Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Hürriyet Partisi’nden Kalanlar
    Yazılar

    Hürriyet Partisi’nden Kalanlar

    Cem Özen28 Aralık 20208 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye’de liberal demokrasi fikrinin ve özgürlükçülüğün tabana yayılmadığı uzun süredir konuşulur. Ancak Türkiye’de özgürlükçülüğün tarihi aslında oldukça eski ve bugün ders çıkarılacak bir tecrübe külliyatı da bıraktı. 1955-1958 yılları arasında siyasi hayatını sürdüren Hürriyet Partisi bu konuda dikkat çeken örneklerdin birini oluşturuyor. Daha önce CHP’de Genel Sekreterlik (1992-94) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı (2007-2013) yapan Ertuğrul Günay’ın 2020 yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlanan ve Hürriyet Partisi’nin hikayesini anlatan kitap, içinde yaşadığımız koşullar düşünüldüğünde çok önemli bir örnek teşkil ediyor.

    Bir “Hürriyet” Hikayesi

    Türkiye siyasetinin tecrübeli ismi Ertuğrul Günay, 2020’nin son günlerinde çıkan Bir “Hürriyet” Hikayesi – Çok Partili Dönemde Özgürlükçü bir Siyaset Girişimi (1955-1958) kitabında siyasi hayatını sürdürdüğü 1955-1958 yılları arasında politikaya yön veren Hürriyet Partisi’nin hikayesini anlatıyor. Günay, dışarıdan tarafsız bir gözle partiye ışık tutmak yerine çoğu zaman kendisi de uzun süredir siyasetin içerisinde olduğu için empatik bir ilişki kurarak partinin yaşadıklarını okuyucuya izah etmeye çalışıyor.

    Demokrat Parti, tek parti iktidarına karşı CHP’den kopan bir grup tarafından kurulmuş, ancak toplumun farklı bileşenlerinin desteğini almıştı (s.27). Özellikle 1946-50 arasında tek parti iktidarına karşı gösterilen toplumsal dayanışma sonucunda 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidara gelmiş ve Türkiye barışçıl şekilde iktidar değişimini sağlayarak demokrasi ligine katılmıştı. CHP lideri İsmet İnönü de gösterdiği yapıcı tutumla bu değişimin olabildiğince pürüzsüz şekilde yaşanmasının önünü açmıştı.

    Türkiye demokratik seçimlere geçmişti ancak anayasal sistemi tek parti iktidarına göre düzenlenmişti (s.35). Dolayısıyla, iktidar değiştiğinde yeni gelen partinin elinde tek parti rejimine uygun araçlar bulunuyordu. Kitapta Günay’ın da sıklıkla vurguladığı gibi kurumsal bir dönüşüm olmadan demokrasiye geçince yaşanan sorunlar aslında partilerin öngörüsüzlüklerinin bir ürünüydü. Seçimleri her şekilde kazanacağına inanan CHP yönetimi, sistematik bir değişikliğe gitmemiş, 1950 seçimlerinden önce gelebildiği nokta ancak “gizli oy açık sayım” ilkesini kabul edebilmek olmuştu. Demokrat Parti de seçimi kazandıktan sonra tek parti yetkilerinden vazgeçmeye gönüllü olmamıştı.

    Demokrat Parti iktidara geldikten sonra yaşanan özgürlük rüzgarları ve dış kaynak destekli bir ekonomi büyüme ilk dört yılın Demokrat Parti’nin lehine geçmesini sağlamıştı. 1954 seçimlerinde oy artışı olarak yansıyan bu iyileşme, 1955 yılında başlayan Kıbrıs görüşmeleri ve 6-7 Eylül olayları sonrasında kötüye giden ekonomi, Demokrat Parti’de otoriterleşme eğiliminin önünü açmış ve ülke hızla tek parti döneminin benzeri bir siyasi atmosfere bürünmüştü (s.48). 

    Milletvekili yelpazesinde entelektüel ve aydınlara da yer olan Demokrat Parti’de bu gidişattan rahatsız olan özgürlükçü kesimler, rahatsızlıklarını ispat hakkı tartışması üzerinden açık ettiler (s.52). İspat hakkı bir Bakan’a isnat edilen/yöneltilen suçlamanın kendisini bir suç olmaktan çıkararak, iddia sahibine iddiasını ispat hakkı sağlanması anlamına gelmekteydi. Örneğin bir gazeteci bir Bakan’ın rüşvet aldığını iddia ederse, bunu kanıtlama hakkı yargı tarafından güvence altına alınacaktı. Böyle bir hak olmaması durumunda rüşvet iddiasını yapan gazeteci, bu suçlama için ceza alabiliyordu.

    İspat hakkını savunan Demokrat Parti’nin özgürlükçü, aydın ve liberal kesimleri Menderes liderliği tarafından sert bir yaptırıma uğradı. Haysiyet Divanı’ndan ihraç edilen dokuz milletvekilinin yanına imzacı olan 10 milletvekili de istifa edince, Ondokuzlar olarak anılan grup muhalif bir parti kurmaya karar verdi: Hürriyet Partisi (s.56).

    Özgürlükçü bir Kimlik

    Hürriyet Partisi’nin 117 maddelik programında modern liberal demokrasilerdeki siyasal haklar talep ediliyor, ekonomi alanında piyasa ekonomisi temelinde sosyal hakları içeren bir tür sosyal-liberal bir model öngörülüyordu. Bunun yanında Hürriyet Partisi’ni öncü kılan unsur; Anayasa Mahkemesi, hâkim ve savcıların özerkliği, üniversite yönetimlerinin özerkliği, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne aykırı mevzuatın değiştirilmesi, seçim sisteminin çoğunlukçuluk yerine nisbi temsil esasına göre düzenlenmesi gibi pek çok kurumsal dönüşümü ilk savunan parti olmasıydı (s.74).

    Partinin liderliğini samimi bir özgürlükçü olan ve bu konuda tek parti döneminde de bedel ödemiş olan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu üstlenirken; Ekrem Alican, Fethi Çelikbaş, Turan Güneş, Ekrem Hayri Üstündağ gibi etkili isimler partinin kuruluşunda yer aldı. Bunun yanında sonraki dönemde siyaset ve akademi dünyasında tanınacak olan Şerif Mardin, Aydın Yalçın, Muammer Aksoy ve Coşkun Kırca gibi genç kişiler de Hürriyet Partisi içerisinde görev aldı (s.76).

    Hürriyet Partisi siyasete getirdiği özgün fikirlerle büyük bir ilgi gördü. Demokrat Parti, giderek otoriterleşiyor ve toplumu kutuplaştırıyordu. CHP muhalefeti ise devletçi reflekslerle topluma büyük bir reform öneremiyor, pasif bir görüntü çiziyordu. Böylesi bir siyasi atmosferde Hürriyet Partisi’nin kurumsal çözüm önerileri henüz yeni kurulmuş olmasına rağmen büyük dikkat çekiyordu. Zira bir süre sonra Demokrat Parti’den daha çok sayıda milletvekilinin katılması ile CHP’yi geçerek Meclis’te ana muhalefet partisi konumuna yükseldi (s.97).

    Hürriyet Partisi’nin konuşmaları kamuoyunda yankı bulurken parti Günay’ın tabiriyle bir “Aydınlar Kulübü” görüntüsü arz ediyordu (s.104). Karaosmanoğlu, güçlü lider profili çizmek yerine koordinatör gibi davranıyor, partinin güçlü entelektüel yapısının fikirlere yoğunlaşmasından memnuniyet duyuyordu. Partinin teşkilatlanması ise bilinçli olarak yavaş yürütülüyor, Demokrat Parti’ye benzeme korkusuyla, parti üyeliği için aşırı seçici davranılıyordu. Bu durum, partinin yerele yayılmasında bir engel teşkil ediyordu.

    Tek ve Son Seçim

    Demokrat Parti’nin baskısı muhalefet yapmayı giderek imkansızlaştırıyor, muhalefetin illerde yaptığı organizasyonlar da engelleniyordu. Böylesi bir durumda muhalefet partileri seçimlerde iş birliği yapmak için görüşmelere başladı. Uzun süren görüşmelerin olumlu sonuçlanmaya yaklaştığı sıralarda 1957 yılında Demokrat Parti çıkarttığı seçim yasası ile seçim iş birliğinin önünü tamamen kapayarak erken seçime gitti. Seçimi oy kaybına rağmen Demokrat Parti kazanırken, Hürriyet Partisi %3,8 oy alarak sadece dört milletvekili çıkarabildi.

    Elbette bu sonucun arkasında seçim ittifakını ve serbest muhalefeti engelleyen Demokrat Parti’nin otoriter eğilimi başrolü oynuyordu. Ancak Günay, kitapta partinin teşkilatlanmasında yaşanan bilinçli ağır hareket etmenin, ittifak görüşmelerinin uzamasının ve partinin elit görünümünün yaşanan seçim başarısızlığında etkili olduğuna dikkat çekiyor.

    Seçimlerin ardından destek veren çevrelerin, Akis ve Forum gibi dergilerin, ağır eleştirilerine maruz kalan parti yönetimi, CHP ile birleşme yoluna gitti. Fakat bu birleşme küçük bir partinin büyük bir partiye katılımı şeklinde gelişmez (s.144). Yapılan görüşmelerde “güç birliği” kavramı öne çıktı ve CHP ile birleşme, ancak Hürriyet Partisi’nin geliştirdiği kurumsal çözümler CHP tarafından kabul edildiğinde gerçekleşti. Birleşmenin gerçekleşme biçiminin, Hürriyet Partisi’nin öne sürdüğü fikirlerin kabul gördüğünün bir işareti olduğu söylenebilir. Nihayetinde 24 Kasım 1958’de parti, CHP ile birleşti.

    Partinin üç yıllık hikayesi üç yıl ile sınırlı kalmadı. Nasıl ki oy oranının çok çok üzerinde bir kamuoyu yaratma kapasitesi varsa, parti kapandıktan sonra da bu sinerji sürdü. Birleşmenin hemen ardından CHP “İlk Hedefler Bildirgesi”ni yayınladı. Buna göre Anayasa Mahkemesi’nin kurulması, ifade ve basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi temel konular prensip olarak CHP tarafından benimsenmiş oldu.

    Demokrasinin kesintiye uğradığı 27 Mayıs darbesinin ardından hazırlanan 1961 Anayasası’nda Hürriyet Partisi’nin ortaya koyduğu vizyon etkili oldu. 1961 Anayasası’nın özgürlükçü kimliğinin mayasında Hürriyet Partisi’nin fikirleri temel kaynağı oluşturdu. Oy olarak varlık gösterememesine ve hikayesi kısa sürmesine rağmen Hürriyet Partisi’nin etkisi Türk siyasi hayatına damgasını vurdu.

    Özgürlükçü Bir Örgütlenme

    Türkiye’de liberal demokrasi, tutarlı bir çerçeve ile savunulmaktan uzak oldu. Liberal politikalar, muhalefet için iktidarı eleştirmenin bir aracından öteye gidemezken, yönetimler için ise bir siyasi reçete, bir oyalama taktiği, bir dış manevra, bir göz boyama olarak görüldü. Dış baskı olmadan özgürlükçü adım atmak anlamsız bulunurken, zor zamanlarda ilk akla gelen yöntemler de hep liberal politikalar oldu.

    Hürriyet Partisi’nin ortaya koyduğu vizyon, sonraki dönemlerde pek çok siyasi parti, sivil toplum örgütü ve etkili kişiler tarafından da paylaşıldı. Ancak, özgürlükçü politikalar her zaman sahipsiz kimliğini sürdürdü ve siyasetçiler tarafından sadece zamanı gelince kullanılacak bir mutfak eşyası muamelesi gördü. Özgürlükçülüğün maya tutmamasının nedeni yerleşik siyasi ve ekonomik çıkarlara büyük zarar vermesi ve bu dönüşümün bedelini ödemeye hazır kitlelerin olmaması idi. Hala da öyle.

    Türkiye’yi dönüştürecek özgürlükçü fikirlerin hayata geçmesi, onları taşıyacak kadroların iyi örgütlenmesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu örgütlenme emir-komuta zincirinin getirdiği hareket kabiliyeti için değil fikirlerin olgunlaşmasını sağlayacak tartışma ortamının ve sinerjinin yaratılmasına hizmet edeceği için önemlidir. Özgürlükçü gündemi olanlar, Hürriyet Partisi örneği ve benzerlerinde yaşananlardan ders çıkarmalı ve kararlı bir yapılanma ile naiflikten uzak hareket etmeli.

    Çünkü özgürlük düşmanları, hiç de naif değiller…


    Parti Programı

    Madde 50: Partimiz iktisad siyasetinde; hususi mülkiyete dayanan, ferdin iktisadi hürriyetlerini koruyan, hususi teşebbüsü esas tutan, Devletin rehberliğini tanıyan ve sosyal adaleti gaye edinen bir nizamı şart koyar.

    Madde 51: İktisadi sahada hususi teşebbüsü esas tutmak, Devlet işletmeciliğine yer vermemek manasına alınmamalıdır. Devlet tesis ve işletmeciliği, tabiatı gereği tekelci bir mahiyet arz eden veya henüz hususi teşebbüsün ele alamadığı işlere hasredilmelidir.  
    Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu (1900-1978)
    Gençlik yıllarında çiftçiliğin yanı sıra yazarlık ve gazetecilikle uğraştı. Dergah dergisinde yazıları yayınlandı. Cumhuriyetçi olduğu kadar demokrat ve özgür düşünce yanlısı olduğundan yazıları nedeniyle kovuşturmalara uğradı. Son Telgraf’ta yazdığı yazılar nedeniyle Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlısı sayılarak İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı, beraat etti. 1950 yılında DP Manisa milletvekili seçildi, Devlet ve İçişleri Bakanlığı yaptı. Tek parti döneminden kalan anti-demokratik mevzuatı değiştirmeye kalkınca Menderes’le anlaşamadı, bakanlıktan çekildi. 1954’te yine Manisa milletvekili iken İspat Hakkı önerisini verenleri desteklediği için DP’den ihraç edilince Hürriyet Partisi kurucusu ve genel başkanı oldu. 1957 seçiminden sonra Hürriyet Partisi’nin CHP ile birleşmesi kararını destekledi. 1961’de CHP Manisa milletvekiliyken bütün partilerin 27 Mayıs darbesini desteklemesi ve eleştirel konuşmalar yapmaması doğrultusunda bir karar metnine karşı çıkarak CHP’den ve milletvekilliğinden istifa etti. Manisa’ya topraklarına döndü. 1978’de vefat etti (s.219).
    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikZombiler: Bir Politik Okuma Denemesi
    Sonraki İçerik Kendini Boğan Devrim

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}