Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Batı’da Yükselen Aşırı Sağ Ortadoğu Liberalleri İçin Bir Fırsat Olabilir mi?
    Yazılar

    Batı’da Yükselen Aşırı Sağ Ortadoğu Liberalleri İçin Bir Fırsat Olabilir mi?

    Burak Bilgehan Özpek25 Aralık 20194 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Ortadoğulu bir entelektüel için insan hakları, hukukun üstünlüğü veya ifade özgürlüğü gibi evrensel değerleri savunmak her zaman zor olmuştur. Benzer şekilde, sosyal ve siyasi olguları genellenebilir kuramlara ve evrensel bir terminolojiye yaslanarak açıklamaya çalışan sosyal bilimciler sert eleştirilerle karşılaşmışlardır. Bunun sebebi, bölgenin baskın ideolojileri olan milliyetçilik ve İslamcılığın evrensellik karşıtı tutumlarıdır. Bu ideolojilerin müdafileri Ortadoğu’nun istisnai karakterine vurgu yapar ve evrensel değer ve kuramların bu bölgeyi anlamakta ve açıklamakta yetersiz kaldıklarını iddia ederler. Bu onların evrenselciliği reddetmesine sebep olur çünkü belirli bir bölgeyi dışarıda bırakan bir şeyin evrensel olması mümkün değildir. Bu yüzden evrenselcilik onlar için Batı’nın yerel kültüründen başka bir şey değildir ve evrenselciliğin yayılması Batı’nın Ortadoğu’yu kolonileştirme çabalarına işaret eder. Dolayısıyla, İslamcı ve milliyetçiler, yerel dinamikleri eleştiren ve evrensel bir dille reform talep edenleri Batı’nın ajanları olarak yaftalamakta tereddüt etmezler.

    Bu özelliklerine rağmen, ne İslamcılık ne de milliyetçilik radikal bir ideoloji olarak muamele görmediler ve bunu Edward Said’in başucu kitabı Şarkiyatçılık’ta sunduğu fikirlerin arkasına gizlenerek başardılar. Said şarkiyatçılık çalışmalarının, objektif bilgiye ulaşma tutkusundan ziyade Batılı devletlerin siyasi ajandasına göre şekillendiğini öne sürer. Bu iddia, İslamcı ve milliyetçilerin evrensel ahlak ve bilgiye karşı eleştirel yaklaşan post-modern anlayışı benimsemelerini beraberinde getirmiştir. Yerel kültürün kutsanması ve evrenselcilik ile Batı’nın stratejik çıkarları arasında bir uyum olduğu iddiası, İslamcı ve milliyetçilerin Batı dünyasından etkili isimlerin desteğini arkalarına almalarını sağlamıştır. Mesela, Michel Foucault İran’daki sokak gösterilerinin cazibesine kapılmış ve ayaklanmaları İslami değerlerin bayrağı altında özgür ve adil bir toplum yaratma projesinin adımları olarak nitelendirmiştir. Aynı dönemde, İranlı feminist yazar Atoussa H. ise Avrupa solunun İran Devrimi’ne karşı takındığı tutumdan şikâyet etmektedir. Ona göre, solcular İslami hükümetin ne anlama geldiğini bilmemekte ve insanların İslami hükümler altından yaşamaktan duyduğu tedirginliği anlamamaktaydı. Avrupa solu, merhemin hastalığın kendisinden daha zehirli olduğunu algılayamıyordu. Benzer bir hikâye Türkiye’de, 2002 senesinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurulmasıyla birlikte yaşandı. Birçok Batılı aydın ve siyasetçi için, seküler kesimin endişeleri, otoriter ve İslamcı bir hükümet altında yaşamaktan çok asker destekli eski rejimi restore etmeyi amaçlıyordu.

    Ne var ki, İslamcı ve milliyetçilerin argümanları Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerin yükselmesiyle birlikte önemli bir meydan okumayla karşılaştı. Yıllar boyu, bu ideolojiler Batı’yı sosyal grupları, iktisadi sınıfları ve ideolojik farklılıkları olmayan yekpare bir bütün olarak tanımlamışlardı. “Hangi Batı’dan bahsediyoruz?” sorusunu kendilerine hiç sormamışlardı. Chantal Mouffe, Avrupa’da politikanın siyasal grupların neo-liberal merkezde kümelenmesine bağlı olarak öldüğünü iddia ederken haklıydı. Mamafih, İslamcılar ve milliyetçiler meseleye böyle yaklaşmadılar. Onlara göre Batı, Olympos Dağı’nın tepesinde yaşayan mitolojik Yunan Tanrısı gibi agresif, kana susamış ve sömürgendi.

    Aşırı sağ hareketlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, Ortadoğu’nun evrenselcilik karşıtı ideolojilerinin konfor alanı bozuldu. Batı’nın yekpare bir aktör olmadığı ve kendi içinde ciddi ayrışmaları olduğu ortaya çıktı. Dahası, Batı kültürü ile evrensel değerler arasında var olduğu sanılan uyum kayboldu çünkü aşırı sağ hareketler evrensel değerlerin Avrupa’nın yerel kültürü ile uyuşmadığını hatta buna zarar verdiğini iddia ediyorlardı. Mesela, Avrupalı bir liberal için Müslüman bir kadının kamusal alanda başörtüsü ile gezebilmesi ihlal edilmemesi gereken bir insan hakkıyken, Avrupalı bir aşırı sağcı bunu Avrupa kültürüne bir saldırı olarak değerlendiriyordu. Benzer bir ayrışmadan, göçmenler konusunda da bahsedebiliriz. Artık Batı’da da evrenselcilik ile yerelcilik bir çatışma halindedir ve bunu rahatlıkla iddia edebiliriz.

    Bu çatışma, İslamcı ve milliyetçileri tutarlılık krizine soktu. Bir yandan mutluydular çünkü Batı kendisini İslamofobi, yabancı düşmanlığı, değerlerden arınmış dış politika ve iktisadi korumacılık gibi eğilimlerle ifşa ediyordu. Onlara göre Batı hep buydu zaten. Öte yandan oldukça mutsuzlar çünkü aşırı sağ hareketleri eleştirenler evrensel değerlere vurgu yapıyor, Müslümanların ve göçmenlerin haklarını savunuyorlar. Dahası, hükümetlerinin dış politika yaparken insani değerlerden uzaklaşmamasını, reel-politik bir söyleme gömülmemesini talep ediyorlar. Mesela, Çin’in Müslüman Uygur Türklerine karşı uyguladığı sistemli sindirme politikasına açıkça tepki gösteriyorlar (Aynı duruma karşı Türkiye’deki İslamcı ve milliyetçi partiler Çin’i kınayan parlamento kararına destek vermediler).

    Bu durum İslamcı ve milliyetçiler için esaslı bir meydan okuma, çünkü Batı’yı sömürgecilik ve İslam karşıtlığıyla eşleştirme kolaycılığının sonuna geldiler. Aşırı sağın yükselişi, onlara on yıllardır hayalini kurdukları Batı’yı veriyor. Ancak, evrensel değer ve bilgiye karşı olma noktasında Batı’nın bu çirkin yüzü ile aynı noktada buldular kendilerini. İslamcı ve milliyetçilerden beklenen, evrensel bir dil kullanarak Batı’daki aşırı sağı eleştirmek. Fakat bunu yapmıyorlar. Bir yol ayrımındalar aslında. Ya evrenselcilik ile barışacak ve Batı’daki aşırı sağ hareketlere karşı duracaklar ya da evrenselciliği reddedecek ve örtülü bir şekilde aşırı sağ hareketleri onaylayacaklar.

    Bu tablo, Ortadoğu’nun liberalleri için bir fırsat sunuyor. Eğer İslamcı ve milliyetçiler ilk şıkkı seçerse artık Batı’nın ajanı olarak damgalanmayacaklar. Evrensel değer ve bilgiye dayanarak bir reform çağrısı yapmak tehlikesiz bir iş haline gelecek. Öte yandan, eğer ikinci şık seçilirse, liberallerin, İslamcı ve milliyetçileri, aşırı sağ hareketleri destekledikleri ve Ortadoğuluların (dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Müslümanların) hayatlarını tehlikeye attıkları için, eleştirme hakları doğacak. Ki bu, liberallerin toplum gözündeki meşruluğunu arttıracaktır. Bu tip fırsatlar nadiren ve umulmadık şekilde ortaya çıkar.

    Fotoğraf: Fernando @dearferdo

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikÜretimin Tarihi | Türkiye ve Soğuk Savaş #6
    Sonraki İçerik Star Wars: The Rise of the Skywalker

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}