yıldırım’a oy verdiği çıkarımını yapmak mümkün. Nitekim 2018’de Erdoğan’ın aldığı 3 bin oy bu kitlenin desteğiyle 2019’da Binali Yıldırım oylarını 18 bine ulaşmış gözüküyor. Ayrıca iktidar veya muhalefeti tercih etmeyen 16 bin kişiye 2018’de muhalif adaylar lehinde oy kullanmış 183 bin seçmenin eklendiği anlaşılıyor.
İmamoğlu kendisine oy vermeyen fakat Binali Yıldırım’ı da tercih etmeyen Hayırcı 146 bin HDP’linin desteğini büyük oranda alabilir. Ayrıca İmamoğlu’na oy veren HDP’li sayısı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalif adayları destekleyenlerle kıyaslandığında 183 bin eksik. Diğer bir ifadeyle, referandumda ve 31 Mart’ta partisinin çağrısına uymasa da Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş ve İnce’ye oy vermiş 37 bin HDP seçmeni mevcut. Demirtaş’a yönelik olumlu mesajların devam etmesi, HDP’nin İmamoğlu’na destek kararında ısrarı ve iktidarın milliyetçi söylemi İmamoğlu’na gelecek ek desteği 183 bin seviyesine yaklaştırabilir. Türk HDP seçmeninin yoğunlaştığı Cihangir, Beşiktaş, Kadıköy gibi semt ve ilçelerde katılımın artmasıyla birlikte İmamoğlu’na destek artacaktır. Kürt HDP seçmeninin ise ekonomiden daha çok etkilenen yoksul ilçelerde yoğunlaştığı biliniyor. Ekonomideki olumsuz gidişat Kürtleri muhalefete daha çok yaklaştıracaktır.
Seçimin Kapalı Kutusu: MHP Seçmenleri
Oy geçişleri incelendiğinde 24 Haziran’da MHP’ye oy veren seçmenlerin partileriyle tam uyumlu hareket etmediği görülüyor. Buna göre MHP seçmeninin %61-%85 aralığında partisine sadık kalırken, %13-30 aralığında muhalefete yöneliyor. Referandumda sandığa gitmeyen %8’lik seçmen kitlesinin 31 Mart’ta %15’e ulaştığı görülüyor.
MHP seçmenlerinin 31 Mart seçimlerini Cumhurbaşkanlığı seçiminden ziyade referanduma benzer bir atmosferde yaşadığı anlaşılıyor. Referandumla kıyaslandığında Binali Yıldırım’ın 470 bin Evetçinin neredeyse tamamının (460 bin) oyunu aldığı görülürken, İmamoğlu’na oy veren seçmen sayısı da Hayırcı sayısına yakın (182 bin – 227 bin). Aradaki farkı oluşturan 45 bin MHP’linin sandığa gitmediği veya diğer partilere yöneldiği çıkarımını yapmak mümkün. Ayrıca referandum ve yerel seçimlerde oy kullanmayan 60 bin MHP’li mevcut. Bu seçmen grubunun 15 bini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de oy kullanmazken, 45 bininin Erdoğan’a oy verdiği anlaşılıyor.
31 Mart’ta oy kullanmayan MHP seçmenleri parçalı bir görüntü ortaya koyuyor. 10 bin Evetçi ve Evet oyu kullanmamasına rağmen Erdoğan’a yönelen 45 bin seçmen Binali Yıldırım’ın hedef kitlesi. 45 bin Hayırcı İmamoğlu’nun potansiyel seçmen grubu içindeyken, üç seçimde de oy kullanmayan 15 bin MHP seçmeni ekonomik olumsuzlar ve mağduriyet algısıyla birlikte İmamoğlu’na yönelebilir. Ayrıca bu iki etmen Binali Yıldırım’ın hedef kitlesini sandığa götürmekten alıkoyabilir. Bu kitleden İmamoğlu’na oy kaymaları yaşanması ihtimali de mevcut.
Sonuç
YSK kararının yarattığı öfke ve ekonomide iyileşme sağlanamaması muhalefetin arkasındaki rüzgarın kuvvetlenmesine yol açıyor. Ayrıca 23 Haziran’da daha farklı bir zafere ulaşma ihtimali muhalif seçmenin umut ve coşkusunu artıyor.
Buna göre 23 Haziran’da İmamoğlu’nun 31 Mart’ta kendisine oy vermeyen 193 bin CHP ve 58 bin İYİ Partili seçmenin oyunu alması muhtemel. Bu senaryoda mevcut oyunu koruyup (4,170 milyon), CHP ve İYİ Partililerin oylarını (251 bin) üzerine ekleyen İmamoğlu 4,421 milyon oya ulaşıyor.
Ayrıca referandumda “Hayır” oyu kullanmasına rağmen 31 Mart’ta İmamoğlu’yu tercih etmeyen 146 bin HDP seçmeninin İmamoğlu’nu desteklemesi muhtemel. Bu destekle birlikte İmamoğlu oyları 4,567 milyona ulaşıyor. İlaveten referandumda ve 31 Mart’ta partisinin çağrısına uymasa da Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş ve İnce’ye oy vermiş 37 bin HDP seçmenini de İmamoğlu oylarına eklemek mümkün. Buna göre İmamoğlu oy sayısı 4,604 milyona yükseliyor.
Bunun yanında referandumda Hayır oyu kullanıp 31 Mart’ta sandığa gitmeyen 45 binlik MHP seçmeni de haksızlık yapıldığı düşüncesiyle bu seçimde İmamoğlu’ya yönelebilir. Bu senaryoda İmamoğlu oyu 4,649 milyon seviyesine geliyor. Ayrıca referandum ve yerel seçimlerde oy kullanmayan 60 bin MHP seçmeni arasında Erdoğan’a oy vermeyen 15 bin seçmen İmamoğlu’na kayabilir. İmamoğlu bu seçmen içindeki payını artırabilirse 4,700 milyon çıtasına yaklaşabilir. Bu çıtayı aşması da diğer sol partiler ve Saadet Partisi’nden gelebilecek oylarla muhtemel. Ayrıca referandumda Hayır oyu kullanmamasına rağmen gidişattan şikayetçi olan kararsız MHP ve AK Parti seçmenlerinden kopmalar yaşanabilir. Nitekim 1 Kasım erken seçimlerinde kararsız sağ seçmen hükümet kurması için en garanti seçenek olan AK Parti’ye yönelmişti. 23 Haziran’da artık kazanmaya daha yakın görülen ve İBB’yi yönetmeye söylem, proje ve vaatleriyle Binali Yıldırım’a kıyasla daha istekli bir görüntü çizen İmamoğlu’na destek verebilirler.
Özetle, 31 Mart, referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tercihlerine göre analiz birimlerine ayrıştırdığım parti seçmen gruplarını İmamoğlu’nun oy potansiyelini görmek adına katmanlı bir biçimde sırayla birleştirdim. Buna göre İmamoğlu oy potansiyeli 4,400 – 4,750 milyon aralığında değişiyor. Bu potansiyeli 4,420 – 4,650 milyon aralığına daraltmak mümkün. Kalan iki haftalık süreç İmamoğlu’nun bu aralıkta hangi sayıya ulaşacağını belirleyecek.