Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Gazze Ablukası: Kuşatma Hep Var, Neden Hukuka Aykırı Olsun ki?
    Yazılar

    Gazze Ablukası: Kuşatma Hep Var, Neden Hukuka Aykırı Olsun ki?

    Afra Teren Gürlüler12 Ekim 20235 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Ortadoğu yüzyıllardır çatışmaların yoğun olduğu bir bölge. Çatışmaların olduğu yerlerde insan hakları ihlalleri de ne yazık ki kaçınılmaz oluyor. Her ne kadar hep aktif sorunların olduğu bir bölge olsa da geçtiğimiz hafta sonu Orta Doğu’nun göbeğinde yakın tarihin en beklenmedik ve kanlı saldırılarından biri gerçekleşti. Filistin-İsrail arasında yaşanan çatışmalara ve insan hakları ihlallerine alışığız. Ancak Hamas’ın İsrail topraklarına sızarak ciddi sayıda sivili vahşice öldürmesi pek çoğumuz için beklenmedik bir trajediydi.

    Birçok soruyu beraberinde getiren bu terör saldırısı sonrası herkesin tek düşüncesi İsrail’in vereceği sert tepki oldu. Nitekim, takip eden günlerde de İsrail bölgeye yönelik operasyonuna sert şekilde başladı. İsrail devletinin, özellikle de Netanyahu hükümeti dönemlerinde, Gazze’ye yaptığı sert saldırılar zaten biliniyor. Fakat bu sefer İsrailli bakanların bazı beyanatları hukuki incelemeyi gerekli kılıyor.

    Yazının devamında İsrail tarafından yapılacağı söylenenlerin ve yapılanların neden hukuksuz olduğundan bahsedeceğim. Eğer yazıyı, “Uluslararası hukuk mu var?”, “Zaten İsrail bunu hep yapıyor” ya da “Ama teröristler İsrail’e saldırdı, İsrail’in cevap hakkı var” gibi görüşlere saplanarak okuyacaksanız bu yazının sizi mutlu etmeyeceğini baştan belirtmek isterim. Fiili durumlar bir hukukçu olarak doğruları dile getirmeme engel değil.

    Gazze Saldırısının Hukuksuzluğu

    İsrail Enerji Bakanı Israel Katz’ın, “Gazze’ye insani yardım mı? İsrailli esirler evlerine dönene kadar hiçbir elektrik şalteri açılmayacak, hiçbir su musluğu açılmayacak ve hiçbir yakıt kamyonu içeri girmeyecek.” beyanları basına yansıdı. Özellikle çatışma dönemlerinde siyasetçilerin beyanlarının tercümelerine de dikkatli yaklaşmak gerekse de Gazze’ye yönelik her türlü iletişim ve akışın kesildiği bir “kuşatma” olacağı şimdiye kadar yaşanan gelişmelerden anlaşılıyor. Nitekim, bu yazının yazıldığı tarihte bölgede elektrik yoktu, çünkü Gazze’de akaryakıt tükendi.

    Savaşın da çok uzun süredir bir hukuku var. Elbette savaş halinde belirli hukuk kuralları ortadan kalksa da hâlâ referans verilmesi gereken bir hukuk var. Bu hukukun en önemli koruma öznesi de sivillerdir. Yani, askeri unsura dahil olmayan kişilerin savaş sırasında korunması esastır. Zaten devletler arası çatışmaları terörden ayıran en önemli faktör de ayrımsız ve hedef gözetmeksizin şiddet uygulanamıyor oluşudur.

    Bu çatışmalar sırasında yaşanan pek çok ihlal üzerine konuşulabilir. Ancak burada belirli ihlallere odaklanacağım. Öncelikle su, gıda gibi ürünlerin geçişine izin verilmemesi konusuna değinelim. Silahlı çatışmalara ilişkin en önemli uluslararası belgemiz Cenevre Konvansiyonları’dır. 19. yy’da savaşlarda yaşanan çeşitli katliamların etkisi ile hazırlanan bu sözleşmeler insan hakları hukukunda önemli bir rehberdir. Bu sözleşmeler gerek (kara, hava ve denizde) askerlerin durumunu, gerek savaş esirlerinin durumunu, gerekse de savaşta sivillerin durumunu düzenleyen belgelerdir.

    Bu yazıda dördüncü sözleşme olan ve sivillerin durumunu düzenleyen konvansiyona başvuracağım. Sözleşmenin 23’üncü maddesi günümüzde büyük önem taşıyor. Bu maddenin gerekçesini okuduğumuzda devletlerin birbirleriyle olan ticaret hacimlerinin büyüklüğü sebebiyle savaş hâlinde bir devletin dış dünya ile ticaretini önlemenin, savaşan ve sivil fark etmeksizin tüm nüfusun topluca zarar göreceği ve hayatını devam ettirmesinde ciddi zorluk yaşayacağı düşünülerek bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu anlaşılacaktır.

    Maddenin ilk kısmının Türkçe tercümesi şu şekildedir: “Yüksek Akit Taraflardan her biri, diğer Akit Tarafın, düşman dahi olsa, münhasıran sivil halkına mahsus her türlü ilaç ve sıhhi malzeme sevkiyatının ve keza dini levazımın serbestçe geçmesine müsaade edecektir.” Devamında ise “Yüksek Akit Taraflardan her biri, keza on beş yaşından aşağı çocuklara, gebe ve loğusa kadınlara zaruri olan yiyecek, giyecek ve kuvvet verici maddelerin de serbestçe geçmesine müsaade edecektir.”

    Maddeyi incelediğimizde sivillerin ve özellikle de kırılgan grupların savaş sırasında korunması gerektiğini anlıyoruz. Bu durumda hiçbir ayrım yapılmaksızın bölgeye her türlü insani yardımı önlemenin Cenevre Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil edeceği hususunda bir tartışma yoktur. İsrail’in yaptığı açıklamalar pek çok başka kurala ek olarak bu kuralı da ihlal ediyor.

    Bu noktada, İsrail’in sivillere Gazze’den çıkmaları için 48 saat süre verdiğini savunan görüşler var. Fakat bu asla ayrım gözetmeksizin şiddetin bir bahanesi ve savunması olamaz. Nitekim, Gazze’de yaşayan Filistinli sivillerin İsrail’e geçmesi mümkün değil. Bu bölgeden çıkmaları için diğer seçenek ise Mısır kapısı. Ama Mısır’ın da bu kapıyı kapattığı bilgisi var. Yani aslında çıkın dense de siviller için böyle bir imkân yok. O yüzden, önceden çıkmaları konusunda uyarılmaları efektif ve gerçekçi değil. Bu durumda İsrail, terör saldırısı sonrası hakkı olan güç kullanımını yerine getirirken sivil ve askeri unsurlar arasında ayrım yapmak zorundadır.

    Ayrıca, bu koşullarda uluslararası ceza yargılamalarının temel rehberi olan Roma Statüsünü de dikkate almak zorundayız. İnsanlığa karşı suçlar da temel olarak bu Statü’den hareketle düzenleniyor. Bu Statü’nün 8. maddesi Savaş Suçlarını düzenlemektedir. 8. maddenin 2. bendi (b) (xxv) şu şekildedir: “Uluslararası hukuka uygun bir şekilde, Cenevre Sözleşmeleri’nin ayırt edici amblemlerini kullanan binalara, malzemeye, sağlık ve ulaşım birimlerine kasten saldırı düzenlenmesi savaş suçudur”. Hâlihazırda gördüğümüz kadarıyla saldırı sırasında bunlar gözetilmiyor. Bu durumda İsrail, eğer bu kuşatmayı iddia ettiği şekliyle yaparsa ki gözüken o şekilde olacağı, savaş suçları işlemesi işten bile değil. Bugüne kadar başka çatışmalarda defalarca bunun yapılmış olması da yapılanların bir savaş suçu olacağı gerçeğini değiştirmiyor.

    Yine Roma Statüsü’nün 7. maddesine de bakmalıyız. Bu madde kapsamında bir toplu yok etme ihtimalinden söz edilebilmesi mümkün olduğu için insanlığa karşı suç olarak da nitelendirilmesi olası bir saldırı ile karşı karşıyayız. 7. maddede açıkça, “Toplu yok etme”, nüfusun bir bölümünü yok etmek amacıyla, yiyecek ve ilaca erişimden mahrum bırakmanın yanı sıra, yaşam koşullarını kasten kötüleştirmeyi de içerir.” ifadesi yer almaktadır. Bu madde de İsrail’in öngördüğü tam kuşatmanın sonuçlarının uluslararası hukuka aykırılık teşkil edeceğini ifade eder.

    İsrail Ne Yapmalı?

    Peki ya İsrail kendi sivillerine yönelik saldırılar karşısında sessiz mi kalmalıydı? İsrail’in güç kullanma hakkı yok mu? Yazının başında belirttiğim gibi İsrail karşılık vermek istemekte haklı ve aslında güç kullanma (use of force) hakkı da uluslararası hukuk ve meşru müdafaa kapsamında doğmuş durumda. Ancak İsrail, güç kullanımında orantılı olmak ve her koşul altında sivillere zarar vermeden askeri operasyonunu gerçekleştirmek zorundadır.

    Maalesef bu çatışmalardan daha çok etkilenenler her zaman siviller ve özellikle çocuk, yaşlı, kadın ve engelli gibi toplumun kırılgan grupları oluyor. Devamı hâlinde bölgede yine büyük bir göç dalgasının olacağı gerçeği de karşımızda duruyor. Bu nedenle bölgede en kısa sürede bir ateşkes sağlanmasını temenni ediyorum.

    Hukuk L2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikİklim Kanunu: Yasal Bir Çerçeve
    Sonraki İçerik No One Will Save You | SineKritik #94

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}